Grondia Bölüm 16 İlrik Tenal
Met, dört gündür kendini Seul diye tanıtan ejderha ile yolculuk yapıyordu. Kalbindeki burukluk eşliğinde Ryuu'yla olan bağını engellemişti. Ryuu istese bile 4 yıl içinde Met' i hissedemez ya da bulamazdı. Met bunu, Ryuu onu almak için ölüme atlamasın diye yapmıştı. Ayrıca amcasının kişiliğini bilmiyordu. Ryuu' nun gücü düşük diye onu öldürebilirdi. ' Ejderhaların bağlarını insanlar hak etmiyor' düşüncesi çoğu ejderhanın zihnine kazınmıştı. Bu kadim düşünce Mistik Kral ile Mistik Avcı diye çağıran iki mistik ejderhanın savaş sebebiydi. Mistik Kral ; kendini asla üstün görmeyen alçakgönüllü bir kişiliğe sahipken Mistik avcı zorba ve kibirliydi. Zayıfların yaşama hakkı olduğuna inanmıyordu. Mistik Kral ise zayıfları korumanın güçlünün sorumluluğu olduğunu, gücünün değil kullanış şeklinin önemli olduğuna yürekten inanıyordu. Mistik Kral alçakgönüllü olduğu kadar bağışlayıcıydıda. Öyle ki Mistik Avcı dünyayı temizlemek ve sadece güçlünün yaşayacağı bir hale getirmek için katliam yaptığında onu yok etmek yerine cezalandırmıştı. Cezası sonsuza kadar güçsüz doğan varlıklara yardımcı olmak için kaynak damarlarını desteklemekti. Mistik Avcı hayat kurallarına ters düşen cezayı kabul edemedi. Gücünü kullanarak üzerindeki laneti kaldırmaya çalıştı. Başarılı olsa da bedenini yok etmişti. Ve ruhu kontrolü dışında derin bir uykuya yattı. Ve üzerindeki lanetten kalan etkiler sayesinde çok nadiren bir insanın kaynak damarlarıyla birleşiyordu...
Met' in korktuğu kısım Mistik Avcının görüşlerini amcasının benimsemiş olmasıydı. Eğer öyleyse Ryuu' nun peşine düşerdi. Met, bu seçeneği aklına bile getirmek istemiyordu.
Met geldiklerini siyah, ışığı yansıtmayan sarayı görünce anladı. Saray binlerce metre uzunluğundaki dağa inşa edilmişti. Sarayın giriş kapısı ile surları dışında diğer bölgelerini görmek imkansızdı. Kapısı bile yüzlerce metreye ulaşıyordu. İhtişamlı kulelerine normalde yer altında yaşayan kanatsız Toprak Ejderleri dolanmıştı. Gölge ejderhaları sessizce uçuyor, sarayın çevresini gözlüyordu. Herkes görevine odaklanmış, çıt çıkmıyordu. Sessizlik Met' i tedirgin ediyor, huzursuz olmasını sağlıyordu. Bu kadar sessizlik iyi değildi. '' Hanımım buradan sonrasını uçarak geçemeyiz. Yanıma gelirseniz ışınlanacağım. '' Seul' un ses tonu kalın ve pürüzlüydü. Zaten kendisi de yakışıklı birisi değildi. Ejderhaların asaleti bile çirkinliğini saklayamazdı. Met isteksizce yanına uçtu. Seul bir kaç garip el mührü yaptıktan sonra sarayın içine ışınlandılar. Sarayın içi dışının aksine altın ve krem rengindeydi. Duvarları altın motifler ve çeşitli tablolar süslüyordu. İlgi çekici tablolar güçlü ejderhaların resimleriydi. Met babasının tablosuna dokunmak için bilinçsiz olarak elini uzattı. '' Dokunma! '' Soğuk ses hareketini durdurmasını sağladı. Meraklı bakışları seslenen kişiyi gördüğünde donakaldı. Sesin geldiği yerde neredeyse babasının kopyası olan amcası duruyordu. '' Merhaba yeğenim. '' Met amcasına anlam yüklendiremediği bakışlarıyla dikkatle baktı. Yaklaşık iki metre uzunluğundaydı. Kaslı vücudu ve pürüzsüz teni Ryuu' ya rakip olabilirdi. Yakışıklı yüzünde ufak bir kusur dahi yoktu. Saçlarını ensesinde lastik ile toplamıştı. Siyah, resmi takım elbisesi ile zıtlaşan beyaz bir kravat takmıştı. Siyah düz çerçeveli gözlükleri ile kulağında küçük bir küpesi vardı. Sesi otoriter ve sertti. Yüz mizahı keskin, ifadesi ciddiydi. Gülmeyi bilmediğini düşündürecek kadar soğuk bakıyordu. Bakışları Met' in tüylerinin diken diken olmasına yetmişti. Aurası soğuk ve anlaşılmazdı. Adeta ' TEHLİKELİYİM! ' hissi veriyordu. O an kaçmak çok cazip dursa da yapamayacağını biliyordu. '' Merhaba amca. '' Dik bakışlarını amcasının dipsiz kuyu gibi duran gözlerine çevirdi. '' Gerçekten abime benziyorsun. Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Nodus Me Hon Rezian. Kısaca Rezian diyebilirsin. Peki abim sana ne isim verdi? '' Met, yapmacık konuşnasubu umursamadı. '' Metsan Diana Oen Mez. Ne demek istersen de. Şimdi yapmacık ilgini bir kenara bırak ve beni ne için çağırdın onu söyle. '' Yüzünde tek bir kas bile kpırdamamıştı Rezian' ın. İfadesi değişmez gibiydi. '' Zeki kız. Seni ortağın olacak kişi ile tanıştırmak için çağırdım. '' Met bu tarz bir duruma karşı hazırlıklıydı. Sinsi gülümsemesini takındı. '' Ne yazık! Benim çoktan bir ortağım var. '' Rezian' ın ifadesi bozuldu. Met keyifle, Rezian' ın bok yutmuş gibi çirkinleşen ifadesini izledi. '' Basit bir yada iki kan özü ile olan bağları boza- '' Met pişkince sırıtırken Rezian' a durmasını işaret etti. '' Altı damla kan özü ile bağlandık. Ve üzerimde Heart ailesinin işareti var. '' Met, Rezian' ın Heart ailesinin işaretini bilip bilmediğinden emin olmasa da daha da çirkinleşen yüzünden bir şeyler bildiğini fark etmişti.
Reziab öfkesine hakim olmakta zorlanıyordu. Tüm planlamaları boşa gitmişti. '' Kim o? Onu öldüreceğim ve bağı bozacağım! '' Aurasını baskı yapmak için saldı. Öfkesinden Heart ailesinin işareti dediğini fark etmemişti. Ama fark eden birisi vardı. Rezian' ın aurasınından aşağı kalmayan bir aura, Rezian' ı engelledi. '' Bu ne saygısızlık! '' Hiddetli ses Rezian' ı geri çekilmeye zorladı. '' U-ulu usta? '' Yaşlı bir adam Met' in önünde belirdi. '' Ne yaptığını sanıyorsun Rezian? Kim ile ortak olacağı sana kalmadı. Terk et burayı! '' Yaşlı adamın tehditkar sesine, Rezian pes ederek karşılık verdi. '' Evet Ulu Usta. Bu küçük saygısızlık ettiği için özür diler. '' Rezian diz çöküp af diledikten sonra öfkeyle Met' e baktı ve kayboldu. Bedeni gölgelere karışmıştı. Met yaşlı adama minnetle baktı. Bu yaşlı adam ellilerinde olan yakışıklı birisi gibi dursa da en az üç yüz yaşındaydı. Uygulayıcı gücü Met' in anlam veremediği kadar fazlaydı. Saygıyla öne eğildi. '' Bana yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim kidemli. Ben- '' Yaşlı adam gerek olmadığını belirtmek için elini kaldırıp gülümsedi. '' Seni tanıyorum Diana. Öz torunumu nasıl tanımam? '' Met' in gözleri şaşkınlıktan açılsa da ne yapacağını bilemedi. Yaşlı adam kollarını açmış bekliyordu. '' Hadi! Ne bekliyorsun? '' Yaşlı adamın neşeli çağrısını daha fazla yanıtsız bırakmadı ve kollarının arasına girdi...
Uzun süre Met, büyükbabası Lern ve büyükannesi Leila ile hasret gidermişti. Büyükbabası eğlenceli ve şakacı birisiydi. Büyükannesi ise daha ağırbaşlıydı. Onu kasten kızdıran büyükbabasına kızıp dursa da gülmeden edemiyordu. Met ikisinin bu sevimli hallerini gülümseyerek izliyordu. Büyükbabası aklına bir şey gelmiş gibi Met' e döndü, ciddileşmişti. Mette bir kaç saniye içinde toparlanıp büyükbabasına baktı. '' Diana seninle konuşmak gereken önemli bir konu var. Gerçekten Heart ailesinin işaretine sahip misin? O işareti nasıl elde ettin ve ne renk? '' Met büyükbabasının bu konuda bilgili olmasını umuyordu. Heart ailesinin merak etse de hakkındaki bilgileri kısıtlıydı. '' Evet büyükbaba. Siyah işarete sahibim ve bana siyah işareti Heart ailesinin genç efendisi Ryuu verdi. '' Met' in sözleriyle ciddi duran büyükannesi bile kaskatı kesilmişti. Büyükbabası kekeleyerek konuştu. '' G-e-genç efendi yaşıyor mu?! A-ama onun öldürüldüğünden emindim! Onun başını şehirlerde gezdirmişlerdi! '' Met kafası biraz karışsa da tekrar konuştu. '' Ryuu gerçekten iyi. Yanlış hatırlamıyorsam bana nasıl kaçtığı hakkında bir şeyler demişti ama emin değilim. Büyükbaba sen nasıl Ryuu' yu tanıyorsun? '' Yaşlı adam heyecanla konuşmaya başladı. '' Gölge ejder olan herkes Heart ailesini bilir Diana. Çünkü Heart ailesi nazik bir aileydi. Güçlerini zayıfları korumak için kullanıyorlardı. Her Heart ailesi üyesi Gölge Ejderlerle anlaşma yapmak için gelirdi. Eğer gölge ejderler de kabul ederse ortak olurlardı. Hiç bir zorlama ya da başka bir şey yapmazlardı. Rezian ve benim ortağımda Heart ailesindendi. Ve Heart ailesinin yok edildiği gün Rezianla birlikte yıkıldım. Oğlum yaşama amacını kaybetti ve intikam arayışına girdi. Seni bu yüzden güçlü bir krallığın varisi ile ortak yapmak istiyor. Tek amacı buydu. Ona kızma hatasını anladığında senden bizzat özür dileyecektir. '' Met kafa salladı. '' Şimdi bunu bırakırsan sana İlrik Tenal' ı bildiğim kadarıyla anlatıcam. İlrik Tenal Siyah İşarete denir. Sadece Heart ailesinin kurucusu İlrik Tenal' a sahipmiş. Şimdi Genç efendide onu kullanıyor. İkinci olarak onun asıl gücü- '' Yaşlı adam kaşlarını çatıp sözlerini keserken Met' i yana ittirdi. Büyük patlama ve yaşlı adamın ittirmesinin etkisiyle Met bir kaç metre uçtuktan sonra zorlukla doğruldu. Büyük patlama Lern' in tam önünde olmuştu. Duman dağıldığında, Met çirkinlik abidesi bir varlığın büyükbabasını boğazından kavradığını gördü. İğrençlik abidesi bir yüze sahipti. Burna ve saça sahip değildi. Saçlarının olması gereken yerde kemikten bir taç vardı. Gözlerinin altında üç tane solungaç vardı. Mavimsi bir tene sahipti.Bedeni şişkin ve yaralarla doluydu. Yosunlardan bir etek giyiyordu. Ayakları aşırı kaslıyken kolları cılızdı. Yüzünde gözünün altından göğsüne kadar uzanan bir yara izi vardı. Aniden birisinin karşısına çıksa korkudan ölmesini bile sağlayabilirdi. '' Burada ne işin var Sitnalta' nın kralı? '' Lern rahatlıkla adamın kollarından kurtuldu. Kralın ağzından akan salyaların bulaştığı hırkasını iğrenerek fırlattı.
Kral iğrenç kahkahasıyla ortalığı inletirken arkasından kendisine benzer ama daha küçük gibi duran birisi çıktı. '' Genç hanımınız için ortak arıyormuşsunuz. Oğlum da onun güzelliğini değerlendirmek istedi. '' Met arkadan kendisine sapık bakışlar atan iğrenç yaratığa baktı. Ellerini bilinçsizce bedenine sarmıştı. Güçlü bir baskı krala saldırırken Met' in yanında birisi belirdi. Yere çöküp Met' i kucağına alırken gür sesiyle öfkesini kustu. '' Sitnaltanın Kralı ve onun dölü! Benim yeğenimin zaten sizin yarışamayacağınız kadar iyi. Şimdi hayatta kalmak istiyorsanız derhal burayı terk edin! Yeğenimi size vermiyeceğim! '' Rezian asla bırakmayacakmış gibi Met' i sıkıca tutuyordu. İğrenç yaratık ve oğlu sinirlenmiş gibiydiler. '' Kim benim oğlumun yarışamayacağı kadar iyiymiş! Eğer sözlerini geri alır ve kendi kalbini sökersen seni affedebilirim Rezian. Yoksa bu kaleyle birlikte sizi yok ederim! Tüm ordum buradayken bana karşı mı çıkıyorsunuz? '' Rezian dişlerini sıkmıştı. Çıkmazda gibiydi. Büyük bir orduyla baş etmeleri çok zordu. '' Senin oğlunun Heart Ailesinin Genç Varisi ile yarışabilecek olduğuna inanıyorsan şansını dene Kral Sitrir. Ama Genç Varisin gücünü biliyor olmalısın. '' Lern krala karşı cesur bir hücumda bulunda. Arkasından Leila onu destekliyordu. '' Gerçekten de cesurmuşsunuz. Peki hadi dövüşelim! Ordum buraya gelene kadar beni biraz oyalayabilir misiniz? '' Rezian ve Lern belli etmeselerde ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Rezian önceki hatasını anlamıştı. Met' i kesinlikle almalarına izin veremezdi. Ama Kral Sitrir Gölge Ejderlerinin zayıf düştüğü bir zamanda saldırıya geçmişti. Rezian ve Lern' den neredeyse bir alem yüksekti. Gücü çoktan Hükümdar Kaynak Aleminde 9. Seviyeydi. Rezian 1. Lern ise 2. seviye olsa da onu yenemezlerdi. Yine de tereddüt etmediler. Rezian Met' i yere bırakıp hücuma geçerken Lern' de tüm gücüyle saldırıya geçti.
Kral Sitrir zorlanmadan ikisiyle baş ederken Leila' da arkasından saldırıyordu. Yine de zarar veremiyorlardı. Kral Sitrir' in oğlu Chuhuonunlian sapık bakışları eşliğinde Met' e döndü. Met' in öfkesi gün yüzüne çıkmıştı. Chuhuonunlian' ı öldürecekti. Algılarına göre aynı seviyedeydiler. Met saldırmak için hazırlanmaya başladı. Herhangi bir silaha sahip değildi. Chuhuonunlian' ın ise büyük bir baltası vardı. Met hızla saldırıya geçti. Sağ avucunu sol avucuna bakacak şekilde açtıktan sonra sol avucunu hızlı bir şekilde sağ avucu ile birleştirdi. Sol elini kaldırdığında boş olan elinde artık siyah bir küre vardı. Met hala bu gücü kullanırken zorlandığı için çok kullanmak istemiyordu. Çünkü gücü kontrol etmek gerçekten zordu. Sanki bu küçük küre onun elini çürütmek istiyordu. Daha fazla beklemeden küreyi Chuhuonunlian' a doğru savurdu.
Chuhuonunlian küreyi bir tehdit olarak görmüyordu. Hattaha Met' i bile tehdit olarak görmüyordu. Şişman bedeniyle yere eğilip yumruk attı. Vurduğu yer çatlarken, çatlaklardan çılgınlar gibi su çıkmaya başladı. Çıkan su Chuhuonunlian ' ın kontrolü Met' in etrafına bariyer kurmaya başlamıştı. Met' in attığı küre ise suya çarpamadan oluşan enerji ile dağılmıştı. Met durumun kötüye gittiğini anladığında geri çekilmek için harekete geçti. Yine de Chuhuonunlian' ın kusursuz bariyeri tarafından geri yollandı. '' Sonunda ait olduğun yere gitme zamanın geldi köleciğim. Seninle o kadar eğleneceğim ki! Bağımlım olacaksın! '' İğrenç kahkahası Met' in midesini bulandırmıştı. Öfkelense de yardıma ihtiyacı vardı. Yardım olmadan hiç bir şey yapamazdı. Dişlerini sıkarken öfkesini unutmaya çalıştı. Hemen bir plan bulmalıydı. Aklina gelen tek şey Ryuu' nun Gölge Adımlarıydı. Met hiç Gölge Adımlarına çalışmasa da İlrik Tenal' ın gücü eşinin kullandığı tekniği kullanmana izin veriyor diye öğrenmişti. Ryuu' nun yaptıkları aklına gelirken derin bir nefes aldı. Gözlerini kapayıp kafasını toparladı. 'İlk gölgeni yönlendirmelisin. Onu fark edilemeyecek kadar kaynak enerjisi ile istediğin konuma göndermelisin. Son olarak oraya gittiğini hayal et.' Met, merakı sayesinde Ryuu' ya Gölge Adımlarını nasıl kullandığını sormuştu. Ryuu' nun dediklerini aklına getirdi. Dünyadan soyutlanmış sadece kelimelere odaklanmıştı. Çok küçük bir kaynak enerjisi gölgesini yönlendirirken bariyerin dışına çıkmasını sağladı. Chuhuonunlian Met' in pes ettiğini ve kaderini beklediğini düşündüğü için beklemekle yetiniyordu. İşte o anda bir mucize gerçekleşti ve bariyer çatırdayarak dağıldı. Bunun anlamı bariyerin içindeki kişi kaçmıştı! Chuhuonunlian baltasını iki eliyle tutarken savaşmaya hazır beklemeye başladı. Bariyer kırıldığında oluşan duman ortadan kalktığında Met' in yorgun siması göründü. Gölge Adımlarının harcadığı enerji çok fazlaydı. Ustalaşmadan bile kullandığı enerji devasa iken üstüne Met bu tekniği Ryuu' dan kopyalamıştı. Daha fazla harcadığı enerji gücünü kurutmuştu.
Chuhuonunlian, Met' in bariyerinden kurtulduğu anda harekete geçmişti. Devasa baltasını acımasızca savurdu. Met gücünün kırıntılarını kullanarak geri çekilse de baltanın menzili tahmin ettiğinden fazlaydı. Göğsünün üstünde bir kesik oluşurken kiyafeti yırtıldı. Chuhuonunlian , Met' in çıplak vücudunu gördüğünde sapık yönü hareketlenmişti. Ağzının suyu akıyordu. Met elleriyle üzerini kapatırken sinirden kudurmak üzereydi. Gölge Adımlarını son kez kullanmak için hazırlanmaya başladı. O anda omzu yanmaya başladı. '' İLRİK TENAL! KARANLIĞIN ZİHNİ! '' Ryuu' nun genç sesi yankılanırken Met' in arkasındaki bölge tamamen siyaha döndü. Sanki bir geçit açılmış gibiydi. Chuhuonunlian ve Met kıpırdayamazken siyah bölge de ufak bir hareket oldu. Met ne olduğunu anlamasa da Ryuu' nun gelmediğinden emindi. Bu sadece bir teknikti. Yine de bu korkutucuğu olduğu gerçeğini değiştirmemişti.
Karanlık bölgedeki hareketler durduğunda garip bir ses eşliğinde iki göz belirdi. Sağdaki göz bebeğinin akı yoktu. Tamamen koyu maviydi. Engin ve uçsuz bucaksız bir denize bakıyormuş hissi veriyordu. Sol göz ise gece gibiydi. Karanlıkta beliren bir sürü beyaz ışıklar vardı. Ama asıl korkutucu olan göz bebekleriydi. Sağdaki saf karanlık bir ateşten oluşuyordu. Bu ateş büyük güçle yanıyordu. Soldaki ise göz bebeğine sahip değildi. Chuhuonunlian gözlerin kendisine dönen bakışlarıyla bedeni üzerindeki kontrolünü kaybetti. Ruhu emilmişti. Boş bedeni çuval gibi yere düşerken Ryuu' nun sesi bir defa daha konuştu. '' Bundan böyle ruhunu lanetliyorum! Artık ne bir yaratıksın ne herhangi bir şey! Sen Ruh Pisliklerinden başka bir şey değilsin! YOK OLMAYI HAKETTİN! '' Konuşma bittiği anda gözler kayboldu. Met omzundaki acıyla diz çökmüştü.
Rezian az önce neler yaşandığını anlamaya çalışıyordu. O İlrik Tenal' ı bilse de uzman değildi. Ama Lern ve Sitrir az önce olan şeyi biliyorlardı. Bu İlrik Tenal' ın gerçek gücünün yüzde biri bile değildi. Sadece bakışlarıyla ruhunu kaybetmesini sağlamıştı. Sitrir oğlunun acısıyla yere çöktü. '' Oğlum? '' Umutsuz sesi acıklıydı. Lern dikkat dağınıklığından faydalanarak bir ışınlanma formasyonu çıkardı. Işınlanma formasyonu dokunduğu kişileri formasyonun kayıtlı olduğu diğer bölgeye gönderiyordu. Kalenin giriş ve çıkış işlerini Işınlanma Formasyonları ile ayarlanıyordu. Lern hızlı davranıp Sitrir ve oğlunun bedenini ışınladı. Yorgun düşen vücudu ile kendini yere attı. '' Met sana anlatmam gereken iki şey var. Bunları iyi dinle çünkü hızlıca ayrılmam gerekecek. İlki az önceki savaştığım kişi bizim ırkımız gibi ırklardan daha eski zamandan beri yaşayan bir ırk. Ziden ırkı diyorlar. Sitnalta' da yaşarlar. Kralları uzun süredir bizi yok etmeye çabalıyor. '' Lern yanına oturan Reziana baktı. Yara bere içindeydiler. '' Neden kinleri olduğunu bilmiyorum ama gerçekten tehlikeliler. İkinciyse ..'' Lern gözlerin ortaya çıktığı yere baktı. '' Bu İlrik Tenal Gözleri hakkında. İlrik Tenalın en büyük özelliği olduğu söylenir. Bir çeşit savunma. Rakibinin ruhunu yok eder ve o bedene diğer ruhların girmesine izin vermeyen bir mühür yerleştirir. Hiç bir tedavisi yoktur. Ve kontrol altına almak imkansızdır. Eğer başka bir sefere böyle bir şey olursa arkana bile bakmadan kaçan. Çünkü Karanlığın Zihni ile tanışmamalısın. '' Met onaylasa da soruları vardı. '' Karanlığın Zihni kim büyük baba? Onunla tanışmamalısın dediğine göre iyi olamazlar. '' Yaşlı adam onayladıktan sonra kaldığı yerden devam etti. '' Karanlığın Zihni bütün karanlıkların liderine denir. Gücü eşsizdir. Ve nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde Heart Ailesinin hükmünde. Hükmündeydi. '' Bakışlarında hüzün belirirken doğruldu. '' Yaralarım iyileştiği anda yolculuğa çıkacağım. 7. Seviye bir simyacı bulmam gerekecek. Sitrir' in oğlu yarı ölü haline geldiğine göre savaşa hazırlanmalıyız. '' Metle Rezian arasında mekik dokuyan bakışlarının ardından Rezian iç çekip konuşmaya başladı. '' Özür dilerim yeğenim. Hatamı anladım. Şimdi eğer sende kabul edersen seni eğiteceğim ve güçlü hale getireceğim. Ardından da genç efendiye olan sözümü tutacağım. '' Met' in kaşları çatıldı. '' Ne sözü? Sen Ryuu' ya ne sözü verdin ki? '' Rezian acı acı güldü. '' Ben genç efendinin ortağı olarak seçilen kişiydim. 5 yaşındayken seçmişti beni. O kadar iyi kalpliydi ki... '' Rezian' ın gücü bitmiş gibiydi. '' Onun öldüğünü duyduğumda isyanı ben çıkarttım. İntikam için. Yine de bir şey başaramadım ve Genç Efendiye olan sözümü tutamadım... ''
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum