Angoria Bölüm 22: Açık Arttırma (2)
Hemen
çadırın içine doğru giren Kung Lao etrafın çeşitli hizmetçi ile dolu olduğunu
ve ellerindeki yemekleri hiç hız kaybetmeden müşterilere servis ettiğini gören
Kung Lao tatminkar bir ses çıkarmıştı. ‘’Gerçekten de adının ünlendiği kadar
varmış…’’ diye düşünen Kung Lao etrafta dolaşan kendi yaşlarında kız ve
oğlanların bulunduğunu fark etmiş ve bir kez baktıktan sonra gerekli görerek
kendini daha fazla yetişkin ile dolu olan ve aralıksız servis yapılan masalara
doğru yönlendirmişti.
Masaların
her birinde en az masa kadar uzun sandalyeler bulunuyordu ve Kung Lao’nun boyu
sandalyelere neredeyse yetişemeyecek durumdaydı. Kung Lao boyunun kısa olmasına
mı yoksa sandalyelerin aşırı büyük olmasına mı sinirleneceğini tam olarak
kestiremiyordu. İnsanlar birbiri ile konuşuyor ve kimi zaman gülerek kimi zaman
ise sinirli bir ifade ile birbirlerine bakıyordu. Bu esnada gelen şaraplar
tıpkı bir süngerin suyu emmesi gibi hızla tüketiliyor ve boşalan bardaklar eski
hızıyla tekrar dolduruluyordu.
Çadırın
dışı pek ihtişamlı görünmese de içi son derece ihtişamlıydı böylesine
gösterişli bir yer nasıl olurdu da sıradan halka hizmet verebilirdi ki?
Kung
Lao çevreyi incelerken birisinin yanına yaklaştığını görmüş ve hızlıca
bakışlarını o yöne doğru döndürmüştü. Sıska ve sivri yapılı birisi elinde
tutmuş olduğu tüy kalemi ve not defteri ile yanlarına gelmişti. ‘’Genç Efendi
rica etsem bana hangi aileye mensup olduğunuzu ve isminizi
söyleyebilirmisiniz?’’
Kung
Lao bu durum karşısında meraklanmış ve ‘’Neden söylemem gerekiyor?’’ diyerek
sorusunu adama doğru yönlendirmişti. Adamın suratında herhangi bir değişim
olmamış ve sadece hafif bir tebessüm ile konuşmasına devam etmişti. ‘’Genç
Efendi, bu durum bir formalitedir. İçeriye giren misafirlerimizin ismini
almamız gereklidir. Diğer türlü sizleri ürün alırken tanıyamaz ve isminiz ile
seslenemeyiz, sizden ricam lütfen isminizi ve ailenizin ismini söyleyiniz.’’
Diyerek cümlelerini bitirmişti.
Sesinin
tonu son derece nazikti, hal böyle olunca ister istemez Kung Lao söylemesinin
gerektiğini düşünmüştü. Ancak kendi ismini söylemesini gerektiği konusunda
ikili hem fikir değildi.
‘’Lütfen
adımı Lao Kung olarak kaydediniz.’’ Diye Kung Lao hafif bir tebessüm sunmuş ve
ismini not alan sıska adamın yazı yazma işini bitirmesini beklemişti. Yaz yazma
işi biten adam tam arkasını dönmek üzereydi ki ‘’Lütfen bakarmısınız?’’ diye
Kung Lao seslenmiş ve adamın dikkatini tekrar üstüne çekmişti.
Adam
kafasını çevirmiş ve bakmıştı, ilgili bir göz ile Kung Lao’yu süzmekteydi
kıyafetinin yapısından ve desenlerinden son derece zengin olduğu belli
oluyordu, önemli bir şahıs olması gerektiğini düşünen adam kafasında Lao klanı
ile ilgili bildiklerini düşünmeye başlamıştı.
‘’Bu
gün açık arttırmada hangi ürünler olacak acaba?’’
Adam
bu tür bir soruya her zaman hazırlıklıydı. Çoğu müşteri geldiğinde, açık
arttırmaya gelecek ürünleri bilmezdi ve sorardı ürünlerin hepsini bütün
personelin ezbere bilmesi zorunluydu ve sıska adamda çok çok iyi biliyordu.
‘’Genç
efendi, bu günkü ürünlerimiz arasında: Bilge Kaynak Aleminde olan bir Feovern
Ejderhasının kaynak çekirdeği, Üç şişe peri kalbi sıvısı, Ejderha pulu zırhı,
Otuz Bin yemek süresine kadar etkili bir yetişim hapı ve Arktik Anka’nın
tüylerinden son derece eşsiz ve zahmetli bir el işçiliği yapılmış elbise
bulunmakta. Başka bir arzunuz var mıdır acaba?’’
Kung
Lao son söylenenin kendisinin istediği elbise olduğunu çok ama çok iyi
biliyordu. Hızlıca kafasını sallamış ve ‘’Hayır şimdilik bu kadar,
teşekkürler.’’ Diyerek adamı uğurlamıştı. Adam nazikçe selam vermiş ve hemen
ardından ise arkasını dönerek bir başka yeni gelen insan ile ilgilenmeye
gitmişti.
Tam
bu sırada ise perdede bir hışırtı duyulmuş ve Kung Lao’nun dikkati o yöne doğru
dönmüştü. Perdenin içinden geçen iki figür bulunuyordu, bunlardan birisini Kung
Lao gördüğü anda tanımıştı. Bu kişi yeni bedenini neredeyse ölüme sürükleyen ve
meydan okuduğu Tengri Yan’dan başkası değildi. Kung Lao onu gördüğü anda
tüylerinin dikildiğini hissetmişti.
Hemen
yanında bulunan kişiyi tanımayan Kung Lao, Tengri Yan denen kişinin tek başına
gelmeyeceğini ve kesinlikle daha güçlü insanlar ile geleceğini biliyordu.
Kafasında ince hesaplar yapan Kung Lao şimdi saldırırsa kesinlikle öleceğini
biliyordu. O yüzden işi ağırdan alacak ve işini bitirmek için zamanını
bekleyecekti. Sıska görevli Tengri Yan’ın yanına geldiğinde Kung Lao’nun
beklediği gibi Tengri Yan konuşmaya başlamamış ve sadece susmuştu. Onun yerine
yanındaki adam konuşmuş ve isimlerini söylemişti. Bu sırada ise Kung Lao
kulaklarını açarak ne söylediğini duymuştu. Adamın ismi ‘’Tengri Bo’’ idi.
Kung
Lao isim hafızasını biraz kurcaladığında ise tek bir kişi kalmıştı. Bu kişi
Tengri Klanının klan efendisiydi.
İşte
o anda Kung Lao asla bu gün bulaşmaması gerektiğini anlamış ve önüne dönerek
diğer insanları izlemeye koyulmuştu. Yanındaki kişinin bir korumadan ziyade
bizzat klan efendisi olmasını beklemeyen Kung Lao bu kadar önemli hangi mesele
olabilir diye düşünmeye başlamıştı. Ancak aklına tek bir şey bile gelmeyen Kung
Lao sadece susmakla yetinmiş kendisine gelen bir servis elemanından bir bardak
şarap alarak ilk kez şarap içme kararını vermişti.
Geçmiş
hayatında defalarca kez içmişti ancak bu hayatında? Hiç düşünmeden derin bir
yudum alan Kung Lao hemen olarak yutmamış ve ağzında bekletmişti. Damağının her
yanına yayılan sıcak şarabın baharatlı hafif aroması en sonunda içini
gıdıklandırdığında midesine doğru gitmesine izin vermiş ve hemen ardından ise
derin bir nefes çekmişti.
Daha
öncesinde bile böyle bir şarap içmeyen Kung Lao bardağının içinde kalan şarabı
tıpkı geçen seferde yaptığı gibi ağır yudumlar ile yavaş yavaş içmişti. Yanında
bulunan Dao Yun ise Kung Lao’nun şarap içişini son derece komik bulmuş ancak
gülümsemesini bastırmıştı. Hayatı boyunca görmüş olduğu en garip şarap
içişlerinden birisiydi. Ona göre şarabı içmenin en iyi yolu en seri şekilde
içmekti. Böylece midesi daha fazla şarap tutabilirdi.
Kendi
görüşünü sadece kendisine saklaması gerektiğini anında fark eden Dao Yun
kafasını çevirdiğinde genç bir bayanın Kung Lao’nun yanına doğru ilerlediğini
fark etmişti. Hızlca Kung Lao’yu dürtükleyen Dao Yun, Kung Lao’nun onaylar
bakışları ile birlikte sesini çıkarmamış ve sabit duruşunda kalmaya devam
etmişti.
Kung
Lao gelen kızın hemen karşısında durmasıyla birlikte sahte bir gülümseme ile
‘’Sizleri görmek ne güzel bayan…’’ demiş ve sonrasında ise ağzını kapatmıştı.
Kız son derece inceydi ve Kung Lao’nun göz zevkinin biraz dışında kalıyordu,
uzun bir burnu olan kızın suratı ile burnu orantılıydı absürtlük söz konusu
değildi. Koyu Kahverengi saçlara sahip olan kızın saçları iki bukle ile
yanlarından ayrılmıştı, dalgalı saçları her şekilde belli oluyordu.
Dudaklarının ucu pembeydi ancak içlerine doğru hafifçe morarıyordu. Gözlerinin
önündeki kirpikleri son derece gür ve kıvrımlıydı.
Kung
Lao’ya doğru nazikçe gülümseyen kız ‘’Yan An’’ demiş ve hemen ardından ise
kıkırdamıştı. Kung Lao isminin Yan An olduğunu öğrendiği kıza bakmış ve
‘’Sizinle tanıştığıma çok sevindim Bayan An dilerseniz bana Lao Kung
diyebilirsiniz...’’ demiş ve gülümsemişti.
Kızın
gülümsemesi son derece içtenken Kung Lao’nun gülüşü ise bir buz kadar soğuk ve
yapmacıktı. Kung Lao kızın yanına neden geldiğini bilmiyordu ancak, ne yapmak
istediğini anlamıştı. Şuan onun için böylesi bir vakit yoktu o yüzden
önemsememeyi seçmişti.
‘’Ah…
Bay Kung sizleri daha öncesinde görmemiştim. Kusura bakmayın sizin şarap içme
tarzınız çok hoşuma gitti ve bende dayanamadım sizinle muhabbet etmek
istemiştim. Rahatsız etmiyorumdur umarım?’’
Kung
Lao kızın ne kadar gitmesini istese de yanında bulunmasının iyi bir durum
olduğunun da farkındaydı. Genel olarak kız bayağı elit bir kesime ait olmalıydı
ve bir çok kişiyi tanır bir ifadeye sahipti.
‘’Ah…
Evet ilk kez katılıyorum. Normalde katılmazdım ancak, bir bayanın ricası üstüne
katılma kararı aldım. ‘’
‘’Ho…
Bu bayan son derece önemli olmalı sizin için sanırım.’’
Kafasını
sallayan Kung Lao ‘’Evet, müstakbel eşim olur kendileri.’’
Kızın
bu sözcüklerden sonra gözleri açılmıştı, evlilik sözünden sonra suratında
belirgin bir çöküş yaşanmıştı, ancak uzun zamandır rol yapmayı bilen Yan An
hemen kendisini toparlamış ve suratına tekrar gülümsemesini koymuştu.
‘’Müstakbel eşinizin istemiş olduğu şey nedir ki sizleri buraya kadar
sürükledi?’’
Kung
Lao anlık gelen soru karşısında insiyatifini korumuş ve sadece gülümseyerek
‘’sürpriz olmasını daha çok isterim.’’ Diyerek niyetini belli etmişti.
Bu
kelimelerden sonra morali bozulan Yan An hiç saklamaya çalışmamış ve bunu belli
etmişti. ‘’Arkadaşız sanıyordum…’’ diye mırıldanan Yan An dudaklarını düzmüş ve
Kung Lao’ya belirgin gözler ile bakmıştı. Kung Lao ise sadece gülümsemek ile
yetinmişti ve ‘’Bayan An bu müstakbel eşimin bir isteği ondan ötürü söyleyemem
size, ancak teklif yaparken bunu görebilirsiniz.’’ Demişti.
Yan
An bu sözlerden sonra kafasını sallamış ve ‘’Peki o zaman, şuradaki ikiliyi
görüyormusun?’’ diye gözleri ile Tengri Klanının efendisi ile Tengri Yan’ı
göstermişti.
Kung
Lao sadece küçük bir bakış atarak kafasını sallamış ve tekrar suratını Yan An’a
çevirmişti.
Yan
An, Kung Lao’nun gördüğünü farz ederek ‘’Bu ikili şuan için iki şey almak
istiyor. Bunlardan birisi Peri Kalbi Sıvısı, ikincisi ise Ejderha Pulu Zırhı ne
zaman zırh ve kılıçlar bu açık arttırmada gösterilse hemen ikisi de burada olur
sürekli tartışırlar ve rakiplerini güçleri ile ezmeye çalışırlar minimum teklif
ile elde ederler çok sinir bozucu değil mi?’’
‘’Kesinlikle
çok sinir bozucu…’’diye mırıldanan Kung Lao sinirini bastırmış ve nazik bir
tonda bu kelimeleri söylemişti.
‘’Dediğine
katılmamak elde değil, bu sefer Peri Kalbi Sıvısı alacaklar duyduğuma göre son
derece elit bir sıvı kendisi yapan kişi usta şifacılardan Mirza Bo denen
birisiymiş.’’
Kung
Lao, Mirza Bo ismini duyduğu anda gözleri faltaşı gibi açılmıştı ustasının
yapmış olduğu ilaçlar mı? Kesinlikle çok kaliteli olmalıydı. ‘’Ah! Demek Mirza
Bo denen şifacının yapmış olduğu bir ilaç kendisi eminim ki çok kalitelidir.
Ününü duymayan kimse yok sonuçta Mirza Bo’nun’’
‘’Kesinlikle
on döngü kaybolan Mirza Bo’nun dönüş eseri olacağını söylüyor insanlar… Bence
kesinlikle çok daha fazlası…’’
Konuşmaları
bu esnada yarıda kalmıştı. Önlerine gelen birisi elinde tutmuş olduğu huniyi
ağzına doğru götürmüş ve ‘’Değerli Misafirlerimiz… Müzayedemiz başlıyor,
Müzayedeye katılan insanların bu alana doğru gelmeleri rica olunur…’’ diye
mırıldanmış ve göstermiş olduğu alana doğru insanlar ağır adımlar ile
ilerlemeye başlamıştı. Kung Lao sandalyeler ile bir ordu oluşturulmuş alana
doğru ilerlemişti, yanında Yan An’ı görünce şaşkınlık içerisinde kaldı. Yan
An’ın da müzayedeye katılacağını düşünmemişti.
İnsanlar
yerlerini aldığında perde hafif aralanmış ve birisi kafasını dışarıya
çıkartarak durumu kontrol etmişti. Daha sonrasında ise tamamen açılmış ve
önlerine bir kutu son derece lüks bir masa ile birlikte getirilmişti.
‘’Değerli
misafirlerimiz, ilk gösterecek olduğumuz eşya Feovern Ejderhasının Kaynak
Çekirdeğidir. Bildiğiniz gibi bu tür son derece nadir bulunur ve genç nesilleri
bile Bilge Kaynak Aleminin sonlarındadır. Tedarikçilerimiz bunu bulabilmek için
sayısız savaş verdi ve en sonunda ellerine geçirdiler sadece sizin için!! Bilge
Kaynak Aleminin sonlarındaki bu kaynak çekirdeği öylesine eşsiz bir gücü elinde
barındırmaktadır ki tüketen insanın kolayca kaynak alemlerindeki tıkanıklığı
atlatacağı düşünülmektedir. Açılış fiyatı 10 Beyaz Kaynak Altını olarak
başlayan bu parçamızı sizlere sunmaktan büyük mutluluk duyarım!’’
‘’10 Beyaz Kaynak Atını ve 90 Yeşil
Kaynak Gümüşü!’’
‘’11
Beyaz Kaynak Altını!’’
…
En
sonunda teklifin kaça gittiğine kulak kabartan Kung Lao son teklifin ‘’812
Beyaz Kaynak Altını’’ olduğunu öğrendiğinde neredeyse yüreğine inecekti. Bir
kaynak çekirdeği için 812 Beyaz Kaynak Altını? Hayatta almazdı…
‘’Teklif
veren var mı?! Satıyorum Üç!’’
‘’Satıyorum
İki!’’
‘’820
Beyaz Kaynak Altını!!’’
Teklif
veren kişiye baktığında Kung Lao karşısında orta yaşlı bir adam görmüştü,
yanında durmuş olan minik bir çocuk ona saygı ile bakıyordu. Aile olduklarını
düşünen Kung Lao çocuğun şanslı mı yoksa aptal mı olduğuna akıl sır
erdiremiyordu. Adam son teklifi verdiğinde gururlanmış ve şişman göğsünü
dışarıya doğru çıkarmıştı. Bu yapmış olduğu hareket ile birlikte düğmeler kan
ağlamış ve neredeyse kopma noktasına gelmişti.
‘’Son
teklif 820 Beyaz Kaynak Altını!! Satıyorum 3!’’
‘’Satıyorum
2!’
‘’Satıyorum
1’’
Adam
elindeki tokmağı yere indirmiş ve ‘’820 Kaynak Altınına Eflatun Kuş Şehrinin
Lordu Jun Min’e satılmıştır! Bir sonraki ürüne geçiyoruz!’’ demiş ve tekrar
perde aşağıya inmişti. İnsanlar ise bu sırada satılan ürün hakkında konuşmuş ve
satın alan Jun Min’e gıpta etmişlerdi. Tek bir parça çekirdeğe 820 Beyaz Kaynak
Altını saymak herkesin harcı değildi sonuçta…
Tekrar
perde açıldığında aynı gösterişli masa ile birlikte gelmişti. Masanın üstünde
sadece tek bir şişe duruyordu. Şişenin içi mor bir sıvı ile doluydu, ışığın
etkisiyle şişe içindeki sıvı bir açık bir renge bürünüyor bir koyulaşıyordu.
Kung Lao anında bunun ne olduğunu anlamıştı. Bu ürün kuşkusuz Peri Kalbi
Sıvısıydı.
‘’Şuan
görmüş olduğunuz iksirin adı: Peri Kalbi sıvısı, müthiş bir yenileme hızı
sağlamak ile kalmaz aynı zamanda bir peri’nin kalbi olduğu için en ölümcül
zehirler arasında yer alır. Söylentiye göre bu zehire bağışıklık gösteren bir
kişi başka hiçbir zehirden etkilenmez. Tek damlası kullanımına göre hem ölüm
hem de yaşamı temsil eder. Ayrıca yapımcısının Mirza Bo olduğunu söylemekten de
kendimi alamayacağım. Bildiğiniz gibi son derece güçlü şifacılardan olan Mirza
Bo’nun yapmış olduğu bu ürün aynı zamanda geri dönüşünü simgelemektedir.’’
‘’Hoafin
Bataklığının içlerinde yaşayan bir ağaç perisinin kalbinden elde edilen bu
sıvının açılır fiyatı 500 Beyaz kaynak altını ile başlamaktadır. Lütfen
tekliflerinizi belirtiniz…’’
Daha
ancak sunucu sözlerini bitirmişti ki birisi hızlıca elini kaldırarak ‘’3 sarı
kaynak altını.’’ Demiş ve hızlıca yerine oturmuştu.
Tüm
herkes gözlerini o tarafa doğru döndürmüş ve teklifi yapan kişinin kim olduğuna
bakmıştı. Bu kişi şüphesiz Tengri Klanının lideri Tengri Bo’ydu…
[2004]
***
Hoba!!
Adamlar teklifi yaptı. Peki ya şimdi neler olacak?
Kung Lao
elbiseyi alabilecek mi?
Mirza Bo şuan
nerelerde?
first?
Eline sağlık
evet
bölüm için teşekkürler :D ellerine sağlık :)
Eline sağlık. Bölüm için teşekkürler. Ustası ortaya çıktı. Dolaylı olarak. ...
Eline sağlık yazar güzeldi
Eline sağlık kankeyto