ElementA Bölüm 87



Bölüm 87:  ZzzXzz'in dünyasında..





Ren kesildiğinde aklına hiç bir şey gelmedi.

Panik olmadı.

Korkmadı ya da üzülmedi.

Sadece gülümsedi.

Çünkü içinden bir his ölmeyeceğini söylüyordu.

Nedenini bilmesede yanındakilerin vücudunu düzeltme çabaları ile birlikte Ren kendini bıraktı. Ama sonrasında olanları hissetmedi.

Bilinci diğer insanların sahip olmadığı farklı bir yerdeydi.

Ve gözlerini tekrar açtı!


...


..


 .



"*"Hayır onu anlatamam. 

 Ve hayır o da olmaz. 

Ve tahmin ettiğin şeyi de. Nasıl bittiğini biliyorsun zaten. Sonumuz geldi diyerek uzaklaşıcam senden. 

Ve o kadar mı?

 Soru işaretleri ile dolu bir dünya"*"

 Beni çağırıyor gibi...ve belki de gerçekten çağırıyordur.

ZzzxZzz in dünyası için.

Ve ona adanan kelimelerle dolu.

Ve ben!

Ölmek üzere olan.

ZzzxZzz in dünyası burası..

Ve son bir an için,

Tek bir an..

Belki diyerek.

Sondan uzaklaşan benim için. Ve kaybedilen her dünyaya...

Ama unutmamak gerek.

ZzzxZzz in dünyası burası. Ve onun için, sadece onun için diyerek savaşırsam...

Hayır mı? Olmaz mı yani? Kabul edemem. Ve kabul olmayacak her dua anısına!

Ayağa kalkıcam. Bu sefer kesin.

Ve ...Ve olmaz diyenlere inat.

İşte bu sefer....!

Ve ben!

ZzzxZzz in dünyası burası!!!

Paradan, sevgiden, sudan hatta kandan bile daha üstte olan "Onun için"!

Ve.........


! ZzzxZzz in dünyası burası! "*"


...



Hiç 3. Kattan düştünüz mü? Aslında soruyu yanlış sordum biraz. Asıl soru şu olmalı;

Hiç 3. Kattan atladınız mı?" Görüldüğü gibi küçücük bir kelimeyle tüm soru değişti. Aslında anlatmak istediğim hikaye 
bile kafamda değişti biraz. 

Ne de olsa "ona" adanan bir dünya burası.

 "O an için" diyerek gezen bu gerzek insanların arasında soruyu sorabilen ama onu anlamamak için kendini küçük evlerindeki televizyonlara bağlayan koyunlarla. 

 Ve sadece "bir" an için dedikten sonra bunu dini bir ritüele çevirerek "amin" diyenler.

 Ve "ve" demekten usanarak farklı çözüm yolları arayan benim gibi küçük isyankarların olduğu parçalar.

"Parça" kelimesinin ne kadar büyüleyici olduğunu çok küçükken anlamıştım. Sanırım o zamanki kafam bir şeyde ne kadar iyi olunursa olunsun yalnız olunca zayıflaştığımızı biliyordu.

 Yalnız kalan her hayvan doğada kısa sürede ölür.
Ben ,ben.. ,ben! ,ben!... diyerek vakit kaybeden kafamda bu oluşum, bu algı daha çok küçükken oluşmuşken hala utanmazca "ben" diyebilmemse beni ne yapıyor. O koyunlardan biri mi yoksa dindar kesimin aptallarından mı? Çünkü kendimi koyabileceğim 3. bir grup bulamadım henüz.

"Ben."

Bu kelimede oldukça ilginç bir kelime olmuş değil mi?

 Ben" kelimesi üzerine de çok düşünmemiştim ama eminim "parça" kelimesinden daha çok kişisel şey ifade ediyordu. 

Bu bencil dünyam için açılmış küçük bir kapı gibi değil de her gün kanayan alnıma yapışmış küçük bir yara gibi. 

Benim ve senin için açılmayan bir kapıya inat her gün ısrarla kanayan ama asla kapanmayan küçük yaram.

Ve o an için"

Sanırım ben bile bazen bu cümleyi söylemeye ihtiyaç duyuyorum. Ne de olsa bende burada büyüdüm. Ne kadar burada doğmamış olsam da.

Size bir şey söyleyeyim mi tüm bu kanunlar ve onları kırma çabaları bence düpedüz palavla. Gerçekten "son" denilen bir an varsa ve bu dünyanın gerçek sahibi mülkünü yok etmek istiyorsa bence bizim elimizden bir şey gelmez. Ama dediğim gibi "parça" kelimesindeki küçük kandırmacayı görebilmekte lazım.

Birden fazla şeyin birleşip daha güçlü olmasından bahsetmiyorum. Her bir hayatla denenicek farklı bir olasılıktır belki de tüm hikaye. Her farklı insanla birlikte kazanılan bir parça zaman. Ya da sadece denemek için gösterilen sahte bir çabadır... İki türlü de bana fark etmez gerçi. Neden mi?

Öğrenmek ister misin?

Hayır dersen anlatmazdım ama ısrar ettin.

"Ve o an için!"

Çok yapışkan bir cümle olduğunu düşünmüyor musunuz? Üstelik dikkat çekmeliyim bu 4 kelime tam bir cümle oluyor mu ondan da tam emin değilim. Dil bilgisi yönünden ifade ettiği şeyin aksine cümle değeri taşıyor mu acaba? Emin değilim. Aslında hayatımda emin olduğum o kadar az şey var ki! Bu bazen canımı yakıyor.

Yaklaşıyor!..

Tabi yaradan akan kanları çok umursamazdım ama her gün açılmasıyla ilgili bir tuhaflık yok mu? "Sonuçta" bizim dünyamız bile değilken neden ben ve benim gibilere işkence ediyorlar. Alnımdaki, alnımızdaki yaradan akan kanlara inat!

"Sonuçta" diyebilecek kadar burnum yukarıdaymış, daha önce dikkat etmemiştim. Bir dakika ara vermeliyim. Alnımdaki kanları silmeliyim.

Ve o an için!

..BENİ DELİ ETMEYE BAŞLADI.. 

Ne kadar rahatsız edici değil mi. BİRİ DURDURMALI BU CÜMLEYİ! Yasaklansa mesela. Mümkün olmadığını biliyorum. Bunun "susadım" demeyi yasaklamak gibi olduğunu tabi ki biliyorum.

Ah sorduğun şeye gelirsek.

Hangi an için diye mi?

Bende o zaman "asla" diyeyim. Çünkü....

Af edersin soru neydi? Bir an kafam karıştı. Sanırım bu aralar çok olmaya başladı bu ama içten özür diliyorum.

Ah, hatırladım şimdi. Sorduğun soruyu. İlk soruyu. Başa dönücez sanırım ama düzgün bir cevap için hepsi söylenmeli ve unutulmalıydı.
Ben bile unutmuşken ve baştan başlarken sen tabi ki unutmalıydın. Ve baştan başlayacağım tabi ki.

Ve bir an için.

Bir an mı? Hangi an için?

Dur! Hatırladım bu sefer.

Her gün ölen birinin acısıyla yaşarken mi?

Kolumdaki küçük kesikler ve kapanmayan simsiyah gözlerim için. Bir an için eskisi gibiydim. Annem kaldırıyordu beni yataktan. İnanır mısınız bir an için kendimi insan gibi hissettim. Sanki mümkünmüş gibi. Kahvaltı için kaldırılan küçük bir çocuktum. Ama.. çoktan suya atılmış küçük bir yemim ben. Ve...

Sanırım sonucu biliyorsunuz. Ben çoktan bir balık tutmak için kullanıldım. Benim hayatta kalıp kalmamamın ne önemi var ki? Önemli olan balığı tutup tutamadıkları!

Çünkü burası...

ZzzxZzz in dünyası burası!..


Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

6 yorum