Grondia İkinci Kitap Bölüm 24 Kuklacı...
Ryuu kucağındaki meleğimsi kızla birlikte hızla yol alıyordu. Garip bir şekilde onu hissetmişti. Ardından hemen yavru ayıyı güvenli bir yere bırakmış ve harekete geçmişti. Yaklaşık bir gün süren yolculuktan sonra da yanına varmıştı.
Ryuu kucağındaki kıza bakmamak için özen gösteriyordu. Rezian' ın yaşadığını hissettiği için kıza karşı olan tüm öfkesi dinmişti. Ayrıca Met' in durumununda daha iyiye gittiğini fark etmişti. Hala kendinde değildi ama anladığı kadarıyla ruhu bedeninin içinde mühürlenmişti. Ryuu' nun tek yapması gereken bu mührü kıracak kadar güçlü olmaktı. Lakin İlrik Tenal gibi bir canlının ruh mührü kesinlikle Ryuu' nun kırabileceği bir şey değildi.
'' D-dur...'' Ryuu' nun kucağındaki dünyalar güzeli kız zar zor fısıldadığında Ryuu aniden durdu. Neredeyse dizinin biraz üzerine gelen kara gömülmemek için çabalarken enerjisini yayarak bir kaç metrelik alandaki karı kendinden uzaklaştırdı. '' Efendim? '' Ryuu hemen kızın yüzüne bakarken kalbi yine teklemişti. O kadar güzeldi ki bir türlü kendini kontrol edemiyordu. Bir kere baktığında bağımlılık yapıyormuş gibiydi. Durmadan bakmak istiyordu.
'' S-su v-ver-e-bili-r mi-sin? '' Kız kesik kesik konuşurken acıyan boğazına içinden küfürler yağdırdı. Sesi pürüzlü çıktığı için cidden hoş değildi. '' Tamam. '' Ryuu boyutsal yüzüğünden matara çıkarttı. Tıpkı bir bebeğe içiriyormuşçasına dikkatli olması istemsizce komik bir görüntü oluşturuyordu.
'' Bebek muamelesi yapmasan iyiydi. '' Kız suyu içtikten sonra rahatlayan boğazı sayesinde düzgünce konuşmuştu. Ne kadar sesi hala pürüzlü olsa da yapabileceği bir şey yoktu. Ryuu hafifçe kıkırdadı. '' Bu halinle pek şansın olmuyor. '' Ryuu alaylı bir cümle kurduktan sonra aniden harekete geçti. Öncekinden daha da hızlanırken bedenini hafifçe çevreleyen alevler, hızlı hareket etmesini engelleyen karı eriterek daha rahat hareket etmesini sağlıyordu. Ayrıca soğuğa karşı ısınmalarını da sağlıyordu.
Yaklaşık dört beş saat boyunca devam eden yolculukları, yemek arayan bir kaç kaynak canavarının saldırısı dışında olaysız geçmişti. Savaş Tanrıçası hiç konuşmamıştı, böyle olunca Ryuu' da konuşmaya yanaşmamıştı.
Ryuu sonunda yavru ayıyı bıraktığı yere geldiğinde yavaşladı. '' Ne oldu? '' Kucağındaki güzeller güzeli kız düzelen sesiyle konuştuğunda Ryuu yanıtlamadı. '' Sen de kimsin? '' Ryuu kucağındaki kızı indirirken arkasına bıraktı. Karşısındaki sipsiyah saçlara sahip kız öfkeden kızaran yüzüyle Ryuu' nun arkasında kalan Savaş Tanrıçasına bakmaya başladı. Bir eliyle havaya kaldırdığı Xiong bilinçsiz duruyordu.
'' Ben kim miyim? Sor bakalım o arkana aldığın kıza kimim! '' Kızın sesi çok güzel olsa da nefretle sarmalanmıştı. Siyah bir boncuk gibi parlayan gözleri hırsla yanıyordu. Düzgün bir fiziğe sahipti. Ne kadar Savaş Tanrıçasıyla karşılaştırılması mümkün olmasa da son derece güzel bir kızdı. 18-19 yaşlarında duruyordu. Siyah bir etekle üzerine ince bir kısa kollu giymişti. Böyle soğuk bir havaya karşın bu kadar cüretkardı aslında!
Eteğinin altından görünen süt beyazı bacakları insanın ağzını sulandıracak güzellikteydi. Sağ elinde de siyah aşırı ince görünen bir eldiven vardı. Bu eldiven parmak uçlarını açıkta bırakarak dirseğine kadar uzanıyordu.
'' Tersa! Demek beni aramaya cesaret edebildin! '' Savaş Tanrıçası öfkeyle bağırdığında Ryuu kafasını ona çevirdi. '' Kim o? '' Sesi ve yüzü öfkesini kesinlikle dışa vuruyordu.
'' Kendini tanrı ilan eden aptalın teki. Yaklaşık yüz yıl önce ben daha tanrı olmadan önce onunla büyük bir savaşa girişmiştik. Sonucunda o hileyle beni yenmek istedi ama ağır bir yenilgiye uğrayarak sonsuza kadar birinci boyuta sürüldü. '' Savaş Tanrıçasının konuşması karşısında Ryuu kaşlarının havalanmasına engel olamadı. O yanındaki iki güzel kızın aslında yüz yaşından büyük olduğunu düşünmemişti.
'' Demek beni sinirlendirmeye devam ediyorsun Rias! '' /HighSchool Dxd' ciler doluşmadan çabuk çabuk/ Aniden harekete geçmeye karar veren Tersa havaya kaldırdığı yavru ayıyı arkasına atarken elinde beliren siyah enerjiyle birlikte saldırıya geçti.
Ryuu' nun yanından hızla geçerken zayıf durumdaki Rias' a yumruk atmak için sol elini kaldırdı. '' LANET OLASI!'' Hiç kimse ne olduğunu bile anlayamadan Tersa yüzüne yediği yumrukla geriye uçmuş ve duvara gömülmüştü.
Tersa ağzına gelen kanı yana tükürürken öfkeyle yanan gözleriyle ona yumruk atan Ryuu' ya baktı. '' S-sen ne yaptığını sanıyorsun? Bu bizim aramızda olan bir şey! KARIŞ-AUGHHH! '' Birden önünde beliren Ryuu karnına güçlü bir yumruk atarken hem konuşması kesildi, hem de nefes alamadı.
'' XİONG' A NASIL ZARAR VERİRSİN?! SENİ GEBERTECEĞİM! '' Ryuu bir yumruk daha atmak istemişti ki aniden omzundan tutan birisi, kafasını döndürmesini sağladıktan sonra yüzüne güzel bir yumruk oturttu. Ryuu bunu yapanın kim olduğunu anlamaya çalışırken iskelet şeklindeki figürü gördü. Şaşırsa da hemen kendini toparlayarak, iskeletin omzunu tutan koluna vurdu. İskeletin kolunda hiç bir hasar oluşmazken Ryuu' nun suratına çeliktenmiş gibi hissettiren bir yumruk daha geldi.
'' Ben en güçlü kuklacı ünvanına sahibim! Bana karşı çıkabileceğini mi sanıyorsun? '' Kızın kibirli konuşması Ryuu' yu daha da sinirlendiriyordu. Bir kez daha onun sorumsuzluğundan birileri yaralanmıştı. Ve bu sefer Xiong' u koruyacağına son derece güvenirken olmuştu bu! Daha fazla kendini tutmanın anlamı yoktu. Bu kızı öldürecekti!
Kafası yavaşça yere düşerken omzunu kavrayan iskeletin bileğini tuttu. '' Sana karşı çıkmak mı? Ben sana karşı çıkmıyorum, direk yok edeceğimi belirtiyorum! '' Bileğinden tuttuğu iskeleti öne doğru çekerken diğer eliyle kafasını yakaladı. Aşırı güçle kafasına bastırdığı gibi iskeletin kafası çatlaklarla kaplanmış ve parçalanmıştı.
İlk iskelet yere düştüğü anda Tersa sırıtmayı kesmedi. '' Al bunu! '' Eldiven giydiği elinden beşer tane siyah ip fırlayıp yere saplandılar. Bir kaç saniye içinde toprağı parçalayarak dışarı bir el çıktı. Ardından bir tane daha ve bir tane daha derken tam beş tane iskelet dışarı çıktı. '' Kuklacının Hükmü: Birinci Aşama İskelet Savaşçılar! '' Her iskelet yere bir ellerini uzatırken topraktan beşer tane kemikten kılıç çıktı. Beş iskelette kılıçları aldıklarında savaşmaya hazırdılar.
Ryuu kılıçların ortaya çıkmasıyla daha önce olduğu gibi Draken' ı arama hatasına düşmüştü. İçten içe hüzünlenirken bunu dışarıya belli etmeden, yumruklarına güvenerek saldırıya geçti. Hızla beş iskeleti dağıtırken, fark etmediği bir anda iskeletlerden birisi sırtına saldırdı. Sırtında büyük bir kesik oluşurken diğer iskeletlerin saldırılarını savuşturamamış ve sonuç olarak bir düzine yara almıştı. Anında bedeninden alevleri yayılırken iskeletleri etkisizleştirdiler.
Ryuu karşısındaki iskeletlerin gücünün tamamını kullanarak yaptığı saldırılarına dayanamayacağını bilse de tüm gücünü ortaya çıkarmıyordu. Kesinlikle sorun olan bu iskeletler değildi, sorun olan kuklacıydı!
Rias kötü durumdaki bedeni yüzünden sadece Ryuu' yu izleyebiliyordu. Karışması sadece işleri daha da kötüleştirirdi. Aslında Ryuu ile Tersa neredeyse eşittiler. Tersa Ruhsal Kaynak Aleminde sınırlandırılmıştı. Eğer Ryuu ağır mühürler ile cezalandırılmasaydı kesinlikle onu yenebilirdi.
Ne kadar Tersa Ruhsal Kaynak Aleminde sınırlandırılsa da kuklacılık güçlerinde bir sınırlama yoktu. Yani hala aşırı tehlikeliydi!
Ryuu durumu anında çözmüştü. Önceki darbelerinden Tersa' nın bedeninin güçlü olmadığını fark etmişti. Asıl gücü kuklalarındaydı. Yani onu indirmek için tek yapması gereken kuklaları aşmaktı. İçten içe gölge adımlarını özlerken bir yandan da planını kuruyordu.
Ryuu alevlerle boğuşan iskeletlere karşı saldırıya geçtiğinde Tersa umursamadı bile. Yere eğilmiş bir şeyle uğraşıyordu. Ryuu acele etmesi gerektiğini bir kez daha düşünürken iskeletlerden birisini tekmeleyerek parçalara ayırdı. Duraksamadan diğerine saldırmıştı ki titremeye başlayan zemin yüzünden dengesini kaybetti. Önündeki üç iskelet aniden toza dönüşürken devasa bir el yeri parçalayarak önünde belirdi. Bu devasa elin sadece bir parmağı bile Ryuu' nun iki katıydı!
'' Kuklacının Hükmü: İkinci Aşama İskelet Kralın Dirilişi! ''
Tersa' nın bağırışından hemen sonra yer daha da hızlı parçalanmaya başlamıştı. Ryuu hızla ortadan kaybolurken önce Xiong' u sırtladı ardından Rias' ın yanına fırladı. Direk Rias' ı kucağına alırken hızla kaçmaya başladı. '' Kaçmak mı istiyorsun? O kadar kolay değil! '' Tersa' nın bağırdığı sırada çoktan Ryuu yüz metre katetmişti ama birden yeri parçalayarak çıkan, kemiklerden oluşma bir duvar yolunu kesti. Ryuu bir dağın önündeki vadide tuzağa düşmüştü!
Ryuu Xiong ve Rias' ı bıraktıktan sonra öfkeyle yanan gözlerini Tersa' ya çevirdi. Bu sırada yeri parçalayarak çıkmaya devam eden devasa iskelet neredeyse göğüs kafesine kadar görülmüştü. Devasa boyutlarda olan bu iskelet gerçekten Ryuu' ya zor zamanlar yaşatabilirdi.
'' Bunu yapmak gerçekten sinirimi bozuyor ama mecburum ha. Hazır ol geliyorum! '' Ryuu ok gibi yerinden fırlarken iskeletin kafasına doğru atıldı. Devasa iskelet, cüssesinden beklenmeyecek bir çeviklikle Ryuu' ya saldırdığında Ryuu tepki bile vermedi. Aniden üzerine binen ağırlıkla birlikte yere doğru gömülürken dişlerini sıkarak direnmeye başladı. İki dizinin üzerine çökmüşken yavaşça alevleri bedenini kaplamaya başladı. Alevlerininde yardımıyla birlikte devasa eli kaldırmaya başladı.
'' Haaaaaaaa! '' En sonunda zar zor devasa eli havaya fırlatırken gömüldüğü yerden zıplayarak iskeletin kafasına atıldı. İskeletin kafasının üzerine oturduğunda acımasızca yumruk atmaya başladı. Üst üste aynı yere vurduğu yumruklar iskeletin kafa tasını parçalarken iskelet kükreyerek yere vurdu. Devasa bir sallantı oluşurken Ryuu dengesini kaybederek geriye uçmuştu.
Neredeyse kafa tasını parçaladığını fark eden Ryuu tekrar aynı yere saldırmak istedi ama bu sefer kuklacı oyununa kanmamıştı. İskeletin elinin tersiyle metrelerce uçan Ryuu bir avuç dolusu kan kusmak zorunda kaldı. '' Hay böyle işe! '' Sinirle mırıldanırken tekrardan ayaklandı. Enerjisi bedeninden dışarı taşarken iskelete yöneldi. Ryuu' nun ilk hissedilmeyen enerjisi birden somutlaşırken aşırı fazla bir ağırlık iskeleti sarmaladı. Somut enerjisi öyle güçlüydü ki tonlarca ağırlığındaki bu iskeleti saniyeler içinde ezip geçmişti!
Tesra yok olan iskeletle ağzının açılmasına engel olamadı. '' Demek bu kadar güçlüydün. O zaman birde bunu dene! '' İki elini birden yere uzatırken tam on tane iplik ellerinden fırladı. '' Kuklacının Hükmü: Üçüncü Aşama On Bin İskeletin Öfkesi! ''
Tesra' nın sözlerini takiben az önceki iskeletin kükreyişini bile ezip geçen bir bağırış duyuldu. Zemin parçalara ayrılırken binlerce iskelet dışarı akın etmişti! Her iskelet siyah ve lanetli duran bir hareyle çevrilmişti.
Ryuu tek bir bakışta bile her iskeletin aşırı güçlü olduğunu söyleyebilirdi. Bu sefer kesinlikle işi zor görünüyordu. O an Ryuu karar vermişti. Bu dövüşü bir eğitime çevirecekti. Hem kendini geliştirme fırsatı bulmuştu. Neden kaçıracaktı ki?
/İveeeet :D Bitti bölüm. Artık sınavlarımda bittiğine göre güzel bir bölüm haftasına giriş yapabiliriz. Haftaiçleri bölüm yazarım haftasonu da PW çevrildi mi tamamdır :D Bu arada okuyun la PW' yi. Baya tatlı seri. Neyse ben kaçar. Bir dahaki bölüm ne zaman diye sorabilirsiniz de bende bilmiyorum ki. Mesela bu bölüm yaklaşık 2 saatimi aldı. Güne göre değişiyor yani bu. Bazı günler sabahtan akşam bir bölüm zor çıkarken bazen bir iki saatimi alıyor. Garip :D
Bu bölümmüydü, eline sağlık
pw yi mangaya yaklaştırdın mı başlıyacam eline sağlık
Şu ismi değiş sen Rias rahatsız ediyor dxd canlarını Rias ryuu gibi bir enayi ilemi peh kızıl ejderha imparatoru ryuunun g*tune kolunu sokar
Tabi 2 saat sürer kısacık bişeyi ama yinede güzeldi eline sağlık
Teşekkür ederim :)
TEşekkür ederim :)
Zaten onun bir sırrı var onu da açığa kavuşturucam :D
Teşekkür ederim :)
Eline sağlık.Bu arada Pw'yi bekleyeceğim zaten okuyacak kitap kalmadı.
Eline sağlık. Bölüm için teşekkürler. PW yi bekliyoruz evet. Ayıya yazık oldu fırlatılır mı öyle. ...
Sana küfür edesim var yazar. Ulan o kadar heyecanlı yerde bırakmışsın ki tüm heyecanıma sıçtın ama yine de eline sağlık fazla güzel olmuş yeni böşümü seri yaz beeeh sjsjsk
Yazarrı dövelim diyenler burada bölüm kesilirmi >:(((
:D ya kavuştur kavuşturda Rias deme şu kıza benim gibi Dxd fanları rahatsız olabilir ki ben oluyorum -_-
Bölüm hazır dostum. Yarına gönderiyorum :D
Bu benim huyum yahu :D
hmm şimdi rias olmaz ama bir dxd hayranı olarak isseiin yavıklısını kullanman biraz kıl yaptı beni
Bende hastasıyımdır Dxd' nin ama o ismin asıl konusu farklı :D
Guzel olmusta ayuya yazik yaf