Grondia İkinci Kitap: Bölüm 2 Kesin Ölüm

Grondia İkinci Kitap: Bölüm 2 Kesin Ölüm

Bir kaç saniyeliğine görünen simsiyah bilye gibi gözler, görüldüğü gibi yok oldu. Tekrar belirdiğinde bir çığlık duyulurken Tlma yere yığılmıştı. Aynı ölüm şekli! Acımasızca boğazı kesilmişti. '' K-k-kimsin! '' Isal zar zor konuşabilmişti. Bedenindeki korkunç his nefes almasını bile zorlaştırıyordu. '' Sana cevap verme zorunluluğum yok. '' Isal bacağında hissettiği acıyla diz çöktü. Zar zor ufak bir çığlık atabilmişti. '' Lakin ölümünün kimin elinden geldiğini bilmene izin vereceğim. Ben Yura Heartin. Ryuu' nun kuzeniyim. ''/Tahmin edenler?/ Yura ortaya çıkmadan önce Yuo' da çığlık atarak yere yığılmıştı. Yura onun hemen ölmesini istemediği için sırtına geniş bir kesik atarak yetinmişti.
'' Demek Ryuu yüzünden. '' Isal anında anlamış olsa da Yura' nın nasıl ilizyona yakalanmadığını anlayamamıştı. '' Nasıl ilizyondan kurtuldun? '' Yura sırıttı. Tekrar yerinden kaybolurken Isal' ın kolunda derin bir kesik açmıştı. Isal bedenini rahat bırakan hisle birlikte yere yığıldı. Yura' nın tekniği onlar zarar görene kadar devam ediyordu. '' Cebinde bir şey kırdığını fark ettim. Hemen ardından pantolonun ıslanmıştı. Orada altına kaçırmamıştın sen. O anda nedense aklıma ustamın dediği ilizyon taşları geldi. Kırıldığında çok çabuk buharlaşan bir sıvı yayıyorlardı. Tedbiri elden bırakmamak için duyularımı kısa süreliğine engelledi. Bu sayede bu sıvının buharını solumadım. '' Isal dehşete düştüğünü hissetti. Oyunu bu kadar kolay fark edilse de bir sorun daha vardı. '' Bu buharın etkisi hemen geçmiyor! Nasıl olu-'' Çığlığıyla daha fazla konuşamadı. Diğer kolunda da bir kesik belirmişti. 
'' Sizin ilizyonu fark ettikten bir süre sonra buharın etkisiyle sizin düzenlediğiniz oyunu görmeye başladım. Bende etkisi geçene kadar bekledim. Neyseki şu iki salak bağıra bağıra yapacaklarını konuşuyordu. '' Yura daha da içten sırıttı. Normalde onun kötü bir kişiliği yoktu ama ustasını kaybettikten sonra yaşadıkları onu değiştirmişti. Ölüm aramaya başlamıştı. Ne öldürmekten çekiniyordu eskisi gibi, ne can yakmaktan...
'' Seninle anlaşabileceğimizi düşünüyorum Yura. Sana çok yüksek miktarlarda para sağlayabil-'' Isal' ın sözü gene çığlığıyla kesilmişti. Bu sefer yaşadığı acı diğerleriyle kıyaslanamazdı. Katledilmekte olan bir domuzun sefil çığlığıyla birlikte yere düşen kolunun boş yerini tutmaya başladı. Akan kan bedenini kırmızıya boyuyordu. Sefil çığlıkları o kadar berbattı kı Yura kulaklarına bu acıyı yaşattığı için daha sonra özür dileyeceğini not etmişti. '' Daha yeni başlıyoruz ama sen şimdiden ağlayacak kıvamdasın! '' Yura yerinden fırlarken Isal' ın kopardığı kolunu eline geri aldı. '' Madem bu kadar kolunu istiyorsun. Sana acıyıp geri veriyorum. '' Sıkıca kavradığı kolu tüm gücüyle Isal' ın kanayan omuz kısmına sapladı. İçeri bir kaç santim gömülen kolla birlikte Isal' ın sefil çığlıkları farklı bir boyuta ulaşmıştı. Gözlerinden yaşlar akarken ağlamaya başlamıştı. Onun sesi tecavüz edilen bir eşşekten farksızdı.
Yura' nın şen kahkahası çevre de yankılandı. '' Hadi ama neden ağlıyorsun ki? Koluna geri kavuştun ya!'' Yura kahkahalarını kesmezken Isal' ın önünde yatan Yuo' nun karnına tekme geçirerek bir kaç metre uzağa fırlamasını sağladı. '' Seninle daha sonra uğraşıcam sürtük. '' Bakışları soğumuştu. Öfkesi elle tutulur cinstendi. Isal' e döndüğünde ise tekrardan neşe dolu bakışları dönmüştü. '' Nerede kalmıştık ya? '' Isal çığlık atmaktan ağrıyan boğazıyla konuştuğunda sanki ağzına büyük bir hayvanın cinsel aletini almış gibi bir ses çıkarmıştı. '' Anlamadım ne dediğini tekrar eder misin? '' Yura biraz yaklaşırken kafasını Isal' e biraz daha yaklaştırdı. Isal cevap vermek için ağzını açtığı anda eli, avına atılan bir kobra gibi fırlamıştı. Isal' ın dilini mengene gibi kavrayan baş ve işaret parmaklarına biraz güç aktarsa Isal' ın dilini koparabilirdi.
'' Benimle konuşmana izin verdiğim için kendini bir şey sanma. O yüzden benimle konuşurken iki seçeneğin var. Birincisi anlaşılır bir sesle hece hece konuşman. İkincisi ya da boşver ya sen. '' Elini geri çekerken beraberinde küçük bir et parçasını da getirmişti. Isalden boğuk bir çığlık duyuldu. Gözyaşları sel olmuş akarken bir yandan da ağzından çevreye tükürüklerini, salyasını ve kopan dilinin yerinden fışkıran kanları saçıyordu. Yura kendi kendine kıkırdarken elindeki küçük et parçasını ilgiyle inceledi. '' Bu kadarcık minik şeyle konuşuyordun he. Bir de Ryuu' yu tehdit etmiştin. Eğer boğulmayacağını bilsem sana bunu yedirirdim ama ne yazıkki hemen ölmeni istemiyorum. O yüzden sanırım hep merak ettiğim bir deneyi üzerinde deneyeceğim. '' Elindeki dili yere koyarken kanlanmış üstünü çıkarttı. '' Önce şunu ağzına tıkayayım ki kan dursun. '' Çıkartığı üstünden büyük bir parça yırtıp topa benzer şekilde birleştirdi. Eliyle Isal' ın çenesine baskı yaparak ağzını açtı. Isal kafasını iki yana sallayıp kurtulmaya çalışırken anlamsız bağırışlarını sürdürüyordu. Lakin bu yaptığı yeni doğmuş bir ceylanın genç bir aslana kafa tutması kadar mantıksızdı. Açılan ağzına tıkanan parçayla boğuk bağırışları azalsa da hala kesilmemişti.
Yura karşısına oturduktan sonra daha da geniş sırıttı. '' Sağ gözün neden sol gözünden daha parlak? Kıskanmaz mı sol gözün onu? '' Başına geleceği anlayan Isal korkuyla dolu bağırışları eşliğinde kafasını kaçırmak istese de boynunu mengene gibi kavrayan Yura ona şans tanımamıştı. '' Kaçmaya çalışmak yakışıyor mu sana ya? '' Isal' ın kafasını iyice yakınlaştırdıktan sonra vahşice elini sağ gözüne soktu! Çıplak eliyle gözünü söküyordu! 
Biraz daha uğraştıktan sonra Yura asıldığı bilye gibi küreyi, bağlı olduğu damarlardan ayırarak yerinden sökmeyi başardı. Yüzünde tatmin olmuş ifade belirirken ağzındaki yüzünden çığlık atmayı başaramayan Isal' ın acı dolu yüzüne bakıyordu. '' Daha bitmedi ki! '' Çocuk gibi alkışlarken gözü yere bırakıp dili eline aldı. '' Dilin ağzında o kadar rahat hareket ederken acaba vücudunun başka kısımlarında da aynısını yapabilir mi? '' Bırakmadığı Isal' ın boynuna gücünü aktarak kendisine yaklaşmasını sağladı. Gücünün eline aktarırken sabit tuttuğu dili tıpkı hançer gibi gözüne sapladı. Boğuk bir çığlık daha yankılanırken daha fazla dayanamaya Isal bilincini kaybetmişti.
Yura, Isal bilincini kaybettikten sonra işkence yapmayı kesmişti. Boyutsal yüzüğünden çıkarttığı ilk yardım malzemelerini ve kaynak enerjisini kullanarak Isal' ın kan kaybından ölmesine göz yummayacaktı. Yaralarını tamamen dikmişti. Arenanın içindeki yarışmacılar için hazırlanan odalardan birisine gidip duşta aldıktan sonra ölü iki bedeni içeri taşıdı. Kokularını duymak istemiyordu. Yuo' nun da yarasına baktıktan sonra oturarak güneşin doğuşunu izlemeye başladı. Tlma' nın yerde duran çantasından biraz yiyecek çıkarttıktan sonra atıştırmaya başladı...
Yuo öğle saatlerinde bilincini kazanmıştı. Hemen bedenini kontrol etti. Sırtında ve tekme yediği bölgede ağrı olsa da hareket etmesine engel değildi. Yuo' nun kafasının altına koyduğu yastıkla birlikte yattığını görünce yerinden fırladı. Bir iki adım atmıştı ki Yura gözlerini bile açmadan rastgele kolunu savurdu. Kolunu savurmasıyla oluşan rüzgar kuvvetlice Yuo' nun bacaklarına çarptı. Kesin bir kemik kırılma sesiyle birlikte Yuo çığlık atmıştı. Bedenini taşımayı beceremeyen bacaklarıyla birlikte yere yığıldı. Bacaklarındaki kemiklerden en az bir düzinesi kırılmıştı. Acı bedenini kasıp kavursa da yaşama isteği daha ağır basıyordu. Sürünerekte olsa ilerlemeye başladı. '' Akıllanmayacak mısın sen? '' Yura gözlerini açmadan bir kez daha elini savurdu. Bu sefer rüzgar belirmemişti. Topraktan çıkan sivri iki kazık aniden Yuo' nun dirseğine saplanarak kemiğini kırıp geçti. Kolunun içinden çıkan kazıklarla Yuo öyle sefil çığlıklar atmaya başlamıştı ki Yura uykusunun kaçtığını hissetti.
'' Uykumu kaçırdın. Bu en sevmediğim şeylerden birisidir. Eğer alçak birisi olsaydım çoktan sana tecavüz etmiştim bile. '' Aslında alçak birisi olmaktan çok aklından çıkmayan Natali yüzünden harekete geçmiyordu. Tabi alçak birisi olmadığı da doğruydu. Yuo' nun acı çeken haline baktıktan sonra kazıkların yok olmasını sağladı. '' Kan kaybından ölmemen için kanamanı durduracağım. '' Yura kendi enerjisiyle yaranın iyileşme hızını arttıracaktı. Sadece kanamayı durdurmayı planlıyordu. Bu kanamayı engellemek için en iyi yoldu lakin ufak bir sıkıntı vardı. Uyguladığınız kişi çok fazla acı çekiyordu. Tabi bu Yura için sorun değildi. Kaynak enerjisini yaraya aktarırken iyileşme hızını kat kat arttırdı. Yuo acının hüküm sürdüğü bedenine söz geçiremezken çığlık çığlığa ağlamaya başladı. Bir yandan da yalvarıyordu. '' Lütfen Yura. Yalvarırım bana bir şey yapma. Ne istersen yaparım, lütfen...'' Bakışlarıyla kendini acındırırken bedenini biraz toparlayarak gurur duyduğu iki şişliğini Yura' nın koluna sürtmeye başladı.
Yura öfkesinin arttığını hissetse de gönderdiği enerjiyi arttırmakla yetindi. Yuo' nun yalvarışları daha da acıklı hale gelirken kadınlığını iyice kullanması gerektiğine emin olmuştu. Daha hızlı sürttürürken üzerindeki kıyafetin açılmasını sağladı. Yura bakışlarının istemsizce kaydığını fark etti. Kafasını iki yana sallarken sakinleşmeye çalışıyordu. Daha genç olduğu için kalbinin hızlanmasına engel olamamıştı. Aktardığı enerjiyi kestiğini fark etmemişti bile. Transa girmiş gibiydi. Eli farkında olmadan hareketlenmişti. Yuo yüzünde ahlaksız bir sırıtışın belirmesiyle başarıya ulaştığına emin olmuştu. Yura' nın eli göğsünü avuçlamak üzereyken ikilemde kalmış gibi durdu. Gözünün önüne Natali' yle sabaha kadar konuştuğu zamanlar gelmişti. İkisininde kahkahalar attığı anılar bir bir gözünün önünden geçiyordu. Titreyen elini bir anda geri çekti. Sert bir tokat geçirirken geriledi. Bakışlarını üzerinde tutmamaya çalışarak bir tokat daha attı. '' Ryuu' nun düşündüğü kişinin çeyreğini bile edemezsin sen. '' Üstüne tükürdükten sonra arkasını dönerek yattığı yere ilerledi. Sinirleri yatışsın diye bekleyecekti.
/Evvvvvvet en çok istediğiniz bölümlerden ilki geldi. Nasıl? Mutlu musunuz artık? Tabi çok ağır bir şey yazmadım onu da belirteyim. İlerki bölümlerde biraz daha coşmayı planlıyorum.

Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm

Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum