Angoria Bölüm 24: Sıkılmak Bazen İyi Şeyler Doğurabilir
Kung
Lao, açık arttırmadan son derece karlı çıktığını düşünüyordu. Sadece 5 sarı
kaynak altını harcamıştı ve elinde son derece güzel iki ürün tutuyordu. Birisi
Arktik Anka’sından yapılmış bir elbise ve diğeri ise bizzat ejderhadan yapılmış
bir zırhtı. Kung Lao bu ticaretten son derece memnun kalmıştı. Aklında tutan
Kung Lao bundan sonra biraz daha Boichi Ticaret Loncası’nın açık arttırmalarına
katılmak için kendisine not almıştı.
Yanında
bulunan Dao Yun son derece rahatlamıştı. Yükün en önemli kısmı üstünden atılmıştı.
Şimdi geriye şehre dönmek ve Genç efendiyi sağ sağlim yerine ulaştırmak
kalmıştı. Derin bir nefes bırakan Dao Yun gözlerini kaçırarak genç efendiye
bakmış ve kitap okuduğunu gördüğünde ise sesini çıkarmamıştı. Merak ediyordu
acaba ücretini ne zaman alacaktı.
Tam
bu esnada Kung Lao kafasını kaldırmış ve Dao Yun’a bakmıştı. Suratındaki
ifadeler son derece boştu. ‘’Görevinin uzamasını ve daha fazla para almak
istermisin?’’ diye soran Kung Lao boş bakışlarını Dao Yun’un gözlerine
kitlemişti.
Dao
Yun heyecanlanmıştı. Daha fazla ücret almak mı kim istemezdi ki? Ancak Kung Lao’nun
neden böyle davrandığına akıl getirememişti. Zaten bu genç yaşında son derece
güçlüydü, üstüne birde bizzat bir ejderha’nın pullarından üretilen zırha
sahipti neden kendisini korutmak istiyordu.
Sanki
zihnini okumuş gibi Kung Lao ‘’Beni değil… Müstakbel eşimi koruyacaksın, bir
döngü boyunca korursan sana 50 Beyaz Kaynak Altını vereceğim. Ayrıca her döngün
için ücretine 5 Beyaz Kaynak altını daha ekleyeceğim. Şimdi söyle bakalım nedir
aklındaki fikir?’’
Dao
Yun ne diyeceğini bilememişti. Bir Döngü için 50 Beyaz Kaynak Altını?! Bunu
şuan yapmış olduğu görevde bile kazanamıyordu. Üstelik sürekli olarak
çalışıyordu. Bu teklif onun için resmen bir veli nimetti.
‘’Ben
bu teklifi kabul ediyorum Genç Efendi! Genç efendi ne söylerse onu yapmaya
hazırım!’’ diye kendisini hazır ol durumunda bulmuştu Dao Yun kafasını saygı
ile eğmiş ve tüm bu süreç içerisinde talimatların asla dışına çıkmamıştı. Yeni
bir hayatı olacaktı, belki yeni insanlarla tanışacak ve onlardan birisi ile bi
yuva bile kuracaktı. Nasıl olurdu da istemezdi.
Bu
konuşmanın sonunda daha fazla konuşmayan Kung Lao kafasını sallamış ve direkt
olarak mekânsal yüzüğünü tokatlayarak içinden tek tek 50 adet Beyaz Kaynak
Altını çıkarmıştı. Gözleri ile Dao Yun’u gözleyen Kung Lao gözlerinde bir
açgözlülüğün olmadığını tam tersi minnettarlık ve sevincin olduğunu gördüğünde
derin bir nefes almıştı. Yaptığı seçimden son derece memnundu.
‘’Bu
ilk maaşın olacak, bir döngü boyunca Tengri Mei’yi korusan iyi edersin!’’
‘’Elbetteki
koruyacağım genç efendi, canım pahasına koruyacağımdan emin olabilirsiniz!’’
Konuşma
böylece sonlanmış ve Kung Lao kafasını tekrar okuduğu kitaba gömmüştü. Arabacı
dönüş zamanı hızını azaltmıştı, belki üşüdüğünden belki acelesi olmadığından
bilinmezdi ancak Kung Lao bu süreç içerisinde bir kitabı bitirmiş e diğer
kitaba başlamıştı. Kitabın içeriği çok hoşuna gitmişti, daha önce okuduğu
sayısız Kaynak canavarı hakkında bilgiler veriyordu. Kung Lao, Kaynak
canavarları hakkındaki inanılmaz bilgileri okumayı çok severdi.
Arktik
Ankası, Yer Dövümü Kobrası, Üç Kollu Orangutan… bunların hepsi eşsiz
varlıklardı ve kendilerinin bulunduğu alanda diğer acınası havyanların söz
hakkı bile yoktu. Aynı şekilde kendisinde düşük kaynak canavarlarının da bir
söz hakkı yoktu. Egemenliği bizzat elinde tutan bu hayvanlar Kung Lao’nun minik
birer idolleriydi.
En
sonunda arabacı şehrin içine girmiş ve Kung Lao kafasını kitaptan ayırmıştı,
gecenin ilerleyen saatleri sabahın ilk ışıkları ile buluşmuş ve hasretlerini
giderdikten sonra gece, yerini sabaha bırakarak sırra kadem basmıştı. Kung Lao
sabahın ilk ışıkları ile birlikte kendisini kalmış olduğu hanın önüne doğru ilerlemiş
ve arabacıya gerekli ücreti ödeyip, Dao Yun’a gitmesi için talimat verdikten
sonra hızlıca hanın içine girmişti. Hanın gösterişli salonunu direkt olarak
geçen Kung Lao meraklanmış ve Tengri Mei’ye bakmak için odasının önüne doğru
ilerlemişti.
Odanın
kapısını hafifçe açan Kung Lao, Tengri Mei’nin masum bir şekilde uyduğunu fark
ettiğinde istemsiz gülümsemişti. Üstünün hafifçe açıldığını fark eden Lao ağır
adımlarla yanına gitmiş ve üstünü örtmüştü.
Daha
sonra burada kalmasının anlamsız olduğunu fark eden Kung Lao yatağın baş ucunda
bulunan sehpanın üstüne Arktik Ankasının tüylerinden yapılmış mavi elbiseyi
bırakmış ve sessizce odadan ayrılmıştı.
Daha
sonra kendi odasına geçen Kung Lao kendisini hızlıca yatağa atmış ve gözleri de
buna itaat ederek hızlıca kapanmıştı.
***
Derin
bir çığlık tüm katlarda yankılanmış ve herkes uykusundan kalkarak ne olduğunu
görmek için odasından dışarıya çıkmıştı. Kung Lao’da hızlıca kalkmış ve direkt
olarak ne olduğunu görmek için odasından dışarıya çıkmıştı. Sesin gelmiş olduğu
yer Tengri Mei’nin odasıydı ve hiç izin almadan direkt olarak içeriye girmişti.
İki
çocuk birbirlerine bakmışlardı. Kung Lao, Tengri Mei’nin kucağında tutmuş
olduğu elbiseyi görünce rahatlamış ve derin bir nefes bırakmıştı. Görünürde bir
şeyi yoktu ve bu onu çok iyi hissettirmişti.
Tengri
Mei ise heyecanını nasıl ifade edeceğini bilmiyordu, aklına gelen tek şey
hızlıca Kung Lao’nun üstüne doğru atlamaktı ve kolları ile sımsıkı sarılarak Kung
Lao’nun nefes alması için ufacık bir alan bırakmıştı. Söyleyecek kelimeleri
toparlayamıyordu, zihninden sadece teşekkür etmek gelmiş ve ‘’Teşekkür ederim…’’
diye fısıldamıştı. Daha sonrasında ise dayanamamış ve kendi söyleyeceği
kelimelerin hepsini bir yere toplayarak Kung Lao’nun yanağına iletmişti.
Kung
Lao yanaklarına değer sıcak dudakların varlığını hissettiğinde istemsiz olarak
utanmıştı. Nasıl utanmazdı ki? Tengri Mei’nin böyle bir ey yapacağı aklının
ucundan bile geçmemişti ve kısacık bir durumda bunun olması istemsiz olarak onu
heyecanlandırmıştı.
Tengri
Mei öpücükten sonra hızlıca çekilmiş ve utanmış yanaklarını elbise ile
gizlemeye çalışmıştı. Kung Lao’da daha fazla kalmasının anlamsız olduğunu
düşünmüş ve hızlıca odadan ayrılmıştı.
İki
gencin de kalpleri deli gibi atıyordu…
Kung
Lao odasına gittiğinde kendisini yatıştırabilmek için derin nefes tekniği
üstünde çalışmış ve kendisini yatıştırmaya başlamıştı.
İyi
hissettiğini düşündüğünde Kung Lao daha fazla uyumanın anlamsız olduğunu
düşünmüş ve kendisini kitaplara vermişti. Okumuş olduğu kitabın neredeyse
sonlarına gelmişti ve daha ustasından tek bir not olduğunu görmemişti. Bu durum
ona biraz garip gelmiş ve sonuna kadar okumaya devam etmişti.
Bu
süreç içerisinde öğlen olan hava akşama doğru ilerlemiş ve Kung Lao kendisini
en sonunda kitabın sonunda bulmuştu. Kitabın sonunda ayrı ek bir sayfa olduğunu
fark eden Kung Lao derhal o sayfayı çevirmiş ve ustasının neler yazdığını
okumak istemişti.
‘’Değerli okuyucu,
yada çırağım olacak kişi bok kafalı… Şimdi okuyacağın yöntem unutulmuş bir
yöntemdir ve kimse neredeyse bunu hatırlamaz. Yapması son derece zordur ve ölüm
riskin çok fazladır. İyice oku burayı hatta defalarca oku ki kafana kazınsın
cahillikten ölme sonra!
Öncelikle Kutsal
Hayvanların kendi içerisinde alemi bizlerden çok ama çok farklıdır. Bu nasıl
olur dersen, sen en baştan başlarken onlar belirli bir sınırdan başlar ve
belirli bir gelişim süreçleri olur. Kimi istisnalar bu gelişim sürecini yerle
bir eder ancak çoğu zaman bu barizdir ki bunu asla yapamazlar…
Kutsal hayvanların en
büyük problemi konuşmamasıdır. Ki bunun bile çözümünü bulmuşlardır. Eğer bir
kutsal hayvan Gökyüzü Kaynak Alemine geçiş yaparsa konuşma yetisi elde eder.
Onun için artık insanlar gibi konuşmak son derece normaldir.
Eğer bir Kutsal
Hayvan Yarım Dövüş Tanrısı olursa o hayvanın vücudunu değiştirme seçeneği
ortaya çıkar bu durum öyle bir şeydir ki kimi zaman insanlar gibi
dolaşabilirler.
Geçmişte insanlar
bundan korktukları için Kutsal Hayvanları köle olarak kullanmak istemiş ve bir
kısmı başarılı bile olmuştur. Bunun için iki yöntem kullanan ilk yerleşimciler;
ilk başta kan ile kendilerine bağlamayı seçmişlerdir. Kimisi başarılı olmuş
kimisi ise bu durumdan kurtulamamış ve ölmüştür.
Başarılı olanların
hepsi havan üstünde mutlak bir hakimiyete sahip olmuştur. Hayvan sahibi bir şey
istemediği sürece asla yapamaz, ancak bu durum sadece Kutsal hayvanın
sahibinden güçsüz olduğu zamanlarda geçerlidir. Örneğin bir Arktik Buz Anka’sında
bu durum neredeyse imkansızdır.
İkinci olarak ise
ortaklık yolu seçilmiştir. Kan ile bağlama yöntemi yine kullanılsa da bu sefer
tek kişilik değil tam tersi iki canlının da yapması gerekir. Aralarında ki bağ
iki tarafta istemediği müddetçe kopmaz ve ikisi istedikleri zaman bir birleri
ile zihnen konuşabilir. Ancak bu durum, ilk yöntemi kullanmaktan bile zordur.
Önemli olan şey Kutsal Hayvanında bunu istemesidir. Eğer istemezse veyahut
zorlanırsa bağ kopar ve bağı koparan işi ruhunun büyük bir kısmını kaybeder.
Böylesi bir durumda ölüm ya kaçınılmaz olur, yada gelişim merkezin olan Phialam
hasar görerek sonsuza kadar gelişim yapmanı engeller. Sırf bu durumlardan ötürü
çoğu insan bu tekniğin kullanımını unutmuş veyahut imkansız olarak kabul
etmiştir. Ayrıca sayın okuyucu yada bok kafalı öğrencim, bunları okudum diye
hemen koşturup bir Kutsal Hayvanı kölen yapmak isteme, en ufak hatanda
hayatından olacağını aklından çıkarma!’’
Bu
kelimeler ile birlikte Kung Lao ustasına bir kez daha saygı duymuştu. Ustası
ile olan merakı daha fazla artmış ve ustasının ne kadar zamandır yaşadığını
merak eder olmuştu. Ancak bunu merak etse de şuan sorabileceği kimse yoktu ve
bu yüzden içine gömmüştü.
Tam
bu sırada kapısı sonuna kadar açılmış ve Tengri Mei şık kıyafetiyle birlikte Kung
Lao’nun odasına girmişti. Hızlıca iki tur dönen Tengri Mei ‘’Nasıl durmuş?!’’
diye heyecanlı bir sesle seslenmiş ve Kung Lao’nun onayını beklemişti.
Kung
Lao ise hiç vakit kaybetmeden düşüncelerini söylemiş ‘’Harika durmuş!!’’
diyerek Tengri Mei’yi memnun etmişti. Daha sonra ikili Tengri Mei’nin yoğun
isteği ile birlikte hızlıca dışarıya doğru çıkmış ve akşam vakti pazarda
bulunan insanların arasına karışmışlardı…
[1.418]
***
Öncelikle ‘’YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN!!’’ yılınız
hep güzel geçer inşallah :D
Bizi
sorarsanız yeni yıla bile site işleri ve bölüm yazmak ile giriyoruz. Eğer o
meşhur söz gerçekleşirse kesinlikle bütün bir yıl bölüm yazacağız!! :D
Neyse fazla
uzatmak istemiyorum bölümün sonuna geldik.
Mirza Bo
gerçekte kaç yaşında?
Akşam vakti
çarşıda başlarına bir iş gelecek mi?
Merak mı
ediyorsunuz o zaman bekleyin okuyun ve öğrenin :D
First
yorumu atacağıma oturumu kapattım first gitti arkadaş
Fjsjdjdjskdk iyi güldürdün başka bir zamana
Eline sağlık. Bölüm için teşekkürler. ...