Neredeyim ben? Ne oldu bana? Ryuu gözlerini açtığında büyük bir yanardağın önünde durduğunu fark etti. Nasıl geldim ben buraya? Ryuu şaşkın bir şekilde etrafına bakarken güçlü bir ses duyuldu.
'' İnsan bizden ne istiyorsun? '' Ryuu' nun bakışları yanardağın yanında uçmakta olan 4 kişiye döndü. '' S-siz Ateşsel Su alevlerinin bilincisiniz değil mi? '' Ryuu heyecanla konuştu. Böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu. '' Evet. Biz çok eski zamanlardan mistik bir kaynak canavarı tarafından oluşturulmuş Ateşsel Su Alevleriyiz. Peki insan bize ne istediğini söyle. Daha fazla rahatsız edilmek istemiyoruz. '' Ryuu kararlı bir duruş sergiledi. '' Sizden gücünüzü kullanmama izin vermenizi istiyorum. '' Güçlü bir kahkaha duyuldu. '' Gerçekten sana yardım edeceğimizi mi sandın insan! Biz sadece güçlüye yardım ederiz. Senin gibi zayıflar yaşamayı bile hak etmiyor. Doğal Kaynak Alemine girmeden gözümüze gözükme! ''
Ryuu' nun tüm bedeni kaskatı kesildi. '' Yaşamaya hakkım mı yok? '' Sesi transa girmiş gibiydi. Gözleri donmuş, hissiz bakıyordu. Anılar zihnine dolmaya başlamıştı. ' Senin gibi bir çöp neden yaşıyor ki? Gerçekten adalet diye bir şey bu dünya da yok! Hahaha' Ryuu yıllarca öz amcası ve çocukları tarafından alay edilmiş halini hatırladı. Kaç kez gizlice öldürülmeye çalışıldığını gayet iyi hatırlıyordu. Hatırlamak istemese de... Öfkesi benzine atılan alev gibi patladı. '' Siz kendinizi ne sanıyorsunuz da insanların yaşam hakkını sorguluyorsunuz?! '' Ryuu' nun etrafındaki hava ağrılaşırken kötücül bir aura ortaya çıktı. Sadece bir nefes alış zamanı içinde öfke bedenini ele geçirmişti. '' Dediğine dikkat et insan! '' Uçan Ateşsel Su alevleri arasında en kidemli görünen bağırmaya başladı. '' Biz mistik bir yaratığın alevleriyiz! Senin gibi aciz bir insan bizi sorgulayamaz! ''
Çılgın bir kahkaha sesi. Ryuu delicesine gülüyordu. Eski anılarını unutmak için çok uğraşmıştı. Yuo' nun olağanüstü çabası tüm kötü anıları yerlebir edip güzel anılar oluşturmuştu ama şuan anıları bir anka kuşu misali küllerinden doğuyordu. Tüm o alaylar, güçlü kahkahalar ve geçirdiği öfke nöbetleri... Gözünün önünden bir bir geçiyordu. Tüm benliği öfkesi altında ezildi. '' Bir mistik yaratığın alevleri ha? Peki o zaman sizin tüm gururunuzu ayaklar altına alacağım! Zorla gücümü üstünüzde kullanacağım! Karşı koymayı deneseniz iyi olur! '' Ryuu çıldırmış gibi kahkahalar atıyordu. Kontrolünü tamamen kaybetmişti. Bilinci bile uçup gitmiş gibiydi. Sadece kalbini dinliyordu düşünmeden saldırıya geçiyordu. '' İtaat et! '' Güçlü kükremesiyle birlikte binlerce kıvılcım patlayarak belirdi. Bunlar Ateşsel Su Alevini oluşturmak için kullandığı kıvılcımlardı. '' Bizim gücümüzü bize karşı mı kullanacaksın insan! '' Kidemli elini savurduğunda kavurucu bir ateş yılanı belirdi. Aynı şekilde Ryuu' da elini savurdu. Havada sertbestçe dolaşan tüm kıvılcımlar bir nefeslik zaman geçmeden tek bir noktaya toplandılar. Ryuu' nun etrafındaki devasa alan tamamen alevlerle kaplandı.
Ateşsel Su alevlerinin hepsi eski zamanlardan beri bilinç sahibiydi ama aralarında birisi daha yaşlıydı. Kendine Gnog Lie diyen kişi diğerlerinin aksine kibirliydi. Yardımsever olmak istemiyordu. Onun için tek bir kural vardı. ' Güçlü yaşar zayıf ölür! ' Diğer Ateşsel Su alevleri onun bu tabusunu kabul etmemekte ısrar ediyorlardı. Çoğu zaman kendi aralarında tartışsalar da GnogLie ' ye söz geçirememişlerdi. Gnog Lie' nin davranışlarını ateşleyen bir diğer şeyde her defasında böyle tabuları kabul eden kişiler Ateşsel Su alevlerini sahiplenmişti. Karşılarındaki genç adamın cesareti ve zayıfları koruma hissini hissettiklerinde kalplerinde ufak bir umut ışığını gördüklerini düşündüler. Tek istedikleri Gnog Lie' nintabusunu yıkabilecek biriydi...
Güçlü bir kükreme etrafta yayıldı. Gnog Lie alayla tek kolunu savurarak alevleri yönlendirdi. Ama alevler tepki vermeden büyümeye devam ettiler. Gnog Lie' nin kaşları çatılırken daha şiddetli bir şekilde alevlere emretti. Yine de alevler onu dinlememişti. Gnog Lie'nin kalbi endişeyle doldu. '' Hangi alev hükümdar Gnog' a karşı koymaya cüret eder? Yok olun! '' Kolunu uzatıp sertçe boşluğu sıktı. Güçlü bir dalga alevlere hücum etti. '' Yok ol. '' Ryuu' nun sesi fısıltı denebilecek kadar kısıktı lakin rahatça duyulmuştu. Alevlerin gücü artarak üzerlerindeki baskıyı yok etti. Sürekli güçlenen alevlerin yavaşça rengi değişmeye başlamıştı. Açıkça turuncu-kırmızı alevler maviye dönüyordu! '' İmkansız, imkansız! Mavi alevler Ateşsel Su alevlerinin gerçek formu! Ben bile kontrol edemiyorken o aciz insan nasıl? NASIL? '' Gnog Lie' nin endişeli çığlığı Ryuu' ya büyük bir zevk verdi. Yavaşça kontrolünü geri alıyordu. Alevlerin ona yardım ettiğini hissetmişti. Ona seslenmiş ve geri gelmesini sağlamışlardı. '' Bugün burada yok olacaksın! '' Ryuu öfkeyle kükredi. Alevler etrafını sarmaya başlamıştı. Bedenini savunan alevler sanki besinmiş gibi Ryuu tarafından yenmeye başladı! Ryuu çok hızlı bir şekilde alevleri tüketiyordu.! Tüm alevleri bir düzene saniye içinde yemişti. Dudakları hafifçe kıvrılırken eliyle ağzının kenarını sildi. '' Yemek için... TEŞEKKÜRLER! '' Ryuu' nun bedeninden mavi bir aura patladı. Gözlerinin akı dahil korkutucu yoğunlukta mavileşmişti.
Ryuu güçle dolup taştığını hissediyordu. Sırıtışı silinirken ciddi bir şekilde zıpladı. Durduğu zemin parçalanırken gözle zor takip edilecek bir hızla Gnog Lie' nin önünde belirdi. Tüm bedeni alevlerle çevrilirken yumruğu on tonluk bir balyoz gibi Gnok Lie' nin göğsüne vurdu.
BOOOOM!
Gnog Lie acı bir çığlıkla birlikte yanardağına uçtu. Çarptığı yer patlarken bedeni geri sekmedi. Ryuu' havadayken ayağının altında güçlü bir alev parladı. Yere düşmek yerine süzülmeye başlamıştı. Yavaşça Gnog Lie' nin yanına geldiğinde tüm bedeninin yanardağına gömüldüğünü gördü. Bedenindeki çoğu yer kanıyordu. Yaralarından kan yerine turuncumsu yarı sıvı akan maddeye şaşkın şaşkın baktı. O kan beklemişti.
'' Sana bugün bir ders verdim Gnog Lie. Sana söylemek istediğim tek bir şey var. ''
Ryuu derin bir nefes aldı. Öfkesi tekrardan gün yüzüne çıkmıtştı. '' Sen ne anlarsın ki? Zayıf ve acınası şekilde doğan birinin yaşadıklarını güçlenme hırsını? SEN NE ANLARSIN Kİ! '' Kendini kontrol edemeden yumruğu Gnog Lie' nin yüzüyle buluştu. Tek sorun sanki bir kayaya yumruk atmış gibi eli acımıştı. Ryuu kendi elini durduran pençemsi şeye korkuyla bakarken dört beş adım ger çekildi.
Hahahahahaahaha! Korkunç kahkaha sesiyle eş zamanlı olarak yanardağı patladı. Lavlar hızla akarken Ryuu zıplayıp havada durdu. Yanardağın patlama bölgesine yakın olduğundan lavlar saniyeler içinde altındaki zemini kaplamıştı. '' Gerçekten düşündüğümden daha güçlüymüşsün insan. Lakin sen sadece bir çöpsün! Ölmek isteyen bir çöp! '' Lavların arasından devasa bir beden patlayarak çıktı. Bu beden tam olarak bir şey değildi. İnsana benzesede pençeleri ve kanatları vardı. Ayrıca tamamen alevden oluşuyordu. Sadece gözleri alevden oluşmuş gibi duran bir boncuk olarak farklıydı. Gnog Lie tek parmağını savurduğunda zemindeki lavlardan bile sıcak alevler patlayarak Ryuu' nun etrafını çevirdi. Bir kaç nefes alış zamanı içinde alevler kusursuz biçimde bir top oluşturarak Ryuu' yu içine mühürlemişti. '' Bu benim en güçlü tekniğim olan Alev Mührü! Dayanılamaz derecedeki sıcaklık ve ölümcül baskı sayesinde öleceksin insan! haahahah '' Gnog Lie delicesine kahkaha atmaya devam ediyordu.
'' Ölecek miyim? '' Güçlü sesle birlikte alev topunun rengi değişmeye başladı. Bir düzine nefeslik süre içinde alev topu tamamen mavi alevlere dönüşerek parçalandı. '' N-ne a-a-ama bu imkan-sız! '' Gnog Lie şaşkınca bağırmıştı ki güçlü bir yumruk suratıyla buluştu. Tüm bedeni hissizleşirken ikinci kez yanardağına uçuşa geçti. Bu sefer daha süratli bir şekilde ilerliyordu. Yanardağına çarptığında büyük bir patlama duyuldu.
Güüüüüüüüüüm!
Yanardağının içinden sefil bir çığlık gelirken tüm dağ çökmeye başlamıştı. Gnog Lie tam anlamıyla yenilmişti. Ryuu sefil bir şekilde yere yıkıldı. Çok fazla güç kullanmıştı. '' Afferin insan! Sadece normal bir insan olark benim yarattığım bilinci yendin. '' Ryuu zihninde duyduğu sesle kendini titremekten alıkoyamadı. '' Ateşsel su alevlerini yaratan mistik canavar? '' Zihnine seslenmesiyle güçsüz bir kahkaha duyuldu. '' Ben sadece bir ruh parçasıyım. Gnog Lie ' yi yendiğin için seninle konuşuyorum. Ben Gnog Lie' nin kibrini gördüğümde bir söz vermiştim. Eğer onu yenen birisi olursa Ateşsel Su Alevlerinin gizli kaynak sanatlarını öğrenmesini sağlayacaktım. Bu yüzden seninle konuşuyorum. İlk kaynak sanatını zihnine aktardım bile. Buradan ayrıldıktan sonra ona çalış. Ayrıca burda daha fazla durmana gerek yok bir şey demeden ayrılman daha iyi. Seni gönderiyorum. '' Ryuu cevap veremeden ortamın değiştiğini hissetti...
Milena endişeyle kucağındaki baygın çocuğa baktı. '' İki gün geçti neden hala uyanmadın? '' Bilinçsizce mırıldandı. Kalbi, onu kollayamadığını düşündüğünden hüzün doluydu. İnci gibi pürüzsüz elleri Ryuu 'nun saçlarını okşuyordu.
" Hey Milena saçlatıma işkence yapmaya ne kadar devam edeceksin? " Milena endişeyle kucağındaki Ryuu' ya sarıldı. Sesi son derece endişeliydi." Seni salak! Beni böyle endişelendiriyor ve sonrada mızlıyor musun? Sana ne kadar kızdığımı anlatmak bile öfkemi körüklüyor. Yinede... " Derince bir nefes aldı. Zorla gözyaşlarının akmasını engelliyordu."İyi olduğunu bilmek rahatlatıcı. Böyle aptalca bir şey asla yapmamalısın." Ağlamamaya çalışsada sesi titremişti. Ryuu hafifçe gülümseyerek elini Milena 'nın gözünden firar eden damlayı silmek için uzattı. Bakışları tamamen yumuşamıştı. Baş parmağıyla gözyaşını sildi. Dokunmaya kıyamıyormuş gibi eli hafif bir korkuyla yanağını kapladı. " Benim için ağlama. Hiç bir şeyim yok Milena. Ben senin gözyaşlarını hak edecek kadar değerli değilim."
Milena yaşafığı anın büyüsüne kapılmıştı. Ancak hızlı bir şekilde kendini toparladı. " Alevleri kullanabiliyor musun? O kadar baygın kalman bir şeyler olduğu anlamına gelmeli." Ryuu cevap vermek yerine kolunu salladı. Turuncu-kırmızı arası alevler belirsede çabucak yerini maviye bırakmıştı. Milena korkuyla alevlere baktı. " B-u b-u imkansız! Mavi alevleri sadece mistik yaratığın lutfunu alanlar kullanabilir! Bana sakın mistik yaratığın sana kaynak sanatı bıraktığını söyleme!" Ryuu şaşkınca kafa salladı. Milena cevap vermek yerine Ryuu 'nun zihnine döndü. Ortadan kaybolmadan önce kısık sesi Ryuu' ya ejder yumurtasını bulmasını söylemişti. Ryuu alevlerinin ışığı altında yürümeye başladı....
Milena bilinç gormynda Ryuu 'nun bedenini inceliyordu. "Gerçekten mistik yaratık ona bazı avantajlar sağlamış. Beni şaşırtıyorsun Ryuu." Mutlu kahkahası mühürde yankılandı.
Ryuu uzun müddet yürümenin sonunda yoğun bir baskının olduğu geniş alana girdi. Baskı ağır bir kayayı sırtlıyormuş gibi hissettiriyordu. Mavi alevleri güçle parlarken tüm alanı aydınlattı . Görünmez baskı yok olurken Ryuu kendi boyutundaki devasa yumurtayı görebildi. Yumurta kırmızı ile turuncu noktalarla kaplıydı. Noktaların sayısı fazla olsada yumurtanın doğal rengi olan siyah yer yer gözüküyordu. Ryuu hayranlığını gizleyemedi. Yumurta çok güzeldi. Milena nın sesi zihninde yankılandı. " Gerçekten şanslısın. Gökyüzü kaynak aleminde doğacak bir ejderha buldun. Onu doğmadan öldürüp gelişimini hızlandırabilirsin" Ryuu "Hayır." dedi. Çok net ve kararlı cevap cermişti. " Onu ortağım yapmak istiyorum . Yuoyla bir sözümüz var. Eğer bir ejderha bulursak onunla ortak olmaya çalışacağız." Milena umursamıyormuş gibiydi. " İstediğini yap. O ejderhayla ortak olmak istiyorsan Göksel Kuyruğu kullanabilmen lazım. " Ryuu merakla Göksel Kuyruğun ne olduğunu sordu. Milena gecikmeden anlatmaya başladı. 7 Kuyruklu Gökyüzü Kurdu' nun gücünü sana anlatmadım sanırım. 7 Kuyruklu Gökyüzü Kurdunun gücü yediye bölünmüştür. Her kuyruğu aktifleştirdiğinde delicesine güçlenirsin. Her kuyruk gücün belli düzeye ulaştığında kullanılabilir. Şu anki gücünle ilk kuyruk olan Göksel Kuyruğu kullanman imkansız . En azından Temel Kaynak Aleminde olman lazım. " Ryuu hızlı bir şekilde düşündü. Temel kaynak alemine girmem neredeyse bir ayımı alır. Yani bir ay durmadan çalışmalı mıyım?
" Eğer bir ay bekleyemezsen gemdn güçldnebilmeni sağlayacak olan bçr şey var. Bu ormana geldiğinde öldürdüğün kaynak canavarını ye. Zaten çok acıkmış olmalısın." Ryuu cevap vermek yerine yere oturdu. Boyutsal yüzüğünden kaynak çekirdeğini çıkarıp ağzına attı. Aynı zamanda yanan alevlerini kolunu sallayarak kendine çekti. Etrafını çevreleyen alevleri yemeye başladı. Yediği alevler az önce yuttuğu kaynak çekirdeğiyle birleşerek güçlğ bir etkiye sahip bir hap oluşturmuştu. Ryuu memnunca gülümsedi. Normalde bu hap çok tehlikeli bir güce sahipti. Ryuunun alevlerinin gücünü direkt olarak özümsemek imkansızdı. Tabi bu Ryuu için geçersizdi. Ryuu meditasyon pozisyonu alıp hapı özümsemeye başladı. İki haftaya yakın bir sürede Ryuu kaynak canavarının etini yemişti. Gücü hızlı bir artış gerçekleştirdi. Ayrıca kaynak gücü normalden kalındı. Ryuu bu sürede başlangıç kaynak alemindeki gücünü başlangıç kaynak aleminin zirvesine çıkarmıştı. Ryuu böyle hızlı bir artışı daha önce duymadığı için başlangıçta şaşırsada zamanla alışmıştı. Böyle tehlikeli bir yolla gelişmesi de hızlı olmalıydı. Sonunda Temel Kaynak Alemine girebileceğim. Alevleri güçlü bir şekilde yanmaya başladı. Meditasyon yaparken Alevlerini kullanmanın gelişmesine hatrı sayılır bir yardım ettiğini 4 gün önce keşfetmişti. Kaynak gücü gürleyerek kaynak kapakçıklarına baskı yapmaya başladı. Bedeni büyük bir açlıkla enerjiyi emiyordu. Vücuduna giren enerji bedenini bir kaç kez dolandıktan sonra kaynak kapakçığına baskı yapmaya başlıyordu. Ryuu iki saat boyunca meditasyon yaptıktan sonra Temel Kaynak Alemine girdiğini hissetti. Rahat bir nefes alıp geriye yaslandı. '' Tebrikler Temel Kaynak Alemine geçtin. '' Ryuu uyuşmuş bedenini hareketlendirmek için doğruldu. Alevleri ellerinde kılıç olan insanlara dönüştü. Ryuu alevleri zorlanmadan kontrol edebiliyordu. Hatta ustalaşmıştı bile. Boyutsal Yüzüğünden Yeşim Dalga' yı çıkardı. Rakibi olan 4 alev savaşçıya karşı hücuma geçti. Çevik hareketlerle kılıcını savuruyor dönüyor savuşturuyor tekrar savuruyordu. Sürekli hareket ederek saldırılarının engellenmesine izin vermiyordu. Her darbesi normal bir insanı öldürecek güçteydi.
Milena endişeyle kucağındaki baygın çocuğa baktı. '' İki gün geçti neden hala uyanmadın? '' Bilinçsizce mırıldandı. Kalbi, onu kollayamadığını düşündüğünden hüzün doluydu. İnci gibi pürüzsüz elleri Ryuu 'nun saçlarını okşuyordu.
" Hey Milena saçlatıma işkence yapmaya ne kadar devam edeceksin? " Milena endişeyle kucağındaki Ryuu' ya sarıldı. Sesi son derece endişeliydi." Seni salak! Beni böyle endişelendiriyor ve sonrada mızlıyor musun? Sana ne kadar kızdığımı anlatmak bile öfkemi körüklüyor. Yinede... " Derince bir nefes aldı. Zorla gözyaşlarının akmasını engelliyordu."İyi olduğunu bilmek rahatlatıcı. Böyle aptalca bir şey asla yapmamalısın." Ağlamamaya çalışsada sesi titremişti. Ryuu hafifçe gülümseyerek elini Milena 'nın gözünden firar eden damlayı silmek için uzattı. Bakışları tamamen yumuşamıştı. Baş parmağıyla gözyaşını sildi. Dokunmaya kıyamıyormuş gibi eli hafif bir korkuyla yanağını kapladı. " Benim için ağlama. Hiç bir şeyim yok Milena. Ben senin gözyaşlarını hak edecek kadar değerli değilim."
Milena yaşafığı anın büyüsüne kapılmıştı. Ancak hızlı bir şekilde kendini toparladı. " Alevleri kullanabiliyor musun? O kadar baygın kalman bir şeyler olduğu anlamına gelmeli." Ryuu cevap vermek yerine kolunu salladı. Turuncu-kırmızı arası alevler belirsede çabucak yerini maviye bırakmıştı. Milena korkuyla alevlere baktı. " B-u b-u imkansız! Mavi alevleri sadece mistik yaratığın lutfunu alanlar kullanabilir! Bana sakın mistik yaratığın sana kaynak sanatı bıraktığını söyleme!" Ryuu şaşkınca kafa salladı. Milena cevap vermek yerine Ryuu 'nun zihnine döndü. Ortadan kaybolmadan önce kısık sesi Ryuu' ya ejder yumurtasını bulmasını söylemişti. Ryuu alevlerinin ışığı altında yürümeye başladı....
Milena bilinç gormynda Ryuu 'nun bedenini inceliyordu. "Gerçekten mistik yaratık ona bazı avantajlar sağlamış. Beni şaşırtıyorsun Ryuu." Mutlu kahkahası mühürde yankılandı.
Ryuu uzun müddet yürümenin sonunda yoğun bir baskının olduğu geniş alana girdi. Baskı ağır bir kayayı sırtlıyormuş gibi hissettiriyordu. Mavi alevleri güçle parlarken tüm alanı aydınlattı . Görünmez baskı yok olurken Ryuu kendi boyutundaki devasa yumurtayı görebildi. Yumurta kırmızı ile turuncu noktalarla kaplıydı. Noktaların sayısı fazla olsada yumurtanın doğal rengi olan siyah yer yer gözüküyordu. Ryuu hayranlığını gizleyemedi. Yumurta çok güzeldi. Milena nın sesi zihninde yankılandı. " Gerçekten şanslısın. Gökyüzü kaynak aleminde doğacak bir ejderha buldun. Onu doğmadan öldürüp gelişimini hızlandırabilirsin" Ryuu "Hayır." dedi. Çok net ve kararlı cevap cermişti. " Onu ortağım yapmak istiyorum . Yuoyla bir sözümüz var. Eğer bir ejderha bulursak onunla ortak olmaya çalışacağız." Milena umursamıyormuş gibiydi. " İstediğini yap. O ejderhayla ortak olmak istiyorsan Göksel Kuyruğu kullanabilmen lazım. " Ryuu merakla Göksel Kuyruğun ne olduğunu sordu. Milena gecikmeden anlatmaya başladı. 7 Kuyruklu Gökyüzü Kurdu' nun gücünü sana anlatmadım sanırım. 7 Kuyruklu Gökyüzü Kurdunun gücü yediye bölünmüştür. Her kuyruğu aktifleştirdiğinde delicesine güçlenirsin. Her kuyruk gücün belli düzeye ulaştığında kullanılabilir. Şu anki gücünle ilk kuyruk olan Göksel Kuyruğu kullanman imkansız . En azından Temel Kaynak Aleminde olman lazım. " Ryuu hızlı bir şekilde düşündü. Temel kaynak alemine girmem neredeyse bir ayımı alır. Yani bir ay durmadan çalışmalı mıyım?
" Eğer bir ay bekleyemezsen gemdn güçldnebilmeni sağlayacak olan bçr şey var. Bu ormana geldiğinde öldürdüğün kaynak canavarını ye. Zaten çok acıkmış olmalısın." Ryuu cevap vermek yerine yere oturdu. Boyutsal yüzüğünden kaynak çekirdeğini çıkarıp ağzına attı. Aynı zamanda yanan alevlerini kolunu sallayarak kendine çekti. Etrafını çevreleyen alevleri yemeye başladı. Yediği alevler az önce yuttuğu kaynak çekirdeğiyle birleşerek güçlğ bir etkiye sahip bir hap oluşturmuştu. Ryuu memnunca gülümsedi. Normalde bu hap çok tehlikeli bir güce sahipti. Ryuunun alevlerinin gücünü direkt olarak özümsemek imkansızdı. Tabi bu Ryuu için geçersizdi. Ryuu meditasyon pozisyonu alıp hapı özümsemeye başladı. İki haftaya yakın bir sürede Ryuu kaynak canavarının etini yemişti. Gücü hızlı bir artış gerçekleştirdi. Ayrıca kaynak gücü normalden kalındı. Ryuu bu sürede başlangıç kaynak alemindeki gücünü başlangıç kaynak aleminin zirvesine çıkarmıştı. Ryuu böyle hızlı bir artışı daha önce duymadığı için başlangıçta şaşırsada zamanla alışmıştı. Böyle tehlikeli bir yolla gelişmesi de hızlı olmalıydı. Sonunda Temel Kaynak Alemine girebileceğim. Alevleri güçlü bir şekilde yanmaya başladı. Meditasyon yaparken Alevlerini kullanmanın gelişmesine hatrı sayılır bir yardım ettiğini 4 gün önce keşfetmişti. Kaynak gücü gürleyerek kaynak kapakçıklarına baskı yapmaya başladı. Bedeni büyük bir açlıkla enerjiyi emiyordu. Vücuduna giren enerji bedenini bir kaç kez dolandıktan sonra kaynak kapakçığına baskı yapmaya başlıyordu. Ryuu iki saat boyunca meditasyon yaptıktan sonra Temel Kaynak Alemine girdiğini hissetti. Rahat bir nefes alıp geriye yaslandı. '' Tebrikler Temel Kaynak Alemine geçtin. '' Ryuu uyuşmuş bedenini hareketlendirmek için doğruldu. Alevleri ellerinde kılıç olan insanlara dönüştü. Ryuu alevleri zorlanmadan kontrol edebiliyordu. Hatta ustalaşmıştı bile. Boyutsal Yüzüğünden Yeşim Dalga' yı çıkardı. Rakibi olan 4 alev savaşçıya karşı hücuma geçti. Çevik hareketlerle kılıcını savuruyor dönüyor savuşturuyor tekrar savuruyordu. Sürekli hareket ederek saldırılarının engellenmesine izin vermiyordu. Her darbesi normal bir insanı öldürecek güçteydi.
Sırtına gelen kılıç darbesinden kaçınmak için ileri atladı. Kılıcı karnına saplanmak üzere olan alev kılıcını engellerken yüzüne sağlam bir yumruk geldi. Yedi sekiz adım geri çekildi. Ağzından akan kanı elinin tersiyle sildikten sonra kükreyerek saldırıya geçti. Sayısız kılıç darbesi altında uzunca bir süre dövüştükten sonra yorgunluktan ölüyordu. Alevleri sessizce yok olurken kendini yere bıraktı. Sanırım bir duş alsam iyi olacak. Ayağa kalkıp mağaranın çıkışına yöneldi. Üzerindeki parçalanmış kısa kolluyu bir kenara fırlattı. Altındakini de çıkardıktan sonra mağaranın girişine gelmişti. Boxerıyla birlikte suya atladı. Mağaranın girişini saklayan suyu delip geçerek yüzmeye başladı. Tamamen temizlendiğini hissettiğinde gözüne bir kaya kestirdi. sırtını kayaya dayadıktan sonra alevleri belirdi. Güçlü alevleri iki nefeslik zamanda suyu ısıtarak hamama benzer bir ortam oluşturmasını sağlamıştı. Ryuu keyifli bir mırıltı çıkardı. Bedeni sonunda rahatlamıştı....
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum