'Yok et.' Sanki başından beri böyle denmesini bekliyormuş gibi harekete geçiyorum. Tanıdık geldiği halde zihnimin algılamaktan aciz olduğu kişiye karşı saldırıyorum. Boş bir yumruk gönderiyorum. Hızlı olmayan yumruğumu fark ettiklerinde geriye çekilerek kaçtılar. Havayı dövmüştüm. Düşünmeden bir kez daha saldırdım. Boşa bir yumruk daha.
Sonunda tanımayı becerdiğim Isal, Yuo' yu bırakarak bana döndü. Bağırarak bir şeyler desede kalbim dinlememe izin vermemişti. Saldırmak için atıldım. Yıkılmışlığım simgesi gibiydi yumruklarım. Güçlü ama yorgun... Isal sıyrılarak karnıma geçirdi. Bir kez daha uçuyorum. Lakin bu sefer bir fark var. Çalışmayan zihnim bir anda harekete geçmişti. Yığıldığım yerden hızla kalkıyorum. Bu sefer her şey farklı.
Fırladığım gibi yumruğum Isal' ın çenesinde patlıyor. Beklememiş olmalı ki açık bırakıyor. İkinciye aynı yere geçiriyorum. Geriye yıkılan bu sefer Isal olmuştu. Zihnim harekete geçmiş olsa da tam kendime gelememiştim. Dalgın dalgın Yuo' ya bakıyorum. Daha şiddetli ağlıyor. Benim yüzümden mi? Benden korktuğu için mi? Belki de Isal' e saldırdım diye.. Bir umut bana dediklerinden pişman olduğu için olabilir mi? '' Isalı rahat bırak katil! ''
Ufacık umudum havası kaçan bir balon gibi sessizce söndü. Güneşimi engelleyen bulutlar artık fırtına bulutuna dönmüştü. Üzerlerindeki yükü atmak istiyorlardı. Ve ben onlara izin verecektim. Ayağa kalkan Isal' e sertçe yumruk atmak istedim ama kendine gelmiş olmalı ki bileğimi tutarak engel oldu. Sıkı kavramasını gıdam umursamadan diğer elimle suratına geçirdim. Dudağını patlatmış olmalıyım ki ince bir kan dudaklarından aşağıya süzüldü. Yuo' nun bağırışını kulak ardı ederek bir yumruk daha attım.
'' Dur Ryuu. Kendinde olmadığını biliyorum. Pişman olacağım bir şey yapmama izin verme ve dur. '' Kendimde değil miyim? Boğazıma oturan yumru hala yerindeydi. Kafamı sağa sola salladım. Sonuna kadar kendimdeydim. Kavrayışından kurtularak bir yumruk savurdum. Vurmama izin vermeyip bileğimden bir kez daha tuttu. Diğer elimle vurmak istemiştim ki benden önce davranıp karnıma yumruğunu indirdi. Canımı acıtsada umursamadan bende vurdum. Çenesine yediği üçüncü yumruktu bu. Mırıldanarak küfür etti. Duygusuz yüzümde minik bir sırıtış pehdaylandı. Bileğimi elinden kurtardım. Tekrardan tutmasına fırsat vermeden karnına geçirdim. Aldığı nefesini kullanmasına izin vermeden çenesine bir tane daha geçirdim. İyice sinirlenmişti. İki kolumu birden tutup kafayı gömdü.
Şapşal gibi yalpalayarak geriye yıkıldım. Ne yaptığımı kendim bile bilmiyordum. Yerden destek alarak doğruldum. Gücümü yumruğuma aktarırken az önce attığım yumruklardan kat kat daha güçlü darbemi Isal' e gönderdim. Diğer darbelerimden farklı olduğunu anlamış olmalı ki hızlı davranıp sıyrılmıştı. Karnıma aldığım darbeyle duraksadım. Bir saniyelik duraksamamla beraber çeneme yediğim sert yumruk yere yıkılmamı sağlamıştı. Küfürler ede ede yerden kalktım. Silkelenerek kendime gelmeye çalışıyordum. Dikkatimin dağınıklığından yararlanan Isal çeneme bir kez daha geçirerek yerle öpüşmeme olanak verdi.
Yere yığıldığımda izleyicilerin tarafına kayan bakışlarıma tanıdık bir sima yakalandı. Bu arenaya dalmak üzere olan Toun' du ! '' Sakın Toun! '' Boğazımdaki yumruya rağmen Touna bağırdım. Bu işe karışmalarını istemiyordum. Geçmişimle alakalıydı bu konu. Her ne kadar Isal geçmişimde olmasa da. '' Sen de yeter be! '' Birden yerimde doğruldum. İçimde yükselen öfkeyle Isal' e sert bir yumruk geçirdim. Vuruşumun üzerine çenesinin kenarından biraz daha kan akmıştı. Sinirlenmeye başlıyordu. Gücünü salarak üzerime baskı kurmaya başladı. Gökyüzü Kaynak Alemi! Onun baskısı Gökyüzü Kaynak Alemindeydi!
Bacaklarım titremeye başlamıştı. Sırf baskısı yüzünden asla ona diz çökmeyecektim. Güneşimi engelleyen bulutlar gürlemeye başladı. Daha fazla dayanamazdım. Elim göğsümde uzun süredir duran kolyeye gitti. Milenanın sözleri zihnimde yankılanıyordu. Güç patlamasını kontrol edememe ihtimalim fazlaydı. Duraksamadan kolyeyi çekerek ipini kopardım. Kolye boynumdan çıktığı anda gözlerim kararmıştı...
/şimdi asıl anlatımıma dönüyorum/
Ryuu kolyeyi kopardığı an aşırı korkunç bir aura dalgası arenayı sardı. Bu aura o kadar tehlikeli bir his veriyordu ki İhtiyar Lo bile ürktüğünü hissetti. Ryuu' nun etrafındaki alan çatlayarak içe göçtü. Güçlü bir rüzgar Ryuu' nun çevresinde esmeye başlamıştı. Isal şaşkınca savunma pozisyonu aldı. Ryuu' ya ne olduğunu anlayamamıştı.
Ryuu' nun seviyesi büyük bir hızla artmaya başladı. Önce 2. Seviye Doğal Kaynak Alemine yükseldi. Ardından üçüncü,dördüncü,beşinci derken Yeryüzü Kaynak Alemine geçiş yaptı! Ve hala devam ediyordu. 2. Seviye Yeryüzü Kaynak Alemi, 3. Seviye Yeryüzü Kaynak Alemi, 4. Seviye, 5. Seviye ve 6. Seviye! Gücü 6. Seviye Yeryüzü Kaynak Alemine ulaşmıştı! Sonunda gözlerini açtığında delirmiş bir ifadeye sahipti. Isal' ın baskısına karşı gücünü salarak baskısını kullandı. Isal bir anda bacaklarına binen yükle diz çökmeye zorlandığını hissetti. Kendisinden dört seviye düşüktü ve aralarında Gökyüzü Kaynak Aleminin büyük sınırı vardı ama Ryuu' nun baskısı kesinlikle ondan üstündü.
Isal sıkıntılı ifadesiyle Ryuu' ya baktı. Böyle olmayacağını anlamıştı. Kozunu kullanmaktan başka şansı yoktu. '' Ejderha Dönüşümü! '' Bedenini simsiyah bir küre çevreledi. Kürenin içinden kemik kırılma sesleri ve acı bağırışlar yankılanıyordu. Kısa sürede ortadan kaybolan küreyle birlikte Isal' e gıdam benzemeyen bir canavar ortaya çıkmıştı. Omuzlarında ince dikenler vardı. Bedeni griyle kahverengi arasıydı. Elleri yerini pençeye bırakmıştı. Ellerinin üzerinde kemikten uzun iki kılıç gibi sivri diken vardı. Bu dikenler bir metrelik bir kılıçla neredeyse eşitti. Bacakları da aynı şekilde pençeleşmişti. Kasları gelişmiş, çelik gibi sertleşmişti. Yüzü tamamen değişmişti. Çene yapısı uzamıştı. Dişleri sivrileşmişti. Dudakları küçülmüştü. Burnu daha düzleşmişti. Gözleri keskinleştirmişti ve grimsi bir renge bürünmüştü. Saçları sivrileşmiş ve tıpkı dikene benzemişti. Arkasında uzun bir kuyruk vardı. Kuyruğun ucunda üç sivri diken vardı. Göğsündeki kasların ardından kemikleri hissedilecek kadar belirginleşmişti.
'' Bana dönüşümümü de kullandırttın Ryuu. Seni tebrik ederim gerçekten güçlenmişsin. Lakin şansının kalmadığından emin olabilirsin. '' Kuyruğu bedeninin etrafında tehdit arar gibi dolaşıyordu. Pençeleri kayaları bile parçalayacak kadar keskindi. Dişlerininden geriye kalan bir yanı yoktu. Kemikleri bile parçalayacak güçteydiler. Yine de Ryuu korkmamıştı. Daha geniş sırıttı. Kafasını biraz yatırarak Isal' ı harekete geçmek için kışkırttı.
Isal kışkırtmaya karşılık saldırıya geçti. Sağ elinin üzerindeki kılıcı savurarak Ryuu' ya atıldı. Ryuu bir saniye önce ulu bir dağ gibi hareketsizken bir saniye sonra sırtındaki devasa kılıcı çekmiş Isal' ın darbesine karşı savurmuştu. Isal aldığı darbeden etkilenmeden Ryuu' nun büyük kılıcına vurdu. Çınlama sesi yankılanırken Ryuu geçip arkasında duran Isal ayakta kalmıştı. Ryuu ise göğsündeki çarprazlama kesikle birlikte yere yıkılmıştı.
'' Bu iş burada biter. '' Isal eski haline dönecekti ki hissettiği tehlikeyle arkasını dönerek kollarını kaldırdı. Son anda havaya kalkan kılıçlara çarpan devasa kılıçla birlikte bir kaç adım gerilemek zorunda kaldı. Ryuu daha da sırıtarak kılıcına bastırdı. Isal bağırarak Ryuu' yu geriye ittirmeye çalıştı ama unuttuğu bir şey vardı. Bu da Ryuu' nun iki bin kilo ağırlığındaki kılıcıydı! Üstüne Ryuu' nun çılgın kuvveti eklenince Isal geriye itilmekten başka bir şey yapamamıştı.
Ryuu bacağına dolanan şeyle birlikte bir anda havaya kalktı. Ne olduğunu bile anlayamadan karnına yediği pençeyle bedenini savunmaya çalıştı. Isal kuyruğunu kullanarak Ryuu' yu kaldırmış ve kemikten kılıcını bileğinin içine çektiği sol eliyle Ryuu' nun karnına pençe atmıştı. Ryuu kontrolsüzce bırakmadığı kılıcını savurmaya başladı. Her savuruşunda korkunç bir rüzgar dalgalanırken Isal kuyruğunu savurarak Ryuu' yu fırlatmak zorunda kaldı. Yerde sürüklenen Ryuu kükreyek doğruldu. Kontrolden çıkmıştı artık. Gölge adımlarını kullanarak birden hücuma geçti. Her yönden gelen saldırılara karşı Isal kendini korumaya çalışsa da zorlanıyordu. Sürekli darbe alıp duruyordu. Sırtına yediği bir darbeyle birlikte bağırarak Ryuu' yu aramaya başladı. Duyuları sadece Ryuu' yu bulmaya odaklanmıştı.
Bir süre Isal Ryuu' yu bulamayıp darbe yemeye devam etse de Ryuu' nun, kuyruğu olduğunu unutup arkasından üzerine atılırken takılmasıyla aradığı fırsatı bulmuştu. Isal arkasını dönerek tüm hızıyla güçlü bir hücum yaptı. ''Yıldız Parçalayan İkiz Kılıçlar! '' Ryuu acıyla bağırırken öne doğru yığıldı. Göğsünde altıgen bir yıldız oluşmuştu...
/hadi bakalım hız kesmeden sonraki bölüme diyecem de mecalım kalmadı. Üç bölümü artarda sıkıştırdım. Yarına birazı da :d sabah kalktığım gibi yazmaya başlarım. Akşama da nasip olursa 48 49' u yazmış olurum. Geriye de final kalır :D Hadi bakalım hayırlısı...
Beğendiyseniz yorumlarınızı eksik etmeyin. Bi de Ryuu' nun aldığı Power-Up' ı beğendiniz mi? Sizce de biraz ortalığı coşturmalı değil mi?
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum