Grondia İkinci Kitap: Bölüm 15 Anlaşma

Grondia İkinci Kitap: Bölüm 15 Anlaşma


Ryuu yattığı yerden kalkasıya bir saat geçmişti. Bedeni aşırı yorgundu. Birinci kuyruğun iyileştirme etkisi de bir işe yaramadığından çareyi dinlenmekte bulmuştu. Yerden kalkacak kadar iyi hale geldiğinde oluşturduğu yıkımı gözlemledi. Gücünün sınırlarını hala kavrayamamıştı. Suikastçi' yi topraklarından silecek kadar güçlüydü hatta yeri bile parçalamıştı ama bedenini de çok zorlamıştı. 
'' Geri dönme zamanı. '' Gerinerek zıpladı. Tek atlayışta çukurdan çıkarken yere düşmeden kanatlarını açtı. Kanatları dişlerini sıkmasını sağlayacak bir acı yaratsa da durmamıştı. Şimdilik bedenini dinlendirmek için tehlikeli topraklardaydı. Güvenle eve vardıktan sonra dinlenecekti. Ryuu yoldayken Yura ve Mircha da tartışıyordu. '' Mircha kendine gel! Hiç bir şey bilmeden Ryuu' ya saldırıyorsun ve intikamdan bahsediyorsun. Gerçekten kafayı yemişsin! '' Yura çıldırmak üzereydi. Bir yandan bayılmış Natali' yle ilgilenen Claudia' ya bakıp duruyor. Diğer yandan Mircha ile konuşuyordu. Mircha' nın anlamsız öfkesi hoşuna gitmiyordu. 
'' Onun yüzünden babam öldü! Senin ustandı babam ama sen hala nasıl onun yanındasın? Sanırım babam yanlış öğrenci almı- '' Sözlerini Yura' nın tokatı kesmişti. Kafası sağa yaslanırken gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. ''Hiç bir şey bilmeden konuşmayı kes! Sence ben ustamın ölmesini ister miydim? Geri dönmeye bile razıydım ama ustam... '' Dolan gözleri ve boğazına takılan yumru konuşmasına engel olmuştu. Zorla yutkunup devam etti. ''Bana izin bile vermedi. O bu yola çıkmadan önce zaten ölümü göze almıştı. Yalvarışlarıma bile kulak asmadı. Şimdi sırf ustamın intikamını almak için koca krallığı basmayı göze alan Ryuu' ya mı laf edebileceğini sanıyorsun? Sadece ustamın intikamı için tüm krallığı haritadan silecek Ryuu' ya mı? Söyle bana Mircha kalbin bunu mu istiyor? '' Yura' nın sözleriyle birlikte Mircha' nın yüzü kızarmaya başlamıştı. O sadece Kraliçe' nin gönderdiği mektuptan haberdardı. Mektupta yazılana göre babası vatan haini ilan edilmişti. Sebebi de kendini Heart ailesinin varisi ilan eden düzenbazı takip etmek isteğiydi. 
'' Onun gerçek Heart olduğunu nereden biliyorsun? '' Fısıltı gibi çıkan sesiyle konuştu. Yura bir kaç saniyeliğine kaşlarını çattıktan sonra öfkeli olduğunu belli etmemeye çalışarak sırıttı. '' Sadece Heart ailesinin sahip olduğu özelliklerini gördüğümden desem. Sanırım sen Kraliçe' nin yalanları yüzünden öfkeyle evden ayrıldın ve suikastçiyi izleyerek buraya geldin. Değil mi? '' Mircha başını sallayarak onaylamakla yetindi. Hala anlayamıyordu. Babası ölümü göze alarak yola çıkmıştı. Hedefi toprakların gerçek sahibini bulmaktı. Peki nasıl öldürülmüştü. '' Babam nasıl öldürüldü? Kızı olarak bunu bilme hakkım var. '' Yura kafasını sallayarak onayladı. Hakkı olduğuna inanıyordu. '' Kraliçe'nin- ya da ben o soysuza neden kraliçe diyorum ki? Kirke' nin adamları tarafından pusuya düşürüldük. Bunların arasında ülkenin koruyucusu da vardı. Baban ülkenin koruyucusunun ellerinde can verdi. '' Yura dolan gözlerini saklamaya çalışırken hafifçe kafasını çevirdiğinde uyanmış Natali dahil Claudia ve Toun' un üzgün gözlerle ona baktığını fark etti. '' Ne bakıyorsunuz öyle ağlayacak gibi? Benim halim acınacak falan değil! Çünkü biliyorum ki ustamın kanı yerde kalmayacak. Biliyorum ki gerekirse tüm kralığı dümdüz edeceğiz ama ustamın intikamını alacağız. İşte benim dayanmamı sağlayan sebeb bu. Mircha bizim yanımızda yer alır mısın? Biliyorum Ryuu varken bana söz düşmez ama babanın intikamını almak istiyorsan tek şansın biziz. Tek başımıza girsek saniyeler içinde öldürülürüz ama eğer Ryuu da bizimle gelirse hiç bir şey yapamazlar. Ayrıca Ryuu kötü birisi değil. Yanında yer almak istenecek bir dost. ''
Mircha çoktan göz yaşlarını tutmayı bırakmıştı. Gri saçlarıyla uyumlu olan gri gözlerinden birer birer yaşlar düşmeye başlamıştı. Oldukça güzel olan yüzü ağlamasıyla birlikte insanın içini parçalayacak bir hale bürünmüştü. Diğerleri daha önce dikkat etmediğinden fark etmese de Mircha aşırı güzeldi. Kısa gri saçları çok tatlı bir görüntü oluşturuyordu. Dökme demirmiş gibi duran gözleri insanın içini titrecek kadar güzeldi. Küçük bir burnu ve pembe parlak dudakları insanın içinde öpme isteği uyandırıyordu. Öyle bir güzelliği vardı ki karşısındaki kişiyi eritebilirdi. Hiç biri bilmese de Mircha ile Met neredeyse aynı güzelliğe sahipti. Yinede neredeyse çok şeyi değiştiriyordu. Yalnız o neredeyse yüzünden bile kesinlikle Met' i geçemiyordu.
Yura ağlayan Mircha ile ilgilenmeye başladı. Farkında olmadan Natali' nin içini bir kıskançlık kaplamıştı. Yura' nın bu kıza karşı olan yumuşak davranışları öfkelenmesini sağlıyordu ve biliyordu ki kız kendisinden daha güzeldi. İşte bu yüzden içinde bir korku da oluşmuştu. Yura' yı kaybetmek için korkuyor ve Mircha' yı kıskanıyordu. İçinde oluşan kinle saldırmamak için kendini zor tutuyordu ama bir yanda Mircha' yı yenemeyeceğini biliyordu. Her türlü Mircha üstündü. Onunda zoruna giden kısım burada başlıyordu. Hiç bir üstünlüğü olmadığı birine karşı asla kazanamayacağını biliyordu...
Mircha sakinleşene kadar Yura onunla ilgilenmişti. Sonunda yorulup oturduğu yerde uyuyakalınca yanından ayrılmıştı. Küçükken Mircha ile çok zaman geçirirdi. O zamanlar sürekli Mircha gibi güzel bir karısının olmasını hayal ederdi. Hatta bir kaç kez bunu dile getirmişti de. Mircha ise sadece gülümsemekle yeninmişti. Her şansını deneyişinde o parlak ve mükemmel gülümsemesi ile kafasını okşuyor, sessiz kalıyordu. Şimdi bunu düşününce onun yaptığının en doğrusu olduğunu anlamıştı. Eğer o zamanlar ümitlenmesini sağlasa ya da hayallerini yıksa şimdi ondan nefret ederdi. Bu konuda ona hayrandı.
Yura düşüncelerinin tamamen karıştığını hissetti. Kendini toparlayamıyordu. Sürekli anılar zihnini dolduruyor, düşünme yetisini kaybettiriyordu. Bir yanı kesinlikle Natali ' nin yanına gitmek istiyordu diğer yanı ise Mircha' nın yanında kalmak istiyordu. Öyle bir iklime düşmüştü ki kafası çalışmayı bırakmıştı. " Nataliyi yalnız bırakma Yura." Toun elini omzuna attı. " Natali' yi kaçırmak istediğin için şuan belki de Ryuu hayatını riske atarak dövüşüyor. Aptalca bir şey yapma." Toun sözlerini söylediği gibi uzaklaşarak arenanın ortasına gitti. Yura'yı düşünceleri ile başbaşa bırakmıştı. 
Toun arenanın ortasına geldiğinde yere çöktü. İki haftasını düşünüyordu. İki hafta boyunca Ryuu onları döverek, baskı altında bırakarak eğitmişti. Bu kısa eğitim bile onun tüm hayatı boyunca yaptığı eğitimlerden üstündü. Eğer uzun süre Ryuu ile çalışırsa seviye atlama hızı düşecekti ama kazandığı güç seviye atlamasından daha çok olacaktı. İşte bu yüzden Ryuu geldiğinde gerekirse onurunu ayaklar altına alacaktı ama onu eğitmesini isteyecekti. Yaşadığı aşağılamayı ödettirmek istiyordu. O gün bir türlü aklından çıkmıyordu. O suçsuz bebeği öldürüşleri aklına geldiğinde tıpkı yaralı bir aslanmış gibi öfkeleniyordu. Defalarca ailesine lanet etmişti. Sadece ablası iyi diye düşünüyordu ama artık ondanda emin değildi. Böyle bir caniliği bilse de hala onların yanında olması güvenini sarsıyordu. Sırf bu yüzden ablasıyla az görüşmeye başlamıştı. İçindeki güvensizlik duygusundan kurtulmak istiyordu. Çünkü biliyordu ki bir kere güvenini kaybederse bir daha asla kazanamazdı....

Yura düşüncelerini kontrol edebildiğinde kendine gelmeyi becermişti. Hızlı ve sık adımlarla Natali'yle Claudia'ya doğru ilerlemeye başladı. İkisinin yanına geldiğinde ufak bir tebessümle konuştu. " Bizi yalnız bırakır mısın Claudia?" Claudia sessizce yanlarından ayrılırken Yura mahcup bir gülümseme sergiledi. " İyi misin?" Natali'nin yanına otururken sırtını duvara dayadı. " İyiyim Yura. Beni merak etmene gerek yok. Gidip rahat rahat o kızla ilgilenebilirsin." Kıskançlık akan sesiyle birlikte Yura'nın yüzü mermer gibi ifadesizleşti. " Ne ima ediyorsun bilmiyorum ama hoşuma gitmedi. Açık konuş Natali. Mircha hakkında daha hiç bir şey bilmiyorsun ama sesinden ona karşı bir nefretin olduğunu anlayabiliyorum. Neden?" Ses tonu bile mesafeli davrandığını gösteriyordu. Bunu isteyerek yapmıyordu. Sadece içinden öyle geliyordu ve kendini tutamıyordu.  '' Neden mi? Sence neden söylememe gerek var mı? '' Ayaklanırken öfkeden kızarmaya başlamış yüzüyle Claudia' ya doğru ilerlemeye başladı. Yura gözlerini kapatırken açıkça pes etmişti. '' Özür dilerim Natali. Ben Ryuu kadar cesur değilim. '' Kapattığı gözleriyle birlikte düşünmeyi kesmişti...
Natali peşinden gelmesini beklediği Yura' yı göremeyince neye uğradığını şaşırmıştı. '' Demek öyle Yura. Senin hakkında sanırım tamamen yanılmışım.'' Öfke ve hüznün karıştığı sözleriyle birlikte arkasına bakmayacağına emin olarak Claudia' nın yanına geldi. '' Noldu Natali? Neden yüzün düştü? '' Claudia arkadaşının haliyle şaşırmıştı. Mutlu görmeyi bekliyordu o. '' Yura' yla işim tamamen bitti Claudia. Onu hayatımdan çıkarmaya karar verd-Ahhhhh! '' Yura birden Natali' yi kucaklarken uçmaya başladı. Sadece yukarı doğru uçarken yüzünde kararlı bir ifade vardı. '' Napıyorsun be! '' Çemkiren Natali' yi umursamadan daha da hızlandı. Neredeyse bulutların üzerine çıkacak kadar yükseldiklerinde Yura durmuştu. '' Demek hayatından çıkarıcaksın? Buna emin misin? '' Sonunda mermer gibi suratında bir ifade belirmişti. Alay ve kibirdi bu. '' Çıkardım bile! Şimdi bırak beni de ineyim! '' Alayı daha da artarken kafasını sallayarak onayladı. '' Sen istedin. '' Birden kucağındaki Natali' yi fırlattı. O kadar ani hareket etmişti ki Natali tutunma şansı bile bulamadan aşağıya doğru uçuşa geçti. Bir yandanda çığlık atıyordu. Yura da kendini bırakırken aynı hızla yanına geldi. 
'' Hala kararlı mısın? '' Rüzgar yüzünden bağırırken gülmemek için kendini zor tutuyordu. '' SENDEN NEFRET EDİYORUM!'' Yura' da bağırırken hiç hız kesmeden düşüşüne devam etti. '' İyi bari öyle olsun. '' Yura arkasına doğru yaslanıyormuş gibi yaparken resmen bacak bacak üstüne atmıştı. O derece keyifliydi. '' Aptal kurtar beni! '' Gözlerini kapatırken umursamıyormuş gibi yaptı. '' Bırakmamı istedin bıraktım işte. '' Bıyık altından gülerken yere ne kadar kaldığını hesaplamaya çalışıyordu. En fazla bir dakikası vardı. '' Lütfen kurtar beni! '' Natali korkudan yalvaracak hale gelmişti. Yüksekten zaten nefret ediyordu o. '' Duyamadım benden nefret mi ediyorsun? '' Yura numara yaparken keyfini hiç bozmamıştı. '' Hayır seni aptal! Çabuk kurtar beni! '' Yura işi birazcık daha uzatmanın zararı olmayacağına emindi. '' Rüzgar çok duyamıyorum. '' Yalanını belli eden bir sırıtışla gözlerini açtı. '' SENİ APTAAAAL! SENİ SEVİYORUM İŞTE! '' Almak istediği cevabı aldığında kendini toparlarken uçuş tekniğini kullanarak hızlandı. Natali' nin altına geçerken aniden durarak Natali' yi kucakladı. Natali' ye bir çığlık daha attırırken daha fazla tutamadığı kahkasıyla birlikte süzülmeye başladı.
'' Yura senden,senden,senden nefret ediyorum! '' Natali hala üzerinden atamadığı yüzünden titreyen sesine lanetler etti. '' Bende seni seviyorum. '' Yura kahkaha atmayı bıraktığında hafifçe gülümseyerek konuştu. Tek cümlesiyle Natali' yi yumuşatmıştı. Hafifçe kafasını eğerken Natali' yle dudaklarını birleştirdi. O an atan kalbinin hızı ile hiç bir şeyin yarışamayacağından emindi. Öyle ki biraz daha hızlansa göğüs kafesini delip dışarı çıkacaktı. Natali' de aynı hislere sahipti. Kalbi çoktan çılgınlar gibi hızlı atmaya başlamıştı. Havada yavaşça süzülürlerken öpüşen ikilinin mutluluğu o kadar fazlaydı ki anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyordu. İkili birbirlerine hissettikleri sevginin karşılığını fazlasıyla almaya hak kazanmıştı. Onları gören Claudia mutlu bir gülümseme sergilerken gözleri kapalı oturan Toun' a bakmaya başladı. Bakışlarında içten içe kırgınlık vardı. Toun iki haftalık eğitim boyunca neredeyse kendisiyle hiç ilgilenmemişti. Sırf bu yüzden bile kalbi acıyordu...
Bir çift göz yavaşça açılırken halinden hoşnutsuz bir ses geniş mağarada yankılandı. '' Bu çocuk gerçekten haddini aşıyor. '' Sesinde ufak bir heyecan parçası ile birlikte şaşkınlıkta vardı. Lacivert pullarını sallayarak zincirlere sürttürdü. Hala eskisi gibi sağlamdılar. Şeytani yüzünde ufak bir sırıtış belirdi. '' Sanırım Kadim Yılanlar küçümseniyor. Uyandığımda böyle zincirlerle uğraşmak zorunda bırakılarak alay konusu oluyorum. Yinede sanırım mutluyum. '' Boynunu çevirirken birden devasa pulları küçülmeye başladı. Sadece pulları küçülmüyordu tüm bedeni küçülüyordu. Bir kaç saniye içinde boyutu 9 metreye düşmüştü. Kalınlığı neredeyse üç karıştı. Form değiştirecek kadar güçlenmişti. Küçülmüş haliyle birlikte sürünerek devasa zincirlerin içinden ilerlemeye başladı. Özgürlüğü özlemişti. '' Bekle bakalım çocuk. Seninle tanrı katliamına başlayana kadar bekle. '' Yılan zincirlerin kapsadığı alandan çıktığı anda bedeni büyümeye başladı. Eski haline tamamen ulaştığında ise düşünmeden duvarı yıkarak dışarı çıktı. Yüündeki korkutucu sırıtışla birlikte bedeni Mistik Seviye canavarların bile hayal edemeyeceği bir hızla ilerlemeye başladı...
/Bir bölümün daha sonunda geldik. İşler kızışmaya başlıyor. Bu arada ufak bir bilgilendirme normal planımda iki günde bir bölüm atıyorum. Haftasonları da ikişer bölüm Leon-Draw gelecek muhtemelen. Bu planım sınavlarım başlayana kadar .Sonra sınavlarım bitince gene aynı şekilde devam edecek. Sınav haftası da bölüm gene atmaya çabalarım ama kesin gözüyle bakmayın. Daha sonra görüşmek üzere :)


Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm

Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum