Grondia Bölüm 14 Plan

Grondia Bölüm 14 Plan


Güneşin doğuşuyla birlikte Ryuu gözlerini açtı. Bedeni sürekli aynı saatte kalkmaya alışıktı. İstemese bile güneşin doğuşuyla birlikte ayaklanırdı. Şimdi de istisnai bir durum olmamış Met ve yaşlı adamı rahatsız etmeden kalkmıştı. Sessiz adımlarla yakınlarındaki büyük ve kalın ağacın önüne geldi. Kaynak gücü kullanmadan bedenini güçlendirmek her sabah yaptığı başlıca işti. İlk yumruğu ağacın sert kabuğuna çarptığında ufak bir çatlak oluşturmakla yetindi. Yüzündeki memnun gülümsemeyle ardı ardına yumruk attı. Ellerinin normal de kan olan derisinde ufak bir iz bile yoktu. Ryuu Göksel Kuyruğun ve kristalin gücünün yeniden doğmasını sağladığını bilse de gelişimi dudak uçuklatan tarzdaydı. Kaynak Gücü kullanmadan bir ağacı defalarca yumruklasa da hiç zarar görmemişti. Bu da bedeninin ağacın dış kabuğundan daha sağlam olduğunu gösteriyordu. 
Bedenini uzun süre inceledikten sonra Ryuu alev savaşçılarını çağırdı. Yeşim dalgayı eline alırken her zamanki antrenmanına başladı...
Ryuu normalde 30 nefes alışı zamanında üç alev savaşçısını yenebiliyordu. Ama şimdi 30 nefeslik zaman dolmadan dört tanesini indirmişti. Şüphesiz Göksel Kuyruğu kullanmanın bunda etkisi çoktu. Nefes nefese yere yığılırken,  hayal kırıklığına sahipti. Hala yedi alev savaşçısıyla tam olarak baş edemiyorum. 30 nefeslik zamanımda 4 tane indirsem bile istediğim seviyenin yakınından geçemiyorum. Her alev savaşçısı 9.Seviye Temel Kaynak Alemindeki birisiyle eşit güce sahipti. Kaynak teknikleri kullanmasalar da dövüş yetenekleri Ryuu' nun gördüğü bir kaç kılıç ustasınım kopyasıydı. Bir silah kullanmaya başladığında ustalığına göre 4 seviye vardı. Her seviye içinde 8 kola ayrılıyordu. Hafif Kılıç Ustalığı, Ağır Kılıç Ustalığı, Mızrak Ustalığı ve Uzun Silahlar Ustalığı. Ryuu Hafif Kılıç Ustalığı bölümündeydi. Yeşim Dalga hafif kılıç olduğundan bu bölümü kullansa da istediği kılıç ağır kılıç bölümündeydi. Ağır kılıcı kullanacağı zaman gelene kadar Ryuu hafif kılıçta en azından Azami Kılıç Ustası olmak istiyordu. Azami Kılıç Ustalığı Hafif Kılıç bölümünde dördüncüydü. Başlangıçtan ustalığa: Kılıç Çırağı, Kılıç Uzmanı,  Kılıç Ustası,  Azami Kılıç Ustası, Kılıç Kardeşi, Kılıç Efendisi, Kılıç Yıkımsal Birleşimi ve Mistik Kılıç Kullanıcısıydı. Mistik Kılıç Kullanıcıları çok değerliydi o seviyeye ulaşmak için birisi hayatının yarısını ortaya koymalıydı. Tabi hayatının yarısını değil tümünü koysa bile dahi değilse asla o seviyeye ulaşamazdı. Ryuu daha yeni Kılıç Uzmanı seviyesine ulaşmıştı. Seviyelerini öğrenmek istediğinde kılıcına bir damla kanını damlatıyordu. Kılıcın üzerinde kanı seviyesini belirtiyordu. Kılıcın kabzasında beliren daire sarı parlarsa Kılıç Çırağı, yeşil parlarsa Kılıç Uzmanı, kırmızı parlarsa Kılıç Ustası,mavi parlarsa Azami Kılıç Ustası, lacivert parlarsa Kılıç Kardeşi, beyaz parlarsa Kılıç Efendisi, siyah parlarsa Kılıç Yıkımsal Birleşimi ve son olarak koyu mor parlarsa Mistik Kılıç Kullanıcısı seviyesinde oluyordu.
Ryuu kılıcına kanını akıttığında soluk yeşil renk bif nefeslik zaman boyunca parlamıştı. Yorgunluğunu umursamaz davransa da bedeni ağrılar içindeydi. Olası bir dövüştd tüm gücünü kullanmayı hayal bile edemezdi. Tıchh biraz dinlensem iyi olacak. Ryuu kamp kurdukları yere geri döndüğünde Yaşlı Adamın kalktığını hatta yemek hazırlamaya başladığını gördü. " Günaydın kıdemli. Yardıma ihtiyacınız var mı?" Ryuu yaşlı adamın yardıma ihtiyacı olmadığını biliyordu. Sadece nezaket amaçlı sormuştu. '' Gerek yok Genç Efendim. Bu yaşlı adam Genç Efendinin yemeğini hazırlamaktan mutluluk duyar. '' Ryuu bazen genç efendi denmesine kızsa da gerçeği de inkar edemiyordu. O genç efendiydi. Heart Klanı' nın varisi..
Ryuu meditasyon yapmaya başladığında bedeni biraz rahatlamıştı. Antrenmandan sonra bedeni fazla yorgun düşüyordu. Ryuu nedeninin kendini fazla zorlamak olduğunu bilse de aynı şeyi tekrarlamaktan çekinmiyordu. Yemek hazır olana kadar meditasyon yapan Ryuu, Met seslenince meditasyon yapmayı durdurdu. Yerinden kalkıp Met' in yanına geçti. Yaşlı adam bir tas çorba ile yanına et ayarlamıştı. Lüks sayılmazdı ama Ryuu halinden memnundu...
Yemeklerini yedikten sonra hazırlanmaya başlamışlardı. Ryuu eşya çıkarmadığından hemen toparlansa da yaşlı adamın işi uzun sürmüştü. '' Hazırsanız gidelim Kidemli. '' Ryuu kanatlarını esnetirken yaşlı adama baktı.  Yaşlı adam bir mektup okumaya dalmıştı. Yüzü dertli ve endişeyle doluydu. '' Kidemli? '' Ryuu tekrar seslendiğinde yaşlı adam sarsılarak kendine geldi. Sürekli olarak ' Çok kötü, çok kötü ' demekten kendini alamıyordu. '' Kidemli! '' Ryuu yaşlı adamı omzundan tutup sarstığında, mırıldanmayı kesti. '' Genç Efendim gidin buradan! Konseydekiler sizin hakkınızda öldürme emri çıkartmış. Yakalanırsanız sizi öldürürler! '' Yaşlı adam zor bulduğu sesiyle Ryuu' yu uyardı. Boğazına oturan yumru daha fazla konuşmasını engellerken Ryuu gülümsüyordu. '' Merak etmeyin Kidemli. Orada beni öldürebilecek kadar güçlü birisinin olma ihtimali çok düşük. Ayrıca gizemli bir kaç teknik biliyorum. Kurtulabilirim. Şimdi kaleye gidelim. Toparlayın kendinizi. '' Ryuu yaşlı adamı bırakırken Met' e sarılıp uçmaya başladı. Tereddüt etmeden kaleye ilerliyordu. Arkasından duyduğu kuş sesiyle içten içe gülümsedi. Yaşlı adam onu takip ediyordu...
Kalenin üstünde yorgunluktan bayılmak üzere olan birisi vardı. Alnı endişeden kırışmış, genç yaşına rağmen uğraştığı sorunlar ruhunu etkilemişti. İki yada üç gündür uyumayı reddediyordu. Oğlunu ve kızını beklerken yemekten bile kesilmişti. Kalenin önündeki kampa bakarken kalbi, öfkeyle yanıyordu. Tüm güçlerini kalenin dışına göreve yollamışken ilk saldırı gelmişti. Yeryüzü Kaynak Aleminde 4 seviye olan 5 uzman ve yüzlerce Temel Kaynak Alemi ile Doğal Kaynak Alemindeki uygulayıcı acımasızca katliama başlamıştı. Yeryüzü Kaynak Aleminde 4. Seviye olan uzmanlar karşısına kim çıkarsa yok etmekten çekinmiyordu. Bu genç adam kalenin Lorduydu.Savaş taktikleri konusunda uzmanken kalabalık grup karşısında hiç bir şey yapamamıştı. Askerlerinin çoğu yok iken kale büyük darbe almıştı. Halktan olan, soylu olan herkes ayrım olmadan kalenin gizli yeraltı bölmesine sığınırken tek yapabildikleri kaçmaktı. Saldırı gece olana kadar devam etmiş sonra da aniden geri çekilip kalenin dışına kamp kurmuşlardı. Geceleri saldırmaktan korkuyor gibiydiler. Sadece öğle vakitlerinde saldırıp kaleyi yıkıyorlar, sonra da kaçıyorlardı. Genç adam oğlu ve kızını basit bir turnuva için yakınlardaki bir şehre yollamıştı. O turnuvayı izleyip deneyim kazanmaları gerekiyordu. Sonuçta oğlu ve kızı İlahi Kaynak Sıralamasına girebilmiş ve Gümüş Kaplan Okuluna kaydolmuştu. Çok fazla dövüşe katılacaklarından deneyim kazanmaya başlamalıydılar. Ama beklenmedik bu saldırı yüzünden geri dönmekte olan oğlu ve kızı yakalanmıştı. Genç adam tüm güçlerini toplamak için çağrı yollasa da yardıma gelen birliklerin çoğu gizemli biri tarafından saldırıya uğramış ve yaralı olarak kaleye sığınmak durumunda kalmıştı. Oğlunu ve kızını kurtarmak için hayatını, zenginliklerini teklif etmişti. Aldığı cevap ise kızının kendini koruma gücü bittiğinde iade edileceğiydi. Genç adam bu denilenin anlamını biliyordu. Kızının güzelliğini ve saflığını kirleteceklerdi. Kalbi acıyla kavrulurken dua etmekten başka elinden bir şey gelmiyordu. Kendisi uygulayıcı değildi. Politik işlerde iyi olsa da bir uygulayıcı ile nasıl dövüşebilirdi? Elindeki askerlerinin de çoğu ağır yaralıydı. Kaleyi savunabileceklerine bile emin olamazken nasıl çocuklarını kurtarabilirdi? 
Genç adam yorgunluktan acıyan gözleriyle gökyüzüne baktı. Bir umut ışığı arıyordu. Ve umut ışığı büyük bir gürültüyle tam önüne düştü!
Güüüm!
Sinirle homurdanan Ryuu acıyla saydırdı. Lanet bir kuşa kafa atmıştı. Dengesini kaybedip surlara düşerken son saniyede Met' i kanatlarıyla sarmış ve zararı üzerine yüklenmişti. '' Ne düşüştü be! Met iyi misin? '' Kanatları kaybolurken  Met' i ayağa kaldırdı. Kendisi de destek alarak kalkarken ağzına yenilenme hapı atmıştı. '' S-siz kimsiniz? '' Genç adam şaşkın şaşkın Ryuu ve Met' e bakıyordu. Ryuu adamı gördüğünde hafifçe sırıttı. '' Ah ben Ni Han' ı arıyordum. '' Genç adam, Ryuu' nun dediklerini duyunca kafa salladı. Kaçmak için hazırlanırken çekinerek sordu. '' Peki neden Ni Han' ı arıyorsun? '' Ryuu Met' in durumunu kontrol ettikten sonra dikkatini adama verdi. '' Yardıma gelmiştim. Lütfen kendisini çağırır mısınız? '' Ryuu güven verir gibi gülümsedi. Genç adam rahatlamıştı. Öne referans yaparak konuştu. '' Ben Han Ailesinin Lordu Ni Han. Beni neden aramıştınız genç efendi? '' Ni Han Ryuu' nun gökten düştüğünü gördüğünde onun büyük bir tarikattan olduğunu düşünmüştü. Belki de Beyaz Anka Klanı yardım yollamıştı. Ryuu da referans yaptıktan sonra konuştu. '' Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Ryuu Heart. Heart Ailesinin Genç Efendisiyim. '' Ryuu' nun sözleri Ni Han' ın kalbini kaosa sürükledi.  Yutkunarak sesini aradı. Konuşamamıştı.. 
Şaşkınlığını zorlukla üzerinden attıktan sonra titreyen sesiyle konuştu. '' Sen Nee ablanın oğlu musun? '' Ryuu kafa salladı. '' Annem Nee Heart sizin çok yakın dostu olduğunu söylemişti. Yardıma ihtiyaç duyduğunuzu öğrenince hemen yola çıktım. '' Ni Han Ryuu' nun annesiyle çocukluktan arkadaştı. En güvendiği dostu ölse de hala ona yardım ediyordu. ''Sonunda seni buldum! Nee ablayı kaybettikten sonra uzun süre seni aramıştım ama çabalarım sonuçsuzdu. Sana yardım etmesi gereken benken... Utanç verici. '' Ryuu, Ni Han' ın ne yaşadığını tahmin edebiliyordu. Yola çıkmadan önce yaşlı adamla kısa bir özet çıkarmışlardı. Karşı tarafın esiri mutlaka olmalıydı. Bu yüzden ilk kaleye gelmeyi tercih etmişlerdi. '' Bunları daha sonra konuşuruz. Size saldıranlar Hearn Konseyi. Onları bugün buraya gömmeye geldim. Bana savaş güçlerini ve esirlerini anlatın. Sonra da dövüşebilecek durumda olan tüm askerleri emrime verin lütfen. '' Ryuu hızlı hareket etme taraftarıydı. Karşı da esir varsa muhtemelen işi sekteye uğrayacaktı. Kimsenin hayatını riske atmak istemiyordu....
Ryuu kalenin sığınağına gelene kadar yaşlı adamda onlara katılmıştı. Beraber ellerindeki ve karşıdaki savaş güçlerini kararlaştırmış, esirleri nasıl kurtaracaklarını belirlemişlerdi. Ellerinde 90 Temel Kaynak Aleminde, 50 Doğal Kaynak Aleminde uygulayıcı vardı. Başlangıç Kaynak Alemindeki insanlar muhafızlık yapmak için geride kalacaktı. Ellerindeki güç her hangi bir Yeryüzü Kaynak Alemindeki uzman tarafından yerle bir edilecek kadar küçük olsa da Ryuu' nun asıl amacı rehineleri kurtarmaktı. Bunun için 7 Doğal Kaynak Aleminin Zirvesindeki uzmanı görevlendirmişti. Kendisi 4 Yeryüzü Kaynak Alemindeki uzmanı oyalayacaktı. Eğer kendisini dinlemezlerse Ryuu koz olarak Met' i kullanacaktı. Gökyüzü Kaynak Alemiyle hiç biri yarışamazdı. 
'' Kidemli Ni dediğim gibi sen ben ve Kidemli onları oyalayacağız. Çocuklarınızı kurtardıktan sonra gerçek savaş başlayacak. Elimde güçlü bir kozum var. Savaşta Yeryüzü Kaynak Alemindeki uzmanların benle ilgilenmesini sağlayacağım. Kidemli ve senin adamların savaşırken elimizden geldiğince az kayıp vermeye çalışacağız. Asıl hedefimiz geri çekilmek olacak. Gece saatlerinde hiç saldırmadıklarına göre bir şeyden korkuyorlar. Güneş batana kadar oyalansak yeter. Kabul etmeyen var mı? '' Ryuu' nun planı yapılabilecek en mantıklısıydı. Ellerindeki küçük güçle esirleri kurtarmak ve geri çekilmek bile zorken savaşamazlardı. Herkes kabul ettiğini göstermek için kafa salladı. 3 Komutan Kidemli Ni, yaşlı adam ve Met önden yola çıkacaklardı. '' Genç efendi! '' Ryuu kendisine seslenildiğini fark edince kafasını çevirdi. Kalabalık bir asker grubu onları bekliyordu. Başları yerdeydi. '' Genç Efendi lütfen bizi de yanınıza alın! Yaralarımız olsa da dövüşebiliriz! Bizi geride bırakmayın! '' Ryuu askerlerin sadakatini fark etmişti. Hayatları uğruna lordlarına yardım etmek istiyorlardı. 
Ni Han yalvaran askerlerini duyduğunda içten içe üzülmüştü. Yine de sert sesiyle konuştu. '' Size burada kalacaksınız demedim mi? Lordunuzun emirlerine de mi uymuyorsunuz artık? '' Askerler başlarını kaldıramıyorlardı. Emirlere uymadıklarını bilseler de Genç Efendileri esir tutuluyordu. Çocukken bile babaları ' En onurlu ölüm birisi kurtarmak için hayatını vermendir evlat! ' diyerek eğitmişlerdi. Nasıl olur da hayatlarını düşünürlerdi ? '' Özür dileriz Lordum. Ama hiç birimiz pişmanlık duymuyor! Siz ve Genç Efendilerimiz için canlarımızı vermek bizim için bir onurdur! '' Ni Han dolan gözleriyle askerlerine baktı. Hepsinin bir ailesi veya kavuşmak istediği birisi vardı. Nasıl ölüme gitmelerini izleyebilirdi? Vicdanı böyle bir yükü kaldırır mıydı ki? '' S..siz ger..çekten beni gu..rurlandırı..yorsunuz.. '' Ni Han gözyaşlarını tutamadı. O kendisi için hayatını vermeye hevesli bu kadar kişi olmasını hiç beklememişti. Diğer Lordlar gibi kendini üstün görmüyordu. Halktan biriymiş gibiydi. Saray yerine normal bir evde yaşıyordu. İşlerini kendisi ve karısı hallediyordu. Ufak bir kibre bile sahip değildi. Vatandaşları tarafından sevildiğini bilse de bu derece bir sevgi... Yaşadığı mutluluğun yanında askerlerini ailelerinden koparmanın azabını da yaşıyordu. '' Gelmeyeceksiniz. '' 
Net ve keskin bir cevaptı. Ni Han' ın bile kafasını kaldırmasını sağlamıştı. Ryuu küstahça onlara bakıyordu. Soğuk ve duyarsız gibiydi. Sanki başka birisiyle karşı karşıyaydılar. '' Ama Genç efen- '' Ryuu yerinden kaybolurken askerin önünde belirdi. Yumruğu daha asker fark edemeden yüzünün önüne getirmişti. Kolunu durdurmasıyla askerin yüzüne vuracak yumruğu hareketsiz kaldı. '' Daha yumruk attığımı bile fark etmeden savaşa katılacağınızı mı söylüyorsunuz? Güldürmeyin beni! Bir avuç aptalı ölmeleri için savaşa götürmeyeceğim! '' Ryuu' nun her sözüyle askerler kalplerine hançer saplanmış gibi hissetmişti. Sonuçta gerçeğin acı bir şekilde yüzlerine vurulmasını beklememişlerdi. '' Hepinizin ailesi ya da bir bekleyeni olduğuna eminim. '' Eski yerine geri gelmişti. '' Boşuna ölmenizi istemiyorum. Sadakatiniz takdire değer ama vazgeçin. Buradaki güçsüzleri korumanız daha önemli. '' Ryuu küstahça davransa da yumuşak yapısını gizlememişti. '' Sizi yorduğumuz için özür dileriz Lordum, Genç Efendim. '' Askerler başlarını eğmişlerdi. Hatalarını kabul etmekten başka çareleri yoktu. Uygun adımlarla yerlerinden ayrılmalarını izleyen Ryuu kafasını çevirdi. '' İşimize dönsek iyi olur.. ''
Kalenin dışında 4 Yeryüzü Kaynak Alemi Uzmanı ve ordusu beklemeye başlamıştı. Saldırı emri gelmeden harekete geçemezlerdi. Yeryüzü Kaynak alemindeki uzmanlar altlarındaki kaynak canavarları ile uçuyordu. Hepsi üstlerinin emri ile hareket ederdi. Askerler kendi aralarında nasıl basitçe kazandıklarını anlatıyordu. Boş boş konuşsalarda hepsi zaferlerinden emindi. Nasıl bu kadar güçsüz bir kale onlara karşı çıkacak asker bulabilirdi?  " Bugün zaferimiz garanti olmalı değil mi? " Askerlerin arasındaki acemilerden birisi kahkaha atarak konuştu. Sesi son derece alaylıydı. Başka bir asker iğrenç bir kahkaha atıp konuştu. " Böyle zayıf bir yeri bu kadar geç almamız bile utanç zaten nasıl bugün bitmez? " Hepsi haklı olduğunu düşünüyordu. " Bir kaç güzel kız görmüştüm. Sanırım yalvarırsalar köle olarak alonabilirler. Onlar için hoş planlarım var." İğrenç kahkasına eşlik edenlerle birlikte kılıçlarını çektiler. Saldırı emri gelmişti. Bir kaç gündür olduğu gibi hiç kimseyi görmemişlerdi. " Korkaklar inlerinden çıkamıyor gibi haha-ağhgh" Dalga geçmek için konuşan asker göğsüne saplanan okla yere yığıldı. Aynı anda gelen bağırışmayla beraber vurulanlar yere düşmüştü. "N-e neler oluyor?" Önsaflardan gelen sesle birlikte küçük bir grup yollarını kesti. " Demek kaleyi savunmak aklına geldi Ni Han." Yeryüzü kaynak alemi uzmanlarından birisi küçük sayılan gruba baktı. " Ne yazik ki gücün bize yetmez."
" Peki benim varlığım? " Yaşlı adamın sesiyle 4 uzman şaşırmıştı."  Gerçekten kendi gücüne inanarak bizi durdurabileceğine inanıyor musun Cikon Hears?"  4 uzman arasında en güçlü olarak görülen Hyu konuşmuştu. Kardeşleri olan Huu, Yhu ve Ghu sessiz kalmayı tercih etmişti. Saygısızlık etmek istemiyorlardı.
" Peki benim gücümü de eklersek? " Ryuu' nun eğlenen sesiyle yaşlı adamlar kaskatı kesildi."  G-enç Efendi! " Hyu' nun şaşkınlığı yerini gülümsemeye bıraktı."  Siz gerçektende Heart Ailesinden olmayı hal etmiyorsunuz. Gelişiminiz berbat. Anneniz sizin yaşınızda iken Gökyüzü kaynak alemine yarım adım atmıştı!" Ryuu' nun gelişimini fark eden uzmanlar kahkaha atmak istemişlerdi. Şu anki gücü onlara denk değildi. " Ah gerçekten sizinle baş edemem. Met yardımcı olur musun?"
Met hafifçe onayladı. " Büyük zevkle!" Vahşi bir ifade yüzünde belirdi. " Dövüşmek istiyordum bende ama bu bir avuç çöp bana karşı ne kadar dayanır ki?"  Alaycı tavrı herkesi kızdırmıştı. " Sen kim olduğunu sanıyorsun da bize çöp diyorsun?"  Yaşlı uzmanlardan Huu bağırarak öne çıktı. " Seni tek elimle parçalarım be!" Yaşlı adam kahkaha atmaya yeltenmişti ki ikiye ayrılan bedeni ve kaynak canavarıyla birlikte yere yığıldı. Hiç kimse tepki bile verememişti. Met elindeki Yeşim Dalgayı kullanmıştı. Gökyüzü Kaynak Alemindeki baskısı yayılırken,  böbürlenip duran yaşlı adamlar korkuya kapılmıştı. Kıpırdamaya cesaretleri yoktu artık...
" Gökyüzü Kaynak Alemi gücümle bana meydan okuyacağınızı düşünmüyorum. Eğer Ryuu' u dinlerseniz emin olun yaşamanıza izin veririm. "

Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm

Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum