Ryuu karnından çıkan mızrakla hareket etmeyi kesmişti. Acı dışında tüm hislerini kaybetmiş haldeydi. Beyni düşünmeyi kesmiş, ne yapacağını bilmez halde kalmıştı. Şoka girmiş halinden çıkmayı başaramıyordu bir türlü. O yerinde kıpırtısız dururken ona saldıran üç figür yakaladıkları avantajı kesinlikle kaybetme peşinde değildi. Gürze sahip olan bir adım öne fırlayıp Ryuu' nun göğsüne doğru saldırdı. Ryuu kilitlenmiş bedeniyle tepki veremeden saldırıyı bekledi. Göğsüne çarpan gürzün gücüyle tıpkı top güllesi gibi yerinden geriye doğru uçarken bedenine saplı mızrakta yerinde oynamıştı. Metrelerce uzaklaştıktan sonra en az beş takla attı. Zar zor durmayı başardığında iki ağır yarası vardı. İlki yerinde oynayan ve kanamanın artmasını sağlayan mızraktı. Diğeri ise gürzün darbesi yüzünden içe göçmüş ve kırıklarla dolu göğsüydü.
Ryuu acının daha fazlalaşmasına rağmen önceki gibi kafasını toplayamayacak hale düşmemişti. Kendini toparlerken elinden bırakmadığı kılıcını yere sapladıktan sonra sırtını ona dayadı. Saplı olan mızrağı hissedemeyecek durumdaydı. Gözlerini kapatarak sadece Gko enerjisine odaklandı. Bedenine çektiği enerji damla damla artıyor gibiydi. Lakin Ryuu' ya damla damla artması yeterli değildi. Daha fazla olmalıydı! Kat kat daha fazla!
Ryuu' nun bedenine sızan enerji yavaşça artmaya başladı. İlk damlalar daha hızlı akmaya başlamıştı. Ryuu bunun normal olduğunu düşünse de Gko enerjisini böyle bir çekiş hızı düşünülemezdi. Gko enerjisi çok ama çok az kişi tarafından bilinen bir enerjiydi. Onu kullanan kişiler ise iki elin parmakları ile sayılabilecek kadar azdı. Çünkü sadece hissetmek bile imkansıza yakınken en üst düzey dahiler bile bedenlerine çekmeye cesaret edemiyordu. Biliyorlardı ki eğer Gko enerjisi manipüle edilemezse bedeni korkunç acılar içinde eritmeye başlıyordu. Karanlık Lord bile Gko enerjisini oldukça yavaş çekiyordu. Kullandığı teknikleri sadece geliştirmek için kullandığı Gko enerjisini ustasından öğrenmişti. Ve ustasından kalan kitabı Ryuu' ya vermişti. Ryuu' nun anlamasını bekliyordu çünkü onun bedeni özeldi. Lakin böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyordu. Kendisinin sahip olduğu güç seviyesiyle bile Gko enerjisini o kadar savurganca bedenine çekemezdi. Gko enerjisi kullanıcının güç seviyesine göre asla artmazdı. Nasıl arttığını bilen bir kişi bile yoktu.
Ryuu her ne kadar büyük bir zincirleme olaylara karıştığını bilmese de aslında evrenin düzeninde büyük bir açık oluşturmuştu. Öyle ki bu açık yüzünden uyandırılmaması gereken çok büyük bir canavarı rahatsız etmişti. Belki de bilinen zamanın sonunu getirecek olayların yaşanmasını sağlayabilecek bu genç hiç bir şeyden habersizdi. Dünyadaki kimse fark etmeden bir çift göz hızla açıldı. Açık sarı rengindeki bu gözler görenleri aşık bırakacak kadar güzeldi. Küçülmüş göz bebekleri öfkeyle kasılmış ifadesini korkutucu bir hale döndürüyordu. Pullu derisi lacivertimsi bir ışık yayıyordu. Bedeninin boyutunu bir insan görmek istese zar zor görüşüne sığdırırdı. Bedenini kaplayan lacivert pullar sivri dikenlere benziyordu. Kafasından kuyruğuna kadar devam eden bu pullar göz kamaştıran bir uyuma sahipti. Kuyruğu topuza benzer bir yapıdaydı. Tek darbesiyle bile dağları un ufak eder, okyanuslarda kargaşa yaratırdı. Bacaklara sahip olmayan bu sürüngen keskin kulaklarıyla çevresinde yaşayan varlıkları keşfetmek istese de ilginç biçimde yapamıyordu. Huzursuzlanarak kıpırdanmak istediğinde bedenini saran devasa zincirler gürültüyle sallandı. Devasa demenin yetmeyeceği bedenini çevreleyen on zincir vardı. Her bir zincirin kalınlığı elli insan genişliğindeydi. Uzunluğu ise binlerce insan toplansa da yetersiz kalırdı. Bu canavar uzun kuyruğunu şiddetle salladı. Eğer zincirler tarafından engellinmiyor olsa gömüldüğü bu kadim denilebilecek mezarı parçalayıp çıkardı. Lakin yeni uyandığı için gücü yetersizdi. Yine de korkutucu yüzünde sırıtışa benzer bir ifade belirdi. Onun uyanmasını sağlayan genci hissetmişti...
Ryuu' nun tamamen bedenini sarmalayan Gko enerjisi o kadar muazzam bir güç yayıyordu ki karanlık lord bile zor ayakta duruyordu. Şuan Ryuu' nun değişim geçirdiğine emindi. Böyle bir şeyi duysa da sadece söylenti diye umursamamıştı lakin şimdi o anları hatırlıyordu. Mistik seviye yaratıkların konuşmalarını sessizce dinliyordu. O zamanlar yeni yeni onlara boyun eğdirmeye başlamıştı. Gko enerjisini ilk manipüle ettiği zamanlardı. Yeşil Orman Başlı Timsah ve Gri Güneş Kurdu türünden iki temsilci kendi hakkında konuşuyordu. Meraklandığı için gizlice onları dinlemeye başlamıştı. Ne dediklerini tam hatırlamasada asla unutmayacağı bir cümle geçmişti. Yeşil Orman Başlı Timsah ' Gko enerjisinin temsilcisi olan Kadim Canlı mühürlenmiş diye duydum. Eğer ki Gko konusunda en üst düzey bir dahi ortaya çıkmazsa sonsuz uykuya yatırılacakmış. ' demişti. Asıl konuşmanın ilginç yeri bundan sonraydı. Gri Güneş Kurdunun sözleriydi bunlar. ' Denilene göre Gko' nun emilim hızını iki katına çıkarabilen bir dahi ortaya çıkmalıymış. Ama Gko enerjisini bile doğru düzgün kullanan dahiler bir elin parmakları kadar azken nasıl öyle birisi ortaya çıkar ki? Hahaha ' İkili kahkahalar atarak konuşmaya devam ederken karanlık lord o zamanlar belki o dahi ben olabilirim hayali kurmuştu ama milyonlarca yıllık yaşamından sonra bunu unutmuştu bile...
Şimdiki zamana dönersek Ryuu' nun bedenine saplı mızrak Gko enerjisinin yüküyle yok olmaya başladı. Ryuu' nun yarası birinci kuyruğun bile iyileştiremeyeceği kadar hızla kapandı. Bu kapanma aslında tam iyileşme değildi. Gko enerjisi cisimleşerek Ryuu' nun yarasını kapatmıştı. Gko enerjisini kontrol etmeyi bıraktığında yarası tekrar açılacaktı. Yine de sağladığı avantaj çok fazlaydı. Öyle ki kırık ve içe geçmiş göğsü de geçici süreliğine düzelmişti. İçeriden Ryuu' nun kemiklerini geri yerine oturtan ve kaynaştıran bu enerjinin zihni olmadığına inanmak mümkün değildi. Elindeki eldivenler sise dönüşerek kaybolurken tüm bedenini kaplayan bir pelerin belirdi. Bu pelerinin alt kısımları siyahın tonlarındayken üste gittikçe maviye dönüşüyordu. Boyun kısmı ise katman katman renklerle tasarlanmış gibiydi. Bir açık mavi bir koyu mavi rengindeydi. Göze hoş gelen bu pelerinin önü açık olsa da hareket edildiğinde kıpırdaşarak bir biriyle birleşen bir yapısı vardı. Omuzlarında üzerinde iki metal plakaya sahipti. Bu iki plakanın üzerinde ince bir yuvarlağın içerisine işlenmiş dört şekil kazınmıştı. Bu dört şekilden ilki içinde çarpı olan bir kareydi. İkincisi ise iç içe geçmiş üç üçgenden oluşuyordu. Üçüncü şekil ise diğerlerine nazaran daha ilginçti. Bir üçgenin içine sıralanmış dört kare ve bir yuvarlaktan oluşturulmuştu. Son şekil ise en sade olanıydı. Düz bir beşgenden başka bir şey değildi.
Bu sembolün bu dünyada ne olduğunu bilipte hayatta kalan tek canlı yeni uyanan canavardan başka birisi değildi. Öyleki o bile sırf bu sembolün anlamını bildiğinden hapsedilmişti. Bir zamanlar onun sahip olduğu bu sembol milyon yıllar sonra yeni bir kullanıcıya aktarılmıştı. Bu kişide güçlenmeye çalışan Ryuu' dan başkası değildi! Lakin Ryuu habersiz olsa da bu sembolün yeni bir taşıyıcı seçtiğini fark edenler yok değildi. Öncelikle kendine tanrı diyen ve ölümsüzlüğe erişmiş olan canlılar Ryuu' yu düşman belirlemişti bile. Onu bulduklarında öldürmek için ellerinden geleni yapacak, gerekirse bu uğurda canlarını vereceklerdi...
Ryuu hiç bir şeyden haberdar olmasa da bedenini kaplayan gücün şiddetinden ne kadar tehlikeli olduğunu anlamıştı. Bedenine ne kadar yardım ediyor gibi görünse de aslında bedeni güce karşı zar zor dayanıyordu. En ufak sinirleri dahil bedeninin her kısmına baskı yapan bu güç karşı konulamayacak kadar üstündü. Ne kadar Ryuu baskı altında olsada kazandığı güç tartışılamazdı. Rahatça yerinden kalktı. Yüzünde keskin bir sırıtış belirmişti. Herşeyin öncesinden daha iyi olacağına emindi. Yere sapladığı kılıcını çıkardığı anda takip edilemeyecek bir hızda yerinden fırladı. Ona mızrak saplayan figürün yanına geldiğinde bileğini hafifçe oynatarak basitçe kılıcını savurdu. Kılıcı önceki hamlelerinden binlerce kat daha güçlü olarak figüre çarptığında yeri göğü inletecek bir sesle birlikte figürü görülemeyecek kadar uzaklara fırlattı. Basit düşünülürse bu darbesi sıradan dağları yerinden oynatabilir, denizlerde fırtınalara sebeb olabilirdi. Ne akıl almaz bir güçtü bu!
Ryuu üzerine atlayan yabalı figüre baktı. Aklına gelen delice fikirle birlikte kılıcını havaya fırlattı. Öne atılırken gücünü sağ elinde toplamıştı. Yabayı kullanan figür Ryuu' nun kılıcını atmasıyla bir saniye bile sürmeyecek kadar kısa süreliğine bakışları yukarı kaydı. Havada dönen kılıca çevirdiği bakışlarıyla Ryuu' yu unutmuştu. İşte o an Ryuu' nun şansıydı. Kaldırdığı elindeki biriktirdiği tüm gücü hırsla çenesine doğru gönderdi. Ryuu' nun yumruğunu geçte olsa fark eden figür gecikeceğini bilse de yabasını kaldırarak savunma yaptı. Ryuu' nun yumruğuyla çarpışan figürün yabası bir nefeslik zaman içinde çatlaklarla kaplandı. Bir nefes süresi daha geçtiğinde daha fazla dayanamayan yaba parçalarına ayırılırken etkisini kaybetmeyen yumruk duraksamadan figürün çenesine çarptı. Kan donduran bir sesle birlikte figürün kafası tamamen yamulmuştu! Ryuu' nun yumruğu çenesiyle birlikte boynunu da kırmıştı!
Figür geriye yığılırken Ryuu havadan düşen kılıcının yere düşmesine izin verdi. Kılıcı yere çarparken beraberinde küçük bir göçük bırakmıştı. Ryuu kılıcını tek eliyle kavradıktan sonra sürükleyerek gürzlü figüre doğru ilerledi. Emin olduğu bir şey vardı ki bu gürzlü figürün silahi Draken ile ağırlıkta yarışabilirdi. Lakin kendisi Ryuu ile yarışmayı hayal bile etmemeliydi. Ryuu sürüklediği kılıcıyla birlikte gürzlü figürün tam karşısına geldiğinde sırıtması yerini alaylı bir gülüşe bıraktı. İki ağır silah yan yana geldiğinde kazananın belirlenmesi her zaman zor olmuş olsa da şuanki haliyle Ryuu' nun karşısındaki figür isterse yirmi tonluk silah kullansın önemli değildi. '' Karşıla bunu! '' Kılıcını geriye çeken Ryuu gücünü sakınmadan saldırıya geçti. Gürzlü figürde kaldırdığı gürzü zalimane biçimde indirdi. Ryuu' nun saldırısı ile karşılaşan gürzden büyük bir çınlama sesi geldi. Ryuu' nun gücü gürzü parçalamıştı! Tıpkı yaba gibi parçalara ayrılsa da gürz Ryuu' nun saldırısını da çürütmeyi bilmişti.
Ryuu ikinciye saldırıya geçtiğinde kılıcını gürzü artık olmayan figüre doğru farklı bir şeyler yapmak peşindeydi. Geriye üç adım atarak kılıcını fırlattı. Figür üzerine gelen kılıçtan sıyrılmayı başarsa da aniden karşısında biten Ryuu' nun tonlarca ağırlığındaki kayaları parçalayıp nehirlerin akışını değiştirecek güçteki yumruğu karşısında çaresizdi. Göğsüne çarpan yumruk kemiklerini parçalayarak göğüs kafesinin içe göçmesini sağladı. Metrelerce uçan figürde gözden kaybolurken Ryuu intikamını tam anlamıyla almayı becermişti! Aynı şekilde saldırısını geri iade etmişti. İçinde bir rahatlama oluşurken neşelenmeden edemedi lakin bedeni artık Gko enerjisini kaldıramayacak kadar yorulmuştu. Dizlerinde güç kalmazken tek dizinin üzerine çöktü. Nefes alış verişleri hızlanmıştı. Pelerini solgunlaşmıştı. Ryuu artık ihtiyacı kalmadığından Gko enerjisini emmeyi kesti. Pelerini sise dönüşürken hızla dağıldı ve yok oldu.
Ryuu pelerini kullanmayı bıraktığında bedenine baskı kuran hissin kaybolmasıyla rahatladı. Geriye sadece kaslarında hissettiği yorgunluk ve ağrı kalmıştı. Karanlık Lord, Ryuu' yu dikkatle inceledi. Bedeninin yorulduğunu görebilsede anormallik göremiyordu. Gko akışını bile tamamen kesmişti. Bu imkansız bir şeydi. Gko enerjisiyle bir kez bağlantıya geçenler çok azda olsa bedenlerinde bir Gko akışı bırakırlardı. Bu akışı çok güçlü kişiler görebilirdi sadece. Lakin Ryuu sanki hiç Gko enerjisiyle tanışmamış gibiydi. Karanlık Lord daha fazla şaşıramayacağını hissettiği her an Ryuu' nun onu şaşırtabileceğinden emindi artık. Geniş bir tebessümle Ryuu' ya baktı. '' Sana iki şey söyleyeceğim Ryuu. Birincisi Gko enerjisinden oluşturduğun bu pelerini zorunda kalmadıkça kullanma. Çünkü benim bile karşı çıkmakta sıkıntı yaşayacağım kişilerin kesinlikle ilgisini çekecek bir güç yayıyorsun. İkincisi ise artık eminim. Yaşayacaklarını kaldırabilecek kadar güçlüsün. Hepsini omuzlan ve asla geri çekilme. Ama kesinlikle unutma ki her güzel şeyin bir bedeli vardır. Sen bu bedeli Gko enerjisini her kullandığında basit tekniklerini unutarak ödeyeceksin. İleride bu bedel değişebilse de bedel ödeyeceğini sakın unutma. ''
Ryuu kafasını sallayarak onayladı. '' Bir soru sorabilir miyim? Sen ne bedel ödeyerek bu kadar güçlendin? '' Karanlık Lordun bakışlarını hüzün kapladı. '' Ben bir sürü bedel ödedim. Lakin en ağırları aklı dengemi kaybetmem ile oğlumun bedenini kaybedip zihinsel bir canavara dönüşmesiydi...''
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum