Angoria Bölüm 45

Angoria Bölüm 45: Turnuva(6)
Akşamın ilerleyen saatlerinde insanlar, seher yıldızının parlattığı güzellikler harikası gökyüzünün altında nefeslerini tutmuş ve final dövüşünün başlamasını bekler olmuştu. Bu çılgın kalabalık o kadar zamandır bu anı bekliyordu ki kimisi heyecandan üç veyahut beş sefer tuvalete gitmek zorunda kalmıştı.
Demir Su şehrinin tek eğlencesi sayılabilecek olan bu turnuva o kadar rağbet görürdü ki geriye kalan bütün günler, aylar ve döngüler yapılan basit amaçsız turnuvalar insanları etkilemenin yanından bile geçmezdi. Onlara göre bu on iki kasaba turnuvasının yanında diğer turnuvalar bir dağ ile karınca arasındaki fark kadar engin ve sonsuz görünürdü...
Final zamanı gelip çattığında insanlar pür dikkat gözlerini arenaya çevirmiş ve bir saniye bile kırpmaz olmuştu. Onun gelmesi ile birlikte ise biliyorlardı ki bu meraklı bekleyiş bir son bulacak ve eğlencenin doruk noktasına kendilerini kaptıracaklardı.
İnsanların bu bekleyişi sürerken kum saatinden kayarcasına gelip geçen bir yemek süresinin ardından hakem tekrar gözükmüş ve insanlara selam vermişti. Hemen ardından ise elinde söyleyeceklerinin yazılı olduğu kağıdı çıkarmış ve bir iki kez sesinin kontrolünü yaptıktan sonra ''EHM... EVET!! BEKLENEN AN SONUNDA GELDİ!! BİLİYORUM HEPİNİZ FİNALE ÇIKMAYI BAŞARAN İKİ GENÇ DÖVÜŞÇÜMÜZÜ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORSUNUZ. O YÜZDEN SİZLERİ DAHA FAZLA BEKLETMEK İSTEMİYORUM VE İLK YARIŞMACIMIZ OLAN XİAO XİULAN'I SİZE TAKDİM EDİYORUM!!''demiş sonrasında ise elindeki kağıt parçasına bir göz atmış ve insanlara tekrar bakmıştı. ''GELEN YARIŞMACIMIZ XİAO XİULAN YEDİ DÖNGÜ YAŞINDA!! OLDUKÇA GENÇ VE GÜZELLİĞİ İLE BAŞ DÖNDÜREN BU YARIŞMACIMIZ ŞUAN İZİN YAPMAKTA OLAN MAVİ KAPLAN DÖVÜŞ OKULUNDAN BURAYA GELİYOR!! KENDİLERİ MAVİ KAPLAN DÖVÜŞ OKULUNUN EN GENÇ ÜYESİ OLMAK İLE BİRLİKTE EN YETENEKLİ ÖĞRENCİLERİ OLARAKTA GÖRÜLÜYOR!! ONUN İÇİN LÜTFEN ALKIŞ ALALIM SAYIN SEYİRCİLER!!'' demiş ve gelen Xiao Xiulan'ın elini narin bir şekilde tuttuktan sonra bir köşeye doğru ağır adımlar ile yöneltmişti.
Hemen ardından seyircilere dönen hakem küçük bir yutkunma sonrasında elindeki kağıt parçasına göz atmış ve ''SIRADAKİ YARIŞMACIMIZ İSE KUNG LAO!!'' diye bağırmıştı. Kung Lao adını duyduğu anda ayağa kalkmış ve ağır adımlar ile arenaya doğru yönlenmişti. Bu sırada ise hakem yazılan metni söylenmeye hazırlanmış ''BU İKİ GÜN İÇERİSİNDE YAPTIĞI DÖVÜŞLER SAYESİNDE ACIMASIZLIKTA NAM SALMIŞ, GÖZÜNÜ BİLE KIRPMADAN ÖLDÜREBİLEN İNSANLARIN ÖNÜMÜZDEKİ DÖNGÜLERİN SONUNDA ÇOCUKLARINA ANLATACAĞI MASAL KAHRAMANI HALİNE GELEN BEYAZ ÖLÜM LAKABINI BİZLER SAYESİNDE ALMAYA HAK KAZANAN!...''demiş ardından ise kendisine koşarak gelen bir görevlinin metnini alarak bakmış ve ''ON BÜYÜK KLAN İÇERİSİNDE KUNG KLANININ GENÇ EFENDİSİ, AYNI ŞEKİLDE SADECE SEKİZ AYLIK BİR DÖNEMDE BAŞLANGIÇ KAYNAK ALEMİNİ SEVİYE İKİDEN TEMEL KAYNAK ALEMİNE YÜKSELEN YEGANE DAHİ!!!!'' demiş ve yutkunarak arenaya çıkan Kung Lao'yu karşılamak için yanına doğru yürümüştü. Bütün arena hakemin söylediklerinden sonra kendilerini sorguya çekmeye başlamıştı. İçlerinde sordukları en büyük soru ''On iki kasabadan değil miymiş?'' olmuştu. Ancak içlerinden bir kısmı daha fazla soruların kafasında dolaşmasına izin veriyordu...
''Sen harikasın Kung Lao!!'' diye bağıran bir genç kızın ardından etraftaki bütün genç ve Kung Lao'nun yaşına yakın olan kızlar ''Evet, evet!! Sen harikasın lütfen benim ile evlen beyaz ölüm!!'' diye bağırışlarını sürdürmüşlerdi. Kalabalık içerisinde genç neslin kızlarının bu ani tutumu karşısında büyükler şaşırmış olsa da derin bir iç çekmişler ve ''Güçlü her zaman haklıdır...'' gibi bir çok kelime sarf etmişlerdi...
Kung Lao kendisine övgüler yağdıran genç kızlara karşısı omuzlarındaki saçlarını atmış ve içtenlikle gülümsemişti, ardından ise bakışlarını Xiao Xiulan'a çevirmiş ve basit bir gülümseme ile bir elini yumruk yapıp diğer eli ile sarmış ve ''Büyük kardeş Xiulan sizleri selamlamaktan büyük bir şeref duyarım.'' Demişti.
Sözlerinden sonra kayıtsız kalamayacağını anlayan Xiao Xiulan aynı nezaket ile karşılık vermiş ve ''Küçük kardeş Lao seni görmek burada benim için bir şereftir.'' Diyerek tekrar suskun pozisyonuna geri dönmüştü. Bu iki selamlama arasındaki gerilim ile anlaşılabilirdi ki ikisi de karşısındaki rakibin tepkilerini vücuduna karşı güvenini sergilemişti.
Xiao Xiulan elindeki yelpazeyi almış ve yüzüne iki sefer salladıktan sonra geri kapatmıştı. Yelpazeyi açması ile birlikte ışıl ışıl parıldayan bir dizi bıçak Kung Lao'ya karşı ''Dikkat et! Yoksa ölürsün...'' diye açıkça net bir mesajın ulaşmasını sağlamıştı. Kung Lao ise bu gönderilen mesaja karşılık gülümsemiş ve omzunda asılı duran beş yüz elli kiloluk kılıcını sırtında indirip bir dizi savuruş yapmış hemen ardından ise yere sertçe vurarak kendisini ona yaslamıştı. Yüzündeki sırıtış ile birlikte ''Dikkat et ezerim.'' Gönderdiğinden neredeyse emin olduğu mesajından sonra bile gülümsemesini bozmamış ve beklemeye koyulmuştu.
Hakem tekrar yere baktığında artık kurtarılmanın çok geç olduğunu anlamıştı. Bu sene yapılan turnuva kendilerine kardan çok zarar getirmişti. Tüm bunların sebebi ise Kung Lao denen çocuktan başkasına ait nasıl olabilirdi? Hakem orada dövüşü başlatmayı düşünürken bir anda elini bir başka görevli tarafından kağıt tutuşturulmuş ve okuması sağlanmıştı. Hakem kağıtta yazanlara bakmış ve derin bir oh çektikten sonra ''BU SENENİN FİNALİNDE UFAK BİR DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU... BU SENENİN FİNALİNDE SİLAH KULLANMAK TAMAMEN YASAKLANIYOR!! YARIŞMACILARIN KENDİ BİLEK GÜÇLERİNE GÜVENMELERİ İSTENİYOR!! O HALDE NE DURUYORSUNUZ!! HAYDİ BİZE O ÜSTÜN BİLEKLERİNİZİN GÜCÜNÜ GÖSTERİN!!'' diye insanları gaza getirmiş ve hemen ardından ise gözden kaybolmuştu... Biliyordu ki bunu yapmasaydı o iki canavar arasında sıkışarak yok olacaktı. Ustasından öğrendiği yıldız kayar adımlarına şükür ediyordu...
***
Turnuva yaşanmadan önce...
Tengri Klanının telaşları büyük ölçüde başını almış gidiyordu. Kendilerine gelen misafir Kung Klanının en güçlüsü olarak bildikleri iyilikleri ile ve abisini saygısı ile gönüllerin tahtını elde etmiş Kung Drof'tan başkası değildi. Bakışları büyüleyici nitelikteydi, gözlerini devirdiği her bayan adeta öldürücü bir kılıç darbesi yemiş gibi kendilerine destek olacak bir yer aramaktaydı..
Avluya kurulan çadırdan rahatça geçip içeriye doğru ilerleyen Kung Drof bilmese de içinde fırtınalar esmekteydi. Eğer bu görevi başarı ile yapamazsa çok iyi biliyordu ki şeytanın ta kendisi olarak bilinen abisi ya bir kaburgasını elleri ile bizzat sökecek yada onu bir bacağını kullanamaz haline getirecekti. Düşününce bile büyük bir korkuya kapılan Kung Drof derin bir yutkunma yaşamış ve sonrasında ise kendisini Tengri klanının askeriyesinden sorumlu Tengri Enyum'u görmek için odasına doğru ilerlemekteydi.
İki koruma ile korunan bir odaya geldiğinde Kung Drof daha fazla yutkunmuş ve en sonunda korumalara bakarak ''Ben Kung Klanının ilk elderi Kung Drof! Elder Tengri Enyum ile görüşmek isterim.'' Demiş ve muhafızların odanın kapısını açması için beklemeye başlamıştı...
***
Turnuva anı...
Kung Lao karşısında güzelliği ile neredeyse büyüleneceğini düşünmüş olduğu Xiao Xiulan'a bakmış ve ''Büyük kardeşin güzelliği gerçekten de dillere destan olacak düzeyde... Ama merak eder oldum, bu büyük kardeşin güzelliği kadar gücüde dillere destan mı? Yoksa evinin hanımı olmayı çoktan kabullenmiş durumda mı?''
Sorusunun ardından bir cevap bekleyen Kung Lao bir anda karşısında biten Xiao Xiulan karşısında hayrete düşmüş ve hemen sonrasında ise kendisini savunmak için iki kolunuda yüzüne doğru götürmüştü.
Bu ani yapılan hareketler karşısında Kung Lao'nun refleksleri hat safhada olduğu için şanslıydı hatta o kadar şanslıydı ki yumruk sadece yarım saniye kadar sonrasında kollarını kaldırmış olsa Kung Lao'nu suratına gelecekti, gelen yumruğun içi kaynak enerjisi ile doluydu ve yumruk Kung Lao'nun koluna geldiği anda arkasından ufak çaplı bir rüzgar getirmişti. Rakibinin tek yumruğu ile gücünü anından anlayan Kung Lao karşısındaki rakibinin de tıpkı kendisinin ki gibi Temel Kaynak aleminde olduğunu fark etmiş ve daha dikkatli davranması gerektiğini düşünmüştü.
İki adım geriye doğru kendisini güvenceye almak için çekilen Kung Lao hemen sonrasında ise sismik adımları kullanmış ve rakibi olan Xiao Xiulan'a doğru bir fırtına gibi gözden kaybolarak ilerlemişti. Kung Lao karşısındaki rakibinin bu kadar ciddi olduğunu gördüğü için kendisi de ciddiyetini korumuş ve rakibinin arkasına geçtiği anda sağ omzuna doğru avuç içi ile bir darbe indirmişti.
Darbeyi aldığı anda öne bir iki adım ilerleyen Xiao Xiulan rakibinin bu ani deişimi karşısında ufak bir şaşkınlık içerisinde girmiş ancak kendisini hemen toparlayarak tek hamlede arkasını döndüğü gibi üç parmağını pençe şekline getirmiş ve havaya doğru savurmuştu. Yapılan saldırı ile birlikte anından havada üç farklı rüzgar kesiği oluşmuş ve Kung Lao'ya doğru akın etmişti.
Kung Lao kendisine doğru yapılmış olan bu ani saldırı karşısında refleksleri ne kadar güçlü olmuş olsa da sıyrılamamış ve bir pençenin göğsüne doğu isabet etmesine izin vermişti. Gelen pençe ile birlikte daha yeni giydiği beyaz renkli kaftanın göğsünde derin bir kesik oluşmuş ve ardından ise kaftanı alt tarafa doğru ufak kırmızı renkler ile dolmuştu.
Yapılan bu tek hamle ile birlikte Kung Lao rakibinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha anlamıştı. Daha dikkatli olması gerektiği düşünmüş ve Sismik adımlar ile tekrar harekete geçmişti. Xiao Xiulan ise karşısındaki rakibin tekrar aynı hareket ile geleceğini gördüğü anda arkasını dönmüş ve tekrar havada üç pençenin kesiği ile birlikte bir uğultu ortaya çıkarmıştı...
Ancak bunu yapacağını önceden fark eden Kung Lao sismik adımlar ile asla arkasına geçmeyi düşünmemiş ve olduğu yerde küçük bir daire içinde koşmuştu. Rakibinin saldırısını yaptığı sırada Kung Lao sol elinin üstünde topladığı Qi ile birlikte direkt olarak harekete geçmiş ve biraz önce avuç içi ile vurmuş olduğu bölgeye yumruğunu indirerek ilk yumruğunu rakibine vurmuştu.
Rakibine meteor yumruğunun ilk yumruğundan vurarak o bölgenin direncini düşüren Kung Lao hemen ardından ise tekrar bir avuç içi ile vurmuş ve gözden kaybolmuştu. Bu kadar seri bir atak karşısında ise Xiao Xiulan ne yapacağını bilememiş ve Kung Lao'nun kendisine doğru avuç içi ile vurmuş olduğu taraftan almış olduğu baskının üç katına çıktığını fark ettiği anda bacakları sanki itaat edercesine on adım ileriye doğru yalpalamıştı. Kung Lao ise bu yalpalamayı fark etmiş ve rakibinin adımlarına uyum sağladıktan sonra bir köşede belirmiş ve bir ayağını öne doğru uzatmıştı. Rakibi ise bu ucuz numarayı fark etmiş ve yalpalıyor olmasına rağmen Kung Lao'ya doğru dönerek bir yumruk atmaya çalışmıştı.
Yumruğunu sadece on santim kalmış iken açmış ve parmaklarını bir pençeye dönüştürerek Kung Lao'nun göğsünde derin bir çizik bırakmıştı. Kung Lao kendisine doğru gelen bu ani beş uzun çizik karşısında şaşkına dönmüş ve göğsünün acısı ile bir iki adım gerilemek zorunda kalmıştı. Neredeyse sadece bu darbe ile birlikte kıç üstü yere düşecek olan Kung Lao ''İİtiraf etmem gerek büyük kardeş Xiulan siz gerçekten güçlüsünüz... Sizin gibi güçlü birisi neden bu kötü şehrin düzenlediği berbat turnuvaya katılmak istesin ki? '' demiş ve hemen ardından ise toparlanıp tekrar ortadan kaybolmuştu.
Kung Lao kendisine bir kelime bile söyleme gereksinimi duymayan bu kız ile ilgili yapabileceği başka bir şey olmadığını düşünerek kendisini bir anlığına göstermiş ve rakibinin tekrardan ona üç pençe ile saldırmasına izin vermişti. Kung Lao bu numarayı daha öncesinde de gördüğü için şaşırmamış ve tekrar sismik adımlar sayesinde ortadan kaybolmuştu. Fark etmediği şey ise her ne kadar hızlı olmuş olsa da kaftanının sol kolunda ufak bir çiziğin açıldığıydı...
Anında duran Kung Lao en sonunda kendisini hazır hissetmiş ve derin bir nefes aldıktan sonra ''Büyük kardeş Xiulan senin yapmış olduğun teknik bu şekilde yapılıyor değil mi?'' diyerek dört parmağını bir pençe haline getirmiş ve hızlı bir şekilde savurmuştu.
Tam bu sırada ise Xiao Xiulan rakibini görmüş ve ona üç pençe daha fırlatmıştı. Kendisi tekniği ile gurur duyanında ötesindeki iken havada çarpışan ve bunun sonucunda ise aralarına giren ufak bir bulut ile şaşkınlığını gizleyememiş ve küçük ağzını istemsiz açmak zorunda kalmıştı.

Kung Lao gülümsemiş ve ''Ustamın bana göstermiş olduğu Rüzgar Kesiği adlı kılıç tekniğine ne kadar da çok benziyor...'' diye seslenmişti. Xiao Xiulan ise bu teknik karşısında dudaklarının şaşkınlık ile mühürlü olduğu ufak ağzının mührünü bozmuş ve ''Sen...'' diye seslenmişti.

Posted by
Facebook Twitter Google+

Comment Now

0 yorum