Bölüm 45 - Benimle Gel



Haru Fmir'in yanına gittiği anda "Borçlusun öyle mi? Peki bana ve ustama yaptığın saygısızlığın bedelini nasıl ödemeyi düşünüyorsun. Emin ol canın bile o kadar değerli değildir" dedi. Bu sözler sadece Fmir'i değil orada ki herkesi korkutmuştu. Haru aynı anda Wulkar'ı Fmir'in bedenine sapladı. Fmir kanlar içinde yere düşerek oracıkta canını verdi. Haru ruh avcılığı sayesinde Fmir'in ruhunu kalbinde ruhları topladığı bölgeye göndermişti.


Her yeni ruh onun daha da güçlenmesi anlamına geliyordu. Haru fazla düşünmeden elini gökyüzüne kaldırdı. Kırmızı yıldırımlar kalenin meydanına birbiri ardına çakmaya başladı. Çok kısa bir süre içinde askerlerin hepsi ölmüştü. Sadece esirler ve ustası hayatta kalmıştı.


Haru esirleri zincirlerinden kurtarmıştı. Daha sonra ustasını bir kenara çekmiş ve onunla konuşmaya başlamıştı.


Ustasına "Benimle birlikte Güney İntikamcı Krallığı'na gel ve bana katıl usta, senin yerin bundan sonra benim yanımdır" demişti. Zhimu ise Haru'nun yaşadığını öğrendiği andan beridir bir daha ondan ayrılmak istemediği için Haru'nun bu teklifini hemen kabul etmişti. Haru daha sonra esirlerin hepsine "Bu kaleyi sizlere bırakıyorum. İster burada yaşayın isterseniz de ayrılın. Bu size yeni bir hayat kurmanız için bir şanstır. Ayrıca bu kalede kalmayı seçerseniz size destek olacağım" dedi. Esirler ise Haru'nun sözlerinden sonra ona tezahürat etmeye başlamışlardı.


Haru ve Zhimu iki gün kadar kalede kalmışlar ve kalenin düzenlenmesi ile ilgilenmişlerdi.


Bu sırada Zhimu kendini iyice toparlamış ve yolculuk yapabilecek duruma gelmişti. Haru ise kendisinden fazla uzaklaşmayan savaş hayvanı Serith'i bulmuş ve kaleye getirmişti. Ustası ile birlikte Serith'in sırtında Güney İntikamcı Krallığı'na döneceklerdi.


Haru Kuzey Kaplan Krallığı'nda ki işlerini hallettiği için geri dönebilirdi. Hem krallıkta ilgilenmesi gereken önemli şeyler vardı. Haru artık bir krallığa sahip olduğu için bu gezegene gelişmiş teknolojiyi getirebilirdi. Kadim Azarath sayesinde hafıza sarayında her türlü bilgi bulunuyordu. Haru gezegenin tamamını ele geçirmek için teknolojiyi kullanmak zorundaydı. Çünkü bu işi bir an önce bitirmek istiyordu.


Ele geçirmesi gereken birçok krallık vardı. İntikamcı ordusu ne kadar güçlü olsa da ancak uzun vadede bunu başarabilirdi.


Oysa Haru'nun o kadar zamanı yoktu. Aklında ki plana göre ilk halletmesi gereken şey haberleşme sorunuydu. Bu gezegende haberleşmek oldukça zordu. Üstelik garantisi de yoktu. Krallığına geri döndüğü zaman gelişmiş bir haberleşme teknolojisi geliştirerek bunu bütün generallerine vermeyi hedefliyordu.


Bu sayede en hızlı haberleşmenin bile üç gün sürdüğü bu gezegende anlık olarak ordusundan haber alabilecekti. Haberleşme hızı kuşkusuz büyük bir önem taşıyordu. Ayrıca krallığının tamamını teknolojik olarak hatırı sayılır bir seviyede geliştirmek istiyordu. Ulaşım olarak basit at arabaları yerine gelişmiş aynı zamanda uçabilen araçlar kullanmak hedefleri arasındaydı.


Oldukça güçlü motor teknolojisi ile gerekli enerji sağlandıktan sonra üretimi büyük ölçüde arttıracak olan fabrikalar kuracaktı.


Aklında ki plana göre yapacağı motor doğrudan enerji ile çalışan dev bir motor olacaktı. Bu motoru da Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniği sayesinde uzun bir süre çalıştıracak enerjiye sahipti. Tahminen beş sene kadar kesintisiz bir şekilde çalışabilirdi.


Bu sürede Haru'ya yeterde artardı. Beş sene sonra motoru bir daha enerji ile doldurabilirdi. Şimdilik yapacağı teknolojiyi tek bir elden yönetmek adına sadece bir tane olacak şekilde yapacaktı. Yapılan bir devasa enerji motoru bütün krallığın ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yapılacaktı. Bu teknolojiyi kimse bilmediği için doğal olarak kopyalanması mümkün değildi.


Kopyalanıp yapılsa bile bu gezegende o motoru çalıştırabilecek güçte bir enerji kaynağı yoktu.


Haru'nun aklında birçok plan ve fikir vardı. Fakat haberleşme cihazlarını ve bu büyük motoru yapmak en önemli öncelikleri arasındaydı. Bu motoru yapmayı ve çalıştırabilmeyi başarabilirse krallığının gücü her alanda ulaşılamaz olurdu.


Uçan araçlar, gelişmiş silahlar, kaliteli üretim gibi alanlarda büyük artış gösterirdi. Bu sayede gezegenin ekonomisini ele geçirmeye bir adım daha yaklaşırdı. Eğer ekonomiyi ele geçirebilirse gerisi çorap söküğü gibi gelirdi. Haru bu gezegende ki sistemin para üzerine kurulu olduğunu anlıyordu. Paran varsa gücünde vardı. Yine de elinde ki parayı koruyabilecek askeri bir güce sahip olman şarttı.


Haru aklında ki planları hayata geçirmeden önce bütün krallığın güvenliğinden emin olmak zorundaydı.


Aynı zamanda İntikamcı ordusunun da geliştirilmesi lazımdı. Gezegende savaş yapmak ile uzayda savaş yapmak arasında çok büyük farklar vardı. Haru tüm bunlara ulaşmak için daha çok yolu olduğunu biliyordu. Fakat yolun başındayken de pes etmediği gibi şimdide pes etmeye niyeti yoktu. O gün Zhimu ve Haru Serith'in sırtında Kuzey Kaplan Krallığı'ndan ayrıldılar.


Birlikte Güney İntikamcı Krallığı'na vardıkları anda direk Yaokai Bölgesi'ne yöneldiler. Haru'nun krallığı ele geçirdikten sonra ayrılması generalleri arasında tartışmalara sebep olmuştu. Bazıları hala Ayzu'yu suçluyordu. Kimisi de Haru'nun yine önemli bir şeyler üzerinde olduğunu düşünüyordu.


Bu tartışma eşliğinde geçen toplantıların birinde Haru'nun geldiği haberi toplantıda ki bütün generallere bildirilmişti.


Haliyle hepsi toplantıyı yarıda keserek Haru'yu karşılamak için dışarı çıkmışlardı. Haru'nun olmadığı zamanlarda krallıkta işler tam anlamıyla yoluna konmuş ve her türlü suçun önüne geçilmişti. Bütün krallıkta büyük bir düzen hüküm sürmekteydi. Haru yanında ki Zhimu ile birlikte Serith'in sırtından inmişler ve İntikamcı kışlasına doğru yürüyorlardı. Bu sırada Zhimu etrafını hayranlık dolu gözlerle inceliyordu.


Bütün İntikamcı askerlerinin yüzünde büyük bir mutluluk vardı. Hepsi Haru'ya derin bir şekilde bağlıydılar.


Zhimu Haru'ya duyulan saygıyı gördükçe daha çok şaşırıyor bir zamanlar öğrencisi olan bu genç adamla gurur duyuyordu. Gördüğüne göre ondan yardım alacak seviyeyi oldukça geçmişti. Alanda ki generallerin ve askerlerin hepsinin merak ettiği şey Haru'nun yanında ki adamın kim olduğuydu.


Sonuçta Haru kendi ordusunun içinde bile kimseyle yakınlaşmaz herkese karşı mesafeli bir yaklaşım sergilerdi. Oysa ustasına karşı oldukça yakın davranıyordu. Ona yol boyunca başına gelenleri anlatmış ve sıfır noktasından tüm bunları nasıl başardığını söylemişti. Daha sonrada İntikamcı kalesinin detaylarını anlatmıştı. Generallerin beklediği kışlanın önüne varana kadar ikisi de birbiri ile konuşmaya devam etmişlerdi.


Doğal olarak bu durum herkes tarafından fark edilmişti. Haru generallerinin yanına ulaşınca direk toplantı odasına geçmelerini istedi.


Artık krallığın geleceği ile ilgili konuşmanın zamanı gelmişti. Toplantı odasında herkes yerini alınca Haru ustası Zhimu'yu generallerine tanıştırmıştı. Aynı şekilde herkes birbirini ismen tanır hale gelene kadar bu tanışma faslı devam etmişti.


Daha sonra Haru aklında ki büyük enerji motoru planını herkese anlatmış ve bu konu hakkında ki fikirlerini duymak istemişti. Bu konu oldukça önemli bir konuydu. Çünkü krallığın gelişimini doğrudan etkileyebilecek düzeye sahipti. Toplantıdan genel anlamda olumlu fikirler çıkmış bazı generaller ise çok erken olduğunu savunmuştu. Oysa Haru'nun elinde olmayan tek şey zamandı.


Böyle büyük bir enerji motorunun yapılabilmesi için bol miktarda yapı malzemesine ve demire ihtiyaçları vardı.


Neyse ki Zarmuth Bölgesi'nden gerekli demiri ve krallığın genelinden gerekli malzemeleri karşılamaları mümkündü. Toplantı boyunca bu konular tartışılmış ve enerji motoru projesine başlanmasına karar verilmişti. Proje şimdilik sadece Yaokai Bölgesi'ni kapsayacaktı.


Zamanla diğer bölgelere ve bütün krallığa yayılacaktı. Bunun için Yaokai Bölgesi'nin altında büyük bir alanın kazılması ve yıkılmayacak şekilde sabitlenmesi gerekiyordu. Sonuçta bu motor güvenliği açısından yerin altında olacaktı. İş bölümü yapılmış ve gerekli hedefler belirlenmişti. Burain ve Hinu krallık işleri ile ilgilenirken Ayzu enerji motoru ile ilgili işlerle ilgilenecekti.


Toplantının sona ereceği sırada Haru "Hepiniz ustamla tanıştınız. Bundan sonra ustamda bu krallığın toplantılarına katılacak. Ben bu krallığın kralıyım. Sizlerde bundan sonra ki adınızla Onüçler Konseyi olacaksınız. Bu konseyde hepiniz eşit derecede söz hakkına sahipsiniz. Önemsiz olan her kararı oy birliği ile alıp doğrudan uygulama yetkisine sahipsiniz. Fakat önemli kararlarda oy birliği ile vardığınız kararı bana bildirmekle yetineceksiniz. Sizin bildirdiğiniz karara rağmen ben neye karar verirsem o uygulanacak" dedi.


Daha sonra kaldığı yerden devam ederek "Ayrıca Onüçler Konseyi'nin ilk görevi benim hazırlayacağım yasanın bütün krallıkta uygulanmasını sağlamak olacak" diye ekledi. Zhimu'da artık bundan sonra adından çok söz ettirecek olan Onüçler Konseyi'nin bir üyesiydi.


Bütün generalleri ve Zhimu bu karar şaşırmış olsalar da karşı çıkmamışlardı.


Bu konsey sayesinde hepsinin krallığın yönetiminde azda olsa söz hakları olacaktı. Haru bu konuşmayla birlikte toplantıyı bitirmişti. Toplantıdan sonra ustasını Yaokai Bölgesi'nde ki kendi evine davet etmişti. Evlendiği karısı Emilia'da bu evde kalıyordu.


Haru ustasının kendisine yaptığı iyiliklerin hiçbirini unutmamıştı. Bu iyilikleri ise misliyle geri ödemek istiyordu. Haru Ayzu'ya ustası Zhimu'yu kendi evine götürmesini ve her türlü ihtiyacı ile ilgilenmesini emretmişti. Daha sonra ise Hyun ve Kysara'yı yanına çağırmıştı. Ustası için çalışmalarını yapabileceği oldukça geniş imkanlara sahip büyük bir simya laboratuvarı yapmak istiyordu.


Hyun ve Kysara yanına gelince onlara en değersizinden en değerlisine kadar bütün simya malzemelerinden yüz kiloya sahip olan en gelişmiş simya malzemelerini kullanan bir simya laboratuvarı için gerekli olan her türlü malzemeyi almalarını istemişti.


Malzeme işini hallettiğine göre geriye sadece yer işi kalmıştı. Haru İntikamcı kışlasına yakın bir yerde ki oldukça büyük iki katlı bir binayı direk satın almıştı.


Binanın alt katını ustasının yaşayabileceği şekilde eşyalarla döşenmesini üst katına da simya laboratuvarının yapılmasını emretmişti. En geç üç gün içinde bu bina ustasının yaşaması için gerekli şartlara kavuşacaktı. O süre boyunca Haru ustasını kendi evinde misafir edecekti. Haru işlerini bitirince evine doğru yola çıktı. O sıralarda Ayzu Zhimu'yu Haru'nun evine götürmüş ve İntikamcı kışlasına geri dönmüştü.


Yol boyunca Ayzu'nun aklında olan tek şey Zhimu'nun gerçekte kim olduğuydu.


İlk kez Haru'nun birisine karşı bu kadar yakın ve ilgili olduğuna tanık oluyordu. Gerçek şu ki Haru onun verdiği isimle namı değer buzlar kralıydı. Herkese ve her şeye karşı ilgisiz olan sadece düşmanlarına büyük bir öfke ile karşılık veren Haru Zhimu'ya ise oldukça ilgili davranıyordu.


Ayzu gördüğü ilk andan itibaren Zhimu'yu kıskanmaya başlamıştı. Zhimu ise Haru'nun karısı Emilia ile tanışmış ve birlikte koyu bir sohbete dalmışlardı. Zhimu Emilia'ya Haru'nun kapısına geldiği günden başlayarak ilk hallerini ve yaptığı yemeğe verdiği tepkileri anlatmış ve birlikte gülmüşlerdi. Daha sonradan aralarına katılan Haru ile birlikte bir akşam yemeği yemişler ve hepsi kendi yataklarına çekilmişlerdi.


Generalleri dışında ki insanlar ve Zhimu bilmese de Emilia ile olan evlilikleri sadece göstermelikti.


Emilia yatağında yatarken Haru ile ilgili düşüncelere dalmıştı. Bir türlü gözüne uyku girmiyordu. Haru'nun kendisiyle evlendikten sonra çok kısa bir sürede Güney İntikamcı Krallığı'nın kralı olması onun gözünü korkutmuştu. Etrafında ki İntikamcı askerlerinden Haru'nun bugünlere nasıl geldiğini öğrenmiş ve ona bir kez daha saygı duymuştu. Ayrıca ustası Zhimu'nun bugün anlattıkları da onu etkilemişti.


Emilia kabul etmek istemese de gün geçtikçe Haru'ya karşı gittikçe büyüyen bir ilgi duyuyordu. Geçmişte ona ne yapmış olursa olsun sonuçta Haru ile evlenmişti. Bunu Haru'ya söylememiş olsa da evlenmek küçüklüğünden beri hep onun hayali olmuş ve kendini hep bugüne hazırlamıştı.


Haru ile evlendiğinde başta hiç memnun değildi. Çünkü Haru'nun davranışları onu oldukça kırmıştı.


Üstelik Haru'nun evlendikleri gün ona dokunmaktan tiksinirmiş gibi davranması onun için bardağı taşıran son damla olmuştu. Ona oldukça sert davranmayı kafasına koymuştu. Fakat Haru bir şekilde onun ilgisini çekmeye başlamıştı.


Hakkında bir şeyler öğrendikçe hep daha fazlasını öğrenmek ister olmuştu. Sonunda ise ona karşı ilgi duyduğunu kendine itiraf etmişti. Oysa Haru hala ona karşı bir his beslemiyordu. Onu görebildiği nadir anlarda aralarında sıradan konuşmalardan başka bir şey geçmiyordu. Bugün Zhimu ile yedikleri yemek ise aralarında ki iletişimin soğukluğunun aksine oldukça sıcak geçmişti.


Emilia Zhimu'nun Haru için oldukça önemli olduğunu anlamıştı. Kendisi de bir gün Haru için Zhimu kadar önemli olmayı istiyordu.


Fakat şu an için buna oldukça uzak olduğunun da farkındaydı. Onu istemediği bir şeye zorlayamazdı. Her şeyden önce Emilia gururlu bir kızdı. Fakat Haru'ya yaklaşmak isteyen dişi sinekleri tek, tek avlayabilirdi. Emilia elbet bir gün Haru'nun kendisinin farkına varacağını düşünüyordu.


Bugün öğrendiklerinden sonra Zhimu ile oldukça iyi ilişkiler kurması gerektiğini anlamıştı. Haru'ya yakınlaşmak için önce Zhimu ile iyi bir ilişkiye sahip olması gerekiyordu. Bugün gördükleriyle birlikte Haru'nun Zhimu'ya oldukça fazla değer verdiğini anlamıştı. Zhimu sayesinde Haru'nun gözünde yükselebilirdi. Bu planında Zhimu'yu kullanacak ve Haru'nun arkasında işler çevirecek olsa da aşkta ve savaşta her şey mubahtı.


Haru ertesi gün akşama doğru üstün gayretler sonucu ustasının evinin hazırlanmasını sağlamıştı.


Bu iş için büyük bir çalışma gerekse de sonuçta her şey hazırdı. Haru ertesi sabah ustasına sürpriz yapacaktı. Simya laboratuvarında ki malzemelerden bazıları gerçekten çok değerli malzemelerdi. Haru bu malzemelerle ustasının kısa sürede istediği iksir formülünü bulabileceğini düşünüyordu.


O gün yemeklerini yiyip tekrar yatmışlardı. Ertesi günde Haru ustasını yeni evine götürmüş ve ona evini tanıtmıştı. Kendinde ki malzemelerden daha kaliteli malzemelerle oluşturduğu bu simya laboratuvarı kuşkusuz gezegende ki en iyilerinden biri olmuştu. Ustası bunu kabul etmemek için dirense de Haru bir şekilde ustasını ikna etmiş ve bu hediyesini kabul etmesini sağlamıştı.


Ustasının kendisi için yaptıklarına kıyasla bu yaptıkları az sayılırdı. Yine de bir şeyler yaptığını bilmek onu mutlu etmişti.


Ustasını evine yerleştirdikten sonra Ayzu ile birlikte enerji motoru için çalışmalara başlamıştı. Bu motor tek başına bölgenin oldukça fazla bir şekilde gelişmesini ve güçlenmesini sağlayacaktı. Haru hazırlıkları inceledikten sonra Ayzu'nun yanından ayrılmıştı.


Burain'in yanına giderek İntikamcı ordusunun güçlendirilmesi ve orduya yeni askerler alınarak hızlı bir şekilde eğitilmesini emretmişti. Aynı zamanda orduda ki askerlerinden tekrar bu eğitimlere katılmalarını istemişti. Birçok asker hızlı eğitim aldığı için pek fazla gelişim gösterememişlerdi. Haru bu eksiği kapatmak için krallık genelinde büyük bir eğitim programını başlatmayı uygun gördü.


Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum