Angoria Bölüm 23: Açık Arttırma (3)
Bütün
gözler teklifi yapan kişideydi. İnsanların teklif bile yapmasına izin vermeden
ağır bir üstünlükle direkt olarak teklifini sunmuş ve etraftakilere alaycı bir
gülümsemeyle bakmıştı. Surat ifadesi hadi ne duruyorsunuz teklif yapsanıza diye
bağırıyordu.
‘’3
Sarı Kaynak Altını ve 250 Beyaz Kaynak Altını!’’
İnsanlar
yeni telifi yapan kişiye bakmışlar ve hallerine acımışlardı. Kimse Tengri
Klanının lideri ile aşık atmayı düşünemezdi. Bizzat kral ile iyi ilişkiler
içerisinde olan Tengri Bo’nun hazinesi bir çok kişinin hayallerini süslüyordu.
Üç Dalga Krallığı her ne kadar askeri açıdan zayıf olsa da hazine olarak
etrafındaki minik krallıklardan çok daha ilerdeydi. Sırf bu yüzden rakipleri
hem saldırmak istiyor hemde saldıramıyordu. Savaş zamanı bütün maddi
kaynaklarını kullanarak paralı asker ordusunu oluşturuyor ve her asker için
hatırı sayılır miktarda para ödemeye hazır hale geliyordu.
Kung
Lao bu açık arttırma için sessizliğini korumayı sürdürmüştü. Tengri Bo’nun
ürünlerine teklif yapmaktan katiyen vaz geçmişti. Kafasında belli başlı tek bir
ürün vardı onu alıp çıkacaktı.
Yeni
gelenler arasından birisi daha hızla ayağa kalkmış ve ‘’3 Sarı kaynak altını ve
500 Beyaz kaynak altını!!’’ diye bağırmıştı. Gelen teklifin kimden geldiğini
görmek isteyen insanlar kafalarını döndürmüş ve gördükleri kişiden sonra hemen
fısıldaşmaya başlamışlardı.
Gelen
teklif orta halli gibi görünen hafif kambur birisine aitti.
‘’5
Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağıran Tengri Klanının Lideri, Tengri Yan’ın
çekiştirmelerine rağman önemsememiş ve heyecan ile teklifi tekrar yükseltmişti.
Tenri Yan’ın suratı endişeli bir hal almıştı. Teklifi bu kadar yükseltirse
nasıl olurda diğer ürünler için paraları kalabilirdi ki?
Kung
Lao bütün bu olanları izlemiş ve kafasında oluşan sorulardan sadece birisi olan
‘’Tengri Klanının liderinin ne kadar parası var?’’ sorusuna akıl erdirememişti.
Tüm
bunlar ile birlikte tam olarak iki yemek süresi hızla geçmiş ve en sonunda üç
şişe peri kalbi sıvıları satılmıştı. İkisini Tengri Klanı satın almış ve bunun
için toplamda 12 Sarı Kaynak Altını ödemişlerdi. Birisini ise Kung Lao’nun
tanımadığı kambur sefil görünümlü adam almıştı. En sonunda üçüncü şişede
sahneden ayrıldığında Kung Lao’nun neşesi yerine gelmişti. İkinci olarak en çok
görmek istediği ürünün sırasıydı ve Kung Lao gerekirse bu ürün için teklif
vermeye hazırdı.
Süslü
masa ile birlikte gelen bir zırh tüm görenlerin gözlerinin açılmasına olanak
tanımıştı. ‘’Bu görmüş olduğunuz zırh Feovern Ejderhasının kalın pullarından
yapıldı. Her santimi detaylıca işlendi ve hafif olması için doğada bulunan en
hafif metal olan Karbon kullanıldı. Son derece hafif ve sağlam, aynı zamanda
kullanıcı kıyafetlerinin içine giymiş olsa bile anlaşılmaz. Gücünüzü büyük
ölçüde arttıracak olan bu zırh sizleri savaşlarda bir adım öne çıkaracak tüm
gözlerin sizin üstünüzde olmasını sağlayacak! Bu ürünün başlangıç fiyatı 250
Beyaz Kaynak altını olarak açılmıştır. Tekliflerinizi bekliyoruz.’’
Tüm
herkes gözleri ışıl ışıl parlarken bu zırha bakmıştı. Herkes kafasında bu zırhı
giymiş bir hayalini kurmuştu. Bu esnada bir el havaya kalkmış ve ‘’2 Sarı
Kanynak Altını!’’ demişti.
Bu
sözler ortalığa ateş gibi düşmüştü. 250 Beyaz kaynak altınından anında 2 Sarı
Kaynak altınına artan bu ürün kimisinin anında çekilmesine neden olmuştu. Ancak
Kung Lao’nun daha da iştehını kabartan bu durum ile birlikte yanında bulunan
Dao Yun’u çağımış ve kulağına fısıldamıştı.
Dao
Yun hızlıca elini kaldırmış ve ‘’3 Sarı Kaynak Altını!’’ diye seslenmişti.
Seslenirken bir kez bile Kung Lao’ya bakmamış ve sanki kendisine alıyormuş gibi
davranmıştı. Gözler tekrar yeni teklif veren kişiye döndüklerinde hafif bir
zırhın içinde görünen güzel bir bayanı görmüşler ve zırhtan kendisine doğru
çekilmesine olanak sağlamışlardı.
‘’Evet,
gelen son teklif 3 Sarı Kaynak Altını Satıyorum 3!’’
‘’Satıyorum
2!’’
‘’Satıyorum
1!’’
‘’Ejderha
Pulu zırhı hanım efendiye satılmıştır. Bir sonraki ürüne geçiyoruz!
Ziyaretçilerimizin bu ürünü çok seveceğinden eminim.’’ Demiş ve hızla başını
eğdikten sonra bir sonraki ürün için sahneden ayrılmıştı.
Tekrar
lüks bir masa ile getirilen bir kutu tüm izleyenlerin dikkatini çekmişti. Bir kısmı
içinde ne olduğunu çok iyi biliyordu ancak bir kısmı halen daha haberdar
değildi. Fısıldaşmalar tekrar bir arı kovanı uğultusuna benzemiş ve insanlar
ürün hakkında konuşmaya dalmıştı. Bu esnada ise Kung Lao, yanında bulunan Yan
An’la muhabbet içerisindeydi. Almış olduğu zırh hakkında konuşan ikili minik
dedikodularını bitirmiş ve Kung Lao tekrardan önüne dönerek gelen kutuyu
incelemişti.
İçinde
ne olduğunu çok iyi bilen Kung Lao gelen kutunun 30 bin yemek süresine eşdeğer
bir uzunluğa sahip yetişim hapı olduğunu çok iyi biliyordu. Yetişim hapları son
derece nadir bulunuyordu ve özellikle böylesini görmek bile insanı büyülüyordu.
Kung Lao bu hapın çok büyük paralar edeceğini düşündüğü için hiç sesini
çıkarmak istememişti.
‘’Görmüş
olduğunu bu kutunun içerisinde Angoria kıtasında çok az kişinin
oluşturabileceği bir yetişim hapı bulunmakta bizzat sahibinden öğrendiğimiz
bilgilere göre 30 bin yemek süresi kadar etkili bu durum onu neredeyse eşsiz
kılmakta birebir!!’’
Ürünün
kapağı kontrol amaçlı açıldığı anda alandaki herkes bu eşsiz auranın farkına
varmıştı. İç rahatlatan bu aura içerisinde derin gizemler saklıyordu, Kung Lao
bu hapın içindeki derin gizemlerin ne olduğu konusunda çok meraklıydı. Yan An
onu dürttüğünde kafasını çevirmişti. Yan An’ın gözlerinin iki elmas gibi
parıldadığını gören Kung Lao, Yan An’ın ilk kez bu arttırmaya katılacağına hem
fikir olmuştu.
Yan
An direkt olarak elini kaldırmış ve ‘’10 Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağırmıştı.
Kung
Lao’da dahil olmak üzere herkes ağızları açık bir şekilde bakakalmıştı. Kung
Lao yanındaki kızın zengin olduğunu biliyordu ancak kolayca 10 Sarı Kaynak
Altınını denize fırlatmasını beklemiyordu.
Sadece
Kung Lao değil herkes bir anda gelen uçuk fiyat karşısında şoke olmuştu. Tengri
klanının lideri Tengri Bo bu fiyatı söyleyen kişinin kimliğini çözmek için
hafızasının her zerresini yoklamış ancak çıkaramamıştı. Bu nasıl olabilirdi ki?
Tek
bir kimseden bile ses çıkmamıştı. Tek seferde 10 Sarı Kaynak Altını oradaki
insanlar nasıl olurda verebilirdi ki?
‘’Bayan An’ın teklifi 10 Sarı Kaynak
Altını! Satıyorum 3!
‘’Satıyorum
2!’’
‘’15
Sarı Kaynak Altını!!’’
Tüm
herkes şaşkınlık ile birlikte yeni teklife bakmışlardı. 10 Sarı kaynak altınını
çok gören insanlar 15 sarı kaynak altını ile birlikte neredeyse bayılmak
üzereydi. Son teklifi veren kişi kimdi peki?
Herkesin
bakışları siyah saçlı alaycı yüzlü minik burunlu kişiye doğru yönelmişti. Bu
kişi Kung Lao’nun da yakında tanımış olduğu Tengri Yan’dan başkası değildi.
Ufacık bir çocuğun 15 sarı kaynak altını verdiğini gören insanların bir kısmı
fenalık geçirmiş ve çoktan bayılmıştı.
Yan
An ise sadece gözlerini kısmış ve ‘’25 Sarı Kaynak Altını.’’ Demişti.
Bütün
bu anlık fiyat yükseltmeleriyle birlikte herkes şoke olmuştu. Kung Lao bile
kendisini tutamayacak düzeydeydi. Ancak Tengri Yan’ın surtında bir damla ter
ortaya çıkmış ve yanındaki Klan Liderine bakmıştı. Klan lideri kafasını
salladığında ise ‘’30 Sarı Kaynak Altını!’’ diye bağırmıştı.
Yan
An kendisine verilen teklife sadece gülümsemek ile yetinmiş ve ‘’İsterseniz
kendinizi fazla zorlamayınız Tengri Klanının ikinci elderinin ilk oğlu… gözümü
diktiğim bir ürün için asla pençelerimi indirmem. 45 Sarı Kaynak Altını!!’’
diyerek daha ayık olanların bile kendilerinden geçmesine neden olmuştu.
Kung
Lao’nun kafasında bir soru işareti daha ortaya çıkmıştı. Yan An gerçekte kimdi?
Nasıl bu kadar paraya sahip olabiliyordu. Kung Lao’nun tüm serveti olan 10 Sarı
Kaynak altınını dörde katlayan bir teklif bile yeterliydi. Kung Lao bu kadar
para için sayısız tehlikeye girmiş ancak yine de o kadar parayı kazanamamıştı. Şans
ona gülmüş ve iki dövüş uzmanından birisi yanında ölerek ona bu kadar serveti
sunmuştu.
Tengri
Yan ve Tengri Bo’nun suratları kurbağaya benzemeye başlamıştı. İkisinin de
suratları çirkinlik derecesinin üst rütbelerine doğru adım adım çıkıyordu ve
ellerinden yapabilecekleri hiçbir şey gelmiyordu.
‘’Bayan
An’ın vermiş olduğu son teklif ile birlikte ürün 45 Sarı Kaynak Altını ile
satılmıştır!!’’ diye görevli hızlıca ürünü götürmüş ve perdeler bir süreliğine
kapanmıştı. Yan An ise bu süreç içerisinde hızlıca Kung Lao’nun yanına doğru
ilerlemiş ve ‘’Nasıl Bay Kung? Sizce de iyi bir güç gösterisi olmadı mı?’’
diyerek gülümsemişti.
Kung
Lao şaşkınlık ile sadece kafasını sallayabilmişti. Daha sonrasında ise hızlıca
kendine gelmiş ve ‘’Kesinlikle çok iyi bir gösteri oldu Bayan An. Lakin size
bir şey sormak istiyorum. Siz gerçekte kimsiniz?’’
Yan
An bu kelimeler ile sadece gülümseyebilmişti. ‘’Ah… Ben sadece ufak bir dükün
ufak bir kızıyım… ‘’ demiş ve soruyu geçiştirmişti. Kung Lao ise daha fazla
baskılamasının anlamsız olduğunu düşünmüş ve soru sormaktan vazgeçmişti.
Perdeler
tekrar açıldığında lüks masanın üstünde bulunan elbise mavi ışıklarını tüm
çadırın içine yaymaya başlamış ve içeride aydınlatmada kullanılan ateşlerin
sarıdan mavi renge dönmesine neden olmuştu. İç donduran bu elbise hem çok
güzeldi hem de son derece tehditkardı. Kung Lao’nun ise tam tersi bir şekilde
içinin yumuşadığını hissediyordu. Bu yumuşaklık biraz önceki yetiştirme
hapından bile etkiliydi.
En
sonunda buraya gelme sebebini görmüştü. Kesinlikle buraya gelecek kadar etkili
bir elbiseydi. Yan An’ın bile neredeyse içi bu elbise için erimişti. Buz Mavisi
olan ve minik tüylerden yapılan bu elbisenin ortasında bir kemer vardı ve bu
kemer kırmızı taşlar ile süslüydü ışıldadığında kırmızı ile mavinin birlikte
görülmesi ise çok daha büyüleyiciydi.
Kung
Lao hızlıca Yan An’a doğru dönmüş ve ‘’Bayan An, buraya asıl gelme amacım şuan
görmüş olduğunu elbisedir.’’ Diyerek gülümsemişti.
Yan
An kafasını sallamış ve ‘’Müstakbel eşinizin kesinlikle çok iyi zevkleri var.’’
Demişti. Kung Lao ise bu andan faydalanması gerektiğini çok ama çok iyi
biliyordu.
‘’Bayan
An, sizden bir iyilik istesem uygun olur mu?’’
Yan
An, Kung Lao’nun mermer gibi beyaz suratına bakmış ve ‘’Buyrun…’’ diyebilmişti.
Kung
Lao hemen ardından kırmızı dudaklarını oynatmaya başlamış ve ‘’Bayan An, sizden
berim yerime teklif yapmanızı istesem çok mu kaba davranmış olurum? Yaptığınız
teklifin ücretini ödeyeceğimden emin olabilirsiniz.’’ Demiş ve ufak bir
tebessüm ile bitirmişti.
Yan An ise sadece tebessüme odaklanmış
ve ‘’Ah… Hiç sıkıntı deği, cidden hiç sıkıntı değil. Sonuçta bizler arkadaşız
değil mi? Ha-ha!’’ demiş ve elbiseye bakmaya dönmüştü. Kung Lao ise almış
olduğu olumlu tepkiden ötürü sevinmiş ve ‘’Teşekkür ederim Bayan An.’’ Diyerek konuşmalarını
sonlandırmıştı.
‘’Görmüş olduğunuz elbise neredeyse
soyları tükenmiş olan Artik Anka’sının tüylerinden üretilmiştir. Son derece
yumuşak ve konforludur. Belinde bulunan kemer kısmı istediğiniz an ayarlanır ve
her kullanıcıya uygun hale gelir. Üstündeki taşlar ise safirdir, omuz yakasını
tutan iki deri parça ise birinci sınıf elit deridir. Kolay yıpranmaz ve eskimez
sayısız kez giyseniz bile ilk günkü gibi kendisini gösterecektir. Ürünümüzü
yapan usta başlangıç fiyatını kendisi belirlemiş ve 500 Beyaz Kaynak altını ile
satışa sunulmasını istemiştir. ‘’
Birisi hızlıca elini kaldırmış ve ‘’2
Sarı Kaynak Altını.’’ Demişti. Teklifi yapan kişinin kim olduğuna bakan
insanlar tek bir kişiyi görebilmişlerdi. O kişi Yan An’dan başkası değildi.
Yan An’ın yapmış olduğu teklif çok az
olmasına rağmen aynı zamanda çok güçlüydü, biraz önce insanlar neler
yaşandığını görmüştü. Nasıl olurdu da teklif vermeye cüret gösterebilirlerdi
ki?
Herkes suskun bir şekilde oturmuş ve
sadece izlemeye koyulmuştu. Hatta bir kısmı çoktan gitmeye bile başlamıştı.
Çadır içindeki insanlar teker teker azalırken, gidenlerden bir kısmı üzgün bir
kısmı ise sinirliydi. Bu açık arttırma bir çok güçlü insanın gelmesine ev
sahipliği yapmış ve kendilerinin ancak nal toplamasına neden olmuştu.
‘’Bayan An’ın yapmış olduğu 2 Sarı
Kaynak Altınlık teklifinden başka arttırmak isteyen var mı? Yoksa Satıyorum 3!’’
‘’Satıyorum 2!’’
‘’Satıyorum 1’’
‘’Ürünümüz Bayan An’a satılmıştır. İyi
günlerde kullanmanız dileğiyle…’’
Kung Lao azıcık bir para ile elbiseyi
aldığı için son derece sevinçliydi. Nasıl sevinçli olmazdı ki? Buraya gelme
hedefini başarmış ve amacına ulaşmıştı. Kafasını Yan An’a döndürerek ‘’Çok
teşekkür ederim Bayan An!!’’ demiş ve saygı ile selamlamıştı. Yan An ise sadece
gülümsemiş ve ‘’Bunu bir borç olarak kabul ediyorum, ileride sizden yardım
istediğimde ne olursa olsun bana yardım edeceksiniz. Bay Kung.’’ Demiş ve
gülümsemişti. İkili satın aldıkları ürünleri kendi bünyelerindeki Mekansal
Yüzüklere depolayabilmek için hızlıca açık arttırmanın arkasına doğru ilerlemiş
ve gerekli parayı ödedikten sonra ürünleri alarak hızlıca dışarıya çıkmışlardı.
Yan An, Kung Lao’ya bir bakış atmış ve
‘’Daha sonra görüşmek dileğiyle Bay Kung’’ diyerek karanlığın içinde kısa
sürede kaybolmuştu. Kung Lao ise hızlıca gelmiş olduğu yol boyunca ilerlemişti.
[1.849]
***
Sonunda müzayede bitti be :D üç
bölümdür al sat işlemi yazıyorum gına geldi :D Bir sonraki bölümde neler
olacağını merak mı ediyorsunuz? O zaman bekle ve oku başkan hepsi sırayla :D
Ayrıca Akşama doğru sizlere minik bir süprüzümüz olabilir.
Eline sağlık
Bölüm çok güzeldi eline sağlık
Beğenmene sevindim :)
Eline sağlık. Bölüm için teşekkürler. Kim ola ki bu kız? ...