Uzun süre uçtuktan sonra Ryuu enerjisinin kalmadığını hissetti. Yolculukları bir gün sürmüştü. Bir iki kez yemek molası dışında durmadan uçtukları için yorgunluktan ölen Ryuu yaşlı adama seslenerek yere indi. Kollarında uyuyan Met' i uyandırmamaya çalışarak yere indikten sonra direk yattı. '' Kidemli ben gerçekten yoruldum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra yola çıkabilecek duruma gelirim muhtemelen. Sizi beklettiğim için üzgünüm. '' Ryuu daha fazla konuşmadan gözlerini kapattı ve uyumaya başladı.
Yarım saat sonra Ryuu et kokusuyla gözlerini açtı. Bedeni biraz uyuduğu için rahatlamıştı. Yerinden doğrulup esnerken yemek yapan yaşlı adamı ve onu izleyen Met' e baktı. '' Günaydın. Sanırım tam yemek zamanını yakalamışım. '' Ryuu uykuya ihtiyacı olduğunu bilse de umursamıyordu. Bedeni eskisine göre daha dirençliydi. Uzun süre uçmuş olsa da hala yola devam edebileceğini biliyordu. '' Günaydın Genç Efendim. ''
'' Günaydın Ryuu. '' Ryuu yorgunluğunu belli etmeden meditasyon pozisyonuna geçti. Fırtına Nefesi Kanatları enerjisinden az miktarda harcasa da uzun süre kullandığı için çok az enerjisi kalmıştı. Alevleri bedenini kaplarken enerjisini yenilemeye başladı. Bir dizüne nefes zamanı içinde Ryuu yenileyebileceği kadar enerji yeniledikten sonra meditasyon pozisyonundan çıkıp pişmiş etlerden birini ağzına attı. '' Kidemlim ne kadar yolumuz kaldı? '' Yaşlı adam elindeki eti çiğnedikten sonra konuştu. '' Çok yolumuz yok Genç Efendim. Yarım gün içinde varmış oluruz. Arzu ederseniz uykunuza devam edebilirsiniz. '' Ryuu gerek yok anlamında bir işaret yaptıktan sonra yemeğine devam etti... Ryuu yemek boyunca konuşmasa da zihninden Met' e bir kaç soru sormuştu. Yemeğini bitirdikten sonra tekrar Met' e sarıldı. Fırtına Nefesi Kanatları belirirken yaşlı adamı beklemeden uçmaya başladılar. Yaşlı adam ateşi söndürdükten sonra anlaşmalı olduğu kaynak canavarıyla birlikte Ryuu' yu takip etmeye başladı.
'' Ryuu benim gökyüzü kaynak aleminde olduğumu biliyor olmalısın. Kendim uçabilirken neden seninle uçmamı istiyorsun? '' Ryuu mantıklı sorunun cevabı için omuz silkti. '' Seninle uçmayı sevdim. Ayrıca güçlerinin bu kadar çabuk keşfedilmesini istemiyorum. Ne olursa olsun senin ejderha olduğunu öğrenmemeliler. Şuanda ikimizde güçsüz sayılırız. Eğer seni ele geçirmeye çalışırlarsa çaresiz kalırım. Böyle bir şey olsun istemiyorum. Kidemliye bile söylemeyi düşünmüyorum. '' Met' in sorusunu zihninden yanıtladıktan sonra Ryuu daha fazla konuşmadan uçmaya devam etti. Met yol boyunca Ryuu' nun dediklerini düşünmüştü. Haklı olsa da bu kada tedbirli olmasını anlayamıyordu. Ama garip bir şekilde kalbi mutluydu. Sanki sorgulama ve anı yaşa diyordu. Kalbini dinledi ve sıkıca Met' e sarılırken anı yaşadı...
Yarım gün sonra Ryuu geldiklerini anladı. Karşılarında sade bir kale vardı. Kale taştan yapılmıştı ve son derece sağlam görünse de çoğu yerinde yıkıklar vardı. İki kulesinden birisi çökmüşken arkasındaki köyden alevler yükseliyordu. Kalenin önünde büyük bir ateşin etrafında toplanmış çadır öbekleri vardı. Ryuu yüksekte olsa da bağırarak eğlenen, içki içen insanları duyabiliyordu. '' Sanırım istediklerine ulaşmalarına az kaldı. Biraz daha tehlikeli olmam gerekecek. Kidemli sabah ortaya çıkacağız. Uyuyabileceğimiz bir yere gidelim. '' Yaşlı adam da kafa salladıktan sonra doğuya doğru ilerlemeye başladılar. Kalenin yanında olan küçük ormana iniş yapmayı planlamışlardı.
Yere indiklerinde Ryuu acelesi varmış gibiydi. '' Kidemli benim kısa bir işim var. Yarın için hazırlık yapacağım. Lütfen siz keyfinize bakın ve dinlenin. '' Ryuu yaşlı adamın uyumasını bekledikten sonra boyutsal yüzüğünden küçük bir kristal çıkardı. '' Ryuu bu ne? '' Ryuu elindeki kristale dikkatle bakıyordu, Met' in meraklanmasını sağlamıştı. '' Bu Heart Ailesinin hazinelerinden biri. Bir kaç gün önce boyutsal yüzüğümün içinde buldum. Çok özel bir hazine Altı Parmak Kristali. '' Met' in gözlerinde merak belirdi. '' Ne işe yarıyor peki? '' Ryuu acı acı güldü. '' Bunu annem babama vermiş. Gücünü arttırması için ama babam annemin ölümünden sonra kullanmaya kıyamadı. Ve bana devretti. Çok nadir olan bu hazineden toplam altı tane var. Bu hazineyi kullandığım anda gücüm Doğal Kaynak Aleminin en azından beşinci seviyesine yükselecek ve çok özel bir güç elde edeceğim. '' Met heyecanlanmıştı. Böyle bir hazine ile Ryuu kolayca güçlenirdi. '' Neden kullanmıyorsun ki? Çok işine yarayacak Ryuu! '' Ryuu gülümsemeyi kesmişti. '' Annemden babama kalan önemli bir hazine bu. Kalbim kullanmak istemiyor ama biliyorum ki güçlü de olmalıyım. Bu hazinenin hiç bir yan etkisi yok. En önemlisi de bu zaten. Çok değerli olmasını sağlayan ikinci özelliği ise verdiği güç çok tehlikeli. '' Met anlıyormuş gibiydi, gülümsemesi yerine ciddi bir ifadeye bırakmıştı. '' Ama yaşadığım acı diğer hiç bir şeyle karşılaştırılamaz. Bu kristalin adı Karanlık Kalbin Yıkım Gözyaşı. En değerli olarak görülen bu hazineyi kullanırsam kazanacağım gücü hayal edemiyorum. Ama zihnim de çok fazla acı çekecek. Eğer kontrol etmekte başarısız olursam kontrolümü kaybederim ve tehlikeli bir ruh haline gelirim. Bu riske girmeli miyim Met? '' Met kararsız kalmıştı. Ryuu' nun canının yanmasını kesinlikle istemiyordu. '' Benim karar vereceğime inanıyor musun Ryuu? Ben canını acıtacak hiç bir yolu onaylamıyorum. Ama yine de beni dinlemeyeceğini de biliyorum. '' Hafifçe tebessüm etti. '' Ne karar verirsen ver arkandayım Ryuu. Eğer acını paylaşmak için bir yol varsa tereddüt etmeden acını yükleneceğim! '' Ryuu' nun ifadesi değişirken yanakları kızardı. '' Eh böyle diyeceğini tahmin etmiştim. Şey aslında bir yol var ama o yolu kesinlikle kullanmayacağım. '' Met kafası karışmış gibiydi. '' Bir yolu var mı? E o zaman kullanalım! Nasıl acını üstleneceğim? '' Ryuu' nun yanakları daha da kızarırken gözlerini kaçırdı. Farkında olmadan saçlarıyla oynamaya başlamıştı. '' Şey acı bitene kadar beni öpmen lazım. '' Met' in yanakları hafif kızarsa da şaşkınlığını belli etmedi. Ryuu için her şeyi yapardı. '' Tamam o zaman sorun değil. Hadi kristali ağzına ve bana yanağını uzat. '' Ryuu , Met' in masum konuşmasıyla tebessüm etti. '' Met yardım etmek istemeni anlıyorum ama yanlış anlamışsın. Yanağımdan öpmeyeceksin. '' Met' in yanakları kıpkırmızı olmuştu. Bakışlarını kaçırırken zorla konuştu. '' S-s-s-oru-n d-d-e-eği-l. ''
Ryuu utandığından Met' in yüzüne bakmaya biraz çekiniyordu. Cesareti kaybolmuş gibiydi. Ne yapıyorsun sen Ryuu? Aptal olma böyle şeyler için fazla erken! Topla kendini ve cevap ver! Met' in yüzüne bakmalıyım ve kararımı açıkça belirtmeliyim ki ikna olsun!
Cesaretini toplarken hızla atan kalbini es geçti. '' Met bana yardım etme isteğini anlıyorum ama lütfen yapma. Kendi başıma zorluklarla baş etmem gerekiyor. Ayrıca, ee şey bunun için fazla erken. Ne kadar seni işaretlemiş olsam da normal bir şekilde devam etmek istiyorum. Hiç bir şeyi aceleye getirmeden her anın zevkini çıkaracağım. O yüzden sadece bekle. '' Ryuu' nun sözleri Met' in kalbini biraz rahatlatmıştı. O gerçekten böyle bir şeye hazırlıklı değildi, gerçi Ryuu' nun canının yanmasını da kabul etmek istemiyordu. '' Özür dilerim Ryuu. Acını üstlenemiyorum. Şu ana kadar hiç bir yardımım dokunmadı. Hatta senin üzerine sorumluluklar yükleyerek işini zorlaştırdım. Lütfen beni af- '' Met'in gözleri dolmuştu, Ryuu ise şefkatli gözleriyle gözlerini kenetlemişti. '' Öyle düşünme. '' Eli sanki zarar vereceğinden korkarmış gibi Met' in yanağını okşadı. '' Ben her zaman yanında olacağım. Sen böyle düşünme yeter ki. Eğer sen kendini yükmüş gibi düşünürsen gerçekten yükten başka bir şey olmazsın. '' Ryuu sözlerini özenle seçmişti. Met' i sakinleştirmeliydi. '' Sen benim için değerlisin Met. Asla bana yük olmazsın. Sorumluluğum altına girdiğinden beri seninle olmaktan hiç rahatsız olmadım, hatta mutlu bile oldum.'' Elini gerçi çekerken Met' e sarıldı. '' Şimdi bu kristali özümsemeliyim. Sende dinlen yarın yorucu olacak. '' Ryuu, Met'in onaylamasının ardından geri çekildi ve elindeki kristale baktı. Sanırım Met' e bir kaç şey söylemeyi unuttum. Bu kristali özümsersem elde edeceğim gücün Ruh Zırhı olduğunu. Eh neyse sonra söylerim...
Ruh Zırhı üst düzey bir kaynak tekniğiydi. Kullanan kişi Ruhla etkinleştirilen güçlü yetenekler elde ederdi. Ama Gökyüzü Kaynak Aleminden sonra gelen Ruhsal Kaynak Alemine girmeden kullanılması imkansızdı. Kullanmayı deneyen herkes ruhunu kaybetmiş ve korkunç canavarlara dönüşmüştü. Ryuu böyle güçlü bir tekniğin tehlikeli olduğunu çok iyi biliyordu. Tehlikeli olsa da umursamadan kristali önüne koydu. Kaynak gücü bedeninden yayılırken kristalin üzerinde toplanmaya başladı. Kaynak gücünü kullanarak kristalin gücünü emebileceği bir hapa dönüştürecekti. Bu çok eski olan tekniği babasında görmüştü. Eğer bir gün bu taşı kullanmam gerekirse diye öğrenmişti. Gücüyle uzun süre kristalin üzerinde bir kaynak mührü oluşturduktan sonra sağ elinde küçük bir alev sütunu belirdi. Alev ile kristali ve kaynak mührünü eritecek ve bir gelişim hapına dönüştürecekti. Alnında boncuk boncuk terler birikirken dikkatinin tamamı alevlerdeydi. En ufak yanlış hareketiyle tüm çabası boşa gidecekti. Güçlü alevlerin arasından hafif bir parlama gelirken Ryuu' nun alevleri siyah küçük bir hapın içine çekildi. Haptan güçlü bir his yayılıyordu. Ryuu duyularının tehlike diye çırpınmasından hapın tehlikesini anlamıştı. Sırıtması genişledi. Sanırım önce bir mühür koysam daha iyi olacak. Milena senden istediğim mührü hazırladın mı?
Ryuu kristali daha önceden kullanmayı hedeflemişti bile. Ama kristalin gücüne dayanabilse de çok hızlı gelişmesinin bedenine zarar vereceğinden korkuyordu. Ayrıca insanlar tarafından çok çabuk ciddiye alınmak istemiyordu. Bu yüzden gücünü 1. Seviye Doğal Kaynak Aleminde mühürleyecekti. Gücü gelişse de mührün etkisindeki gücü etkilenmezken mührü kırdığında korkutucu bir gücü olacaktı. '' Emin misin Ryuu? Benim mührüm normalden bir kaç kat daha güçlü. Kırıldığında gücün kontrol edemeyeceğin kadar artabilir. '' Ryuu önemli bir şey değilmiş gibi karşısında beliren Milena' nın uzattığı kolyeyi aldı. Çok umursamıyorum Milena. Şimdi sadece kolyeyi takıp ona kanımı akıtmalıyım değil mi, bu sayede sadece benim kırabileceğim mühür oluşacak? '' Doğru tahmin. Hazırsan başla. '' Milena' nın rahatsız sesi kesildikten sonra Ryuu gittiğini anladı.
Elindeki kolye hiç süslü değildi. Normal bir ipti sadece. Ucundaysa genç bir kurdun dişi vardı. Ryuu parmağında küçük bir kesik açtıktan sonra kanını kolyeye akıttı. Kolyeyi boynuna taktığında hiç bir değişiklik hissetmemişti. İstediği sınıra gelmeden kolyesi etkisizdi. Başlama vakti geldi gibi. Hadi bakalım!
Ryuu hapı yuttuğunda bedeninin uyuştuğunu hissetti. Ne oluyor? Sanki kontrolümü kaybettim, kıpırdayamıyorum! ''Uzun zamandır kullanılmıyordum. Merhaba genç adam. '' Ryuu zihninde duyduğu sese odaklandı. '' Merhaba. Ben Ryuu Heart. Siz kimsiniz ve nasıl zihnimden sizi duyabiliyorum? ''
'' Ah ben mi? Ben Karanlık Kalbin Yıkım Gözyaşı şeklinde adlandırılan kristalin bilinciyim. Beni yuttuğun için doğal olarak zihnine konuşuyorum. '' Ryuu şaşırmıştı. '' Bir kristalin bilinci olabilir mi? Hiç böyle bir şey duymamıştım! '' Ryuu çok fazla eğitim yapsa da çoğu gece uyumaz ve kitap okumaya çalışırdı. Bilgisi yaşıtlarından yüksekti. Yine de bir kristalin zihne sahip olacağına inanamıyordu. '' Ben üstün bir kristalim. Binlerce savaçının anıları sayesinde oluştum. Önemli olan ben değilim sensin Genç Ryuu. Gerçekten gücümü kullanmak istiyor musun? Benim gücümü kullandıktan sonra gücün hızla yükselir ama gelişmeye çalışırsan bu seviyeye kadar olan yolu kat etmen gerekecek. Eğer kat etmezsen asla ilerleyemezsin. İkincil olarak benim sağladığım özel güç Ruh Zırhı. Ruhsal Kaynak Alemine ulaşmadan bu tekniği kullanmak temelde imkansız. Ama eğer Ruhsal Enerji toplayabilirsen bunu yapabilirsin. Tabi bunun yan etkileri de var. Bedenin ve kaynak damarların parçalanabilir belki de ölebilirsin. Eğer her şeyi kabul ediyorsan sana güçlerimi nasıl etkinleştireceğini göstereceğim ve aktif hale geleceğim. Unutma tek şansın var ve ölmediğin sürece bedeninden ayrılmayacağım. Benimle bir daha konuşman da imkansız. Kendine inanmıyorsan vazgeç. ''
Ryuu net bir cevap vermesi gerektiğini düşünüyordu. Kullanmak istiyordu, büyük güç getirecekti ama bu gücün tehlikeleri de çok fazlaydı. '' Kabul ediyorum. Etkin hale gel! '' Ben bir söz verdim. Canım pahasına sevdiklerimi koruyacağım! Güçlenmek zorundayım! Ne kadar güçlenirsem güçleneyim daha güçlü kişilerle karşılaşacağım! Bu yüzden asla yerimde sayamam!
Ryuu cevabını acı olarak aldı. Acı şiddetli ve katlanılamaz düzeydeydi. Bedeni içinden yanıyordu! Kaynak damarları parçalanmaya başlamıştı. Önce kolundan çatlama sesi duyuldu. Acı bağırışı Met' le yaşlı adamı yerlerinden zıplatmıştı. Canım çok yanıyor! Sanki ateşlerin içindeymişim gibi! İkinci çatlama sesi bacağından gelmişti. Kolu ve bacağı sürekli titriyor ve kasılıyordu. Fark etmeden alevlerini çağırmıştı.
Met acı çeken Ryuu' yla karşılaşmayı beklemiyordu. Yanına gitmek istese de Ryuu' nun alevleri kalkan gibi etrafını çevrelemişti. Ne yaşlı adam ne Met yaklaşabiliyordu. Sıcak dayanabilecekleri veya dağıtabilecekleri kadar az değildi.
Acı bir çığlığa eşlik eden çatlama sesiyle Ryuu geriye yıkıldı. Belindeki kemikler kırılmıştı. Hatta kırıldı denemezdi tamamen un ufak olmuştular. Ryuu' nun bedeni yavaşça kendini yok ediyordu. Dayan! Bilincini kaybetme, savaş! LANET OLSUN SAVAŞ! Ryuu bilincini kaybetmek üzereydi. Dayanmalıyım! Ölmeyeceğim, ÖLMEYECEĞİM! Nasıl böyle ölebilirim? NASIL LAN NASIL!?
Diğer çığlıklara nazaran daha güçlü bağırışıyla Met' in gözyaşları su gibi akmaya başladı. Böyle bir acıya Ryuu nasıl katlanabilirdi? Yaşlı adam tamamen şoka girmişti. Böyle bir durumun yaşanacağını hiç düşünmemişti. Sadece uyuyacaklarını ve yarın savaşı engelleyeceklerine odaklanmışken diğer ihtimalleri düşünmemişti bile. Ne yapacağını bilemiyordu..
Ryuu sadece bayılmamaya çalışıyordu. Acı ne kadar artsa da bilinci bir türü kapanmıyordu. Acıyla yarışmaya çalışıyordu. Ucunda hayatının olduğu bir yarış... Kazanırsa yeniden doğacağı bir yarıştı, asla pes etmemesi gereken türden! Ne kadar acizim! Hayatını sırf benim için kaybetmiş annemin yüzüne nasıl bakabilirim?! Onu kurtaracağıma yemin ettiğim Yuo' nun yüzüne nasıl bakabilirim!
Ölmeyi bu kadar çok mu arzuluyorsun insan? Tüm dünya durmuştu. Ryuu duyduğu sesin etkisiyle acısını dahi unutmuştu. Y-yedi Kuyruklu Gökyüzü Kurdu! Gökyüzünün görülmesini bile engelleyecek kadar büyük bir kurt Ryuu' nun karşısındaydı. Tüyleri lacivert ile koyu maviydi. Ay ışığı altında olağanüstü parlaklık kazanmıştı. Gözleri... İnsan güzelliğini düşünmekten kendini kaybedebilirdi.
7 kuyruğu da yavaşça sallanıyordu. Mükemmel bir uyumla hiç takılmıyorlardı. Kristal gibi parlayan her kuyruğu farklı renkteydi. İlk kuyruğu cam göbeği mavisiyken ikinci kuyruğu bulut gibi saf beyazdı. Üçüncü kuyruğu kristal şeklindeyken en güzel yakutları kıskandıracak kadar parlaktı. Herhangi bir ton farkı olmadan baştan aşağı yakut rengiydeydi. Dördüncü kuyruğu en soluk durandı. Koyu mor tonlarında ve sadeydi. Ne parlıyordu ne ilgi çekiyordu, garip bir şekilde ölü gibiydi. Beşinci kuyruğu gökkuşağından oluşmuş gibiydi. Diğer kuyrukların aksine hareketleri daha hızlıydı. Sürekli kıpırdanmasından dolayı renkleri karışıp görsel şölen oluşturuyordu. Altıncı kuyruğu en ihtişamlı olandı. Lacivertimsi tonuna rağmen dikkatli bakıldığında doğal safir taşı gibi katman katmandı.Dikkatleri kendi üzerine çekiyordu. Acelesiz bir asil gibi her hareketi yumuşaktı. Son kuyruğu ise en ilginç olandı. Hareketleri yavaş dursa da diğer kuyruklardan daha hızlıydı. Hareketlerinin hızına bağlı olarak renk değiştiriyordu. Ryuu' nun göremeyeceği kadar hızlı hareket ettiği zamanlarda koyu kırmızı tonlarındayken yavaşladığında pembe tonlarındaydı. Bazen kuyruğun ucu koyumsu tonlarda kırmızıyken, gövdeye yakın olan yerler pembemsiydi.
7 Kuyruklu Gökyüzü Kurdu' nun yüzü kusursuz gibiydi. Sadece sol gözünün üzerindeki pençe izi mükemmelliğini bozuyordu, ama pençe adeta daha güçlü görünmesini sağlamış hatta karizmasını arttırmıştı. Tüyleri uzun denemeyecek olsa da kısa da değildi. Sanki mükemmelliğini göstermek istiyordu.
Milena gene sorumsuzluk yaptı değil mi? Sana bu elindekinin gücünü arttırmayacağını söylemedi? Yedi Kuyruklu Gökyüzü Kurdu' nun sesi kadifemsiydi. Adeta insanı büyülüyordu, karşı çıkmanın imkanı yoktu. Sizinle tanıştığım için onur duyarım Gökyüzünün Kralı. Ama anlamadığım bir şey var. Neden gücüm artmayacak ve Milena bunu bildiği halde neden bana söylemedi? Ryuu zihninden konuşmaya Met ve Milena sayesinde alışmıştı. Gökyüzünün Kralı ile konuşurken sorun yaşamadan demek istediklerini iletebiliyor ve düşündüklerini saklayabiliyordu. Tabi karşısındaki mistik yaratıktan hiç bir şey saklama şansı olmadığını biliyordu.
Milenaya bunu kendin sorarsın. Benim söyleyebileceğim tek şey senin içinde mühürlüyüm. Böyle şeyleri bedenimde istemiyorum. Daha önce de ölmeden önce seni defalarca kurtardım. Şimdi sana güçlenene kadar son bir kıyağım olacak. Birinci Kuyruk olan Göksel Kuyruğu etkinleştirmek şuan ki gücünle sana baskı yapsa da kullanabilirsin. Benim yapabileceğim bu kristalin gücünü kullanmana izin vermek. Seviye atlamasanda kristalin Ruh Zırhı dediği tekniği kullanabileceksin. Bunun için tek yapman Göksel Kuyruğu etkinleştirmek. Etkinleştirdiğinde ilk teknik olan Ağlayan Kalbin Yanan Yakarışı' nı kullanabilirsin. Ama uyarımı dikkatli dinle. Ruhsal Kaynak Alemine girmeden Ruh Zırhı' nı kullanmak Göksel Kuyruğu kaynak gücün olmadan kullanmakla eşit sayılır. Etkileri düşük seviye de olsa da en azından bir hafta yataktan çıkmana izin vermez. Dikkatli düşün. Bedenine zarar verirsen ileri de zorluk yaşarsın. Son olarak sakın ama sakın ikinci kuyruğu aktive etmeye çalışma. Zihinsel Bulut Kuyruğu' nu kullanırsan saniyeler içinde ölürsün.
İhtişamlı Kurt son sözlerini söylemişti. Bir pof sesiyle birlikte ortadan kayboldu. Ryuu zamanın akmaya devam ettiğini, acının geri geldiğini fark etmişti. İstemsiz bağırma hissini frenledi. Sakin ol. Gökyüzünün Kralı sana yardım edecek. Hatırla ve Göksel Kuyruğu etkinleştir. Göksel Kuyruk etkinleştirmek için düşünmesi yeterliydi. Parlamayla cam göbeği renginde garip bir enerji etrafını çevreledi. Enerji tıpkı kurt şeklindeydi. Arkasında hareket halinde bir kuyruğu vardı. Kuyruğu çevrede ki enerjiyi emerek vücudunu iyileştirmeye başlamıştı. Gerçekten işe yarıyor. Uh Göksel Kuyruğun baskısı çok fazla. Kaynak Damarlarım ve Meridyenlerime çok fazla ağırlık bindiriyor. Ama işe yaradığı gerçeğini gözardı edemem.
Göksel Kuyruğun gücü çevredeki enerjiyi bedene toplayıp iyileşmeni sağlıyordu. Eğer saldırı için kullanmak isterse emdiği gücü elinde topladıktan sonra rakibine fırlatabiliyordu. Ryuu bu gücü kullanmak için hala gücsüzdü. Sadece bedenini iyileştirmesine izin verdikten sonra Göksel Kuyruğu' un gücünü engelleyecekti. Bedeninin sınırlarını şimdi bile zorluyordu. Göksel Kuyruğun kullandığı enerji Ryuu' nun karşılayabilmesi için fazlaydı. Doğal Kaynak Alemine girdiğinde Göksel Kuyruğu tam kapasitesiyle kullanabilirdi sadece. Şuan ki haliyle Gökyüzünün Kralı' nın desteği sayesinde kullanabiliyordu.
Göksel Kuyruğu kullanma sınırına ulaştığında bedeni tamamen iyileşmişti. Acı bile hissetmiyordu artık. Sadece Göksel Kuyruğun baskısı daha da güçlenmişti. Göksel Kuyruk kapan! Ryuu Göksel Kuyruğun gücünü engellediğinde etrafını çeviren enerji dağılarak bedenine girdi. Kırılan kemikleri iyileşmişti. Derisi tıpkı yeni doğmuş bebek kadar narinleşmiş, gözleri daha parlak bakar olmuştu. Hatta saçları bile daha yumuşak duruyordu. Göksel Kuyruk bedenini tamamen yenilemişti.
Kristali özümsemeyi başarmıştı. Zihninde kullanılmamış bir tekniğin formülü vardı. Bu Ağlayan Kalbin Yanan Yakarışı' ydı. Ryuu sadece formülünün bile garip, tehlikeli bir his verdiğinden gerçek gücünü hayal edemiyordu. Ne kadar güçlü bir teknik! Ruhsal Kaynak Aleminde kullanılması çok normal olmalı. Kullanmadan önce çok dikkatli olmalıyım...
Ryuu tam olarak kendine gelmemişti. Kafasını toparlayabildiğinde gözlerini açtı. Meditasyon pozisyonundan çıkarken koruma içgüdüsüyle yanan alevlerini yok etti. '' Ryuu! '' Met ağlamaklı sesiyle Ryuu' nun yanına koştu. Onun rahat tavrı korkusunu dağıtmıştı. Sıkıca kollarını Ryuu' ya sararken ağlamaya tekrardan başladı. Ryuu' nun ölmediğini görmesi bile mutluluktan ağlamasını sağlamıştı. '' İyiyim ben Met ağlama artık. Endişelendirdiğim için gerçekten üzgünüm ama artık iyiyim. '' Ryuu, Met' e böyle bir acı yaşatmak istememişti. Gerçi kendisi de böyle bir acı deneyimleyeceğini bilmiyordu. '' Genç efendim siz iyi olduğunuza emin misiniz? G-garip bir enerji etrafınıza toplandığında duyularım yanlışlık yapmadıysa kesinlikle Ruhsal Kaynak Alemine yükselmiştiniz! '' Ryuu' nun gözleri küçüldü.
Ah şapşal insan! Eğer Göksel Kuyruğu kullandığında Ruh Zırhı' nın gücünü kullanabilirsen bu seni Ruhsal Kaynak Alemine yükselttiğinin kanıtıdır. Bunu anlayamaman saçmalıktan beter. Ryuu Gökyüzünün Kralı' nın sesiyle hak verdi. Öyle yüksek bir tekniği kullanmasına izin verdiğine göre gücünü Ruhsal Kaynak Alemine belli bir oranda yükseltiyordu. Bu da Ruhsal Kaynak Alemindekilerin yeteneklerini kullanmasına izin veriyordu.
'' Kidemli benim için endişelenmeyin. Son derece nadir bir kristali özümsemeye çalışıyordum. Gerçi başarılı olsam da güçlenemedim ama en azından istediğimi elde ettim. Rahatça uyuyabilirsiniz. Yarın nasıl olsa zor zaman geçiricez. Bizde uyuyacağız şimdi. '' Ryuu konuşmak istemeyen Met' e sarılarak uyku tulumuna yöneldi. Yaşlı adam daha fazla soru sormamış ve uykusuna dönmüştü. Ryuu' da zihninden konuşarak Met' i sakinleştirdikten sonra uykunun tatlı kollarına kendini attı....
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Önceki Bölüm -- Sonraki Bölüm
Comment Now
0 yorum