Bölüm 84 - Yeni Tecrübeler



Asuka'nın elinde ki mesajı okuduktan sonra şaşırması oldukça normaldi. Bunca zamandır annesinden gizlendiğini düşünse de aslında annesi her şeyin farkındaydı. Üstelik bir şekilde onun nerede olduğunu bile öğrenmişti. Asuka annesinin yardımı için oldukça mutlu olsa da bu mutluluğu okuduğu mesajın içeriğinden sonra gölgelenmişti. Çünkü annesi iki sene sonra babasını uzun bir süre boyunca göremeyeceğini yazmıştı. Asuka annesinin yazdığı mesajın içeriğine güveniyordu. Aklındaki bilgileri de göz önüne alırsa babası kesinlikle iki yıl sonra bir yere gidecekti.


Asuka bunu öğrendiği anda yeni hedefini çoktan belirlemişti.


Babasının karşılaştığı sıkıntı ne olursa olsun ona eşlik etmek için güçlenecek ve ona yardımcı olacaktı. Annesinin yardımı sayesinde önünde en ufak bir engel kalmamıştı. Asuka iki yıl sonrası için kesinlikle hazır olacaktı.


Asuka şehrin içindeyken hemen alışveriş yapmayı düşündü. Annesinin ona verdiği boyutsal yüzükte birçok malzeme olmasına rağmen hala bazı şeylere ihtiyacı vardı. Hemen bir giyim dükkanına girerek kendisi için farklı kalitede kıyafet setleri aldı. Asuka birçok ortama uyum sağlamak istediği için her türden kıyafetler almıştı. Bedeninde ki yüksek büyü gücü sayesinde görünüşünü istediği gibi değiştirebilirdi.


Yeni görünüşü ne güzel nede çirkin olan normal bir yüz, hafif koyu bir ten, siyah saçlar ve siyah gözlerden oluşuyordu.


Bu görünüşünün üzerine geçirdiği keten bir elbise ile birlikte sıradan küçük bir kıza dönüşmüştü. Onu gören birisinin Büyük İntikamcı İmparatorluğu'nun prensesi olduğuna inanması mümkün değildi. Kendisi ben prensesim dese bile insanlar karınları patlayana kadar ona gülerdi.


Asuka'nın amacı kimliğini gizlemek olduğu için bunu tam anlamıyla başarmıştı. Giyim dükkanından ayrıldıktan sonra kendine büyükçe bir çanta almıştı. Bu çantanın içine boyutsal yüzüğünde ki hançerlerden birini ve bir miktar erzak koymuştu. Asuka ilk kez bir maceraya atılsa da artık bir çocuk sayılmazdı. Çünkü hafıza sarayı sayesinde zekâ seviyesi yetişkin bir insan ile aynı düzeydeydi.


Doğal olarak Asuka ticaret bilekliğini ve boyutsal yüzüğünü diğer insanlara göstermeyi istemiyordu.


Bunun için ticaret bilekliğini üzerine giydiği keten elbisenin altına sokarak gizlemiş boyutsal yüzüğünü de bir zincirle boynuna asmıştı. Asuka çantasına küçük bir miktar altın koyduktan sonra çantasını omzuna asmış ve şehrin doğu kapısına doğru yürümeye başlamıştı.


Okuduğu kitaplar sayesinde birçok şey öğrenen Asuka Beş Büyücü Tarikatı'nın içinde bulunduğu şehir olan İnci Şehiri'ne gitmek için bir ticaret kervanına katılmayı düşünüyordu. İnci Şehiri doğu bölgesinin tamamında ki en gelişmiş şehirlerden birisiydi. Bu şehir eski Doğu Aslan Krallığı'nın başkentiydi. Şimdiyse Büyük İntikamcı İmparatorluğu'nun doğuda ki en önemli şehirlerinden birisiydi.


Haliyle Beş Büyücü Tarikatı bu şehirde konuşlanmıştı. Şehrin içindeki alanın beşte birine sahip olan Beş Büyücü Tarikatı aynı zamanda şehrin hızlıca gelişmesinin arkasında ki en büyük nedendi. İnci Şehiri, Yaokai Şehiri ile yarışabilir bir gelişim seviyesine sahip olmuştu.


Asuka İnci Şehiri'ne tek başına yolculuk etmek istemiyordu.


Çünkü yolculuk sırasında karşılaşabileceği tehlikelere karşı koyabileceğinden tam anlamıyla emin değildi. Bunun için en güvenli yol bir ticaret kervanına katılmaktı. Asuka şehrin doğu kapısına ulaştığı zaman İnci Şehiri'ne hareket eden bir ticaret kervanı aramaya başladı.


Çok geçmeden büyük bir ticaret kervanının bütün doğu bölgesini dolaşacağını ve İnci Şehirine'de uğrayacaklarını öğrendi. Bu ticaret kervanı on tane at arabasından ve yüz atlı muhafızdan oluşuyordu. Öğrendiğine göre bu kervan şehirde ki birçok zenginin bir araya gelerek topladığı büyük bir kervandı. Haliyle taşıdıkları yükte sıradan bir yük değildi. Asuka için öğrendiği bilgiler fazlasıyla yeterliydi.


Bunun için kervanın başında ki yaşlı bir adamın yanına yaklaşarak "Bu kervan İnci Şehiri'ne gidiyor mu?" diye sordu.


Yaşlı adam Asuka'yı değer biçer gözlerle kısa bir süre inceledikten sonra "Seninle uğraşacak vaktim yok çocuk. Git başka bir yerde oyna" dedi. Asuka'nın kimliğini gizlemesi anlaşılan oldukça işe yaramıştı. Çünkü yaşlı adam karşısında ki küçük kızın fakir bir ailenin çocuğu olduğunu düşünmüştü.


Haliyle onu başından savmak istemesi doğaldı. Asuka yaşlı adamın sözlerinden sonra ona "Bu kervan İnci Şehiri'ne gidiyorsa bende kervana katılmak istiyorum" dedi. Yaşlı adamın halinden mutsuz yüzü Asuka'nın sözlerini duyduktan sonra aniden garip bir ifade aldı. Yaşlı adam sesini biraz yükselterek "Senin gibi küçük bir velet bu kervana katılmak için gerekli olan ücreti nasıl ödeyebilir" dedi.


Asuka yaşlı adamın konuşması karşısında öfkelense de kendini güçlükle sakinleştirdi.


Yaşlı adam sesini yükselttiği için kervanın çevresindeki insanlar onun söyledikleri duymuşlardı. Çoğu yaptıkları işi bırakarak onları izlemeye başlamıştı. Kervana eşlik edecek muhafızlar ise duruşlarını biraz sertleştirmiş ve bir ellerini bellerinde ki kılıçlarına atmışlardı.


Yaşlı adamın karşısında ki kişi küçük bir kız olsa da en ufak bir sorunu bile göze alamazlardı. Çünkü korudukları kervanın değeri hepsinin sahip olduğu bütün servetten binlerce kat daha fazlaydı. Doğal olarak en ufak bir tehditte karşı sürekli tetikteydiler. Asuka kendini güçlükle sakinleştirmiş olsa da şu anda en çok istediği şey karşısında ki yaşlı adama haddini bildirmekti.


Buna rağmen kimliğini açığa çıkarmak ve üzerine şüphe çekmek istemediği için ne yazık ki bunu yapamayacaktı.


Asuka yaşlı adam ile ilgilenmeyi bırakarak doğrudan kervanı koruyan muhafızlardan birinin yanına giderek "Kervana katılmak için gerekli olan ücret ne kadar?" diye sordu. Muhafız konumu gereği küçük kızla dalga geçmeyi göze alamadı.


Çünkü onun bu kervanı korumak için seçilmesinden ve güçlü bir savaşçı olmasından dolayı haklı bir şöhreti vardı. Bu şöhreti güçsüz bir küçük kıza kötü davranarak kaybetmek istemediği için karşısında ki kıza sanki bir eşiti ile konuşuyormuş gibi "Yemek ve barınma dahil olmak üzere elli altın" dedi. Elli altın güç sahibi insanlar arasında çok küçük bir meblağ olsa da sıradan bir aile için bir yıl boyunca rahatlıkla geçinmelerini sağlayacak bir servetti.


Asuka bu rakamı duyunca cidden gülmeye başladı. Küçük kızın güldüğünü gören insanlar ona bir anlam veremediler.


Çünkü hepsinin beklediği şey küçük kızın gülmesi değil aksine şaşırması hatta dehşete düşmesiydi. Üzerinde ki kıyafetlere bakarak küçük kızın fakir bir aileden geldiğini düşünüyorlardı. Orada bulunan insanların büyük bir kısmı elli altınlık ücreti duyunca sadece iç çekebilmişlerdi.


Asuka ise içten içe öfkeli olmasına rağmen gülüyordu. Çünkü sırtında ki çantaya koyduğu az miktar altın bile bin altından fazla bir miktardı. Elinde ki ticaret bilekliğinde on milyona yakın bir altın vardı. Onun için elli altının bir toz tanesi kadar önemi yoktu. Buna rağmen elli altın gibi bir ücret için yaşlı adam tarafından herkesin içinde küçük düşürülmüştü. Üstelik dikkat çekmek istemediği için hiçbir şey yapamamıştı.


Asuka gözlerinden yaş gelene kadar güldükten sonra suratı aniden ciddi bir ifade aldı.


Çantasından çıkardığı elli atını saydıktan sonra muhafıza uzatarak "Bende kervana katılmak istiyorum" dedi. Başta muhafız ve yaşlı adam olmak üzere oradan bulunan insanların büyük bir kısmının şaşkınlıktan çeneleri neredeyse yere düşecekti.


Görünüşünden fakir bir ailenin çocuğu olduğu belli olan küçük bir kız orada ki birçok insan için büyük bir miktar olan 50 altını sırtında ki çantadan çıkartarak doğrudan vermişti. Muhafızın bile içinde bir inançsızlık hakimdi. Açıkçası küçük kızın elli altına sahip olabileceğini asla düşünmemişti. Onunla şöhretini kaybetmemek için dalga geçememiş olsa da yüzünde ki hayal kırıklığını görmeyi sabırsızlıkla bekliyordu.


Fakat bunun yerine eline uzatılan elli altının yaydığı sarı parıltıyı görebildi.


Asuka kervana katılma ücretini muhafıza uzattıktan sonra yolcu taşımak için yapılmış olan at arabalarından birinin içine girerek oturdu. Arada sırada dışarıyı izleyerek geçirdiği oldukça sıkıcı yarım saatlik bir sürenin ardından diğer yolcuların gelmesi ile birlikte ticaret kervanı harekete geçti.


Doğu kapısından ayrılan ticaret kervanı kıtanın doğusuna doğru yol aldı. Asuka'nın içinde bulunduğu at arabasının vagonunda altı kişi bulunuyordu. Vagona ilk giren kişi Asuka olduğu için diğerlerini inceleme fırsatı bulmuştu. Kervana katılanlardan bir tanesi kırklı yaşlarının başında gözüken yaşlı bir adamdı. Üzerinde ki kıyafetle basit bir tüccar gibi gözüküyordu.


Fakat Asuka bu görünüşün bir kamuflaj olduğunu anlamıştı. Çünkü analiz yeteneği sayesinde yaşlı adamın vagonda bulunan en güçlü ikinci kişi olduğunu biliyordu. En güçlü kişi ise diğerlerinden uzakta oturmaya özen gösteren ve yüzü bir örtü ile kapalı olan uzun boylu bir kadındı.


Asuka bu kadının görünüşünden onun büyücü olduğunu kolaylıkla anlamıştı.


Bu iki kişi dışında kalan üç kişi sıradan veya çok güçsüz insanlardı. Kendisiyle birlikte vagonda üç kadın vardı. Bu kadınlardan birisi vagonda ki en güçlü kişi olan büyücü diğeri ise onun hizmetçisi veya uşağı olan birisiydi.


Yaşlı adam dışında geri kalan iki erkek ise birbirlerine aşırı derecede benziyorlardı. Asuka onları gördüğü anda ikiz olduklarını veya kardeş olduklarını düşündü. Bu iki erkek kaslı ve iri bedenleri ile güçlü bir savaşçının bütün özelliklerini yansıtıyorlardı. Fakat bu görünüş sıradan bir insan için aldatıcıydı. Asuka analiz yeteneği sayesinde bu iki kardeşin savaşçı olmadıklarına neredeyse emindi.


İkisi de savaşabilecekmiş gibi görünse de ya ağırlık çalışmış ya da kas yapmalarını sağlayacak bir işte çalışmışlardı.


Bu altı kişilik grubun içinde en tuhaf gözle bakılan kişi ise doğal olarak Asuka'ydı. Vagonda ki diğer kişiler Asuka'yı gördükleri anda değişik tepkiler vermişlerdi. Sonuçta Asuka'nın dış görünüşü fakir bir ailesi olan normal bir kız çocuğu şeklindeydi.


Üzerinde ki ucuz keten elbiseler bunu destekliyordu. Haliyle çoğu Asuka'yı kervanda gördükleri için şaşırmışlardı. Asuka yüzü bir örtü ile kapalı olduğu için büyücü kadının ifadesini göremese de onu gördüğü anda bir anlığına da olsa duraksadığı için şaşırdığını tahmin edebiliyordu. Asuka bu insanları incelese de aslında hiçbirini önemsememişti. Ona göre bu kişiler yeni macerasında karşılaştığı yeniliklerden başka bir şey değillerdi. Kervan süratle yol alırken vagonun içinde ise garip bir ortam oluşmuştu.


İki kardeş birbiri ile biraz yüksek sayılabilecek bir sesle sohbet ediyorlardı.


Yaşlı adam uzun süre gözlerini Asuka'nın üzerine diktikten sonra arkasına yaslanmış ve gözlerini kapamıştı. Fakat Asuka dışarıdan uyuyormuş gibi görülse de yaşlı adamın uyumadığını analiz yeteneği sayesinde biliyordu.


Yüzü örtülü olan kadın arada bakışlarını vagon içerisinde gezdirse de genelde pencereden dışarıya bakıyor ve hiç konuşmuyordu. Yanında ki hizmetçi kadın ise arada bir onun kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Asuka'nın bedeni normal bir insan bedeni ile birebir aynı özelliklere sahip olduğu için konuşulanları anlayamıyordu. Onun bedeni babasının bedeni gibi gelişme fırsatı bulamamıştı.


Asuka için vagonun içinde ki bu sıkıcı yolculuk beş saat boyunca devam ettikten sonra bütün kervan bir anda durdu.


Anlaşılan mola verme ve yemek yeme zamanı gelmişti. Kervanı koruyan askerler atlarının sırtlarından inmişler ve onları bağlamışlardı. Daha sonra kervanda ki at arabalarından beşini yan yana toplamışlardı. Bu beş arabanın tamamı değerli yüklerle doluydu.


Diğer beş araba ise kervana katılan insanların konaklaması için bulunan sıradan arabalardı. Değerli yük arabalarının başında seksen muhafız nöbet tutmaya başlamış kalan yirmi tanesi ise kervanda ki yolcuları mola sırasında korumak için onların çevresine gelmişlerdi. Yük arabalarına güvenlik önlemi olarak muhafızlardan başka kimsenin yaklaşmasına izin verilmediği için kervanda ki yolcular değerli yük arabalarından uzak bir alanda konaklıyorlardı. Hemen bir ateş yakılmış ve ateşin üzerinde et kızartılmaya başlanmıştı.


Kervanda ki hizmetçiler sürekli çalışıyordu.


Asuka'nın hesaplarına göre kervanda yirmiye yakın yolcu vardı. Yüz muhafız ve onların başı ile birlikte bir kervan lideri ve onun yirmi adamı vardı. Ayrıca kervanda yirmi tanede hizmetçi bulunuyordu. Kervanda kabaca yüz altmış kişiye yakın insan bulunmaktaydı.


Haliyle sıradan ticaret kervanlarına göre oldukça büyük bir kervandı. Üstelik kervanda ki insanların büyük kısmı savaşmak konusunda yetenekli tecrübeli insanlardan oluşuyordu. Asuka bu kervanın gücüne bakarak yolculukları karşısında bir sorunla karşılaşacağını düşünmüyordu. Yine de her şeye rağmen temkinliydi. Çünkü ne olacağı hiç belli olmazdı.


Büyük İntikamcı İmparatorluğu'nda ki bütün yerleşim alanları oldukça güvenli bölgeler olsalar da kalan yabani bölgeler o kadar güvenli değildi. Bu topraklarda tehlike her zaman var olmuştu. Asuka okuduğu birçok kitap sayesinde binlerce kanlı savaşın tasvirini biliyordu.


Bu savaşlar hep bu topraklar üzerinde yapılmışlardı. Yani bunları bildikten sonra temkinli olması oldukça normaldi.


Yemek hazırlandıktan sonra kervanda ki yolcular ve kervan lideri ateşin başına toplanarak yemeklerini yemeye başlamışlardı. Tabi ki bazı istisnalarda vardı. Asuka ateşte pişirilen eti gördükten sonra çantasında ki hazır yemeklerden çıkartarak onları yemeye başladı.


Aynı şekilde yüzü örtülü olan kadın ve onun hizmetçide yanlarında getirdikleri yemeği yemeye başladılar. Yaşlı adam ise ilginç bir şekilde hiç yemek yemedi. Fakat iki kardeş kendilerine kalan çok miktarda pişmiş eti kemiklerinden sıyırarak yemeye başladılar. Öyle ki elleri ve ağızları yağ içinde kalmıştı. Asuka bu sahneyi gördükten sonra azıcık olan iştahı da kaçtığı için kalan yemeği tekrar çantasına koydu.


Kısa bir yemek molasının ardından gece yolculuğa çıkmak tehlikeli olacağı için kararan hava ile birlikte muhafızlar nöbet tutarken diğerleri uyumak için kendi vagonlarına döndüler. Asuka Beş Büyücü Tarikatı'na ulaşacağı için heyecandan gözüne uyku girmemişti.


Vagonda Asuka yaşlı adam ve yüzü örtülü olan kadın karşısında herkes uyuyordu.


Asuka ve diğerleri arada birbirlerine baksalar da tek kelime konuşmuyorlardı. Gecenin oldukça ileri bir saatinde aniden bir haykırış duyuldu. Muhafızlardan biri acı dolu bir çığlık atmıştı. Çığlığın ardından Asuka'nın içinde bulunduğu vagonda oldukça ilginç bir durum oluşmuştu.


Yaşlı adam aniden belinden çıkardığı bir kısa bir kılıcı doğrudan yüzü örtülü olan kadına doğru tutmuştu. Yüzü örtülü olan kadın ise elinde orta büyüklükte bir ateş topu oluşturmuştu. İki kardeş uykudan uyandıktan sonra karşılaştıkları görüntü ile yerlerine korkuyla sinmişlerdi. Yüzü örtülü olan kadının hizmetçisi ise kısa bir şaşkınlıktan sonra belinde çıkardığı hançeri yaşlı adama doğru tutmaya başlamıştı.


Tüm bunların ortasında vagonun dışından gelen koşuşturma sesleri eşliğinde Asuka sakin bir yüz ifadesi ile yerinde oturuyordu.








Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

11 yorum

  1. avatar Lloyd Türkiye'nin en büyük yetişkin çizgi romanlarına sahip kişi says:

    1

      • avatar Unknown says:

        Aynen biraz öyle oldu hikaye üç veya dört bölüm Asuka üzerinden ilerleyecek daha sonra Haru'ya bağlanacak

                • avatar Unknown says:

                  Cidden hala uzatmaya devam edicekmisin?Haru ne zaman kolardan intikam alıcak zamana gelse araya bir şey giriyor,şimdiyse asuka girdi banane asukadan haru nerede?

                    • avatar Soloturk_35 says:

                      Dostum sen hikayeyi masal okur gibi okuyorsun sanırım. Bilmediğin herseyin bir sebebi olduğu. Aşka olaya girdiyse vardır sebebi ve unutma o da bir ko

                      • avatar Adsız says:

                        valla kızını okumakta güzel kızını okumayıda isteriz