Angoria Bölüm 79



Angoria Bölüm 23: Açık Arttırma (3)



Bütün gözler teklifi yapan kişideydi. İnsanların teklif bile yapmasına izin vermeden ağır bir üstünlükle direkt olarak teklifini sunmuş ve etraftakilere alaycı bir gülümsemeyle bakmıştı. Surat ifadesi hadi ne duruyorsunuz teklif yapsanıza diye bağırıyordu.

‘’3 Sarı Kaynak Altını ve 250 Beyaz Kaynak Altını!’’

İnsanlar yeni telifi yapan kişiye bakmışlar ve hallerine acımışlardı. Kimse Tengri Klanının lideri ile aşık atmayı düşünemezdi. Bizzat kral ile iyi ilişkiler içerisinde olan Tengri Bo’nun hazinesi bir çok kişinin hayallerini süslüyordu. Üç Dalga Krallığı her ne kadar askeri açıdan zayıf olsa da hazine olarak etrafındaki minik krallıklardan çok daha ilerdeydi. Sırf bu yüzden rakipleri hem saldırmak istiyor hemde saldıramıyordu. Savaş zamanı bütün maddi kaynaklarını kullanarak paralı asker ordusunu oluşturuyor ve her asker için hatırı sayılır miktarda para ödemeye hazır hale geliyordu.

Kung Lao bu açık arttırma için sessizliğini korumayı sürdürmüştü. Tengri Bo’nun ürünlerine teklif yapmaktan katiyen vaz geçmişti. Kafasında belli başlı tek bir ürün vardı onu alıp çıkacaktı.

Yeni gelenler arasından birisi daha hızla ayağa kalkmış ve ‘’3 Sarı kaynak altını ve 500 Beyaz kaynak altını!!’’ diye bağırmıştı. Gelen teklifin kimden geldiğini görmek isteyen insanlar kafalarını döndürmüş ve gördükleri kişiden sonra hemen fısıldaşmaya başlamışlardı.

Gelen teklif orta halli gibi görünen hafif kambur birisine aitti.

‘’5 Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağıran Tengri Klanının Lideri, Tengri Yan’ın çekiştirmelerine rağman önemsememiş ve heyecan ile teklifi tekrar yükseltmişti. Tenri Yan’ın suratı endişeli bir hal almıştı. Teklifi bu kadar yükseltirse nasıl olurda diğer ürünler için paraları kalabilirdi ki?

Kung Lao bütün bu olanları izlemiş ve kafasında oluşan sorulardan sadece birisi olan ‘’Tengri Klanının liderinin ne kadar parası var?’’ sorusuna akıl erdirememişti.

Tüm bunlar ile birlikte tam olarak iki yemek süresi hızla geçmiş ve en sonunda üç şişe peri kalbi sıvıları satılmıştı. İkisini Tengri Klanı satın almış ve bunun için toplamda 12 Sarı Kaynak Altını ödemişlerdi. Birisini ise Kung Lao’nun tanımadığı kambur sefil görünümlü adam almıştı. En sonunda üçüncü şişede sahneden ayrıldığında Kung Lao’nun neşesi yerine gelmişti. İkinci olarak en çok görmek istediği ürünün sırasıydı ve Kung Lao gerekirse bu ürün için teklif vermeye hazırdı.

Süslü masa ile birlikte gelen bir zırh tüm görenlerin gözlerinin açılmasına olanak tanımıştı. ‘’Bu görmüş olduğunuz zırh Feovern Ejderhasının kalın pullarından yapıldı. Her santimi detaylıca işlendi ve hafif olması için doğada bulunan en hafif metal olan Karbon kullanıldı. Son derece hafif ve sağlam, aynı zamanda kullanıcı kıyafetlerinin içine giymiş olsa bile anlaşılmaz. Gücünüzü büyük ölçüde arttıracak olan bu zırh sizleri savaşlarda bir adım öne çıkaracak tüm gözlerin sizin üstünüzde olmasını sağlayacak! Bu ürünün başlangıç fiyatı 250 Beyaz Kaynak altını olarak açılmıştır. Tekliflerinizi bekliyoruz.’’

Tüm herkes gözleri ışıl ışıl parlarken bu zırha bakmıştı. Herkes kafasında bu zırhı giymiş bir hayalini kurmuştu. Bu esnada bir el havaya kalkmış ve ‘’2 Sarı Kanynak Altını!’’ demişti.

Bu sözler ortalığa ateş gibi düşmüştü. 250 Beyaz kaynak altınından anında 2 Sarı Kaynak altınına artan bu ürün kimisinin anında çekilmesine neden olmuştu. Ancak Kung Lao’nun daha da iştehını kabartan bu durum ile birlikte yanında bulunan Dao Yun’u çağımış ve kulağına fısıldamıştı.

Dao Yun hızlıca elini kaldırmış ve ‘’3 Sarı Kaynak Altını!’’ diye seslenmişti. Seslenirken bir kez bile Kung Lao’ya bakmamış ve sanki kendisine alıyormuş gibi davranmıştı. Gözler tekrar yeni teklif veren kişiye döndüklerinde hafif bir zırhın içinde görünen güzel bir bayanı görmüşler ve zırhtan kendisine doğru çekilmesine olanak sağlamışlardı.

‘’Evet, gelen son teklif 3 Sarı Kaynak Altını Satıyorum 3!’’

‘’Satıyorum 2!’’

‘’Satıyorum 1!’’

‘’Ejderha Pulu zırhı hanım efendiye satılmıştır. Bir sonraki ürüne geçiyoruz! Ziyaretçilerimizin bu ürünü çok seveceğinden eminim.’’ Demiş ve hızla başını eğdikten sonra bir sonraki ürün için sahneden ayrılmıştı.

Tekrar lüks bir masa ile getirilen bir kutu tüm izleyenlerin dikkatini çekmişti. Bir kısmı içinde ne olduğunu çok iyi biliyordu ancak bir kısmı halen daha haberdar değildi. Fısıldaşmalar tekrar bir arı kovanı uğultusuna benzemiş ve insanlar ürün hakkında konuşmaya dalmıştı. Bu esnada ise Kung Lao, yanında bulunan Yan An’la muhabbet içerisindeydi. Almış olduğu zırh hakkında konuşan ikili minik dedikodularını bitirmiş ve Kung Lao tekrardan önüne dönerek gelen kutuyu incelemişti.

İçinde ne olduğunu çok iyi bilen Kung Lao gelen kutunun 30 bin yemek süresine eşdeğer bir uzunluğa sahip yetişim hapı olduğunu çok iyi biliyordu. Yetişim hapları son derece nadir bulunuyordu ve özellikle böylesini görmek bile insanı büyülüyordu. Kung Lao bu hapın çok büyük paralar edeceğini düşündüğü için hiç sesini çıkarmak istememişti.

‘’Görmüş olduğunu bu kutunun içerisinde Angoria kıtasında çok az kişinin oluşturabileceği bir yetişim hapı bulunmakta bizzat sahibinden öğrendiğimiz bilgilere göre 30 bin yemek süresi kadar etkili bu durum onu neredeyse eşsiz kılmakta birebir!!’’

Ürünün kapağı kontrol amaçlı açıldığı anda alandaki herkes bu eşsiz auranın farkına varmıştı. İç rahatlatan bu aura içerisinde derin gizemler saklıyordu, Kung Lao bu hapın içindeki derin gizemlerin ne olduğu konusunda çok meraklıydı. Yan An onu dürttüğünde kafasını çevirmişti. Yan An’ın gözlerinin iki elmas gibi parıldadığını gören Kung Lao, Yan An’ın ilk kez bu arttırmaya katılacağına hem fikir olmuştu.

Yan An direkt olarak elini kaldırmış ve ‘’10 Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağırmıştı.

Kung Lao’da dahil olmak üzere herkes ağızları açık bir şekilde bakakalmıştı. Kung Lao yanındaki kızın zengin olduğunu biliyordu ancak kolayca 10 Sarı Kaynak Altınını denize fırlatmasını beklemiyordu.

Sadece Kung Lao değil herkes bir anda gelen uçuk fiyat karşısında şoke olmuştu. Tengri klanının lideri Tengri Bo bu fiyatı söyleyen kişinin kimliğini çözmek için hafızasının her zerresini yoklamış ancak çıkaramamıştı. Bu nasıl olabilirdi ki?

Tek bir kimseden bile ses çıkmamıştı. Tek seferde 10 Sarı Kaynak Altını oradaki insanlar nasıl olurda verebilirdi ki?

‘’Bayan An’ın teklifi 10 Sarı Kaynak Altını! Satıyorum 3!              

‘’Satıyorum 2!’’

‘’15 Sarı Kaynak Altını!!’’

Tüm herkes şaşkınlık ile birlikte yeni teklife bakmışlardı. 10 Sarı kaynak altınını çok gören insanlar 15 sarı kaynak altını ile birlikte neredeyse bayılmak üzereydi. Son teklifi veren kişi kimdi peki?

Herkesin bakışları siyah saçlı alaycı yüzlü minik burunlu kişiye doğru yönelmişti. Bu kişi Kung Lao’nun da yakında tanımış olduğu Tengri Yan’dan başkası değildi. Ufacık bir çocuğun 15 sarı kaynak altını verdiğini gören insanların bir kısmı fenalık geçirmiş ve çoktan bayılmıştı.

Yan An ise sadece gözlerini kısmış ve ‘’25 Sarı Kaynak Altını.’’ Demişti.

Bütün bu anlık fiyat yükseltmeleriyle birlikte herkes şoke olmuştu. Kung Lao bile kendisini tutamayacak düzeydeydi. Ancak Tengri Yan’ın surtında bir damla ter ortaya çıkmış ve yanındaki Klan Liderine bakmıştı. Klan lideri kafasını salladığında ise ‘’30 Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağırmıştı.

Yan An kendisine verilen teklife sadece gülümsemek ile yetinmiş ve ‘’İsterseniz kendinizi fazla zorlamayınız Tengri Klanının ikinci elderinin ilk oğlu… gözümü diktiğim bir ürün için asla pençelerimi indirmem. 45 Sarı Kaynak Altını!!’’ diyerek daha ayık olanların bile kendilerinden geçmesine neden olmuştu.

Kung Lao’nun kafasında bir soru işareti daha ortaya çıkmıştı. Yan An gerçekte kimdi? Nasıl bu kadar paraya sahip olabiliyordu. Kung Lao’nun tüm serveti olan 10 Sarı Kaynak altınını dörde katlayan bir teklif bile yeterliydi. Kung Lao bu kadar para için sayısız tehlikeye girmiş ancak yine de o kadar parayı kazanamamıştı. Şans ona gülmüş ve iki dövüş uzmanından birisi yanında ölerek ona bu kadar serveti sunmuştu.

Tengri Yan ve Tengri Bo’nun suratları kurbağaya benzemeye başlamıştı. İkisinin de suratları çirkinlik derecesinin üst rütbelerine doğru adım adım çıkıyordu ve ellerinden yapabilecekleri hiçbir şey gelmiyordu.
‘’Bayan An’ın vermiş olduğu son teklif ile birlikte ürün 45 Sarı Kaynak Altını ile satılmıştır!!’’ diye görevli hızlıca ürünü götürmüş ve perdeler bir süreliğine kapanmıştı. Yan An ise bu süreç içerisinde hızlıca Kung Lao’nun yanına doğru ilerlemiş ve ‘’Nasıl Bay Kung? Sizce de iyi bir güç gösterisi olmadı mı?’’ diyerek gülümsemişti.

Kung Lao şaşkınlık ile sadece kafasını sallayabilmişti. Daha sonrasında ise hızlıca kendine gelmiş ve ‘’Kesinlikle çok iyi bir gösteri oldu Bayan An. Lakin size bir şey sormak istiyorum. Siz gerçekte kimsiniz?’’

Yan An bu kelimeler ile sadece gülümseyebilmişti. ‘’Ah… Ben sadece ufak bir dükün ufak bir kızıyım… ‘’ demiş ve soruyu geçiştirmişti. Kung Lao ise daha fazla baskılamasının anlamsız olduğunu düşünmüş ve soru sormaktan vazgeçmişti.

Perdeler tekrar açıldığında lüks masanın üstünde bulunan elbise mavi ışıklarını tüm çadırın içine yaymaya başlamış ve içeride aydınlatmada kullanılan ateşlerin sarıdan mavi renge dönmesine neden olmuştu. İç donduran bu elbise hem çok güzeldi hem de son derece tehditkardı. Kung Lao’nun ise tam tersi bir şekilde içinin yumuşadığını hissediyordu. Bu yumuşaklık biraz önceki yetiştirme hapından bile etkiliydi.

En sonunda buraya gelme sebebini görmüştü. Kesinlikle buraya gelecek kadar etkili bir elbiseydi. Yan An’ın bile neredeyse içi bu elbise için erimişti. Buz Mavisi olan ve minik tüylerden yapılan bu elbisenin ortasında bir kemer vardı ve bu kemer kırmızı taşlar ile süslüydü ışıldadığında kırmızı ile mavinin birlikte görülmesi ise çok daha büyüleyiciydi.

Kung Lao hızlıca Yan An’a doğru dönmüş ve ‘’Bayan An, buraya asıl gelme amacım şuan görmüş olduğunu elbisedir.’’ Diyerek gülümsemişti.

Yan An kafasını sallamış ve ‘’Müstakbel eşinizin kesinlikle çok iyi zevkleri var.’’ Demişti. Kung Lao ise bu andan faydalanması gerektiğini çok ama çok iyi biliyordu.

‘’Bayan An, sizden bir iyilik istesem uygun olur mu?’’

Yan An, Kung Lao’nun mermer gibi beyaz suratına bakmış ve ‘’Buyrun…’’ diyebilmişti.

Kung Lao hemen ardından kırmızı dudaklarını oynatmaya başlamış ve ‘’Bayan An, sizden berim yerime teklif yapmanızı istesem çok mu kaba davranmış olurum? Yaptığınız teklifin ücretini ödeyeceğimden emin olabilirsiniz.’’ Demiş ve ufak bir tebessüm ile bitirmişti.

Yan An ise sadece tebessüme odaklanmış ve ‘’Ah… Hiç sıkıntı deği, cidden hiç sıkıntı değil. Sonuçta bizler arkadaşız değil mi? Ha-ha!’’ demiş ve elbiseye bakmaya dönmüştü. Kung Lao ise almış olduğu olumlu tepkiden ötürü sevinmiş ve ‘’Teşekkür ederim Bayan An.’’ Diyerek konuşmalarını sonlandırmıştı.

‘’Görmüş olduğunuz elbise neredeyse soyları tükenmiş olan Artik Anka’sının tüylerinden üretilmiştir. Son derece yumuşak ve konforludur. Belinde bulunan kemer kısmı istediğiniz an ayarlanır ve her kullanıcıya uygun hale gelir. Üstündeki taşlar ise safirdir, omuz yakasını tutan iki deri parça ise birinci sınıf elit deridir. Kolay yıpranmaz ve eskimez sayısız kez giyseniz bile ilk günkü gibi kendisini gösterecektir. Ürünümüzü yapan usta başlangıç fiyatını kendisi belirlemiş ve 500 Beyaz Kaynak altını ile satışa sunulmasını istemiştir. ‘’

Birisi hızlıca elini kaldırmış ve ‘’2 Sarı Kaynak Altını.’’ Demişti. Teklifi yapan kişinin kim olduğuna bakan insanlar tek bir kişiyi görebilmişlerdi. O kişi Yan An’dan başkası değildi.

Yan An’ın yapmış olduğu teklif çok az olmasına rağmen aynı zamanda çok güçlüydü, biraz önce insanlar neler yaşandığını görmüştü. Nasıl olurdu da teklif vermeye cüret gösterebilirlerdi ki?

Herkes suskun bir şekilde oturmuş ve sadece izlemeye koyulmuştu. Hatta bir kısmı çoktan gitmeye bile başlamıştı. Çadır içindeki insanlar teker teker azalırken, gidenlerden bir kısmı üzgün bir kısmı ise sinirliydi. Bu açık arttırma bir çok güçlü insanın gelmesine ev sahipliği yapmış ve kendilerinin ancak nal toplamasına neden olmuştu.

‘’Bayan An’ın yapmış olduğu 2 Sarı Kaynak Altınlık teklifinden başka arttırmak isteyen var mı? Yoksa Satıyorum 3!’’

‘’Satıyorum 2!’’

‘’Satıyorum 1’’

‘’Ürünümüz Bayan An’a satılmıştır. İyi günlerde kullanmanız dileğiyle…’’

Kung Lao azıcık bir para ile elbiseyi aldığı için son derece sevinçliydi. Nasıl sevinçli olmazdı ki? Buraya gelme hedefini başarmış ve amacına ulaşmıştı. Kafasını Yan An’a döndürerek ‘’Çok teşekkür ederim Bayan An!!’’ demiş ve saygı ile selamlamıştı. Yan An ise sadece gülümsemiş ve ‘’Bunu bir borç olarak kabul ediyorum, ileride sizden yardım istediğimde ne olursa olsun bana yardım edeceksiniz. Bay Kung.’’ Demiş ve gülümsemişti. İkili satın aldıkları ürünleri kendi bünyelerindeki Mekansal Yüzüklere depolayabilmek için hızlıca açık arttırmanın arkasına doğru ilerlemiş ve gerekli parayı ödedikten sonra ürünleri alarak hızlıca dışarıya çıkmışlardı.

Yan An, Kung Lao’ya bir bakış atmış ve ‘’Daha sonra görüşmek dileğiyle Bay Kung’’ diyerek karanlığın içinde kısa sürede kaybolmuştu. Kung Lao ise hızlıca gelmiş olduğu yol boyunca ilerlemişti.

[1.849]

***

Sonunda müzayede bitti be :D üç bölümdür al sat işlemi yazıyorum gına geldi :D Bir sonraki bölümde neler olacağını merak mı ediyorsunuz? O zaman bekle ve oku başkan hepsi sırayla :D Ayrıca Akşama doğru sizlere minik bir süprüzümüz olabilir.


Önceki Bölüm | Sonraki Bölüm


Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

4 yorum

        • avatar Unknown says:

          Eline sağlık. Bölüm için teşekkürler. Kim ola ki bu kız? ...