Ryuu' nun yüzü eşşek boku yemiş gibi çirkindi. O böyle bir karşılaşma görmek istemiyordu. Toun karşısında tüm gücünü kullanamazdı. İstediği gibi rahat da dövüşemezdi. Diğerlerini öldürmeyi umursamasa da Toun' a karşı dikkatli olmalıydı. Toun' un güçlü olduğunu bilse de kendi gücüne hala hakim değildi. Riske girmek son istediği şeylerden birisiydi.
Ryuu arenaya çıktığında berrak bir su gibi durgundu. Toun ise karmaşaya düşmüştü. Ryuu' ya karşı tüm kozlarını kullanırsa bile kazanmakta zorlanacağını biliyordu. Ryuu' nun çektiği işkencelerden sonra onun daha güçlü olduğundan emindi. Çünkü o Ryuu' nun yaşadıklarının yarısını yaşadığında dayanamamış ve bağırmıştı. Kararından emin olmasa da yapacaklarını planlamıştı.
'' Hazırsanız dövüş başlasın! '' Dövüşün başlamasıyla beraber Toun boyutsal yüzüğünden mızrağını çıkardı. Kutsal Yıldız Mızrağı deniyordu ona. Üç metre uzunluğunda mızrağının sivri ve geniç bir ucu vardı. Esnek ve özel bir sopadan yapılmıştı. Değerli bir Yeryüzü Kaynak Silahıydı. Bileğine sıkıca bağlaması için özel bir düzeneği vardı. Ryuu, Toun' un ne kadar usta bir kullanıcı olduğunu bilmiyordu. Ne olur ne olmaz diye Draken' ı çıkarması gerektiğine emindi. Boyutsal yüzüğünden Draken' ı çıkardığında baskıcı aurası arenayı kapladı. Muazzam bir auraya sahipti. Kutsal Yıldız Mızrağının aurasını tamamen ezmişti. '' Kendini geri tutmayacağını düşünüyorum Ryuu. '' Toun' un ifadesiz sesiyle Ryuu gülümsedi. '' Kendimi çok tutmayacağım dostum. Sende tutma ve güzel bir dövüş çıkar. '' Toun da karşılık olarak sırıttı. Bu sözlerden sonra kendini tutmayacaktı.
Ryuu ilk saldıran olmama huyunu devam ettiriyordu. Yerinde beklerken her yönden üzerine gelecek savunmalara karşı uyanıktı. Toun, Ryuu' nun saldırmayacağından emin olunca harekete geçti. '' Üç Pençeli Mızrağın Hışmı! '' Üç Pençeli Mızrağın Hışmı sık rastlanan bir teknikti. Ama sadece tam olarak anlayan kişiler gerçek gücünü gösterebilirdi. Bunun içinde en azından altıncı adıma ulaşılması lazımdı. Ve Toun' un durumundan gayet rahat kavradığı belliydi.
Ryuu üzerine her yönden gelen mızrağa baktı. Toun kendi çevresinde döndürerek mızrağının ardıl görüntüler oluşturmasını sağlıyordu.Ryuu hangisinin ardıl görüntü hangisinin gerçek olduğunu anlayamamıştı. '' Eğer hangisi ardıl görüntü anlamıyorsam! Hepsini yok ederim bende! '' Bağırarak kılıcını genişçe savurdu. Devasa bir rüzgar patlarken adeta hava inledi. Draken Toun'la çarpışmasa da yarattığı kasırga darbesi yüzünden Toun' un saldırısını engellemişti. Toun geri çekilirken mızrağını onlarca kez savurduktan sonra Ryuu' nun darbesini durdurabilmişti. Ryuu yavaş saldırıyordu. Toun onun yaptığı bir saldırı süresinde on ya da on beş saldırı yapabilirdi. Lakin Ryuu' nun tek saldırıda ortaya çıkardığı kuvvetle karşılaşamazdı.
Bir kez daha ileri atıldı. Ryuu' nun kılıcını savurmasına izin vermeden hücum etti. Büyük gürültüyle birlikte mızrağı Draken' a çarpmıştı. '' Güzel! Daha da şiddetli saldır Toun! '' Ryuu Draken' a yüklenerek Toun' u geriye fırlattı. Sırıtırken kılıcını üst üste üç kez savurdu. Toun vur kaç yaparak zar zor iki kasırgayı engellese de üçüncü kasırgadan kurtulamamıştı. Karnına aldığı darbeyi mızrağıyla biraz yavaşlatsa da arenanın duvarına uçmaktan kurtulamadı. Bir avuç dolusu kan kusmuştu. Ryuu beklemeden öne çıktı. Toun tam '' Pes e- '' dediği anda karnına vurarak susmasını sağladı. '' Pes ediyorum! '' Bağırışıyla birlikte herkesin şaşırmasını sağlamıştı. Ryuu, Toun' a destek olarak kalkmasını sağladı. Kılıcını sırtına asmıştı. Toun' un da mızrağını eline almıştı. '' Neden? Kazanabilirdin neden? '' Ryuu keyifle sırıttı. '' Dövüşümüzü daha sonra tekrarlıcaz. Kendini kastığını fark etmedim mi sanıyorsun? Ayrıca ödül ilgimi çekmiyor. Klan için ev tahsil edilcek alt tarafı. Klan lideri olarak bunu senin ayarlaman gerekiyor. '' Ryuu sırıtarak Toun' u bekleme odasına bıraktı. Ardından da bir şey demeden turnuva alanından ayrıldı. Dün birisi onunla görüşmek istemişti. Ona bunu Toun söylemişti. Akrabası olduğunu söylüyordu. Ryuu buna inanmamıştı. Alt ailelerden biri olma ihtimali bile düşüktü. Yine de görüşecekti.
Yura, kendisini Natali olarak tanıtmış kızın karşısında oturuyordu. Bunca zaman gücünü sakladığından dikkat çekmemişti. Karşısındaki tatlı kız bile dikkat etmiyordu. '' Ryuu' yu nerden tanıdığını sorabilir miyim? Akrabasıyım dedin ama Heart ailesinin yok edildiğini duymuştum. '' Yura anlayışla kafa salladı. '' Haklısın. Ben Heart ailesinin yan kollarından Heartin' denim. Annem, Ryuu' nun annesi olan teyzemin gayrimeşru kardeşi olduğundan yan kola mensup yetenekli birisiyle evlendirildi. '' Natali düşünmeye başladı. '' Peki Ryuu' dan ne istiyorsun? '' Yura bu soruyu yanıtlamak istemese de bu kızın Ryuu' yla alakası olduğundan cevaplama kararı almıştı. '' Annem ölmeden önce yazdığı mektubunda Ryuu' yu bulmamı istedi. Ben de isteğini yerine getiricem. '' Natali duyduğunda üzgünce baş salladı. '' Üzgünüm. Bu konulara karışmamalıydım. '' Yura gülerek boş ver anlamında elini salladı. '' Önemli değil. Alıştım artık. ''
Kapının açılma sesiyle beraber konuşan Yura ve Natali sustular. '' Ben geldim. '' Ryuu' nun sesiyle Yura ayağa kalkmıştı. O gerçekten de Ryuu' yu merak ediyordu. Nasıl göründüğünü, güçlü olup olmadığını, herşeyi! Ryuu odaya girdiğinde bakışları Yura' ya kilitlendi. Gözleri kocaman açılırken donmuştu. Zar zor ağzından fısıltı gibi çıkan sesiyle '' Yura? '' dedi. Ryuu' nun kendisini tanımasıyla Yura şaşırdı. '' N-nasıl olabilir? S-sen Ryuu musun? '' İkisi de donakalmıştı. Natali boş boş ikisine bakıyordu. Ryuu silkinerek kendini toparladı. '' Natali bizi yalnız bırakır mısın? Özel konuşacağız da. '' Ryuu' nun isteğiyle Natali evden çıktı.
'' Beni hatırlıyorsun değil mi? '' Yura onayladı. '' Ranz ailesiyle birlikte gelmiştin. Annenin hatıralarını almak için. Ama bana hiç bahsetmemiştin. '' Ryuu iç çekti. '' Dedem özellikle kimseye bir şey anlatmama izin vermemişti. Kendi ismimi bile kullanamıyordum. Özür dilerim Yura. '' Ryuu eski anıların gözünde canlanmasına izin verdi. Dedesi annesinin eskiden yaşadığı yere gideceklerini söylemişti. Beraber bir haftalığına sarayda kalmak için ayrılmışlardı. Sarayda hoş karşılanmasalar da bir hafta boyunca kimse onlara bir şey dememişti. Bu süre de Ryuu' yla Yura tanışmış, arkadaş olmuştu. Ama Ryuu geri döndüğünde asla saraya dönmek istemediğini söyleyince bir daha görüşme umutları olmamıştı. '' Neden Ryuu? Neden davetlerimi umursamadın? ''
Ryuu hüzünle gülümsedi. '' Farkında olmayabilirsin ama kral beni sevmiyor. Bizi çapulcu olarak gördüğünden saraydan kovmaya kalktı. Nasıl geri döneyim? '' Yura duyduklarıyla şaşırmıştı ama aynı zamanda öfkelenmişti de. '' Babamın alçak olduğunu biliyordum ama bu kadar düşmesini beklememiştim. '' Ryuu boşver anlamında elini salladı. '' Peki Yura. Sen neden beni arıyorsun? '' Yura beklediği sorunun gelmesiyle derin bir nefes aldı. '' Ben annemin isteğini gerçekleştirmek istiyorum Ryuu. Krallığın başına geçmeni istiyorum. ''
Ryuu kaşlarını çattı. '' Eğer krallıkta gözüm olsaydı şuana kadar ele geçirirdim. Sonuçta ben gerçek varisim. '' Yura hak verse de sustu. '' Ama buna gerek yok. Ben kral olmak istemiyorum. Özgür olmak daha önemli. Lakin bana yaşadıklarını anlattıktan sonra fikrim değişir gibi hissediyorum. '' Ryuu, Yura' nın acı şeyler yaşadığından emindi. Konuşması için beklemeye başladı...
Bir kaç saat sonra Yura yaşadıklarını anlatmıştı. Ustasını anlattığında ağlamış olsa da durmamıştı. '' Gerçekten üzgünüm Yura. Ustanı kaybetmek acı olmalı. Sana bir teklif sunmama ne dersin? '' Yura kızarmış gözleriyle ne der gibi baktı. '' Benim bir yıl içinde kesin gitmem gereken yer var. Sen bu akademiye gir. Bir yıl sonra ben geri geldiğimde kesinlikle krallığı ele geçirmek için kolları sıvayacağız. Ama öncelikle kralın sen olacağı konusunda kesin olalım. '' Ryuu' nun dedikleriyle Yura emin olamamıştı. '' Emin misin Ryuu? Tahtın sahibi kesinlikle benim ailem değil. '' Ryuu hafifçe sırıttı. '' Dediğim gibi resmi kral ben olmam ama sana yardımcı olabilirim. '' Yura sırıtarak onayladı. Bu işten memnundu...
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum