Güney Kartal Krallığı'ndan gelen haberci hemen Haru'nun huzuruna çıkartıldı. Haru habercinin getirdiği mesajı okumaya başladı. Mesajda bütün krallıkların katıldığı dev bir organizasyon olan Krallık Oyunları'nın bu sene yedi yüz elli altıncısının düzenlendiği ve bu oyunlara Güney Kartal Krallığı'nı temsil etmek için İntikamcı Birliği'nin davet edildiği yazıyordu. Mesajın haricinde kralın yazdığı bir not vardı.
Notta Haru'nun borcu hatırlatılmış ve bu borcu anca bu oyunları kazanarak ödeyebileceği yazılmıştı.
Haru Yasak Kütüphane'den Yerin Yedi Katı tekniğini alırken krala borçlanmıştı. Fakat bu borç için Krallık Oyunları adı verilen organizasyona katılmak zorunda olacağı aklının ucundan geçmemişti. Şu an için bu oyunlara ayıracak en ufak zamanı yoktu.
Hem Yaokai hem de Zarmuth Bölgesi'nde yapılması gerekenler vardı. Yapılan araştırmalara göre Zarmuth Bölgesi'nin altında oldukça yüksek kaliteye sahip demir madeni keşfedilmişti. Hemen bölgede maden açma çalışmalarına başlanmış ve farklı krallıklardan kiralık işçiler getirtilmişti. Toprağın altından çıkartılan ilk demir örnekleri oldukça umut vaat ediciydi.
Haru bölgede oldukça yüksek kalitede bol miktarda demir olduğunu anlayınca saflaştırma sağlayan bir iksir yapmıştı.
Bu iksirin formülü tamamen kendisine aitti. Bu formülü ondan başkası bilmiyordu. Yaptığı bol miktarda saflaştırma iksirini Zarmuth Bölgesi'ne göndermişti. Topraktan çıkarılan demir madeni kirinden arındırıldıktan sonra büyük demir ocaklarında eritiliyordu.
Eritilen bu sıvı demirin içine Haru'nun yaptığı saflaştırma iksiri dökülüyordu. Daha sonra bu sıvı demirden yapılan zırhlar ve silahların bütün krallıkta bir benzeri daha olmuyordu. Saflaşan demir yüzünden yapılan teçhizatların kalitesi inanılmaz ölçüde artıyordu. Normal teçhizatlara göre iki kat daha dayanıklı teçhizatlar yapmaya başlamışlardı. Birçok krallıktan demir ustaları getirtilmişti.
Bölge kısa süre içinde zırh, silah ve demirden yapılan kalkanlar sayesinde büyük miktarda paralar kazanmaya başlamıştı.
Yapılan ekipmanların kalitesi birçok krallık tarafından öğrenildiği için ordularını güçlendirmek isteyen krallıklar toplu siparişler veriyordu. Bölgenin içinde ticaret için alınan verginin düşük olması bu kaliteli ekipmanların diğer bölgelere göre daha ucuza alınmasını sağlıyordu.
Hem ucuz hem de yüksek kaliteli ekipman almak isteyen bütün tüccarlar ve kraliyet kervanları son zamanlarda Zarmuth Bölgesi'ne uğrar olmuştu. Şu an bölgede yüz bin İntikamcı askeri vardı. General olarak ta Ranun ve Asling orada ki ordunun başındaydı. Fakat orada ki ordunun en kısa sürede iki yüz bin kişiye ulaşması gerekiyordu. Fakat bölgede savaş sonrası yaşanan karışıklıklar bunu engelliyordu.
Kendilerine Zarmuth'un Aslanları diyen isyancı bir grup bölge Doğu Aslan Krallığı'na geçene kadar olaylar çıkarmaya devam edeceklerini açıklamışlardı. Yapılan yapılara sabotajlar düzenleniyor İntikamcı askerlerine pusular kuruluyordu.
Bölge verim konusunda oldukça iyi bir seviyede olsa da iç isyanlar bölgede yaşayan halkı tedirgin ediyordu.
Bölgeden vazgeçmek istemeyen Doğu Aslan Krallığı ise Zarmuth'un Aslanları grubuna açıkça destek vermekten kaçınmıyordu. Bölgede ki karışıklığa acilen bir çözüm bulunması ve o isyancı grubun ortadan kaldırılması gerekiyordu.
Fakat bunun için Haru'nun o bölgeye gitmesi lazımdı. Öte yandan birçok kişi tarafından gittikçe şişmanlayan ve büyüyen bir tavuk haline gelen Yaokai Bölgesi tehdit altındaydı. Bölgenin neredeyse küçük bir krallığa eşit olan kazancı herkesin ağzını sulandırıyordu. Kızıl Birlik farklı birliklerle ve krallıklarla müttefik olmaya başlamış bölgesinde eskisine göre güçlü bir hale gelmişti.
Haru'nun dört bir yanı elinde ki bölgeleri ele geçirmek isteyen düşmanlarla çevriliydi.
Yaokai Bölgesi'nde bulunan üç yüz bin kişilik İntikamcı ordusu bu işler için yeterli değildi. Güney Kartal Krallığı kralı şu an onu destekliyor gibi görünse de buna güvenemezdi. Her an açık bir saldırı alabilirdi. Bu olursa birliği bir daha toparlaması oldukça zor olurdu.
Bütün bu olayların üzerine birde krala olan borcu yüzünden saçma bir oyuna katılması gerekiyordu. Bütün sorunlar üst üste gelmeye başlamıştı. Haru'nun acilen bir şeyler bulması gerekiyordu. Kralla ters düşmemek için oyunlara katılacaktı. Fakat oyunlara katılmadan önce kendine güçlü bir müttefik bulması gerekiyordu. Doğu Aslan Krallığı ile düşmanlardı.
Güney Kartal Krallığı ise her an bozulabilecek dengelere sahipti. Kral onları desteklese de konseyde ki birçok kişi hala Kızıl Birliği destekliyordu.
Öte yandan Kuzey Kaplan Krallığı ile müttefik olması söz konusu bile değildi. Geriye kalan tek seçenek bütün dengeleri değiştirebilecek ve Doğu Aslan Krallığı'na gözdağı verebilecek Batı Panter Krallığı'ydı. Haru hemen krala bir mesaj gönderdi.
Batı Panter Krallığı kralı Haru'dan gelen mesajı aldığında büyük bir dikkatle okudu. Mesajda Haru Batı Panter Krallığı topraklarının içinde bir bölge kurmayı ve bu bölgeyi tamamen kendi kalkındırmayı teklif ediyordu. Bu bölgeden Batı Panter Krallığı vatandaşları vergisiz bir şekilde yararlanabilecekti. Ayrıca bölgenin gelirinin yüzde kırkını krallığa vermeyi teklif ediyordu.
İntikamcı Birliği ile Batı Panter Krallığı arasında stratejik ortaklık anlaşması imzalanmasını istiyordu.
Bu anlaşma ile İntikamcı Birliği Doğu Aslan Krallığı ile olan savaşlarda Batı Panter Krallığına her zaman destek olacak ve ele geçirilen topraklarda ki hakkından vazgeçerek sadece savaş ganimeti ile yetinecekti.
Batı Panter Krallığı İntikamcı Birliği zor bir durumda kaldığında orduları ile destek olmayı kabul edecekti. Kral mesajda yazanları okuyunca ciddi anlamda etkilenmişti. İntikamcı Birliği'nin gücünün gayet iyi farkındaydı. Bu birlikte müttefik olursa Doğu Aslan Krallığı ile olan savaşta eli güçlenecekti. Ayrıca krallığın içinde bir bölge kurulması ve bu bölgeye hiç masraf yapmadan yüzde kırk gelirine sahip olmak oldukça karlıydı. Batı Panter Krallığı vatandaşlarının bu bölgeye vergi vermeyecek olması ise işin cabasıydı.
Kral biraz düşündükten sonra bu teklifi kabul etmeye karar verdi. Fakat bu teklifi kabul etmek için bir şart öne sürecekti.
Şu an varisi olan oğlundan bir yaş küçük kızını Haru ile evlendirecekti. Böylece aralarında yapılan anlaşma akrabalık bağları ile kuvvetlendirilmiş olacaktı. Bu sayede İntikamcı Birliği Batı Panter Krallığı ile kopmaz bağlara sahip olacaktı.
Kızı Haru ile yaşıt olduğu için bir sorun yoktu. Aslında kızı macera sever başına buyruk bir kişiliğe sahipti. Fakat tüm bunlar artık Haru'yu ilgilendirecekti. Hemen şartını belirten bir mesajı İntikamcı Birliği'ne yolladı. Haru Batı Panter Krallığı'ndan gelen mesajı okuduğunda açıkçası sinirlenmişti. Aralarında ki anlaşma için yaptığı onca fedakârlığa rağmen birde kızı ile evlenmesini istiyordu.
Haru böyle bir şeyi kabul edemezdi. Fakat birliğin içinde olduğu kötü durum onu düşündürüyordu.
Amacına yaklaşmışken her şeye baştan başlamak istemiyordu. Kral onun çıkmazda olduğunu anladığı için böyle bir teklifte bulunmuştu. Haru ne kadar istemese de birliği ve amacı için bu teklifi kabul edecekti. Krala kabul ettiğini bildiren bir mesaj yolladı.
Bu sırada yüz bin intikamcı askeri ve Ayzu, Tmon ve Kysara Yaokai Bölgesi'ne gelmişlerdi. Haru askerleri kışlaya yerleştirmiş ve Burain'e Yaokai Bölgesi'nde olmadığı zamanlarda yönetimi ona devretmişti. Ayrıca Burain'e ordunun büyütülmesini emretmişti. Bütün generallerine içinde bulundukları durumu ve Batı Panter Krallığı ile aralarında yaşanan olayları anlatmıştı.
Haru'nun Batı Panter Krallığı prensesi ile evleneceğini duyan generaller neye uğradıklarını şaşırmışlardı.
İçlerinden biri hariç diğerlerinin düşündüğü şey Haru'nun onlar için ne kadar büyük bir fedakârlık yaptığıydı. Çünkü hepsi aradan geçen zamanla Haru'yu tanımışlardı. Haru'nun bu evliliği istemediği her halinden belli oluyordu.
Ayzu ise diğer generallerle birlikte aynı şeyleri düşünürken onlardan farklı olarak bir şey daha düşünüyordu. O da Batı Panter Krallığı sarayına sızıp Haru'nun evleneceği prensese suikast düzenlemekti. Bu yaşananlar ve Haru'nun böyle bir şeye zorlanması onu sinirlendirse de yapacak bir şey yoktu. Haru birlik için buna katlanmayı seçtikten sonra onlara saygı duymak ve yanında olmak düşerdi.
Haru Tmon ve Kysara'yı yanına alarak Batı Panter Krallığı'na doğru yola çıktı. Haru hala Ayzu'ya kırgın olduğu için onu geride bırakmayı seçmişti.
Her ihtimale karşı yanlarına aldıkları elli bin kişilik İntikamcı ordusu ile yola çıkmışlardı. Batı Panter Krallığı'na vardıkları anda bizzat kral tarafından karşılanmışlar ve sarayda düzenlenen bir şölene davet edilmişlerdi. O gün sadece şölen ve sıradan sohbetlerle geçmişti.
Ertesi gün ise Haru evleneceği prenses ile tanışmıştı. Fakat bu tanışma az kalsın büyük bir savaşın başlamasına neden olacaktı. Çünkü İntikamcı Birliği kıyafetlerini giyen Haru'yu prenses sıradan bir İntikamcı askeri sanmıştı. Haru'ya yanına gelmesi için emir vermiş bu da yetmediği gibi saygısını göstermek için önünde eğilmesini istemişti. Oysa bilmediği şey İntikamcı askerlerinin kimsenin önünde eğilmediğiydi.
Haru'yu bile selamlayan İntikamcı askerleri bellerini hafifçe doğrulturlar ve iki ellerini göğüslerinde çapraz hale getirirlerdi.
Bu işaret Haru'ya duyulan saygıyı ve yapılan çarpı bu saygının ve bağlılığın sonsuzluğunu temsil ederdi. Fakat prensesin Haru'dan böyle bir istekte bulunması zaten zoraki yapacağı evlilik yüzünden stresli olan Haru'nun sinirini bozmuştu.
Haru ise prensesin yanına gitmiş ve onu önünde eğilmeye zorlamıştı. Prenses ise Haru'nun önünde eğilmeye yanaşmamıştı. Fakat Haru prensesin kolundan sıkıca tutmuş ve koluna yaptığı baskı ile önünde diz çökmesini sağlamıştı. Bu hareket hayatı boyunca herkesten saygı gören prensesin kibrini yerle bir etmişti. Prenses hem kolunun hem de düştüğü durumun yüzünden ağlamaya başlamıştı.
Bunlar yetmezmiş gibi birde sarayda ki muhafızlar Haru'ya saldırmaya kalkmıştı.
Haru ise o an yeterince dindiremediği öfkesini muhafızlara yönlendirmişti. Kahrın Yedi Katı ve Wulkar sayesinde kullanabildiği kırmızı yıldırımları kullanarak önüne çıkan muhafızı etkisiz hale getirmişti. Tabi ki bu olay duyulunca saraya Batı Panter Krallığı askerleri girmişti.
Askerler sarayda bulunan elli bin İntikamcı askerine saldırdığı anda bu sefer sarayın her katında büyük bir savaş başlamıştı. Tmon ve Kysara orduya aldırdıkları düzenle elli bin askerle sayıları iki yüz binden fazla olan Batı Panter Krallığı ordusuna karşı başarılı bir şekilde savaşmışlardı. Olayları duyan kral araya girip ordusunu geri çektiği zaman her şey meydana çıkmıştı.
Kral Haru'nun neden bu şekilde davrandığını anladığı anda o zamana kadar bir dediğini iki etmediği kızına herkesin önünde çıkışmıştı.
Ayrıca kızına sıradan bir asker zannettiği kişinin müstakbel kocası olduğunu ve ondan hemen özür dilemesini söylemişti. Haru ise istediğini çoktan elde ettiği için prensesin dileyeceği özrü umursamıyordu. Prenses babasının ona herkesin içinde çıkışmasına bozulmuştu.
Yine de yüzünü ifadesiz tutarak Haru'dan yapmacık olduğu küçük bir çocuk tarafından bile anlaşılabilecek bir özür dilemişti. Kral kızının adına Haru'dan özür dileyerek bu olayı çok büyük bir kargaşaya dönüşmeden tatlıya bağlamıştı. Kral o zamana kadar İntikamcı askerlerinin nasıl savaştığını görmediği için savaş sırasında aldıkları düzenden oldukça etkilenmişti. Ayrıca elli bin askerin en az iki yüz bin kişiyi tutması onun gözünü korkutmuştu. Haru'nun askerleri sayıca az olsa da kralın ordusunda ki askerlerden güçlü oldukları bir gerçekti.
Prenses müstakbel kocası ile tanıştıktan sonra odasına kapanmıştı.
Aslında başta oldukça ünlü olan biri ile evleneceği için mutlu olmuştu. Fakat Haru onu önünde diz çökmeye zorlayınca bu mutluluk yerini nefrete bırakmıştı. Prensesin içini intikam hissi doldursa da ne yaparsa yapsın intikamını alamayacağını biliyordu.
Bunun için her şeyi kabullenmişti. Yine de onu görmeye dayanamadığı için odasından mümkün olduğunca az çıkıyordu. O günün akşamı önce Haru ile prenses arasında olan nişan yapılmıştı. Artık ikisi nişanlıydı. Düğünü ise Krallık Oyunları'ndan sonraya bırakmışlardı. Hatta kral laf arasında Haru'ya kızını oyunları kazanacak olmasının şerefine evlendirecek olduğunu söylemişti.
Kral Haru'nun bu oyunları kazanmasını istiyordu. Çünkü yeni damadı bu oyunları kazanırsa krallığı büyük bir itibar kazanırdı.
Nişan töreni bittikten sonra kral ile Haru özel bir odaya geçmiş ve İntikamcı Birliği'nin ilk yazılı anlaşmasını imzalamışlardı. Batı Panter Krallığı her anlamda İntikamcı Birliği ile doğrudan müttefik olduklarını ve aralarında bir akrabalık bağının kurulacağını açıklamıştı.
Bu haber başta Güney Kartal Krallığı olmak üzere diğer krallıklarda büyük yankı uyandırmıştı. Yıllardır farklı krallıklardan birçok prens, lord ve general talibi olan prenses tüm bu soylu talipleri ile evlendirilmemişken İntikamcı Birliği'nin lideri ile evlenecek olması mümkün değildi. Fakat gerçek buydu. Bütün krallıklar artık açıkça güç sahibi olan İntikamcı Birliği ile Batı Panter Krallığı'nın birleşmesi karşısında korkuya kapılmışlardı. Kuşkusuz en çok korkuya kapılan krallık Doğu Aslan Krallığı'ydı.
Güney Kartal Krallığı kralı bağlılığından emin olduğu Haru'nun böyle bir hareket yapması karşısında tedirgin olmaya başlamıştı.
Haru gibi önemli bir birliğin liderini yaklaşan savaşın öncesinde kaybetmeyi göze alamazdı. Bunun için hemen Batı Panter Krallığı ile temaslara başlayarak iki krallığın müttefiklik anlaşması yapmasını sağlamıştı.
Böylece Haru ile aynı tarafta olduğunu göstermiş olmuştu. Doğu Aslan Krallığı Güney ve Batı krallıkları yetmezmiş gibi birde İntikamcı Birliği'nin içinde olduğu üçlü ittifak karşısında ne yapacağını şaşırmıştı. Çünkü bu üçlü ittifakın ilk hedef alacağı yer kendi topraklarıydı. Bunun için Güney Kartal Krallığı ile düşmanlığı bulunan Kuzey Panter Krallığı ile iletişime geçmişlerdi.
Kısa sürede iki taraf arasında bir müttefiklik anlaşması sağlanmıştı.
Aslında Kuzey Panter Krallığı bu kadar zayıf düşmüş bir krallık ile müttefiklik yapmazdı. Fakat Güney ve Batı krallıklarının İntikamcı Birliği ile birlikte tek cephede toplanması onları korkutmuştu. Kıtanın en güçlü krallığı olsalar da birleşen krallıklara karşı yenilmeleri kaçınılmazdı.
Bunun için Doğu Aslan Krallığı ile müttefik olmuşlardı. Haru'nun hamlesi krallıklar arasında ki dengeleri değiştirmiş aynı zamanda İntikamcı Birliği'nin daha sağlam bir konuma yükselmesini sağlamıştı. Batı Panter Krallığı kralı ona anlaşma şartı olarak Güney Kartal Krallığı ile sınırı bulunan Traqai Bölgesi'ni vermişti. Bu sayede Güney Kartal Krallığı ile ileride bir sorun yaşarlarsa sınırları İntikamcı Birliği tarafından korunma altında olacaktı. Güney Kartal Krallığı kendi birliğine saldıramayacağı ve Haru Batı Panter Krallığı ile olan bir savaşta Güney Kartal Krallığı'nı desteklemeyeceği için toprakları güvende olacaktı. Kral oldukça kurnaz bir adamdı.
Haru elli bin kişilik orduyu ve başlarına koyduğu Tmon ve Kysara'yı Traqai Bölgesi'ne göndermişti. Ayrıca bir mesajla Yaokai Bölgesi'nden yirmi milyon altın taşıyan elli bin kişilik bir ordunun daha Traqai Bölgesi'ne gelmesini emretmişti.
Artık geriye katılması gereken bir Krallık Oyunları kalmıştı.
Comment Now
0 yorum