Haru uzay gemisi için gerekli olan yakıt sorununu çözmek için çeşitli kaynaklara başvurmuştu. Fakat bütün denemeleri başarısız olmuştu. Bu gezegende ki hiçbir kaynak uzay gemisi için gerekli olan yüksek enerjili yakıtı sağlayamıyordu. Haru başarısız denemelerinin birinde ilginç bir şekilde yeni bir fikir edindi. Uzay gemisi için gerekli olan enerjiyi bugüne kadar hep cansız maddelerin içinde aramıştı.
Oysa canlı bir şeyin içinde çok daha fazla enerji vardı. Aslında gerekli olan enerji başından beridir gözünün önündeydi.
Haru bunun farkına varında hemen imparatorluk sarayında ki çalışma odasına kapanarak çalışmaya başladı. Haru'nun amacı kendi bedeninde ki enerjiyi bir dönüşüm işleminden geçirerek uzay gemisinin motorunu çalıştırabilecek bir yakıta dönüştürmekti.
Normalde sıradan bir insanın enerjisi ile böyle bir uzay gemisi çalıştırılmaya kalkılsa en az milyonlarca insan gerekirdi. Fakat Haru'nun sahip olduğu güç dikkatli bir şekilde kullanılırsa ona bu gezegenden çıkması ve uzaya ulaşması için yeterli olurdu. Zaten ondan sonra uzay gemisinin altında ki sondayı kullanarak istediği gezegenden çekirdek enerjisi toplayabilirdi. Yine de bu işlemin Haru'ya bir bedeli olacaktı.
Bunu yapmayı seçerse bedeninde ki gücü aşırı bir şekilde zorlayacağı için sahip olduğu gücü eskisi gibi kullanamazdı.
Ancak zamanla gücü kullanma oranı eski haline ulaşırdı. Fakat bunun getireceği sorunları da düşünmek zorundaydı. Kendini enerji dönüşüm makinesine bağladıktan sonra en az bir ay boyunca güç seviyesi sıradan bir insanla aynı seviyede olacaktı.
En fazla altı ay gibi bir sürede ise yavaş yavaş yükselerek eski haline dönecekti. Haru altı ay boyunca özellikle ilk aylarda çok zorlanacağını bilmesine rağmen bunu yapmayı seçti. Hemen çalışmalara başlayarak kendi enerjisini uzay gemisi için yakıta dönüştürecek bir makinenin planlarını çizdi. Beş gün sonra enerji dönüşüm makinesinin planları hazırlanınca imparatorluk sarayından ayrılarak son zamanlarda fazlasıyla vakit geçirdiği Gevenor Düzlüğü'ne gitti. Yer altı tesisinde çizdiği planlara göre çalışmalara başlayan Haru sadece iki ay içinde makineyi yapmayı bitirmişti.
Enerji dönüşüm makinesi hazır olunca Haru kendini makinenin içinde ki kabine kapatarak uzay gemisi için gerekli olan yakıtın bedeninden enerji olarak çekilmesini beklemeye başladı. Haru'nun diğer insanlara göre oldukça dinç olan bedeni yorgunluk belirtileri göstermeye başladı.
Çok kısa bir süre sonra Haru kendisinden geçerek kabinin içinde uykuya daldı.
Bedeninden çekilen güç onun uykuya dalmasını sağlamıştı. Haru hafıza sarayında düşünceleri ile vakit geçirirken imparatorluk sarayında büyük bir kargaşa hakimdi. Çünkü Prenses Asuka bir anda ortadan kaybolmuştu.
Asuka imparatorluk sarayında bir şeyler döndüğünü anladığı anda bunu bulmak için çeşitli yollara başvurmuştu. Fakat annesi dışında kimsenin farklı bir şekilde davrandığını görmemişti. Babası aralıklı olarak uzun zamandır ortadan kaybolmasına rağmen annesi oldukça sakindi. Bunun mantıklı tek açıklaması babasının ortadan kaybolduğu sıralarda ne yaptığını annesi biliyordu.
Asuka bu gerçeği fark ettiği anda annesinin günlük yaşamını gözlemlemeye başladı.
Babasının ortadan kaybolduğu dönemlerde ciddi bir atılım yapan Asuka hafıza sarayını tam anlamıyla kontrol edebilir hale geldi. Bununla birlikte analiz yeteneği de tam anlamıyla aktif bir hale gelmişti. Asuka artık yaşadığı gezegene daha farklı bir gözle bakmaya başlamıştı.
Ko'lar ırklar bilgilerini birbirlerine sürekli olarak aktardıkları için Asuka'nın hafıza sarayında da bu bilgiler vardı. Sadece Asuka hafıza sarayını kontrol edemediği için bu bilgilerin varlığından habersizdi. Çünkü bu bilgiler hafıza sarayının çok derinlerine gömülmüştü. Fakat hafıza sarayını kontrol ettikten sonra bu bilgilerin farkına varan Asuka onları incelemeye başladı.
Hafıza sarayında incelediği bilgilerden sonra var olan büyük evrenleri ve binlerce ırkı hatta Ko ırkını bile öğrenmişti.
Bu bilgilerin her Ko'ya kalıtsal bir şekilde aktarıldığını öğrendiği zaman gerçekten şaşırmıştı. Bir süre sonra ise bazı şeyler kafasında anlam kazanmaya başlamıştı. Annesinin bir naman olduğunu bildiği için bu durumda sadece babası bir Ko olabilirdi.
Asuka babasının bir Ko olduğunu ve birçok farklı evreni öğrenince yerinde duramaz bir hale gelmişti. Onun gibi macera sever bir kız için böyle bir bilgi inanılmazdı. Asuka hafıza sarayında ki bilgilere ek olarak çok önemli bir şeyi daha fark etmişti. Bu şey ise bedeninde ki mühürdü. Artık aktif bir şekilde kullanabildiği analiz yeteneğinin bedeninde ki mühürü fark etmemesi imkansızdı.
Asuka bu bilgilere kavuşunca hemen kendini imparatorluk sarayının kütüphanesine kapattı.
Bu kütüphane eskiden Yasak Kütüphane olarak bilinen ve yıkılan eski Güney Kartal Krallığı'na ait olan kütüphanede ki eserler ile bütün kıtada ki en seçkin eserlerden oluşan bir kütüphaneydi. Doğal olarak içinde yüz binlerce kitap bulunmaktaydı.
Haru enerji dönüşüm makinesini yaptığı sıralarda Asuka hafıza sarayının eşsiz özelliklerinden faydalanarak tıpkı zamanında Haru'nun da yaptığı gibi bulabildiği bütün kitapları okuyordu. Asuka'nın sarayda saklandığını zannedenler ve onu arayanlar ise büyük bir yanılgı içerisindeydi. Çünkü Asuka bütün saray onu ararken kütüphanede bulduğu bütün kitapları hızlıca okumakla meşguldü.
Asuka bu şekilde sadece iki ay gibi bir sürede kütüphanede ki kitapların büyük bir bölümünü okumuş ve hafıza sarayına birçok bilgi biriktirmişti. Özellikle bedeninde ki mühürü anlamasına ve onu kırmasına yardımcı olacak kitapların hepsini okuyup bitirmişti.
Bedeninde ki mühürün zararsız olduğunu ve gücünü sınırladığını öğrendiği zaman ise oldukça heyecanlanmıştı.
Eğer mühürü kırmayı başarabilirse sahip olduğu güç artardı. Asuka üçüncü ayın sonlarına doğru bedeninde ki mühürü kırmayı başarmıştı. Daha sonra bir anda ortaya çıkan büyü gücünü kontrolü altına alamadığı için az kalsın büyük bir felakete neden olacaktı.
Neyse ki kırdığı mühürün yerine ortaya çıkan gücü kullanarak yeni bir mühür oluşturmuştu. Fakat bu mühür onun kontrolünde olduğu için gücünü istediği zaman açığa çıkarabilecekti. Üstelik kendi yaptığı mühür bedeninde ki eski mühüre göre daha sağlam bir mühür olmuştu. Bedeninden yayılan devasa büyü gücü mühür oluşumunun neredeyse kırılamaz derecede güçlü olmasını sağlamıştı.
Bu mühürü Asuka istediği zaman açıp kapatabildiği için kırılamaz olması oldukça iyiydi.
Kitaplardan öğrendiği bilgilere göre ileride bedeninde ki büyü gücünü kontrol etmeyi öğrendikten sonra bedeninde ki bu mühürü tamamen yok edebilirdi. Onun için bir endişesi yoktu. Haru enerji dönüşüm makinesinin kabininde şimdiden yedi ay geçirmişti.
Asuka babasını görmediği aylarda sürekli olarak bir yolunu bularak kütüphanede ki kitapları okumuştu. Bunun sonucu olarak altı ay gibi bir sürede kütüphanenin yasak bölümünde bulunan kitaplarda dahil olmak üzere hepsini okumayı bitirmişti. Asuka artık bütün kütüphanenin bir kopyasını hafıza sarayında taşıyordu. Öğrendiği binlerce bilgiye rağmen bir an bile durmayı düşünmeyen Asuka bir gün imparatorluk sarayından gizlice dışarı çıktı. Bedeninde ki büyü gücünü bir an önce kontrol edebilmek ve mühürü kaldırmak istiyordu.
Bunu yapabilirse sahip olduğu güç önemli oranda artacaktı. Asuka artık on yaşındaydı.
Babasının bir sorunu olduğunu düşündüğü için bu soruna çözüm bulmak istiyordu. Bunun içinde kendisini geliştirmek zorundaydı. Asuka saraydan kaçtıktan sonra imparatorluk sarayında büyük bir kargaşa ortaya çıkmıştı.
Koca imparatorluğun tek prensesi bir anda ortadan kaybolmuştu. Haliyle bütün İntikamcı ordusu ve POAD birlikleri harekete geçmişti. Her yerde prensesi arıyorlardı. Fakat Asuka'yı bulmaları mümkün değildi. Çünkü Asuka kütüphanede ki kitaplardan birinde ilginç bir büyü keşfetmişti. Bu büyü kişinin görünüşünü değiştirmesini sağlıyordu. Büyünün tek sorunu sürekli olarak büyü enerjisine ihtiyacı olmasıydı.
Sıradan bir büyücü böyle bir büyüyü ancak iki saat boyunca aktif halde tutabilirdi.
Daha sonra büyü enerjisi tükeneceği için görünüş değiştiren büyü etkisiz hale gelirdi. Fakat Asuka'nın bedeninde ki büyü enerjisi mühürlü olmasına rağmen bu büyüyü hiç etkisiz hale gelmeden yaşadığı sürece boyunca aktif halde tutabilirdi.
Asuka'nın bedeninin sahip olduğu büyü enerjisinin çok büyük bir bölümü mühürlü olmasına rağmen büyü enerjisi hala artıyordu. Şu an ki büyü enerjisi sadece yetişkin bir büyücünün seviyesindeydi. Fakat o daha sadece on yaşındaydı. Üstelik büyücülük ile ilgili en ufak bir eğitim almamıştı. Şu anda o basitçe işlenmemiş bir elmastı. Kendisi de bunun farkında olduğu için güçlenmek istiyordu.
Fakat bunu sarayda ki kısıtlayıcı ve baskıcı ortamda yapması mümkün değildi.
Sarayda ki yaşam fazlasıyla boğucuydu. Sürekli olarak bir prensese yakışır şekilde hareket etmesi gerekiyordu. Müzik eğitimi, dans eğitimi, diksiyon eğitimi, asillik eğitimi gibi birçok eğitim alması gerekiyordu. Sonunda narin bir prenses olacak ve birisi ile evlenecekti.
Fakat Asuka'nın bunu kabullenmeye hiç niyeti yoktu. O maceralara çıkmak, savaşmak ve güçlü bir büyücü olmak istiyordu. Prenses olmak ve sarada narin bir yaşam sürüp koca beklemek ona göre değildi. O tıpkı babası gibi güçlü bir savaşçı olmak istiyordu. Tabiri caizse tam anlamıyla babasının kızıydı. Bütün sarayda prensesin kaybolması ile ilgili bir telaş hakimken Hotaru Lin oldukça sakindi.
Kızının kaybolması hakkında en ufak bir endişesi yoktu. Çünkü onun nerede olduğunu ve bunca zamandır neler yaptığını biliyordu.
Haru sayesinde Ko'ları ve yapabildiklerini bildiği için kızının saklambaç oyunları sırasında imparatorluk sarayının kütüphanesine girmesi ilgisini çekmişti. Sonuçta kızının boynunda ki kolye sayesinde istediği zaman kızının nerede olduğunu görebiliyordu.
Küçük kızının kütüphanede zaman geçirdiğini ve hızlıca kitapları okuduğunu boynunda ki kolye sayesinde gören Hotaru Lin başta bu durumu garipsese de olacakları izlemeye devam etmişti. Kızının büyücülük eğitimi almamasına rağmen kendi oluşturduğu mühürden daha güçlü bir mühür yaptığını görünce uzun süre kendine gelememişti. Küçük kızının sahip olduğu gücü kısa bir sürede olsa görme fırsatı bulmuştu.
Asuka'nın bedeninden ortaya çıkan bütün gücü onun için bile çok fazla güçlüydü.
Işık namanı ile birlikte hareket etseler bile o güç karşısında sadece üç saniye dayanabilirlerdi. Daha sonra ise bedenleri toza dönüşü ve geriye hiçbir parçaları kalmazdı. Hotaru Lin kızının naman olmadığını kesin olarak biliyordu.
Çünkü namanlar birbirlerini hissedebiliyorlardı. Hotaru Lin'in mantıklı olan tek açıklaması Haru'nun sahip olduğu Ko özelliklerinden ve dolayı kızının bu kadar güçlü olduğuydu. İlgiyle Asuka'yı izlemeye devam eden Hotaru Lin onun saraydan ayrıldığını görünce ona izin vermişti. Haru ve Onüçler Konseyi üyeleri dışında ki hiç kimse Hotaru Lin'in kendi büyü gücü ile imparatorluk sarayının çevresine büyük bir büyü oluşumu kurduğunu bilmiyordu. Hotaru Lin bu büyü oluşumu sayesinde sarayın çevresinde büyük bir koruma alanı sağlamıştı.
Asuka'nın saraydan ayrıldığını fark eden Hotaru Lin ona izin vermişti.
Nasıl olsa boynunda ki kolye sayesinde sürekli olarak onu izleyebiliyordu. Tehlikeye düştüğü anda yanına ulaşması çok kısa bir zaman alırdı. Hotaru Lin kızına değil karşısına çıkacak kötü niyetli kişilere üzülüyordu.
Çünkü küçük kızının mühürlü olmasına rağmen sahip olduğu büyü gücünü gördükten sonra ancak onlar için üzülebilirdi. Bu şartlar altında Asuka saraydan ayrılmıştı. Asuka'nın sahip olduğu bir boyutsal yüzüğü ve hiç parası yoktu. Saraydan ayrılmayı ve güçlenmeyi amaçlasa da birçok detayı gözden kaçırmıştı. Şu an değiştirdiği kılığı ile birlikte imparatorluk şehrinde dolaşıyordu.
Amacı kütüphanede ki kitaplardan öğrendiği ve son zamanlarda oldukça önemli bir yer haline gelen doğuda ki Beş Büyücü Tarikatı'na katılmaktı. Şu an için kıtanın tamamında en önemli büyü gücü topluluğu Beş Büyücü Tarikatı'ydı.
Tarikat Büyük İntikamcı İmparatorluğu'nun en önemli destekçisiydi.
Üstelik tarikatın Onüçler Konseyi üyeleri ile akrabalık bağları da vardı. Tarikatın başında olan beş büyücü aslında her biri kendi alanlarında uzmanlaşmış olan büyücülerdi. Bu büyücülerin ikisinin doğrudan Burain'in ailesi ile akrabalık bağı vardı.
Zaten bu iki büyücü kardeşti. Diğer üç büyücüden birisi Ranon'un uzaktan akrabasıydı. Diğer ikisi ise doğrudan Onüçler Konseyi üyeleri ile alakasız kişilerdi. Fakat İntikamcı ordusunun önemli komutanlarının akrabalarıydılar. Haliyle bu beş büyücünün bir araya gelip büyücüler ve büyücülüğün gelişimi için kurduğu tarikat imparatorluk tarafından açık bir şekilde desteklenmiş ve finanse edilmişti.
Bütün imparatorlukta İntikamcı ordusunun büyücüleri de dahil olmak üzere her büyücü bu tarikatın bir üyesi olmak için çabalardı.
Çünkü bu tarikata üye olan büyücüler en güçlü büyü tekniklerine ve gelişim yolunda ki birçok ihtiyacına anında kavuşurdu. Tarikata üye olduğu anda bütün toplumda ki statüsünün arması ise cabasıydı. Asuka'nın hedefi de doğal olarak bu tarikattı.
Güçlenmesi için bir an önce büyücü olması ve güçlü tekniklere sahip olması gerekiyordu. Şu an için onun elinde fazlasıyla büyü enerjisi vardı. Fakat bu büyü enerjisi tek başına basit bir çelikten farksızdı. Fakat bu çeliği işleyecek büyü tekniklerine sahip olursa güçlü bir kılıca sahip olabilir ve gerçek potansiyelini ortaya çıkartabilirdi. Asuka saraydan ayrıldığı ilk gün aç kalmıştı.
İmparatorluk şehrinin sokaklarından birinde kendi başına aç bir karınla uykuya dalmıştı.
Buna rağmen kendi macerasına başladığı için mutluydu. Asuka uykuya daldıktan sonra yanında karanlık bir duman ortaya çıkmaya başlamıştı. Çok kısa bir süre sonrada bu dumanın içinden Hotaru Lin çıkmıştı. Küçük kızının eline kendi hazırladığı ve içini onun ihtiyacı olacak birçok malzeme ile doldurduğu boyutsal yüzüğü eline takmıştı. Bunun ardından içinde milyonlarca altın olan bir ticaret bilekliğini de onun bileğine takmış ve küçük kızını öptükten sonra geldiği gibi karanlık duman eşliğinde ortadan kaybolmuştu.
Asuka ertesi sabah beli tutulmuş bir şekilde yattığı yerden uyandığı zaman sağ elinde ki boyutsal yüzüğü ve sol bileğinde ki ticaret bilekliğini fark etmişti. İkisini de kontrol eden Asuka şaşkınlıktan olduğu yerde donmuştu.
Ticaret bilekliğinin içinde tam olarak on milyon altın vardı.
Boyutsal yüzüğün içinde ise ona en üç ay boyunca yetecek erzak, otuz santimetre olan bir tane kılıç ile on santim olan iki hançer ve beyaz bir kâğıt vardı. Asuka beyaz kâğıdı okuduğu zaman üzerinde "Küçük kızım Asuka, demek bir yolculuğa çıkmaya karar verdin. Bu demektir ki artık bazı şeylerin farkındasın. Bu kararından ötürü sana kızgın olmasam da bana haber vermemiş olman beni üzdü. Şunu unutma ki ben senin annenim. Amacın her neyse umarım onda başarılı olursun. Seni sürekli olarak izliyor olacağım. Senden istediğim şeye gelirsek iki yıl sonra mutlaka imparatorluk sarayına geri dönmendir. Sakın geç kalma çünkü babanı o günden sonra uzun bir süre görme şansı olmayacak" yazıyordu.
Eline sağlık yazar amça
Eline sağlık
bölüm için teşekkürler :D Ellerine sağlık :))
:.. Hocam çok yavaşsıjn finaler mi var
Yazar su karakteri kız yapmanı anlamıyorum oğlan yapaydin ya :(
çok güzel bir bölümdü eline zihnine sağlık
Ellerine sağlık reis
Abi yapma ya allah rızası için bunlara kız karakter uymuyor sinirlerimi bozuyor
Ellerine sağlık abi, yanlız senden bir ricam olacak, bunu "Tia vakası" na çevirme
Yoo bence dah@ iyi cunku herke si n istedgi koca bekleyen hanim prenses profiliyle olan catis ma lari eglence katar bence
Eline sağlık ;)
Eline sağlık
abi bölüm şaheser olmuş