Ryuu şaşkınlıktan tepki veremese de konuşmak için ağzını açtığı anda gözleri kapanarak bilinci Karanlık Lordun yanından çekildi. Karanlık Lord, Ryuu gittiği anda derin bir nefes alarak dolan gözlerini sildi. '' Baba? '' Oğlunun sesiyle kafasını kaldırdı. '' Ryuu' ya söylemeyeceksin değil mi? '' Karanlık lord kafasını iki yana sallayarak onayladı. '' Bunu ona anlatmak bana düşmez oğlum. '' Karanlık Lord gölgelere dönüşürken ortadan kayboldu. Diğer Ryuu gene yalnız kalmıştı..
Ryuu gözlerini açtığında gördüklerinin aynısını yaşıyordu. Toun gene şifacılara bağırıyordu. Ryuu hatırladıklarıyla hareket edecekti. Kapıyı açarak dışarı çıktı. '' Toun? '' Toun, Ryuu' nun sesiyle heyecanla arkasını döndü. '' Ryuu! İyisin gerçekten o kadar zaman sonra uyanabildin! '' Toun aynı şeyleri söylüyordu. Yüz ifadesi bile aynıydı. '' Sakin ol. İyiyim ben. '' Ryuu bir şey daha demek için ağzını açsa da Toun dinlemeden kolundan çekeleyerek salona götürdü. Koltuğa oturan Ryuu ona bakan gözlere tek tek baktı. Geçen sefer dikkat etmesede bu sefer fark etmişti ki odada herkes Ryuu' nun konuşmasını heyecanla bekliyordu.
'' Pek bir şey anlatamıyacağım. Yola çıkmam gerekiyor ama gelmek isterseniz Ternia Kolk' un düğününe gidiyorum. Almam gereken bir intikam var. '' Ryuu' nun kararlı sözleri grubu şaşırtmıştı. Toun ve Yura düşünmeden ellerini kaldırdılar. Ryuu gülümsemeden edemedi. Gerçekten değerli dostlara sahipti. Claudia' da çok kısa bir düşünme sürecinin ardından elini kaldırdı. Ryuu geriye kalan Natali' ye baktı. Natali kararsız duruyordu. Gelmek istediğini bakışlarından anlamıştı Ryuu. Lakin bir sıkıntı olduğunu da anlamıştı. Toun durumu fark ettiği anda Nataliyi sıkıntıya sokmamak için bir hemen bir bahane uydurdu. '' Biz gidince klanla kim ilgilenecek Ryuu? Natali' nin kalması en iyisi. '' Toun, Natali' nin durumunu çok iyi anlıyordu. Bunu Ryuu' ya kısaca özet geçecek olsa da fazla kurcalamaması gerektiğini belirtecekti. Çünkü Natali' nin durumu gerçekten derin ve özeldi.
Ryuu bir şeyler olduğunu anladığı için sadece Toun' a 'konuşacağız' bakışı atarak konuyu uzatmadı. '' O zaman yola çıkalım. Yetişsek iyi olur. '' Ryuu ayağa kalktığında diğerleride ayaklandı. Hiç biri Ryuu' ya neden gittiklerini sormayacak kadar güveniyordu. Evden dışarı çıktıklarında beklemeden İhtiyar Lo' nun evine gittiler. Ryuu ne olur ne olmaz diye ustasından yardım isteyecekti. İhtiyar Lo' da ekibe katıldığında tamamlanmışlardı. Ryuu bu sefer tamamen farklı bir plan kurmuş ve izleyeceği yolu değiştirmişti. Direk saldırmanın yanlış olduğunu açıkça anlamıştı. Isal' ın sahip olduğu hazineler yabana atılacak cinsten değildi.
Ryuu düğün alanına geldiklerinde büyük bir saygıyla karşılanmışlardı. Onların dereceleri o kadar yüksekti ki Fern Kolk karşılarında eğilmekten belinin tutulduğunu hissetmişti. Lakin nasıl aptal bir hareket yaparak onları kışkırtmayı göze alırdı? Ryuu çevresini dikkatle izlerken rahatlığından ödün vermiyordu. Yuo ve Isal' e olan öfkesi kolay kolay geçecek bir şey değildi. Onlara acılı bir ölüm sunmayı planlıyordu. İçindeki Yuo' yu seven yanı hala direnmeye çalışsa bile onu bastıran öfke,intikam arzusu ve aldatılmışlığın verdiği hissin karşısında şansı yoktu. Ryuu görülmek istenmiyordu. Çevresini keşif alevleriyle incelediğinden onun gücünü anlayacak birisi olmadığına emin olduktan sonra bedenini gizlemek için etrafına ince bir bariyer ördü. Bu bariyer görünmeyecek kadar ince yapıdaki alevleriyle kaplanmıştı. Kesinlikle ortaya çıkmadan tanınmak istemiyordu.
Yuo dışarı çıktıktan biraz sonra Nuo Kolk konuşma yapmaya başladı. Ryuu neler diyeceğini bildiğinden dinlemiyordu. Onu ilgilendiren kısım daha gelmemişti. Nuo Kolk' tan sonra konuşma yapan bir kaç kişi daha olmuştu. Şimdi ise evlilik töreni başlayacaktı. Ryuu artık sıranın ona gelmek üzere olduğunu fark ederek üzerindeki bariyeri kaldırdı. Toun' a bir işaret yaparken yolda tartıştıkları planı uygulamaya başladılar. Yura, Toun' un Ryuu' dan aldığı işareti ona belirtmesiyle harekete geçti. Yura harekete geçtiği anda Ryuu kılıcını sırtından çekerek ayaklandı. Sadece bir kaç saniye daha bekleyecekti. '' Üç, iki, bir. '' Arenanın üzerinde bir patlama yankılanırken Isal içeri daldı. Yüzünde kendini beğenmiş sırıtışıyla arenaya iniyor. Gücü oradaki herkesi yenmesini sağlayamayacak kadar düşük olsa da Yuo' yu kaçırma şansı var.
Ryuu zamanlamayı tam olarak oturtmuştu. Arenanın kenarlarında parlayarak beliren bariyerle birlikte sadece içeride kalan dört kişi vardı artık. Ternia Kolk, Yuo Hen, Isal Mahej ve Ryuu Heart! Tam sınırda duran Ryuu geniş gülümsemesiyle Yuo' ya bakmaya başladı. '' Beni özledin mi Yuo? '' Ryuu' nun sorusuyla birlikte Yuo ne yapacağını bilemez halde kalmıştı. Ryuu hakkındaki şüpheleri aklında yankılanırken Isal' ın bakışlarındaki hayal kırıklığını gördüğü anda kararını verdi. '' Hayır Ryuu.'' Ryuu sırıttı. Elini kaldırarak bekleyen Yura ve Toun' a işaret verdi. İşaretiyle birlikte arenayı çığlıklar kapladı. Kolk ailesinden olan herkes acımasızca katlediliyordu!
Ternia Kolk ailesinin ölen her üyesiyle birlikte zihninin çöktüğünü hissetti. Yerinden kıpırdamak istesede kendisini bile taşıyamayan bacakları yüzünden diz çökmekten başka bir şey yapamamıştı. Ailesini bu kadar kolay katledenler karşısında bir şey yapmaya cesaret bile edemiyordu. Isal ve Yuo ise dehşete düşmüştü. Hele Yuo. İlk defa ölüm görüyordu ve bu çok kanlı biçimde yaşanıyordu. Gözyaşlarına hakim olamazken sıkıca Isal' e sarılarak kafasını göğsüne gömdü. Isal, Yuo' yu kavrarken tehditkar bakışlarını Ryuu' ya dikmişti. Lakin Ryuu sırıtışını bozmadı. '' Seninle uzun süre önce tanıştık Yuo. İlk seni sevmesem de sonradan aramız çok iyi oldu. Belki güzelliğini kullanmak istediğimi ya da gücünü kullanmak istediğimi düşünebilirsin ama benim öyle bir amacım hiç olmadı. Ben sadece güçsüz olduğum halde yanımda durduğun için seni sevmiştim. Bana bir yaşama umudu verdiğinin farkında değildin.'' İfadesi hüzünle dolarken gülümsemesi kayboldu. '' Bana mührü kabul etmek için cesaret verdiğinin farkında değildin. '' Yavaşça öfkesi kendini belli ediyordu. '' Ve beni güçlenme arayışına sokarak korkunç şeyler yaşamaya ittiğinin farkında değildin! Şimdi ise en fazla iki yıldır tanıdığın birine karşı satıyorsun! '' Eli kolyesine giderken tek hamlede kolyeyi boynundan söktü.
Korkunç aura dalgası arenada yankılanırken Ryuu kontrolünü kaybetmemek için büyük bir savaş veriyordu. Bu geri tepmeyi ikinciye yaşadığı için daha rahat olsa da sıkıntılı olmadığını göstermiyordu bu. Çatılan kaşlarıyla kendi içinde verdiği savaşı sonunda bitirdi. Saldığı aurasını geri çekerken beklemeye başladı. Bundan sonra yapacakları biraz doğaçlamaydı. Önce Ternia' dan kurtulacaktı. Kılıcını basitçe savurarak güçlü bir rüzgar oluşturdu. Artan gücüyle yaptığı bu saldırı Ternia' nın dayanabileceği bir şey değildi. Bedeni ikiye bölünürken sesini bile çıkaramadı. Ryuu sırıtırken yaptığı katliamı incelemeye başladı. Yura ve Toun tüm Kolkları öldürmüştü. Bariyerin dışında kalan kişilerin güçlerini kullanmalarını zorlaştıran bir kaç ek büyü kurulu olduğundan zorlanmamışlardı. Kanla yıkanan arenadaki izleyenler kaçmak istese bile yerlerinden kıpırdayamayacak kadar korkmuşlardı. Ryuu' nun gözünü kırpmadan yaptırdığı bu katliam onun on altı yaşlarında duran görünüşünü sorgulatmıştı. Hangi genç bu kadar küçük yaşta böyle katliam yaptırabilirdi ki? Ternia Kolk bile ölümün yanında büyüse de böyle bir katliama cesaret edemezdi.
Isal gördüklerinden baya etkilenmişti. Ryuu' nun böyle bir şey yapabileceğini düşünmüyordu. İçinden ufak bir korku ifadesi geçsede hemen def etmişti onu. Babasının verdiği hazine sayesinde ölme şansı yoktu zaten. Kendine gelen güveniyle birlikte Yuo' yu arkasına çekti. '' Gel hadi! '' Ryuu' dan üstün olduğunu düşündüğü için ilk saldırıyı onun yapmasına izin vermişti. Ryuu önceden tahmin ettiği bu ihtimalle birlikte koşmaya başladı. Isalle aralarında on adım kadar kaldığında durmadan kılıcını fırlatmıştı. Öncesinde uyguladığı taktiğin aynısını yapıcaktı. Isal kılıçtan kaçındığı anda Yuo' nun kaçamayacağını fark ettiği için kılıcı kafa kafaya karşılayacaktı. Zaten en fazla ne kadar ağır olabilirdi ki? Bir buçuk ton en fazla diye düşünse de Draken' la çarpıştığı anda bir gergedan çarpmışa dönmüştü. Bacakları bir kaç adım gerilese de karşılamayı başardığı için seviniyordu. Lakin Ryuu bu kadar kolay kaçmasına kesinlikle izin vermezdi. Isal' ın kafasının üzerinde belirirken takla atarak topuğunu Isal' ın kafasıyla buluşturdu. Acı çığlık arenada yankılanırken Isal yere yığıldı. Ryuu' nun darbesi beyin fonksiyonlarını geçici süreliğine durduğundan yerde kalmaya devam etti.
Yuo, Isal' ın zarar gördüğünü gördüğü anda Ryuu' nun önüne geçti. '' Lütfen Ryuu dur! '' Ryuu, Yuo' nun tam önünde durduktan sonra hafifçe eğildi. '' Bir şartım var. Bir şeyi kontrol etmeme izin ver. '' Yuo ne olduğunu anlamasa da Isal' ın zarar görmesini istemediğinden kafasını evet anlamında salladı. Ryuu kabul ettiğini gördüğü anda durmadan dudaklarını Yuo' nun dudaklarıyla birleştirdi!
Ryuu' nun ani hareketiyle birlikte hiç kimse tepki verememişti. Öyle ki ihtiyar Lo bile şaşırmıştı. Ryuu' nun öfkeyle baktığı bu kızdan aslında hoşlandığını beklemiyordu. Yuo ise olayın şokundan kıpırdayamıyordu. Ryuu' nun yumuşak dudakları son derece hoş bir etki bıraksada Yuo hoşlanmadığından emindi. Isal' in Ryuu'yla yer değiştirmesini tercih ederdi. Yerde yatan Isal' de Ryuu' ya öfkeyle bakıyordu. Yuo' yu kurtarıp öpmesi gereken o iken yerlerde sürünüyordu!
Ryuu yaptığı hareketle kalbinin hızlanmadığından emindi. Eskisi gibi ne heyecanlanmıştı ne utanmıştı. Artık emindi. Yuo' yla olan ilişkisi kalbinde bitmişti. Belki eski ve hoş bir anı olarak yer alabilirdi lakin geleceğini gördükten sonra bu ihtimalin olamayacağına emindi. Dudaklarını geri çekerken kendiside çekildi. '' Eminim. '' Derin bir nefes alarak devam etti.'' Neyden eminim merak ediyor musun? Kalbimde senle alakalı bir duygu kalmadığına eminim. Benim nefretimi bile kaldıramayacak kadar alçak olduğuna eminim. '' Yuo' nun iyice dibine girip sıkıca sarıldı. '' Ve senin ölü olacağına eminim. '' Kalbine sapladığı elini geri çekerken ufak bir üzüntü belirtisine sahip bile değildi...
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum