Haru'nun başlattığı eğitim programı Güney İntikamcı Krallığı'nda büyük yankı uyandırmıştı. İntikamcı ordusuna asker olma fırsatı veren bu eğitim programına katılım şartları oldukça basitti. Tek şart Haru'nun yapacağı bağlılık testini geçmekti. En güçlüsünden en güçsüzüne kadar zengininden fakirine kadar soylusundan avama kadar kim olduğun hiç önemli değildi.
Eğer testi geçebilirsen isminden bile korkulan bir ordunun askeri olma fırsatını ele geçiriyordun.
Üstelik sadece bu kadar değildi. Bütün krallıkta Onüçler Konseyi'nden ve Haru'dan sonra gücü elinde bulunduran kişiler İntikamcı ordusunun askerleriydi. Krallık eski yönetim biçiminin aksine askeri bir krallık olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.
İntikamcı askerlerinin krallık içinde bu kadar güçlü oldukları yetmiyormuş gibi birçok avantajları da vardı. En önemli avantajlarından biri savaşta yağmaladıkları her şeye doğrudan sahip olma hakkına sahiplerdi. Sadece hazineye yüzde üçünü vermek zorundaydılar. Bunun haricinde herhangi bir şey için vergi ödemiyorlardı. Krallığın bütün hizmetlerinden ücretsiz yararlanıyorlardı.
Üstelik bir diğer avantajlı oldukları yan ise kişisel dokunulmazlıklarıydı. İntikamcı askerlerini kralları Haru Johun ve Onüçler Konseyi'nden başka kimse cezalandıramazdı. Sırf bu ve buna benzer nedenlerden dolayı İntikamcı askerleri krallıkta güç sahibiydiler.
Barış zamanlarında krallığın savaşlarda ele geçirdiği topraklar İntikamcı askerleri arasında paylaştırılırdı.
Bu topraklar krallığın olsa da toprağın bütün gelirleri doğrudan İntikamcı askerlerine giderdi. Bu toprak sahipleri kendi topraklarını istedikleri gibi değerlendirme hakkına sahiplerdi. Bu topraklar üzerinde yaptıkları işler için vergi ödemezlerdi.
Sıradan bir çiftçi krallığa üretim vergisi öderken onların öyle bir zorunluluğu yoktu. Bunun için İntikamcı askerleri her işten daha çok kar ediyorlardı. Üstelik bu kadarla da kalmıyordu. Krallık dışına sattıkları malların gümrük vergilerini doğrudan krallık hazinesinden ödeniyordu. Haliyle krallığın yeni yönetim şekliyle birlikte herkesin tek amacı İntikamcı ordusuna katılmak olmuştu.
Haru'nun orduya yeni askerler alınacağını duyurması bütün krallıkta büyük bir heyecana neden olmuştu.
Krallığın her noktasından gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine binlerce kişi Yaokai Bölgesi'ne doğru yola çıkmışlardı. Hepsinin amacı aynıydı. Haru orduya asker alınması ile ilgili işlerin hepsini Burain'e devretmişti. Sadece bağlılık testini kendisi yapacaktı.
Şu anda onun ilgilenmesi gereken şey enerji motoru projesiydi. Bu iş için yetenekli beş yüz tane demirci ustası bulmuştu. Bu ustalarla birlikte büyük bir çadırın içine kapanmıştı. Ustalar sayesinde motorun parçaları yapılacaktı. Zarmuth Bölgesi'nden gelen demir ve diğer malzemelerle birlikte ellerinde işe başlamak için yeteri kadar malzeme stoku vardı. Haru'nun ilk yapması gereken şey bu motorun planını çizmekti.
Hafıza sarayında ki her türlü bilgiyi kullanarak elinde ki malzemelerle yapabileceği en iyi enerji motorunun planını çoktan çizmişti.
Şimdi motorun devasa parçaları için kalıplar çıkarılması gerekiyordu. Bu kalıplar ile çalışan demirci ustaları sayesinde ellerinde binlerce motor parçası olacaktı. Daha sonra dev bir yap boz gibi bu parçaları birleştirmeleri yetecekti.
Aynı zamanda bu şekilde yer altında ki yerine taşınması çok daha kolay olacaktı. Ayzu Yaokai Bölgesi'nde ki inşaat ustaları ve kölelerle birlikte çalışıyordu. Yaklaşık bin usta ve dokuz bin köle Yaokai Bölgesi'nin altında devasa bir oda meydana getirmek için uğraşıyordu. Yapılacak motorun korunması ve Yaokai Bölgesi'ni kötü etkilememesi önemliydi. Sonuçta birisi enerji motorunu patlatmaya kalkarsa bütün bölgenin havaya uçması engellenmek zorundaydı. Aksi halde bir bombanın üzerinde yaşıyor olurlardı.
Haliyle krallığın en önemli bölgesi haline gelen Yaokai Bölgesi'nde böyle bir zarar kolay telafi edilemezdi.
Krallıkta ki herkes büyük bir çalışma maratonunun içine girmişti. Onüçler Konseyi'nde Ayzu, Burain ve Zhimu hariç kalanlar krallığın işleri için var güçleriyle çalışıyorlardı. Diğer krallıklarla saldırmazlık ve ticaret anlaşmaları yapılmaya çalışılıyordu.
Bunun için krallıklara gidecek elçi heyetleri organize ediliyordu. Öbür yandan krallığın içinde ki bütün oluşumlar gözden geçiriliyor ve zararlı olanlar tespit ediliyordu. Her türlü klan, lonca, birlik ve topluluk bunlara dahildi. Konseyin bir bölümü krallığın her anlamda gelişmesi için ilerleyen yıllar için beş yıllık bir gelişim planını hazırlıyorlardı. Kalan kısmı ise krallığın içinde düzeni sağlayacak yeni bir oluşumun işleri ile ilgileniyorlardı. Sonuçta her köşe başında İntikamcı askerlerinin nöbet tutması beklenemezdi.
Krallıkta bu ve buna benzer birçok alanda faaliyet gösteren çalışmalar yürütülüyordu.
Ayzu enerji motorunun yeriyle, Burain ise ordunun gelişimi ile ilgili çalışıyordu. Ustası Zhimu ise Haru'nun verdiği görevi yapmaya uğraşıyordu. Haru ustasından enerji motoru için bol miktarda saflaştırıcı iksir yapmasını istemişti.
Enerji motoruna verilen enerji ne kadar saf olursa motor o kadar daha güçlü hale gelirdi. Ayrıca motorda ki olası sorunların önüne geçilmiş olurdu. Bunun için Zhimu elli simyacı ile birlikte bol miktarda saflaştırma iksiri üretiyordu. Daha yapılması gereken birçok iş vardı. Fakat bu işler için görevlendirebileceği insan kalmamıştı. Haru bu eğitim programına düzeni sağlayacak birlikler hazır olana kadar başlayamazdı.
Çünkü eğitim sırasında krallığın başı boş kalmaması hayati bir önem taşıyordu.
Şu sıralar en zayıf oldukları anda alacakları bir darbe her şeyi bitirebilirdi. Bunu bilen düşmanları fırsat kolluyordu. Kuzey Kaplan Krallığı her an bir savaş emri vererek Güney İntikamcı Krallığı’na saldırabilirdi. Öbür yandan Doğu Aslan Krallığı ile de ilişkiler oldukça kötüydü.
Zamanında Zarmuth Bölgesi'nin onlardan alınması ilişkileri olumsuz etkilemişti. Batı Panter Krallığı ile de dışarıdan müttefik gibi görünseler de basit bir çıkar ilişkisine sahiplerdi. Haru zor duruma düştüğü anda Batı Panter Krallığı, Kuzey Kaplan Krallığı ile bir olup ona karşı savaşabilirdi. İşin daha da kötü olan kısmıysa Doğu Aslan Krallığı'da onlara katılabilirdi.
Sonuçta şu an zayıf bir durumda olduğunu bütün krallıklar biliyordu. Doğal olarak üç krallık bütün kıtaya sahip olmayı isteyebilirlerdi.
Zaten bütün krallıkların Yaokai Bölgesi'nde gözü vardı. Bunun için kesinlikle bir hata yapılmaması gerekiyordu. Yapılacak en ufak yanlışın sonuçları felaket olabilirdi. Haru'nun elini sağlamlaştıracak yeni bir askeri güce ihtiyacı vardı.
Öyle bir askeri güç ki bütün krallıkların korkudan titremesine sebep olacaktı. Haru enerji motorunu başarıyla çalıştırabilirse Yaokai Bölgesi'ne kurulacak yüzlerce fabrikada enerji silahları üretecekti. Tıpkı gelişmiş lazer silahları gibi bu silahlarda kullanıcının enerjisini belli bir hedefe hasar vermesinde yardımcı olacaktı. Haru enerji silahları kullanan bu gelişmiş birliklerle girdiği savaşları kolayca kazanabileceğini düşünüyordu. Bu silahlar aynı zamanda iki ucu keskin bir hançer gibiydi. Yanlış ellere geçerse kendisine karşı kullanılma ihtimali vardı.
Bunun için enerji silahlarının tıpkı boyutsal yüzükler gibi sahibine bağlı olmasını sağlayacaktı.
Yani sahibinden başka kimse o silahı kullanamayacaktı. Tıpkı Wulkar'ı sadece kendi kullanabildiği gibi olacaktı. Bu birliğe seçilecek askerler her anlamda güçlü ve yüksek bir enerji potansiyeline sahip elit askerler olacaktı. Aynı zamanda krallığın en önemli gücü haline geleceklerdi.
Kılıç, kalkan, yay, mızrak gibi ilkel silahlar kullanılan savaşlarda çok uzak mesafelerden doğrudan etkiye sahip enerji silahları kullanan askerler büyük bir fark oluşturacaktı. Haru bu sayede kıtanın kontrolünü daha çabuk ele geçirmeyi hedefliyordu. Tüm bunları ve çok daha fazlasını geliştirmesinin anahtarı enerji motoruydu. Haru bunun için enerji motorunun üzerine titriyordu.
Kapandıkları çadırda demircilerle birlikte Haru'nun bizzat yaptığı kalıplara uygun olarak yüzlerce parça üretmişlerdi.
Bu üretim maratonu bütün bir hafta boyunca sürmüştü. Krallığın her alanında ki çalışmalar devam ediyordu. Aradan geçen bir haftada Onüçler Konseyi krallıkta güvenliği ve düzeni sağlayacak bir oluşum için planı hazırlamışlardı. Oluşumun ismi POAD olacaktı.
Açılımı Parasız Ordu Adayı Devriyeler anlamına geliyordu. Bu POAD birlikleri üç aylık bir eğitimin ardından krallığın her noktasında göreve başlayacaklardı. POAD birlikleri doğrudan Onüçler Konseyi'ne bağlı olacaklardı. Fakat kralın yani Haru'nun emirlerini emir ne olursa olsun yerine getirmekle görevli olacaklardı. POAD birlikleri için gelişim planı hazırlanmış ve Haru'nun oluruna sunulmuştu.
Haru'nun bu plana onay vermesiyle birlikte çalışmalar başlamıştı. Haru bu sırada Yaokai Bölgesi'ne sürekli getirilen malzemeler ile enerji motorunun parçalarını üretmekle meşguldü. Ayzu ise yanında ki çalışanlarla birlikte enerji motorunun odasını oluşturmuşlardı.
Fakat işin zor olan kısmı daha yeni başlıyordu. Çünkü bu devasa odaya yüzlerce sağlam kolon yapmaları gerekiyordu.
Üstelik bu kolonlar enerji motorunu engellemeyecek şekilde olacaktı. Bu kolonlar yapıldıktan sonra bir tane dev bir çıkış hatta kurulacaktı. Topraktan ve taştan yapılan bu çıkış hattından enerji motorunun kabloları yeryüzüne çıkacak ve bütün bölgeye dağılacaktı. Enerji motoru için tahtadan direkler bölgenin her tarafına dikilmişti. Direkler daha kablolarla birbirlerine bağlı olmasalar da yakında o da olacaktı. Bu çalışmalarla dolu, dolu bir üç ay geçti.
( 3 ay sonra )
Aradan geçen zamanla birlikte krallıkta birçok gelişme yaşanmıştı. Bunlardan en önemli gelişme bir hafta önce eğitimi biten ilk POAD birliği görevlilerinin bütün krallıkta göreve başlamasıydı. Silah olarak hepsine standart şekilde tasarlanmış sopalar verilmişti.
Bu sopalar sıradan gibi gözükse de iki ucuna da takılan eklentiler sayesinde oldukça kullanışlı bir silahtı.
POAD birliği görevlilerinin yanlarında taşıdıkları üç çeşit sopa ucu vardı. Bunlarda bir tanesi ucunda keskin metal bir parça bulunduran kamçı ucuydu. Bu sopa ucu ile birilerini yaralamak oldukça kolay hale geliyordu. İkinci uçsa ucunda felç edici bir iksir karışımı olan küt başlı bir sopa başıydı. Bu uç ile kaçmak isteyen bir suçlu kolayca yakalanıyor aynı zamanda karşı koyması önleniyordu.
Üçüncü ve en önemli uçsa içinde enerji barındıran keskin bir uçtu. Bu uç ile yaptıkları saldırılar ölümcül sonuçlar doğuruyordu.
POAD birlikleri krallık içinde belirlenen düzene göre suça ve adaletsizliğe oranına göre bu üç uçlu özel sopaları ile müdahale ediyorlardı. Şimdiden bir milyon POAD birliği görevlisi vardı. Üstelik eğitimler hala devam ediyordu.
Bu birlikler sayesinde krallıkta önceden alışkın oldukları tartışmalar, hırsızlık gibi suçlar görünmez olmuştu. POAD birlikleri suçu gördükleri anda suçun boyutuna göre cezalandırma yetkisine sahiplerdi. Eğer büyük bir suçsa suçu işleyen kişi direk olarak öldürülüyordu. Krallığın ilişkileri ise garip bir boyuta ulaşmıştı. Diğer üç krallık ile ticaret anlaşmaları imzalanmıştı.
Batı Panter Krallığı ile müttefiklik anlaşması imzalanmıştı. Doğu Aslan Krallığı ile saldırmazlık anlaşması da imzalanmıştı.
Fakat Kuzey Kaplan Krallığı saldırmazlık anlaşması imzalamaya yanaşmamıştı. Dış ilişkiler bu yönde gelişirken enerji motorunun yer altında ki odası hazırlanmıştı. Aynı zamanda enerji motorunun parçaları da hazırlanmış ve yer altına taşınmıştı.
Haru bu hazırlıklar bitince odaya açılan diğer çıkışları kapattırmıştı. Sadece doğrudan İntikamcı kışlasına açılan giriş tüneli bırakılmıştı. Artık bu odaya ulaşım İntikamcı kışlasının içinde ki Haru'nun odasından olacaktı. Sonuçta motorun güvenliği büyük bir öncelik taşıyordu. Haru kapandığı devasa odada enerji motorunun parçalarını aklında ki plana göre tek, tek birleştirmişti.
Motorun çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için ufak bir miktarda enerjiyi motorun ön yüzünde ki enerji havuzuna göndermişti.
Taze gelen enerji ile birlikte enerji motoru tepki vermişti. Haru motorun çalıştığını görünce enerji havuzuna fıçıların içinde ki bütün saflaştırma iksirini dökmüştü. Daha sonra ise yanına aldığı enerji kristallerini önüne döktü. Motoru Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniği sayesinde enerji ile dolduracaktı.
Fakat dengeyi sağlamak için motora verdiği kadar enerjiyi bir yerden yok etmesi gerekiyordu. Bunun için önünde ki yüzlerce enerji kristalini bu iş için kullanacaktı. Haru arada verdiği dinlenme molaları ile oluşturabildiği kadar güç küresini oluşturup birleştirmeye odaklandı.
Üç saatlik bir çalışmanın ardından üç tane yirmi beş metrelik güç küresi oluşturmuştu.
Bu güç küreleri motorun enerji havuzu için oldukça büyüktü. Bunun için Haru bu kürelerin ikisini iki elinde toplayarak sıkıştırmaya ve küçültmeye odaklandı. Bir saatlik bir çalışmanın ardından her birini on santime kadar küçülttüğü güç kürelerini birleştirerek otuz santimlik içi sıkışmış enerji ile dolu güç küresini elde etmeyi başarmıştı. Bu güç küresini enerji motorunun enerji havuzuna göndermişti.
Artık tek yapması gereken şey beklemekti. Motorun ön yüzüne yapılan panel sayesinde ne kadar enerjisi olduğu görülebiliyordu.
Enerji havuzunda ki saflaştırma iksiri ile tepkimeye giren güç küresi yavaşça çözüldükçe motorun önünde ki panelde bulunan enerji göstergesi artıyordu. Motorun ful enerji ile dolmuş hali beş yıl boyunca kusursuz şekilde çalışabiliyordu.
Haru enerji panelini kontrol ederken bir yandan da Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniği sayesinde önünde bulunan enerji kristallerinin içinde ki enerjiyi yok ediyordu. Bu sayede dengeyi sağlayana kadar bu işe devam edecekti. Haru yaklaşık yarım saatlik bir sürenin ardından dengeyi tamamen sağlamıştı. Bu sırada motorun enerji paneli tam göstergeye ulaşmıştı. Motor artık beş yıl boyunca kusursuz bir şekilde çalışabilirdi. Haru motorun işlerini bitirince Ayzu ve diğer görevlileri yeraltında ki odaya geri çağırdı.
Bundan sonrası onların işiydi. Motorun yeryüzüne çıkacak devasa kablolarını bağlayacaklar ve dış parçalarını sabitleyeceklerdi.
Aynı zamanda motor parçalarının rutubet ve nemden etkilenmemesi için düzenli olarak bu parçaları yağlayacaklardı. Haru tekrar yeryüzüne çıkınca İntikamcı kışlasında ki güvenlik tedbirlerini arttırdı. Sonuçta yeraltı odasına tek giriş İntikamcı kışlasındaydı.
Bu işlerde bitince bölgede ki direkleri kontrol etmeye başladı. İki ay önce bölgede ki bütün direklere kablolar bağlanmıştı. Bu kabloların ana ucu ise birazdan enerji motoruna bağlanacaktı. Haru artık düzeni sağlayacak bir POAD birliğine sahip olduğu için iki aydır bölgenin dışında bekleyen İntikamcı ordusu adayları için eğitim programını başlatabilirdi. Krallık üç aylık bir sürede kimse farkında olmasa da iki katı daha fazla gelişmişti. Haru'nun şu an tek sıkıntısı paraydı. Krallığın hazinesinin pek dolu olduğu söylenemezdi. Enerji motoru oldukça masraflı bir projeydi.
Aynı şekilde POAD birlikleri de büyük miktarda para ile oluşturulmuştu. Üstlerine giydikleri standart kıyafetleri ve özel sopaları ucuza yapılmamıştı.
Haru tüm bu masraflar için bir çözüm bulmak zorundaydı. Krallığın geliri oldukça iyi olsa da devasa miktarda ki gideri karşılamaya yetmekten çok uzaktı. Sırf bu yüzden Haru bir kez daha ikilemde kalmıştı. Para bulmak için daldığı derin düşüncelerden sonra nihayet aklına bir fikir geldi.
Comment Now
0 yorum