Bölüm 19 - Grup Turnuvası
İntikamcı Gezginler Grubu turnuva alanına doğru gidiyorlardı. Haru bu turnuvayı kazanmayı her şeyden çok istediği için elinde ki her gücü kullanmaktan çekinmemişti. Grubunda ki üyeler için en kaliteli savaş malzemelerini almıştı. Ayrıca yaptıkları eğitimlerde gelişmiş savaş taktikleri ile çalışmışlardı. Artık bir elin parmakları gibi bir bütün olmuşlardı.
Haru insanlarla yakınlık kurmakta hala bazı sorunlar yaşasa da grubunda ki üyeleri diğerlerinden ayrı görüyordu.
Bunun için onlarla yakınlık kurmakta bir sorun yaşamıyordu. Hatta başlangıçta sadece yönetimi ele geçirmek için bir piyon olarak gördüğü grup üyelerine kısa süre önce değer verdiğini fark etmişti. İçinde ki Ko bunu kabul etmemek için dirense de gerçek buydu.
Eğitimlerini grup binalarında yapmışlardı. Bu sayede kimse onların savaş stilini görme imkânı bulamamıştı. Haru karşısında ki grupların kişi sayısı ve güç bakımından kendi gruplarından üstün olduğunu bildiği için şaşırtma avantajını kullanmak istiyordu. Haru ayrıca sırf bu turnuvada grup üyeleri güçsüz düşmesin diye sıradan bezelyelerin içine Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniği sayesinde saf güç doldurmuştu. Bu bezelyelerden bütün grup üyelerine birer avuç dağıtmıştı.
Bu sayede savaşlar sırasında ne kadar güç kullanırlarsa kullansınlar yorgun düşmeyeceklerdi.
Grup üyeleri kendi aralarında oldukça sağlam bir dostluk ilişkisine sahip olsalar da hepsi Haru'ya ast, üst ilişkisine sahiplerdi. Haru grup yöneticisi olarak hepsiyle arasına belirli bir mesafe koymuştu. Aralarında ki uyum mükemmel olsa da bu sadece savaş için geçerliydi.
Haru yine de hepsine değer veriyordu. Hatta birinin başına bir şey gelme olasılığından dolayı turnuvaya katılmaktan vazgeçmeyi bile düşünmüştü. Daha sonra tüm bu düşüncelerinin önüne aşılmaz bir set çekmişti. Onlara bir şey olsa da bu turnuvaya katılmak zorundaydı. Bu turnuvaya katılmak yapması gereken birçok şeyden biriydi. Yine de grup üyelerini sonuna kadar korumayacağı anlamına gelmiyordu.
Elinden geldiği kadar onları savaş alanından uzak tutmayı düşünüyordu.
Turnuva alanına vardıklarında kendi gruplarına ayrılan alana geçerek beklemeye başladılar. Bu turnuvaya toplam on iki grup katılmıştı. Aslında Kızıl Birliğin kalesinde yüzü geçkin grup olmasına rağmen çoğu risk alarak turnuvaya katılmayı göze alamamıştı.
Ayrıca oldukça yüksek olan kayıt ücretini ödemek istememişlerdi. Turnuvaya yerini korumak için ya da grup sıralamasında ki yerini yükseltmek için bazı grupların katılması zorunlu olmuştu. Arzın Bekçileri Grubu şu an için grup sıralamasında birinciydi ve yerini korumak için sürekli bu turnuvaya katılmak zorundaydı. Yeşim Diş Grubu'ysa Arzın Bekçileri Grubu ile aralarında ki rekabetten dolayı her sene birinci olmayı denerlerdi. Çünkü genelde sıralamada ikinci sırada yer alırlardı.
Bu iki grupta gruplar için maksimum kişi sayısı olan yüz elli kişiden oluşuyordu.
Bir gruba yüz elli kişiden fazla üye alınamıyordu. Bu durumda daha fazla üye olursa alt grup kurmak zorunda kalıyorlardı. Arzın Bekçileri Grubu'nun alt grubu olan Arzın Çocukları Grubu'nda yetmiş iki kişi vardı.
Üst gruplarına destek vermek için bu turnuvaya her sene katılırlardı. Turnuvada başarı gösterenler bir üst gruba geçerken, üst gruptan başarısız olanlar alt gruba geçerlerdi. Bunun için bu grup turnuvaları büyük bir önem taşıyordu. Yeşim Diş Grubu'nun da bir alt grubu vardı. Bu alt grubun ismi Yeşim Pençe Grubu'ydu. Bu grupta seksen altı kişi vardı. Onların amacı da üst gruplarını desteklemekti.
Bu dört grup bütün üyeleri ile düşman olan grupları turnuvada etkisiz hale getirerek sıralamada birincilik için yarışırlardı.
Grup sıralamasında birinci olanlar Yaokai Şehri'nde ki en zor ve ödülü en fazla olan görevleri alma hakkına sahip olurlardı. Bu görevleri tamamladıkları zaman grup hazineleri güçlenirdi. Hazine güçlendikçe grupta aynı orantıda güçlenirdi.
Bunun için birçoğu bu turnuvada birinci sıra için birbirleri ile yarışırdı. Oysa sıralamada üçüncü olan Konzanın Yumruğu Grubu'nun bu turnuvaya tek katılış amacı hem grup sıralamasında ki yerlerini korumak hem de gruplarına turnuvada güçlü üyeler bulmaktı. Bu grubun iki tane alt grubu vardı. Alt grupların en güçlüsü Konzanın Kalbi Grubu'ydu. Ondan sonrada Konzanın Ruhu Grubu geliyordu.
Konzanın Yumruğu ve Konzanın Kalbi grubunda yüz elli kişi vardı. Konzanın Ruhu Grubu'ndaysa elli üç kişi vardı.
Konza grubunun yöneticisi grup üyelerini her geçen gün arttırmayı ve daha çok alt gruba sahip olmayı amaçlıyordu. Çünkü o gücün çokluktan geldiğini düşünüyordu. Ne kadar çok olurlarsa o kadar iyiydi. Aslında sıralamada rahatlıkla birinci sıraya geçebilirlerdi.
Fakat her geçen sene rekabetin daha da kızışması ve grup üyelerinin potansiyellerini görebilmek için bunu yapmıyorlardı. Bu sayede onlara ulaşabilecekleri büyük bir ödül ve uğrunda ölümüne savaşabilecekleri bir amaç vermiş oluyorlardı. Grup hazineleri o kadar zengindi ki tıpkı Kızıl Birlik gibi bir kale yaptırabilirlerdi. Fakat onlar bu hazineyi beğendikleri bir kişiyi gruplarına dâhil etmek için kullanıyorlardı.
Bu sayede grupları hem parasal hem de güç olarak sürekli güçlenmeye devam ediyordu. Konzanın Yumruğu Grubu iki alt grubuyla birlikte her sene düelloya bu sebeplerden dolayı katılıyordu. Bu üç büyük grubun haricinde sıralamada yükselmeyi tercih eden beş grup vardı.
Bu gruplardan biri Haru'nun yöneticisi olduğu İntikamcı Gezginler Grubu'ydu.
Diğer gruplar ise tamamı kadınlardan oluşan Ateşli Menekşeler Grubu, tamamı büyücülerden oluşan Merlinin Sakalı Grubu, tamamı erkeklerden oluşan Gücün Beş Halkası Grubu ve tamamı savaşçılardan oluşan Zincirsiz Aslanlar Grubu'ydu.
Grup Turnuvası'nda ki dengeler bu şekildeydi. Küçük gruplar büyük grupların savaşları arasında ezilmemek için oldukça temkinli olmak zorundaydılar. Özelliklede İntikamcı Gezginler Grubu'nun buna dikkat etmesi gerekiyordu. Çünkü turnuvaya katılan grupların üye sayılarının en azı elli üç kişiyken İntikamcı Gezginler Grubu sadece altı kişiydi. Onun için şimdiden herkesin hedefi haline gelmişlerdi.
Haru turnuva alanında düşündüğünden daha güçlü gruplarla karşılaştığı için morali bozulmuştu.
Tek başına olsa hepsiyle savaşmayı göze alırdı. Wulkar ve Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniği sayesinde onu kimse durduramazdı. Fakat şimdi düşünmek zorunda olduğu beş grup üyesi vardı. Hafıza sarayı sayesinde herkesi analiz etmişti.
Bu alanda ki bazı kişilerle grup üyelerinin karşı karşıya gelmeyi bırak aynı havayı bile solumaması gerekiyordu. Çünkü grup üyeleri için gerçekten büyük bir tehlike oluşturuyorlardı. Tek sevindiği nokta turnuvada öldürmenin yasak olmasıydı. Fakat bu kalıcı sakatlıkların yasak olduğu anlamına gelmiyordu. Bu turnuvanın iki aşaması vardı. İlk aşamada bütün gruplar aynı anda alana çıkartılarak birbirlerine saldırıyorlardı. Geriye en az bir üyesi olmak kaydıyla ayakta kalan son iki grup ise ikinci aşamaya geçiyorlardı.
İkinci aşamada son bir final karşılaşması yapılıyordu. Kazanan grup turnuvasını da kazanmış oluyordu.
Şu an alanda bulunan kişilerin sayısı binden fazlaydı. İntikamcı Gezginler Grubu ise bu binden fazla kişi karşısında sadece altı kişi olarak ayakta kalmaya çalışacaklardı. Grup üyelerinin hepsinin yüzü umutsuzlukla dolmuştu.
Haru bu işe bir el atması gerektiğini biliyordu. Bunun için onlara "Düşmanlarımızı görüyorsunuz. Onlar sizin de benimde düşmanım. Sizden beni takip etmenizi isteyemem. Fakat ben onlarla sonuna kadar savaşmak zorundayım. Buna mecburum, mecburuz. İntikamcı Gezginler olarak onlara kim olduğumuzu göstermeliyiz. Sonuna kadar, sadece intikam için benimle misiniz İntikamcı Gezginler?" dedi.
Grup üyeleri Haru'nun moral verici konuşması ile galeyana gelmişti. Hep bir ağızdan "Seninleyiz" diye bağırdılar.
Artık hepsi savaşmaya hazırlardı. Duygu yoktu, düşünceler yoktu sadece savaşma ve yenme arzusu vardı. Grup Turnuvası verilen işaretle birlikte başladı. Alt gruplar üst gruplarının yanına giderek bir çember oluşturdular. Bu çember onların savunma hattıydı.
Konza grubu bir araya gelerek savaş alanından kenara çekildiler. Alanda ki herkes onların amacını bildiği için onlara saldırmayı göze alamazdı. Zaten o kadar güçlüde değillerdi. Bireysel olan gruplar birbirlerinden uzakta savunma pozisyonuna geçtiler. Herkes savaşmaya başlamadan birbirinin hareketlerini tartıyordu. İntikamcı Gezginler Grubu'ysa ileri doğru savaş naraları atarak koşmaya başladılar.
İzleyiciler ve alanda olan grupların hepsi altı kişiden böyle bir hareket beklemedikleri için şaşırdılar.
Çünkü altı kişi yüzlerce kişiye doğru koşuyordu. Bu her gün görülecek bir şey değildi. İzleyiciler bir anda altı kişiye tezahüratlar yapmaya başladılar. Haru grup üyelerinin en önünde koşuyordu. Wulkar'ı belinden çekerek kaynak enerjisini gönderdi.
Bu sayede kılıcı savaşmaya hazır hale gelmişti. Daha önceden yaptığı gibi Wulkar'ı gökyüzüne doğru kaldırarak üzerinde ki kırmızı yıldırımları gökyüzüne doğru fırlattı. Her türlü güce ihtiyacı olacaktı. Şu an en çok ihtiyacı olan şeyse kırmızı yıldırımlar saçan bir gökyüzüydü. Gökyüzünde siyah bulutlar toplanmaya başlamıştı. Bu bulutlardan kırmızı yıldırımlar yayılıyordu.
Bunu önceki Kızıl Turnuva'dan görenler normal bir şekilde karşılarken, ilk kez görenler dehşetli bir yüz ifadesi ile izliyordu.
Haru ve diğer grup üyeleri şu an Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu'na doğru koşuyorlardı. Haru Wulkar'ı düşmanlarına doğrulttuğu anda Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu'nun olduğu yere birbiri ardına kırmızı yıldırımlar çarpmaya başladı.
Kırmızı yıldırımların isabet ettiği kişiler ağır bir şekilde yaralanıyordu. Önceden önemsemedikleri hatta basit bir çerez olarak gördükleri bu altı kişinin bir anda Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu'nun yarısından fazlasını etkisiz hale getirmesi birçoğunun gözünü korkutmuştu. Konza grubu bu muhteşem saldırıyı bütün dikkatleri ile takip ediyorlardı. Grupları için aradıkları yeni üyelerden birini bulmuşlardı.
Arzın Bekçileri ve Arzın Çocukları Grubu'nun olduğu alanda ise büyük bir karmaşa hâkimdi.
Yarısı düşmanlarının bu şekilde zarar görmesi dışında sevinç çığlıkları atarken, daha soğukkanlı olan diğer yarısı ise bu kırmızı yıldırımların hedefi olmaktan korkmaya başlamışlardı. Haru ve grup üyeleri düşmana iyice yaklaştıkları sırada Haru Wulkar'ı doğrultmayı bıraktı.
Bu sayede savaş alanına kırmızı yıldırımların düşmesi durmuş oldu. Bütün gruplar hala hareketsiz bir şekilde önlerinde ki savaşı izliyorlardı. Haru, Ken ve Chin ellerinde ki silahlarla Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu'nun ortasına dalmışlardı. Tıpkı bir kasap gibi önlerine çıkanı öldürmemeye dikkat ederek biçiyorlardı. Hyun bir savaşçı olmasına rağmen büyücü olan Kwan ve Iseul'u korumak için geride kalmıştı.
Kwan ve Iseul uzaktan düşman gruba aralıksız büyü atışları yaparak nefes bile aldırmıyorlardı.
Bu sırada düşman grupların oldukça içine giren Haru, Ken ve Chin herkesi biçerek bir, bir etkisiz hale getirmeye devam ediyorlardı. Haru Wulkar'la birlikte göz kamaştırıcı bir şekilde dövüşüyordu. Diğer grup üyeleri de yaptıkları çalışmalar sayesinde oldukça düzenli dövüşüyorlardı.
Hareketleri büyük bir ahenk ve uyum içerisindeydi. Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu'ndan sağlam kalanlar kendilerini toparlayarak bir savunma hattı oluşturmaya çalışsalar da başarılı olamıyorlardı. Beş dakikalık bir sürede ayakta kalan son Yeşim Diş ve Yeşim Pençe Grubu üyesi de etkisiz hale getirilmişti. İzleyiciler deli gibi tezahürat edip kendilerinden geçerken savaş alanında büyük bir tedirginlik hâkimdi.
Grup Turnuvası'nda İntikamcı Gezginler Grubu dışında kalan dokuz grup oldukça tedirgin olmuşlardı. Altı kişilik bir grup beş dakika gibi bir sürede iki yüz otuz altı kişiyi etkisiz hale getirmişlerdi. Tabi ki bunda kırmızı yıldırımlarında etkisi büyüktü.
Arzın Bekçileri ve Arzın Çocukları Grubu tıpkı Konza grupları gibi kenara çekilmişlerdi.
Grup Turnuvası'nda ve turnuva dışında büyük bir savaş tecrübeleri olduğu için İntikamcı Gezginler Grubu'nu zayıf bir şekilde yakalayana kadar onlardan uzak durmaları gerektiğini biliyorlardı. Fakat diğer gruplar aralarında ki düşmanlığı bir kenara bırakarak İntikamcı Gezginler Grubu'na karşı birleşmişlerdi. Ateşli Menekşeler, Gücün Beş Halkası, Zincirsiz Aslanlar ve Merlinin Sakalı Grupları bir araya gelerek onlara doğru saldırıya geçmişlerdi. Hepsi az önceki savaştan dolayı İntikamcı Gezginler Grubu'nun yorgun düşeceğini düşünüyordu.
Fakat Haru'nun turnuva için hepsine dağıttığı içi saf güçle dolu olan bezelyeler sayesinde hepsi güçlerini toparlamışlardı.
Öncekine nazaran bu sefer karşılarında iki değil dört grup vardı. Bunun için Haru onlara bir savaş hatta kurdurdu. Ne kadar toplu hücumdan yana bir savaş tarzı olsa da bu kadar kişiye karşı hattı müdafaa savaşından başka bir şansı yoktu.
Savaşçıların hepsi öne büyücülerin hepsi arkaya geçmişlerdi. Haru ise büyücülerin arkasına geçmişti. Bu taktiği daha önce eğitim alanında uygulamışlardı. Yine aynı taktiği uygulayacaklardı. Haru bezelyeler ile gücünü yenileyerek Kadim Azarath'ın Adıyla Hükmetme tekniğini kullanarak grup üyelerinin arkasında altı tane bir metrelik güç küresi oluşturdu. Grup üyeleri sayesinde bu küreleri karşı taraf göremiyordu.
Haru düşman grupların iyice yaklaşmasını bekledi. Daha sonra Chin'in verdiği işaretle önde ki savaşçılar yana çekilmişti.
Aynı anda Kwan ve Iseul en güçlü büyülerini düşman grubuna atmaya başlamıştı. Haru onların büyülerinin ardından belli noktaları hedefleyerek altı güç küresini de fırlattı. Kendilerine doğru hücum eden düşman böyle bir saldırıyı beklemediği için hazırlıksız yakalanacaktı.
Bu saldırının inceliği düşmanı savunmaya geçtiğini düşündürerek sana saldırmasını sağlamaktı. Böylece saldırıya geçen düşman savunma yapmaya fırsat bulamayacaktı. Düşmanın hatlarının ve düzeninin bozulmasını beklemek gerekiyordu. Başta bir düzen içinde olsalar da saldırıya geçtikleri anda hızlı koşanlar öne yavaş koşanlar geriye geçiyordu. Böylece büyücülerin çoğu açığa çıkmış oluyordu.
Daha sonra savunma hattı yanlara doğru açılarak düşmana şaşırtıcı büyü atışları yapılıyordu.
Düşman saldırının şokundan dolayı büyü atışlarına karşı kendilerini savunmaya çalışıyorlardı. Fakat o saldırıların arkasından gelen asıl saldırıyı fark edemedikleri için sonuçları bozgun oluyordu. Bu savaş tekniğini Haru hafıza sarayında ki bilgiler sayesinde biliyordu.
Saldırı tamda beklediği etkiyi yapmış ve düşman grupların dağılmasına neden olmuştu. Birbiriyle iç içe dağınık bir şekilde koşan dört gruba isabet eden altı güç küresinden sonra geriye ayakta kalan çok fazla kişi kalmamıştı. Saldırının sonrasında düşman toparlanarak bir savunma hattı oluşturdu. Haru tek saldırıda en az yüz elli kişiyi etkisiz hale getirmeyi başarmıştı.
Bu saldırı düşman birbirine çok yakın durduğu için bu kadar etkili olmuştu. Haru düşman grupların savunma hattı oluşturduğunu ve sayılarında gözle görülür bir azalma olduğunu gördüğünde saldırmaya karar verdi.
Düşman grubun maneviyatı aldıkları ağır darbeden sonra çökmüş olmalıydı. Haru grup üyelerine "Üçgen Formasyon İleri Kuvvet Saldırısı" dedi.
Comment Now
0 yorum