Moki ve Enki'nin ortaya çıkması Matsu'nun beklentileri içindeydi asıl beklemediği şey bu kadar geç gelmeleriydi
"Eh sonunda teşrif edebildiniz. Eğer biraz daha geç kalsaydınız Siloya diye bir ülke bir daha kalmayacaktı"
Moki siniri yüzünden kızarmış yüzüyle birlikte bir ışık saldırısı daha gerçekleştirdi ama bu sefer bir undeadi bile öldüremedi bunun sebebi Matsu'dan başladı değildi tabiki. Matsu bu saldırıyı kafa kafaya karşılamış ve melek kanadının etkisi sayesinde sıfıra yakın bir hasar almıştı aldığı hasar tam olarak [10] du.
"Haahhh biraz kaşındırdı ama bu sadece kutsal element saldırısıydı bir undead olsam bile böyle bir saldırı beni etkilemez"
Moki bir melek olsa bile güçleri tamamen kutsal tip yeteneklerden oluşuyordu Matsu'nun bu kadar rahat olmasının sebebi ise seviyesinin [510]
olmasıydı kutsal müzakereyi bastığında meleklerin seviyelerine çaktırmadan bakmıştı nede olsa bir din devletine saldıracak ve yıkacaktı.
Meleklerin seviyeleri
Kurucifer[916]
Hood[523]
Xilem[504]
Moki[489]
Enki[467]
Tina(tek kanatlı melek)[391]
Evet bunlar meleklerin güç seviyeleriydi normal bir insan en özel yeteneğe ve bir kutsamaya sahip olup iyi şanslar elde ederse seviye 300 olabilirdi ama bunun üstüne çıkmak çok zordu hatta imkansızdı en güçlü ejderhalar seviye 500dü ve tanrılar ise en az seviye 1000 di. Matsu teke tekte aşağı yukarı tüm melekleri alabilirdi hatta bazılarıyla ikiye bir olsa bile alabileceğine inanıyordu ama Kurucifer adlı adamı yenme ihtimali bile yoktu en azından şimdilik.
"Kutsallık seni etkilemiyorsa birde benim ejder alevlemi tat"(Enki)
"Üzgünüm ama undead doktorum taze alevden uzak durmamı tembihledi bende gaz yapıyor da"(Matsu)
Enki bu iğrenç espiriyi görmezden gelmeye çalışarak en güçlü saldırısı için ağzında büyü enerjisi (mana) topladı ve onu saf ateşe dönüştürdü tam bu yüksek sıcaklıktaki ölüm topunu saldığı sırada kemik bir el ağzını kapattı
*boooooommmmm
"Ahhhhh!!!!!!!"
Bu kemik el Soultoon adındaki Matsu'nun yaratığı ilk ve en güçlü undeade aitti(itraf edin özlediniz). Matsu bu dövüşü kazanacağına emin olsada gereksiz hasar almak istemiyordu
"Effffendimisss nee didi duymasınmı ? "
Soultoon Matsu'nun iğrenç esprisini ciddiye almıştı çünkü konu efendisi olunca ne kadar zeki olursa olsun Lacertiliadan bile saf oluyordu onun için efendisi yalan söylemezdi ateş bana yaramıyor derse ona yaramazdı Custin Dieder (bunlar hep gönderme) iyi bir ozan derse iyi bir ozandı. Bu yüzden bu şekilsiz dev kemikten canavar onun sözlerini ciddiye aldı ve ateşi engelledi.
"Zeni yuk etiçegimmmm undıd fıslıgı"
Ağzı hasar aldığı için Enki doğru dürüst konuşamıyordu ve çok büyük içsel hasar almıştı bu dövüşte artık en güçlü saldırısını bir kez daha kullanamayacaktı.
Bu öfke dolu haykırışı duyan Soultoon bunun bir tehdit olduğunu anlayacak kadar zeki idi. Hemen özel yeteneğini kullanarak dağıldı ve kemiklerden oluşmuş bir bıçak fırtınası gibi Enki'nin üstüne fırladı.
Şuanda enki jilet gibi keskin olan bin iki yüz otuz atı kemikten oluşan bir fırtınanın ortasında kalmıştı eğer güçlü bir vücudu olmasaydı kesinlikle hemen ölürdü. Enki sağa sola rastgele saldırmaya başladı amacı kemikleri dağıtmak ve burdan çıktıktan sonra tüm manası ile bu şeye saldırmak istiyordu ama Soultoon bir undead olarak her kemiğinde bilinç taşıyordu. Bazen Enki'nin saldırılarından kaçıyor bazen kaçamadığı saldırılar yüzünden dağılan kemiklerini toparlıyordu bazende bu kemikler ile Enkiyi kesiyor ve kanayan bir sanat eseri yaratıyordu. Soultoon ve Enki kapışırken tabiki Matsu ve Moki boş durmamıştı. Moki şuan oldukça kötü durumda olan arkadaşını kurtarmak için yattığı kutsal enerjiyi salınca Soultoon yok olucaktı. En azından Moki'nin planı buydu ama planında hesaba katmadığı bir faktör vardı bu faktör onun burda olmasının sebebi olan kişiydi bu faktör orantısız ve tüm dengeleri altüst eden bilir güce sahip bir faktördü bu faktör Matsuydu. Matsu Moki'nin saldırısını ikinci kere kafa kafaya karşıladı ama Moki buna tabiki sevinmedi ve kendisinin güçlü taraf olduğu için yenilemeyeceğini düşünerek Matsuya bir kez daha saldırdı
'Ben güçlüyüm ben safım ben kusursuzum böyle iğrenç ve var olmaması gereken bir canlıya yenilecek değilim'
Tabiki daha Matsu tüm gücünü kullanmaya başlamamıştı şuanlık rahat olabilirdi azıcıkta olsa eğlenmek istiyordu intikamını alırken yapacağı deneylerde ise acımasız olmasına gerek vardı o piçler en büyük acıyı yaşatacak olan kişi olmak istiyordu.
............iki saat sonra...............
Matsu artık yavaştan bitirmesi gerektigine karar verdi çünkü Soultoon yüzünden aşırı kan kaybenden Enki'nin bilinci en sonunda kapanmıştı iç yaralanmaları da hesaba katınca çok korkutucu bir dayanıklılığı olduğu söylenebilirdi ha ve ayrıca hp barı Moki'nin kutsal saldırılar işe yaramayınca yaptığı yüksek miktarda mana içeren saldırılar yüzünden nerdeyse 1/3 kadar boşalmıştı. Moki bir sonraki saldırısıyla bu işi bitirmek istediği için bu sefer tüm gücünü bu saldırıya koydu hatta hayat enerjisinin bir bölümünü bile bu saldırıya koydu bu ne kadar ömürünü azaltacak olsada aşırı güçlü bir saldırı olucaktı
"Tanrının gazabı ile öl "Kaminoikari" '
Bu tüm gücünü kattığı saldırıydı bu isabet edince bu savaş bitecekti
"Eh bu oyunlardan sıkılmaya başladım bu yüzden buna ciddi karşılık vericem"
Matsu hemen daha önceki kızıl küreyi çıkardı
"Yedi günah içinden herşeyi yutan açgözlülük düşmanımın gücünü ye bitir"
Bununla birlikte Moki'nin tüm herşeyini kattığı bu saldırı bu küre tarafından basit bir şekilde ekilmiş ti.
Moki artık uçamayacak hale gelip düşmeye başladığında birinin onu tutuğunu hissetti. Matsu onu prenses pozisyonunda tutmuştu
"Düşersen kötü olur"
Demişti yoksa aslında onu öldürmek istemiyormuydu yada ona aşık falanmıydı o müthiş gülümsemye bakarken Moki'nin aklına bunlar gelmişti
"Nede olsa yeni kölemsin ?"
Ve bu cümleyle birlikte Moki'nin aklına gelen düşünceler tuzla buz oldu daha fazla dayanamadı ve bilincini kaybetti
................
Bu savaş tam Matsu'nun planladığı gibi geçti gerçi artık uzun bir süre kızıl küreyi kullanamayacaktı ama artık intikamını almaya gerçekten başlayabilirdi ve bir meleğin üstüne köle mührü yerleştirmeyi başarmıştı herşey İkez ile planladıkları doğrultuda ilerledi Matsu bilinci kapalı Enkiyi undeadlere taşıttı ve onu bir mağaraya kapattıktan sonra mağaranın girişini mühürledi bu mühür en az bir yıl dayanırdı o zamana kadar da Enki artık Matsu için bir tehdit olamazdı şimdi intikam vaktiydi galiba ilk yapacağı şey ona ilk yaklaşan yeşil saçlı kıza tecavüz etmek olucaktı Matsu aklındaki şeytani planlar ile undead sarayına geri döndü
La 31. Bolum nerede
şu yeşil saçlı kız kimdi..
firsti de aldım hayırlısı
Yazar mutlaka ama mutlaka matsunun bu Melek kızdan bir oğlan çocuğu olsun sonra bu oğlan çocukla lia yi birleştir yeni bir oğlan çocuk üstelik bu çocuk babasından kutsamaları alsın annesi liadanda kutsamaları alsın tamam Miss gibi ohh herşeyden güçlü bir bebek
:)
Sonra matsu nun gücü bitsin çocuk yaptı diye sonra ana karakter değişsin sonra biz yazara sövelim ^_^
Bizim Matsu hala Bakır değil mi abi. Öyle kalsın ya şerefsiz. Bozma adaı. Aynı kütüğümüz o bizim. Salak olsun o İkez zaten akıllı. Tecavüz etmesinde undeadlar etsin.