Grondia Bölüm 25 Acı

Grondia Bölüm 25 Acı


Yura ustasının sinirlendiğini hissetmişti. Ustası onun için ailesini bile bırakıp giderken durdurulmaya dayanamamıştı. '' Bu işi konuşarak halletmeyi tercih ediceğim. Usta Noun lütfen genç efendiyi bize teslim edin. '' Noun Grondig' inden inerken havaya parlak küçük bir kristal fırlattı. '' Bana gel Krasun! '' Güçlü bir şahin çığlığı duyulurken Kraliçenin adamları savaş pozisyonu aldılar. Adamlardan birisi liderlerine bağırarak harekete geçti. '' Hariki saldırıyorum! '' Öne çıkan kişi ana askerlerden birisiydi. 5. Seviye Yeryüzü kaynak alemindeki gücüyle hafife alınacak birisi değildi. Ama Yurayla aynı seviyedeydi. Nasıl ondan üstün olan ustasıyla bir tutulurdu! 
Devasa bir kuş birden havadan inerek hücuma geçen adamı kaptı. Beklemeden geri uçarken peşinden atılan saldırılardan kolaylıkla sıyrılmıştı. Bu Lotus Şahiniydi. Hızı ve manevra taktikleriyle ünlü, devasa kuş. Yaklaşık olarak iki metreydiler. Dört metrelik devasa kanatları, kılıçları parçalayacak güçlü bir gagası vardı. Hırçın ve asil olduklarından eğitilmeleri çok nadir görülürdü. Yeryüzü kaynak aleminde bulabileceğin en hızlı kuştu. Noun ortağını izlerken garip gülümsemesiyle liderleri olan Harikiye baktı. Onunla dalga geçiyordu. '' Hala saldırmaya kararlı mısın? '' Hariki dişlerini gıcırdattı. Noun' un ve Yura' nın gücü yetmezmiş gibi birde ortağı işe karışmıştı. Kendine olan güveni biraz salsılsada geri adım atmadı. '' Saldırın! ''....
Yura ve Noun uzun süredir dövüşüyorlardı. İki Grondig ve Noun' un Lotus Şahini ağır yaralanmıştı. Yura' nında bedeninde bir sürü büyüklü küçüklü yara vardı. Ne kadar direnmeye devam etse de hem sayı avantajı hem güç avantajına sahip olan rakipleri karşısında fazla şansı yoktu. Ustası ve Kraliçenin adamlarının lideri Hariki dövüş başladığından beri dövüşüyorlardı. Görünüşte eşit dursalarda Noun zar zor dayandığını itiraf etmek zorundaydı. Tekniklerinin çoğunu kullansa da avantaj elde edememişti. Bedeni iyice yorulurken enerjisi de azalmıştı. '' Bu kadar güçlü olmanı beklememiştim usta Noun. Gökyüzü kaynak aleminde 8. Seviye olmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Sen benden dört yaş küçükken bu seviyeye ulaştığın için dahi sayılırsın ama benimle boy ölçüşemezsin. Ben altı senedir bu seviyedeyim! '' Harikinin bedenini dört parlak küre çevreledi. '' Ölüm Yıldızları! '' Dört küreden kör edici bir ışık yayılırken herkes geçici olarak görüşünü kaybetmişti. '' Sadece benim zarar görmediğim tekniğim karşısında ne yapabileceksin ki? '' Deli kahkahası şiddetle yayılırken tüm gücüyle saldırıya geçti. Acıma duygusuna sahip değildi. Tek hedefi Noun' u öldürmekti. 
'' Ne kadar acınası! Yıldırım patlaması! '' Güçlü patlama eşliğinde ışıldayan yıldırım Hariki' ye çarptı. Kullandığı teknik etkisini kaybederken gök daha güçlü gürleyerek yüzlerce yıldırım yağdırmaya başladı. Kraliçenin adamları birer birer düşmeye başlamıştı. Güçlü yıldırımlara karşı direnemiyorlardı. Yura ustasının arkasına sinmiş göğün durulmasını bekliyordu. Ustası bu hamleyi kullanarak tüm birlikleri yok etmek istese de güçtende düşmüştü. Havaya kaldırdığı eli yorgunca düşerken sendeledi. Böyle güçlü yetenek bedenine doğrudan hasar veriyordu. '' Sanırım bitti. Gidelim Yura. '' Lotus şahinine takip etmesini işaret edip arkasını döndü. Grondigler ölümün kıyısındaydılar. Onlarla uğraşmak istemiyordu. '' Kraliçenin senden neden nefret ettiğini şimdi anladım usta Noun. '' Yaşlı bir ses duyulurken Noun ' un ifadesi tümden değişti. Paniğe kapılmış gibiydi. Yerde yatan Hariki yanındaki yaşlı adama umutla baktı. '' Kaptan Lousa! Lütfen bu basi- ahhh! '' Yaşlı adam kolunu savurarak tek hamlede Hariki' nin kafasını kesti. '' Senin gibi işe yaramaz çöpler benimle konuşabileceğini mi sanıyor? Küstah! '' Yaşlı adam sinirle Harikinin bedenine saldırılar yollamaya başladı. Ölü beden tanınmayacak hale gelene kadar durmamıştı. '' Ah nerde kalmıştık? '' İfadesi sakinleşirken kan olmuş üzerini umursamadan yavaş adımlarıyla Noun' a doğru yürümeye başladı. '' Seni görmeyi beklemiyordum ülkenin koruyucu manyağı Lousa. '' Yaşlı adamın yüzünde iğrendirici bir gülümseme belirdi. Vahşi bir kartala benziyordu. '' Bana böyle seslenebildiğine göre gerçekten cesurmuşsun. Tabi kraliçeyi de bu kadar kolay karşına alman cesaretini gösteriyor. Söylesene Noun. Neden Yura' yı öğrencin yaptın? Yasak olmasına rağmen? '' Yaşlı adam sanki uzun zamandır görüşmediği bir dostuyla görüşüyormuş gibi rahattı. Hem geziyor hem de gördüğü yaşayanları öldürüyordu. Nasıl bir acımasızlıktı bu? 
'' Kraliçenin kalbini tahmin edebildiğim için Lousa. Sırf Yura ve kardeşi gelişemesin de kendi çocukları veliaht olsun diye üst kademedekilerin öğrenci almasını yasakladı. Eğer işimden vazgeçmeseydim Yura için Kraliçenin tuttuğu biri getirilecekti. Onu kendi isteklerine göre yetiştirebilecekti. Sence de geçerli bir sebeb değil mi ? '' Yaşlı adam çenesini sıvazlamaya başladı. '' Geçerli bir sebeb. Ama Noun bugün buraya kraliçenin emriyle hainleri öldürmek için geldim. Sen kraliçenin emirlerine uymayarak ülkeye ihanet ettin. Ülkenin koruyucusu olarak görevim seni yok etmek. Karşı çıkmayı hayal bile etme. Gücüm çoktan Ruhsal Kaynak Alemine girdi. Karşımda çöpten başka bir şey değilsin. '' Noun dişlerini sıkarken savaş pozisyonu aldı. Lousa karşısında şansının olmadığını biliyordu. O ülkenin koruyucusu seçilmiş üstün güçlere sahip biriydi. Ve kendisiyle bir alem farkı vardı. Yura' nın kaçmasını sağlamak için bile yetersizdi. '' Sana bir şans tanıyacağım Noun. '' Noun kaşlarını çatarken duyacağı şeyi merakla bekledi. '' Eğer karşı çıkmayıp kraliçenin kölesi olmayı kabul edersen Yura' nın güvenle ayrılmasına izin veririm. Kabul ediyor musun? '' Noun bedenini kaskatı kesilmesine engel olamadı. Kraliçenin kölesi mi olmak? Ölmekten beterdi bu. Yine de Yura için kabullenecekti. '' Sözlerine güven duyabilir miyim Lousa? '' Tereddüt etmeden teslim olmuştu. 
Yura ustasını kolundan tutarken engel olmaya çalışıyordu. '' Usta hayır! Kraliçe sana sürekli işkence yapar! Kabul etme! Lütfen! '' Noun şefkat dolu gözleriyle oğlu gibi gördüğü öğrencisine baktı. '' Üzgünüm Yura. Bunu yapmak zorundayım. Git ve aradığını bul. Sana sonsuz güvenimin olduğuna emin olabilirsin. '' Yura' nın güzel gözlerine buğulanmıştı. Yavaş yavaş gözyaşları akarken boğazına oturan yumru konuşmasına engel oldu. Konuşmak istese de konuşamıyordu. Sadece ağlayabiliyordu...
Noun eğilerek öğrencisinin omuzlarından tuttu. '' Üzülme öğrencim. Bunca zaman senin büyümeni izledim. Bildiğim her şeyi en iyi şekilde sana öğretmeye çalıştım. Senin için babanın yapmadığı babalığı bile yapmaya çalıştım. Şimdi hayatımı vermek önemli mi sanıyorsun? Git ve benim umudum ol! Güçlen ve geri geldiğinde kraliçeye gerçek varisin gücünü göster! Git Yura! ''Sıkıca öğrencisine sarıldı. Gözyaşlarını zorlukla zaptediyordu. Oğlu olmuştu Yura onun. Öz çocuklarından daha çok değer veriyordu ona. Nasıl ayrı kalabilirdi ki? 
'' Bitti mi? '' Lousa işini bitirmişti. Noun, Yura' ya sarılmayı kesip arkasına döndü. Zorla da olsa Lousa' ya doğru ilerliyordu. Ayakları gitmemek için dirense de, kalbi parçalanırcasına acısa da duramazdı. Gerçeği biliyordu. Lousa' nın yanına vardığında bir damla göz yaşı firar etti. '' Lütfen onun güvende ayrılmasını sağla. '' Acı acı gülümsedi. Lousa düşünceli dursa da daha fazla beklemedi. '' Emin ol güvenle ayrılacak. Son vedanı et. '' Lousa kendini sakinleştirirken Noun' un arkasına geçip beklemeye başladı. 
Yura ağlayarak ustasına çaresizce baktı. '' U-ust-a! '' Gitme demek istiyordu. Biraz cesareti olsa gitme diyebileceğine inanıyordu. Ustası gülümseyerek ona döndü. '' Seni seviyorum Yura. Kendine dikkat et. '' Yura ağlasa da ustası için gülümsedi. '' Yanına geleceğim usta. Seni kurtaracağıma emin ol! '' Noun öğrencisine umutla baktı. Ve bu bakışı son olmuştu. Büyük bir kılıç göğsünü parçaladı. Bedeni gücünü kaybetmişti. Duyuları etkisiz kalırken gülümseyerek hayata veda etti. Sanki zaman durmuş gibiydi. Yura nefes bile alamadığını hissediyordu. Bilinçsizce bağırdı. '' USTA!!! '' Boğazı parçalanırmışçasına bağırmıştı. Gözyaşları şelale gibi akarken güçsüz bacakları daha fazla ağır bedenini taşıyamadı. Kılıç kendine saplanmış gibi göğsü acıyordu. Acıyan boğazı daha fazla bağırmasına izin vermedi. Kısık sesi yaşadığı acıyı anlatıyordu. '' Neden? '' Yıkılmışlıkla mırıldandı. Ruhunu kaybetmiş gibiydi. Lousa ilgisizce ona baktı. '' Senin ustan o kadar onurlu ki kraliçenin kölesi olmak yerine ölmeyi tercih etti. Sana söylebileceğim tek şey var.  Tüm nefreti topla ve güçlendiğinde geri gel. Ben koruyucu olabilirim ama kraliçenin nasıl olduğunu biliyorum. Yok edilmeli. Sana bu yüzden gitme şansı tanıyorum. Git ve güçlen. '' Lousa başka tek bir kelime dahi etmeden Noun' un ölü bedenini sırtına aldı. Yavaş adımlarla geri dönüyordu.
Yura yaşadığı boşluk hissiyle ölmüş gibiydi. Kalbi acıdan kavruluyordu. Öfke, nefret, hüzün,acı, yalnızlık... Hepsini aynı anda yaşıyordu. '' Ben olaki Yura Heartin... '' Kemerinden çıkardığı kılıçla avuç içini kesti. '' Yemin ederimki güçlenip geri döneceğim. Ve tekrar yemin ederim ki kraliçeye en acılı ölümü yaşatacağım! '' Kanayan avuç içine parmağını sürüp alnına kanla ay çizdi. '' Gökler yeminimi şahit olsun! '' Korkutucu gürlemeyle birlikte karanlık bulutların arasında güçlü şimşekler çakmaya başladı. Büyük hızla yağmur yağarken Yura nefretiyle birlikte şehrin zıttına doğru ilerlemeye başladı...

Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm

Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum